iltasyazilim
FD Üye
istanbul'un doğal varlıkları nelerdir?
BELGRAD ORMANLARI
İstanbul'un Avrupa yakasında Istranca Dağları'nın güneydoğü yönünde alçalarak İstanbul Boğazı'nda sonuçlanan Belgrad Ormanı, zengin tümör ile doğayla başbaşa kalmak isteyenlere çok iyi bix dinlenme ve eğlenme ortamı sağlayan bir alandır Yapraklı ağaçlardan müteşekkil bir orman olan Belgrad Ormanı'nda meşe odunu, gürgen ve kestane ağaçlarına çok sık rastlanmaktadır Keza ormanda 400'den pozitif otsu bitki türü de mevcutıur Ormanda karaca, tavşan, yaban domuzu, tilki, yaban ördeği, çulluk gibi hayvanlara çoğu kez rastlanabilmektedir
İçinden geçen dereler ve üzerlerindeki bentlerle ziyaretçilerine suyun ve yeşilin kucaklaştığı bir görüş sunan Belgrad Ormanı bir gösteri alanı olarak da ilgi çekmektedir Orman içinde bir çok yerde ' piknik alanları düzenlenmiş, serbest oyun alanları, büfeler ve banklar konmuştur Spor yerine getirmek isteyenler için düzenlenen Sağlıklı Hayat Parkuruda ziyaretçilere doğayla içiçe spor yapma imkanı tanımaktadır
GÜLHANE PARKI
Topkapı Sarayı ile Sarayburnu aralarında bulunan park şehrin azami ziyaretçi tarafından gezilen dinlenme ve eğlence alanıdır Geniş bir alana sahip olan parkta son derece garip ve eksik rastlanır ağaç ve çalı türleri bulunmaktadırParkın Sarayburnu'na bakan kısmındaki Boğaz manzarası ise son derece etkileyicidirParkı boydan boya kesen ağaçlıklı yol üzerinde yaz mevsimi boyunca hizmet veren farklı alanlara yönlendirilmiş restoranlar, kahveler, lunapark,hayvanat bahçesi, el sanatları sergileri, çocuk bahçesi, kuklakaragöz temsilleri veren tiyatro burayı acayip bir davet alanı haline dönüştümıektedir Hem 1987 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Gülhane Şenlikleri ve konserleri de ziyaretçiler için parkı cazip kılmaktadır Gülhane Parkı'nın bir öteki ilginç kısmı ise içinde akvaryumların yer aldığı sarnıçtır
ADALAR
İstanbul'un ayrıca ikâmetgâh keza de ağırlama ve dinlence alanı olarak hizmet veren Adalar, Marmara Denizi'nde yer alan 10 adadan oluşmaktadır Büyükada, Heybeli, Kınalı, Burgaz, Sedefadası, Kaşıkadası, Tavşanadası, Pide adası olarak isimlendirilen adalardan Büyükada ve Heybeli en önemlilerdir Bu adalar Bizans Döneminde prenslerin sürgün yeri olarak kullanıldığı için Prens Adaları olarak da adlandırılmaktadırlar
Büyükada isminden de anlaşılacağı gibi adaların en büyüğüdür Bütün tepeleri ağaçlarla dolgun olan adanın iç kısımları ise zengin ağaç, bitki, çiçek türleri ile süslüdür Ada içinde motorlu araç kullanımı yasaklanmış, böylelikle havanın temizliğinden hiç bir şey kaybetmeden ulaşım sorunu çözülmüştür Ulaşım faytonlarla yapılmakta, böylece ayrıca dinç bir ortam sağlanmakta keza de ziyaretçilere şehrin diğer hiç bir kısmında yaşayamayacakları nostaljik geziler yapma keyfi yaşatılmaktadır
