iltasyazilim
FD Üye
istanbulun fethi özeti,istanbulun fethi anlatım,istanbulun fethi konu anlatımı,istanbulun fethi kısaca
İstanbul ’un Fethi
Türkİslâm mefkûresinde çok manâlı bir yer işgal eden İstanbul ’un fethi, İslâmiyet ’le birlikte ortaya çıkan mukaddes bir ideal, bir kızıl elma, yani yüce bir gayedir Bu ulvî amaç uğruna önce Araplar, sonra da Türkler, İstanbul surları önünde can atarak can verdiler ve şehadet mertebesine kavuştular
İstanbul, 1453 tarihine dek birçok defalar, farklı alanlara yönlendirilmiş ahali, devlet ve topluluklar kadar kuşatılıp, işgal edildi Peygamber efendimizin; “İstanbul muhakkak fethedilecektir Bu fethi yapacak hükümdar ne hoş hükümdar ve onun askerleri ne hoş askerlerdir hadîsi şerîfi, bütün İslâm hükümdar ve kumandanlarının bu şehri ele geçirmek özlem ve gayretlerini harekete geçiriyordu Müslümanlar, “Fethi Mübîni yerine getirmek için öyle çok teşebbüste bulundular
Onuncu yüzyılda, en son ve mütekâmil din olan İslâmiyet ’i büyük topluluklar hâlinde kabul eden Türkler, aynı şevk ve imanla, İstanbul ’un fethini ulvî bir maksat olarak benimsediler Danişmendnâme ’deki gazâ menkıbeleri ve yiğitlik destanlarını okuyarak maneviyatlarını yükselten Türkler, askerî ve siyasî harekâtlar için hazırlanıyorlardı On birinci yüzyıldan itibaren Anadolu ’ya yapılan Selçuklu akınlarının hedefi, İstanbul yolunu tutmaktı 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu ’ya yerleşen Türkler, iki sene daha sonra Marmara Denizinden diğer, Boğaziçi ’nin Anadolu sahillerine kadar tüm yerlere hakim olup, İstanbul ’u tehdide başladılar Bizanslılar, Papa dahil bütün Hıristiyan devletlerden, Türkİslâm fütuhatına aleyhinde her türlü destek talebinde bulundular On birinci yüzyılın sonlarında, Papalığın öncülüğünde, Hıristiyanlığın mukaddes beldelerini Müslümanlardan kurtarmak ve Türkleri Anadolu ’dan atmak için yapılan Haçlı seferleri, İstanbul ’un fethini geciktirdi
Osman Gazi (12811326) göre kurulan Osmanlı Devleti, hükümdar ve askerleri, hadîsi şerîflerle müjdelenen ulvî gayeyi gerçekleştirmek şerefine mazhar olmak arzusuyla faaliyetlerde bulundular Osman Gâzinin, ölüm döşeğinde oğlu Orhan Gazi ’ye; “İstanbul ’u al gülzâr et diyerek vasiyette bulunması, İstanbul ’un, gönlünde nasıl yer ettiğini göstermesi bakımından o kadar mânidardır
İstanbul fethinin “ilâhî bir vaad olduğu inancını taşıyan Osmanlılar, ısrarla bunun üzerinde durdular 1391 ’de Sultan Yıldırım Bayezid Han (13861402), şehri kuşattı Abluka biçiminde sürekli bu abluka, İstanbul ’da bir Türk garnizonu, mahallesi, cami, duruşma kurulması ve kadı (dominant) bulundurulması ile her sene on bin altın haraç verilmesi şartıyla kaldırıldı Bu şartlardan bazılarının, Osmanlıların kuşatmayı kaldırmasından daha sonra Bizanslılar tarafından yerine getirilmemesi üstüne, İstanbul, 1395 ’te yeniden kuşatıldı Haçlıların Niğbolu ’ya gelmesi nedeniyle bu kuşatma gevşetildi Şimşek Bayezid Han, 1396 Niğbolu Zaferi sonunda, Bizanslıların Haçlılardan yardım almasını önlemek için Karadeniz sahilindeki Şile ’yi zaptedip, Boğaziçi ’nde Anadolu (Uygunca) Hisarını yaptırdı Şehrin teslimini isteyen Bayezid Han, isteği kabul edilmeyince, kuşatmayı baştan şiddetlendirdi 1397 ’de başlayan bu kuşatma neticesinde Bizanslılar, eski antlaşma şartlarını yerine getirmeyi kabul ettiler Şimşek Bayezid Hanın son kuşatması, 1400 ’de başlayıp, Timur Han ’ın (13701405) Osmanlı hududuna girmesiyle son buldu