İstanbul'un Musevi sosyetesinin ve bazı varlıklı Türklerin sayfiye evlerinin burada olması sebebiyle yaz aylarında nüfusu büyüyen ada, bu mevsimde yoğun bir ziyaretçi akınına da uğramaktadır Bir çok yazlık lokanta, gazino, klüp, diskotek, bar, kahve, çay bahçesi işletilmekte her cins zevke hitap eden bir davet ortamı yaratılmaktadır Anadolu Klübü bu anlamda varlıklı kesimin kumar, davet ve dinlenme amacıyla seçim ettiği, bir takım siyasetçilerin de tatil yaptığı bir yer olarak adada oysa benzerlerinden ayrılmaktadır
Büyükada plajları ile de ilgi çekmektedir Ada da bulunan Avuç Içi Yorgi Kilisesi ise Hristiyanların ilgi duyduğu bir ziyaret yeridir Keza Müslümanlarca da ziyaret edilmekte, adaklar adanmaktadır Heybeliada ise ikinci büyük adadır Sakinliği ve doğal güzellikleri açısından müstesna bir mekandır Faytonlarla ada turları yapılabilmekte ziyaretçilerin süre geçirebileceği dağıtılmış gösteri mekanları,restoran ve kahveler hizmet vermektedir Heybeliada plajları da epeyce pak ve güzeldir Heybeliada'da Deniz Lisesi'nin yanı sıra bir Papaz Okulu da bulunmaktadır
EMİRGAN
Boğaziçi'nin Rumeli yakasında Baltalimanı ile İstinye arasında bulunan mahalle az kalsın simgesi haline gelmiş olan korusu ile şehrin en fazla rağbet edilen mesire yerlerinden biridir Emirgan Korusu ziyaretçilerine Boğaziçi'ne tepeden bakan konumu ile seyrine doyulamayan bir gösterme sunmaktadır Yüzlerce değişiklik ağaç, çiçek ve bitki türünün birarada bulunduğu park bu yönüyle gerçekten ilgi çekicidir Bu türlerin birçoğuna şehrin öteki yeşil alanlarında karşılaşmak basit değildir Korunun içinde bulunan göletler, su aynaları, ufak patikalar, çeşmeler vs de yapılan gezintileri ziyaretçiler için daha garip ve neşelendirici ülkü getirmektedir
Emirgan Korusu'ndaki üç köşkün her biri koruya ayrı bir alımlılık katmakta; her biri farklı bir mimari üsluba örnek teşkil etmektedir Bunlardan Sarı Köşk Şale üslubunda, Pembe Köşk alışılmış Türk evi stilinde, Beyaz Köşk Neo Olağan üslupta yapılardır Bu binalar ziyaretçilere kafe, kitaplık, konser salonu gibi çeşitli fonksiyonlanyla hizmet vermektedir Korunun lale bahçeleri ise dillere epope olacak güzelliktedir ve burada her sene Mayıs ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir Lale Bayramı düzenlenmektedir
Emirgan sahilinde tarihi Çınaraltı kahvesinde Boğaz'a karşı demli bir nehir içmek de ziyaretçiler için oldukça şen bir iştir
PİYER LOTİ
Eyüp sırtlarında 19 yüzyıldan beri varlığını koruyan, ünlü yazar Piyer Loti kadar sıkça ziyaret edildiği için onun adıyla anılan kahvehanedir
Kahvehaneyi günümüze değin getiren ve çekici kılan yönü, sahip olduğu özgün konumudur Haliç panoramasına ve arka planda İstanbul'un sihirsel siluetine etken olan kahve, halen yerli ve özellikle tanıdık olmayan ziyaretçilerin popüler bir uğrak yeridir
Bugünkü kahve eski Şark kahveleri stilinde döşenmiştir ve etrafında turistik eşya satan farklı alanlara yönlendirilmiş dükkanlar yer almaktadır
ANADOLU KAVAĞI
Boğaziçi'nde Anadolu sahilinin kuzey kesiminde yer alan köy olan Anadolu Kavağı, İstanbul'da doğal güzelliklerini günümüzde de koruyabilen ender mekanlardan biridir Bu özelliği nedeniyle yaz mevsimi baştan başa turistik bir yer halini almaktadır Ayrıca köyün üstteki kısmında yer alan ve Bizans döneminden günümüze intikal eden Yoros Kalesi kalıntıları da ziyaretçiler için görmeye layık niteliktedir
Son yıllarda köye yönelik turistik ilginin artmasıyla birlikte, sahil kısmında fazla sayıda balık lokantası, restoran, çay bahçesi, kahve ve hediyelik eşya dükkanları da açılmıştır Bu durum köyde bambaşka bir atmosferin oluşmasına katkıda bulunmakta; şehirden pozitif uzaklaşmadan bambaşka bir ortamın keyfini yaşamak isteyenler için Anadolu Kavağı'nı son derece cazip kılmaktadır
RUMELİ KAVAĞI
Boğaziçi'nin Avrupa yakasında Anadolu Kavağı'nın karşısında bulunan Sarıyer ilçesine tabi bir mahalledir Yeşil ile mavinin içiçe olduğu bu ağırbaşlı ve sevimli belde İstanbul'un doğal yapısı minimum tahrip edilmiş kısımlarından olup ziyaretçilerine huzur aşılamaktadır Hem Rumeli Kavağının sahil kısmında bulunan balık lokantalan, varlıklı menüleri ve taze balık çeşitleriyle ağız tadı zevkine düşkün pekçok kişinin ilgisini çekmektedir Nehir bahçeleri ise İstanbul Boğazı'nı değişik bir açıdan seyretmek isteyen panorama meraklıları için özgün bir seyir yeri niteliğindedir
Evlenmek isteyen genç kız ve erkeklerin adak adadığı Telli Baba türbesi ise yıllardan beri yoğun bir ilgiye mazhar olmaktadır Dileği yerine gelenlerin bıraktığı gelin telleri ve öteki malzemelerle gayet garip bir görüntüsü olan türbenin varlığı da buraya karşın ilgiyi artııran manâlı bir faktördür Rumeli Kavağı'nın kuzey kısmında yer alan plajlar da birçok kişinin yaz mevsimi boyunca denize olan özlemini giderdiği müstesna yerlerdir
KİLYOS
İstanbul'un Rumeli kesiminde Sarıyer ilçesine yan olan köy, sahili ve plajlarıyla ünlüdür 1960'lardan bu yandan İstanbul'da deniz kirliliğinin gitgide artarak büyüyen bir hızla yaygınlaşması deniz ve tatil meraklılarının bu sevimli ve ağırbaşlı sahil köyüne alaka göstermesine neden olmuştur Özellikle karayoluyla ulaşım olanaklarının ve özel otomobil sahipliğinin artması bu süreci hızlandırmıştır
Kilyos plajlarının en manâlı özelliği sığ oluşudur fakat ara sıra oluşan anaforların deniz dibinde meydana getirdiği çukurluklar kazalara neden olabilmektedir
Yazın bunaltıcı sıcağında Kilyos tertemiz denizi, ışıltılı kumsalı, rahat verici atmosferi ile çoğu kişiye özellikle günü birlik tatil olanağı sağlamaktadır Köydeki restoran, pansiyon, motel ve plaj işletmeleri de ziyaretçilerin her türlü ihtiyacına cevap verecek şekilde düzenlenmiştir
POLONEZKÖY
İstanbul'un Anadolu yakasında Beykoz'dan Şile'ye giden yolun üstünde bulunan sevimli bir köydür 18 yüzyılda politik nedenlerle Osmanlı Devleti'ne sığınan Polonyalılarca oluşturulmuştur Polenezköy son derece bereketli bir doğanın ortasına kurulmuştur ve ziyaretçilerine sunduğu en büyük hediyesi sahip olduğu doğal güzellikler ve oksijen dolu havasıdır Günümüzde yoğun bir turistik talebe maruz kalan köy buna ast olarak lokanta, motel ve pansiyonlarla dolmuştur İlkbahar ve yaz mevsiminde piknik alanı, yürüyüş ve spor alanı olarak ziyaretçilerine hizmet veren Polenezköy kış mevsiminde de av meraklılarının ilgisini çekmektedir
Hem sayıları fazla azalmış olsa da köydeki Polonyalıların yaptığı çeşitli Polonya yemeklerinin tatmak da ziyaretçiler için garip bir deneyimdir