1411 ’de Şehzade Musa Çelebi ’nin şiddetli atak ve top ateşleriyle başlayan İstanbul kuşatması, Bizans entrikası neticesinde kaldırıldı *
İstanbul ’un Fethi
Türkİslâm mefkûresinde çok manâlı bir yer işgal eden İstanbul ’un fethi, İslâmiyet ’le birlikte ortaya çıkan mukaddes bir ideal, bir kızıl elma, yani yüce bir gayedir Bu ulvî amaç uğruna önce Araplar, sonra da Türkler, İstanbul surları önünde can atarak can verdiler ve şehadet mertebesine kavuştular
İstanbul, 1453 tarihine dek birçok defalar, farklı alanlara yönlendirilmiş ahali, devlet ve topluluklar kadar kuşatılıp, işgal edildi Peygamber efendimizin; “İstanbul muhakkak fethedilecektir Bu fethi yapacak hükümdar ne hoş hükümdar ve onun askerleri ne hoş askerlerdir hadîsi şerîfi, bütün İslâm hükümdar ve kumandanlarının bu şehri ele geçirmek özlem ve gayretlerini harekete geçiriyordu Müslümanlar, “Fethi Mübîni yerine getirmek için öyle çok teşebbüste bulundular
Onuncu yüzyılda, en son ve mütekâmil din olan İslâmiyet ’i büyük topluluklar hâlinde kabul eden Türkler, aynı şevk ve imanla, İstanbul ’un fethini ulvî bir maksat olarak benimsediler Danişmendnâme ’deki gazâ menkıbeleri ve yiğitlik destanlarını okuyarak maneviyatlarını yükselten Türkler, askerî ve siyasî harekâtlar için hazırlanıyorlardı On birinci yüzyıldan itibaren Anadolu ’ya yapılan Selçuklu akınlarının hedefi, İstanbul yolunu tutmaktı 1071 Malazgirt Zaferi ile Anadolu ’ya yerleşen Türkler, iki sene daha sonra Marmara Denizinden diğer, Boğaziçi ’nin Anadolu sahillerine kadar tüm yerlere hakim olup, İstanbul ’u tehdide başladılar Bizanslılar, Papa dahil bütün Hıristiyan devletlerden, Türkİslâm fütuhatına aleyhinde her türlü destek talebinde bulundular On birinci yüzyılın sonlarında, Papalığın öncülüğünde, Hıristiyanlığın mukaddes beldelerini Müslümanlardan kurtarmak ve Türkleri Anadolu ’dan atmak için yapılan Haçlı seferleri, İstanbul ’un fethini geciktirdi
Osman Gazi (12811326) göre kurulan Osmanlı Devleti, hükümdar ve askerleri, hadîsi şerîflerle müjdelenen ulvî gayeyi gerçekleştirmek şerefine mazhar olmak arzusuyla faaliyetlerde bulundular Osman Gâzinin, ölüm döşeğinde oğlu Orhan Gazi ’ye; “İstanbul ’u al gülzâr et diyerek vasiyette bulunması, İstanbul ’un, gönlünde nasıl yer ettiğini göstermesi bakımından o kadar mânidardır
İstanbul fethinin “ilâhî bir vaad olduğu inancını taşıyan Osmanlılar, ısrarla bunun üzerinde durdular 1391 ’de Sultan Yıldırım Bayezid Han (13861402), şehri kuşattı Abluka biçiminde sürekli bu abluka, İstanbul ’da bir Türk garnizonu, mahallesi, cami, duruşma kurulması ve kadı (dominant) bulundurulması ile her sene on bin altın haraç verilmesi şartıyla kaldırıldı Bu şartlardan bazılarının, Osmanlıların kuşatmayı kaldırmasından daha sonra Bizanslılar tarafından yerine getirilmemesi üstüne, İstanbul, 1395 ’te yeniden kuşatıldı Haçlıların Niğbolu ’ya gelmesi nedeniyle bu kuşatma gevşetildi Şimşek Bayezid Han, 1396 Niğbolu Zaferi sonunda, Bizanslıların Haçlılardan yardım almasını önlemek için Karadeniz sahilindeki Şile ’yi zaptedip, Boğaziçi ’nde Anadolu (Uygunca) Hisarını yaptırdı Şehrin teslimini isteyen Bayezid Han, isteği kabul edilmeyince, kuşatmayı baştan şiddetlendirdi 1397 ’de başlayan bu kuşatma neticesinde Bizanslılar, eski antlaşma şartlarını yerine getirmeyi kabul ettiler Şimşek Bayezid Hanın son kuşatması, 1400 ’de başlayıp, Timur Han ’ın (13701405) Osmanlı hududuna girmesiyle son buldu
1411 ’de Şehzade Musa Çelebi ’nin şiddetli atak ve top ateşleriyle başlayan İstanbul kuşatması, Bizans entrikası neticesinde kaldırıldı *