ŞİLE
Kocaeli'ne komşu ilçe günübirlik ya da kısa süreli iç turizmin gözde mekanlarından biridir Marmara ve Boğaziçi'nin kirlenmesine paralel olarak yazın ve hafta sonları denize girmek isteyen kişilerin bilhassa seçim ettiği bir sayfiye kasabasıdır Şile sadece temiz deniziyle yok içinden geçen akarsuları ve varlıklı bitki örtüsüyle de tabiatla başbaşa kalmaktan hoşlanan kişilere güzel bir tatil olanağı sunmaktadır
Hem içindeki sarkıt ve dikitleriyle ilgi çeken Sofular Mağarası da turistler için yöreyi acayip kılmaktadır
ORTAKÖY
İstanbul'un Avrupa yakasında Beşiktaş ilçesine bağlı olan semtin en cazibeli kısmı deniz kıyısında, Ortaköy Camii'nin yanında bulunan Ortaköy Meydanı'dır
Bambaşka haz, görüntü ve düşüncelere sahip her türden insanın farklı nedenlerle ziyaret ettiği Ortaköy Meydanı 19 asır sivil mimarisinin benzersiz örneklerini teşkil eden iki ya da üç katlı cumbalı evlerle çevrelenmiştir İstanbul'un tarihsel macerasından kaynaklanan kozmopolit yapısının rahatlıkla müşahade edilebileceği Ortaköy Meydanı, etrafında bulunan üç büyük dinin anıtsal yapılarıyla da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir Boğaziçi'nin özgün güzelliğinin seyredildiği bu meydanda, sanat atölyeleri, sergi salonlan, el sanatı ürünlerinin satıldığı dükkanlar ve tezgahlar, antikacılar, barlar, restoranlar ve cafelerle insanlara çoğu öbür ağırlama alternatifi sunulmakta; ziyaretçiler, keza nostaljik bir mekanla bağ kurmanın ayrıca de gönüllerince eğlenmenin keyfini yaşamaktadırlar *
BELGRAD ORMANLARI
İstanbul'un Avrupa yakasında Istranca Dağları'nın güneydoğü yönünde alçalarak İstanbul Boğazı'nda sonuçlanan Belgrad Ormanı, zengin tümör ile doğayla başbaşa kalmak isteyenlere çok iyi bix dinlenme ve eğlenme ortamı sağlayan bir alandır Yapraklı ağaçlardan müteşekkil bir orman olan Belgrad Ormanı'nda meşe odunu, gürgen ve kestane ağaçlarına çok sık rastlanmaktadır Keza ormanda 400'den pozitif otsu bitki türü de mevcutıur Ormanda karaca, tavşan, yaban domuzu, tilki, yaban ördeği, çulluk gibi hayvanlara çoğu kez rastlanabilmektedir
İçinden geçen dereler ve üzerlerindeki bentlerle ziyaretçilerine suyun ve yeşilin kucaklaştığı bir görüş sunan Belgrad Ormanı bir gösteri alanı olarak da ilgi çekmektedir Orman içinde bir çok yerde ' piknik alanları düzenlenmiş, serbest oyun alanları, büfeler ve banklar konmuştur Spor yerine getirmek isteyenler için düzenlenen Sağlıklı Hayat Parkuruda ziyaretçilere doğayla içiçe spor yapma imkanı tanımaktadır
GÜLHANE PARKI
Topkapı Sarayı ile Sarayburnu aralarında bulunan park şehrin azami ziyaretçi tarafından gezilen dinlenme ve eğlence alanıdır Geniş bir alana sahip olan parkta son derece garip ve eksik rastlanır ağaç ve çalı türleri bulunmaktadırParkın Sarayburnu'na bakan kısmındaki Boğaz manzarası ise son derece etkileyicidirParkı boydan boya kesen ağaçlıklı yol üzerinde yaz mevsimi boyunca hizmet veren farklı alanlara yönlendirilmiş restoranlar, kahveler, lunapark,hayvanat bahçesi, el sanatları sergileri, çocuk bahçesi, kuklakaragöz temsilleri veren tiyatro burayı acayip bir davet alanı haline dönüştümıektedir Hem 1987 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Gülhane Şenlikleri ve konserleri de ziyaretçiler için parkı cazip kılmaktadır Gülhane Parkı'nın bir öteki ilginç kısmı ise içinde akvaryumların yer aldığı sarnıçtır
ADALAR
İstanbul'un ayrıca ikâmetgâh keza de ağırlama ve dinlence alanı olarak hizmet veren Adalar, Marmara Denizi'nde yer alan 10 adadan oluşmaktadır Büyükada, Heybeli, Kınalı, Burgaz, Sedefadası, Kaşıkadası, Tavşanadası, Pide adası olarak isimlendirilen adalardan Büyükada ve Heybeli en önemlilerdir Bu adalar Bizans Döneminde prenslerin sürgün yeri olarak kullanıldığı için Prens Adaları olarak da adlandırılmaktadırlar
Büyükada isminden de anlaşılacağı gibi adaların en büyüğüdür Bütün tepeleri ağaçlarla dolgun olan adanın iç kısımları ise zengin ağaç, bitki, çiçek türleri ile süslüdür Ada içinde motorlu araç kullanımı yasaklanmış, böylelikle havanın temizliğinden hiç bir şey kaybetmeden ulaşım sorunu çözülmüştür Ulaşım faytonlarla yapılmakta, böylece ayrıca dinç bir ortam sağlanmakta keza de ziyaretçilere şehrin diğer hiç bir kısmında yaşayamayacakları nostaljik geziler yapma keyfi yaşatılmaktadır
İstanbul'un Musevi sosyetesinin ve bazı varlıklı Türklerin sayfiye evlerinin burada olması sebebiyle yaz aylarında nüfusu büyüyen ada, bu mevsimde yoğun bir ziyaretçi akınına da uğramaktadır Bir çok yazlık lokanta, gazino, klüp, diskotek, bar, kahve, çay bahçesi işletilmekte her cins zevke hitap eden bir davet ortamı yaratılmaktadır Anadolu Klübü bu anlamda varlıklı kesimin kumar, davet ve dinlenme amacıyla seçim ettiği, bir takım siyasetçilerin de tatil yaptığı bir yer olarak adada oysa benzerlerinden ayrılmaktadır
Büyükada plajları ile de ilgi çekmektedir Ada da bulunan Avuç Içi Yorgi Kilisesi ise Hristiyanların ilgi duyduğu bir ziyaret yeridir Keza Müslümanlarca da ziyaret edilmekte, adaklar adanmaktadır Heybeliada ise ikinci büyük adadır Sakinliği ve doğal güzellikleri açısından müstesna bir mekandır Faytonlarla ada turları yapılabilmekte ziyaretçilerin süre geçirebileceği dağıtılmış gösteri mekanları,restoran ve kahveler hizmet vermektedir Heybeliada plajları da epeyce pak ve güzeldir Heybeliada'da Deniz Lisesi'nin yanı sıra bir Papaz Okulu da bulunmaktadır
EMİRGAN
Boğaziçi'nin Rumeli yakasında Baltalimanı ile İstinye arasında bulunan mahalle az kalsın simgesi haline gelmiş olan korusu ile şehrin en fazla rağbet edilen mesire yerlerinden biridir Emirgan Korusu ziyaretçilerine Boğaziçi'ne tepeden bakan konumu ile seyrine doyulamayan bir gösterme sunmaktadır Yüzlerce değişiklik ağaç, çiçek ve bitki türünün birarada bulunduğu park bu yönüyle gerçekten ilgi çekicidir Bu türlerin birçoğuna şehrin öteki yeşil alanlarında karşılaşmak basit değildir Korunun içinde bulunan göletler, su aynaları, ufak patikalar, çeşmeler vs de yapılan gezintileri ziyaretçiler için daha garip ve neşelendirici ülkü getirmektedir
Emirgan Korusu'ndaki üç köşkün her biri koruya ayrı bir alımlılık katmakta; her biri farklı bir mimari üsluba örnek teşkil etmektedir Bunlardan Sarı Köşk Şale üslubunda, Pembe Köşk alışılmış Türk evi stilinde, Beyaz Köşk Neo Olağan üslupta yapılardır Bu binalar ziyaretçilere kafe, kitaplık, konser salonu gibi çeşitli fonksiyonlanyla hizmet vermektedir Korunun lale bahçeleri ise dillere epope olacak güzelliktedir ve burada her sene Mayıs ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir Lale Bayramı düzenlenmektedir
Emirgan sahilinde tarihi Çınaraltı kahvesinde Boğaz'a karşı demli bir nehir içmek de ziyaretçiler için oldukça şen bir iştir
PİYER LOTİ
Eyüp sırtlarında 19 yüzyıldan beri varlığını koruyan, ünlü yazar Piyer Loti kadar sıkça ziyaret edildiği için onun adıyla anılan kahvehanedir
Kahvehaneyi günümüze değin getiren ve çekici kılan yönü, sahip olduğu özgün konumudur Haliç panoramasına ve arka planda İstanbul'un sihirsel siluetine etken olan kahve, halen yerli ve özellikle tanıdık olmayan ziyaretçilerin popüler bir uğrak yeridir
Bugünkü kahve eski Şark kahveleri stilinde döşenmiştir ve etrafında turistik eşya satan farklı alanlara yönlendirilmiş dükkanlar yer almaktadır
ANADOLU KAVAĞI
Boğaziçi'nde Anadolu sahilinin kuzey kesiminde yer alan köy olan Anadolu Kavağı, İstanbul'da doğal güzelliklerini günümüzde de koruyabilen ender mekanlardan biridir Bu özelliği nedeniyle yaz mevsimi baştan başa turistik bir yer halini almaktadır Ayrıca köyün üstteki kısmında yer alan ve Bizans döneminden günümüze intikal eden Yoros Kalesi kalıntıları da ziyaretçiler için görmeye layık niteliktedir
Son yıllarda köye yönelik turistik ilginin artmasıyla birlikte, sahil kısmında fazla sayıda balık lokantası, restoran, çay bahçesi, kahve ve hediyelik eşya dükkanları da açılmıştır Bu durum köyde bambaşka bir atmosferin oluşmasına katkıda bulunmakta; şehirden pozitif uzaklaşmadan bambaşka bir ortamın keyfini yaşamak isteyenler için Anadolu Kavağı'nı son derece cazip kılmaktadır
RUMELİ KAVAĞI
Boğaziçi'nin Avrupa yakasında Anadolu Kavağı'nın karşısında bulunan Sarıyer ilçesine tabi bir mahalledir Yeşil ile mavinin içiçe olduğu bu ağırbaşlı ve sevimli belde İstanbul'un doğal yapısı minimum tahrip edilmiş kısımlarından olup ziyaretçilerine huzur aşılamaktadır Hem Rumeli Kavağının sahil kısmında bulunan balık lokantalan, varlıklı menüleri ve taze balık çeşitleriyle ağız tadı zevkine düşkün pekçok kişinin ilgisini çekmektedir Nehir bahçeleri ise İstanbul Boğazı'nı değişik bir açıdan seyretmek isteyen panorama meraklıları için özgün bir seyir yeri niteliğindedir
Evlenmek isteyen genç kız ve erkeklerin adak adadığı Telli Baba türbesi ise yıllardan beri yoğun bir ilgiye mazhar olmaktadır Dileği yerine gelenlerin bıraktığı gelin telleri ve öteki malzemelerle gayet garip bir görüntüsü olan türbenin varlığı da buraya karşın ilgiyi artııran manâlı bir faktördür Rumeli Kavağı'nın kuzey kısmında yer alan plajlar da birçok kişinin yaz mevsimi boyunca denize olan özlemini giderdiği müstesna yerlerdir
KİLYOS
İstanbul'un Rumeli kesiminde Sarıyer ilçesine yan olan köy, sahili ve plajlarıyla ünlüdür 1960'lardan bu yandan İstanbul'da deniz kirliliğinin gitgide artarak büyüyen bir hızla yaygınlaşması deniz ve tatil meraklılarının bu sevimli ve ağırbaşlı sahil köyüne alaka göstermesine neden olmuştur Özellikle karayoluyla ulaşım olanaklarının ve özel otomobil sahipliğinin artması bu süreci hızlandırmıştır
Kilyos plajlarının en manâlı özelliği sığ oluşudur fakat ara sıra oluşan anaforların deniz dibinde meydana getirdiği çukurluklar kazalara neden olabilmektedir
Yazın bunaltıcı sıcağında Kilyos tertemiz denizi, ışıltılı kumsalı, rahat verici atmosferi ile çoğu kişiye özellikle günü birlik tatil olanağı sağlamaktadır Köydeki restoran, pansiyon, motel ve plaj işletmeleri de ziyaretçilerin her türlü ihtiyacına cevap verecek şekilde düzenlenmiştir
POLONEZKÖY
İstanbul'un Anadolu yakasında Beykoz'dan Şile'ye giden yolun üstünde bulunan sevimli bir köydür 18 yüzyılda politik nedenlerle Osmanlı Devleti'ne sığınan Polonyalılarca oluşturulmuştur Polenezköy son derece bereketli bir doğanın ortasına kurulmuştur ve ziyaretçilerine sunduğu en büyük hediyesi sahip olduğu doğal güzellikler ve oksijen dolu havasıdır Günümüzde yoğun bir turistik talebe maruz kalan köy buna ast olarak lokanta, motel ve pansiyonlarla dolmuştur İlkbahar ve yaz mevsiminde piknik alanı, yürüyüş ve spor alanı olarak ziyaretçilerine hizmet veren Polenezköy kış mevsiminde de av meraklılarının ilgisini çekmektedir
Hem sayıları fazla azalmış olsa da köydeki Polonyalıların yaptığı çeşitli Polonya yemeklerinin tatmak da ziyaretçiler için garip bir deneyimdir
ŞİLE
Kocaeli'ne komşu ilçe günübirlik ya da kısa süreli iç turizmin gözde mekanlarından biridir Marmara ve Boğaziçi'nin kirlenmesine paralel olarak yazın ve hafta sonları denize girmek isteyen kişilerin bilhassa seçim ettiği bir sayfiye kasabasıdır Şile sadece temiz deniziyle yok içinden geçen akarsuları ve varlıklı bitki örtüsüyle de tabiatla başbaşa kalmaktan hoşlanan kişilere güzel bir tatil olanağı sunmaktadır
Hem içindeki sarkıt ve dikitleriyle ilgi çeken Sofular Mağarası da turistler için yöreyi acayip kılmaktadır
ORTAKÖY
İstanbul'un Avrupa yakasında Beşiktaş ilçesine bağlı olan semtin en cazibeli kısmı deniz kıyısında, Ortaköy Camii'nin yanında bulunan Ortaköy Meydanı'dır
Bambaşka haz, görüntü ve düşüncelere sahip her türden insanın farklı nedenlerle ziyaret ettiği Ortaköy Meydanı 19 asır sivil mimarisinin benzersiz örneklerini teşkil eden iki ya da üç katlı cumbalı evlerle çevrelenmiştir İstanbul'un tarihsel macerasından kaynaklanan kozmopolit yapısının rahatlıkla müşahade edilebileceği Ortaköy Meydanı, etrafında bulunan üç büyük dinin anıtsal yapılarıyla da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir Boğaziçi'nin özgün güzelliğinin seyredildiği bu meydanda, sanat atölyeleri, sergi salonlan, el sanatı ürünlerinin satıldığı dükkanlar ve tezgahlar, antikacılar, barlar, restoranlar ve cafelerle insanlara çoğu öbür ağırlama alternatifi sunulmakta; ziyaretçiler, keza nostaljik bir mekanla bağ kurmanın ayrıca de gönüllerince eğlenmenin keyfini yaşamaktadırlar *