Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İstanbulun fethi detayları

İstanbulun fethi detayları
0
113

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
İstanbul'un fethi ile ilgili ayrıntılı bilgi
İstanbulun fethi geniş yorumlama
İstanbulun fethi

İSTANBUL ÜZERINE HAREKET

Ilk Gelen Zorlama ve Şehir Halkı Haricindeki Kalelerin İşgali

Daha muhasara başlamadan evvel Boğazkesen hisarının yapılmasından sonradan Sultan Mehmed, İstanbul'u karadan askerî bir kordon altına aldırmış, şehirden dışarıda ve dışarıdan şehre kimseyi bırakmamaları hakkında kat'i emir vermişti; zaten imparator da dışarıdaki halkı şehre aldıktan sonra kapıları kapatmıştı; ama denizle muvasala kesilmemişti Rumlar bu deniz aracılığıyla sahildeki Türk köylerini basarak bir kısmını tutsak ve bir kısmını öldürüyorlardı 1453 senesi Şubat ayında Sultan Mehmed dökülen topun İstanbul Önüne götürülmesini emretti Top altmış manda ile çekiliyordu; topun kaymaması için iki tarafına ikişer yüz asker konmuştu; yolun bozuk kısmında ve köprü yapılacak yerlerde yolu düzletmek ve tahta köprü yapmak için önceden elli inşaat ustası ve iki yüz amele gönderilmişti Nihayet top İstanbul'dan beş aks uzak bir yere getirildi(1)

Topun naklinden evvel on bin kişilik bir kuvvetle Karaca Paşa gönderilerek Misivri, Ahyolu ve Vize ve sair kaleleri aldı Silivri taraflarındaki öteki bir kale harben alındı ve Silivri kalesi ise müdafaada sebat etti; Bigados teslim oldu Sur önüne getirilen top Karaca Paşa'ya teslim edildi(2)

Mart başından itibaren Sultan Mehmed eyalet ve sancaklara hükümler göndererek İstanbul aleyhine hareket edileceğini bildirip orduya iltihaklarını emretti Muvazzaf ve gönüllü olarak gelen şiddet orduya iltihak ediyordu

Mora ’ya Akın

Pâdişâh İstanbul muhasarası esnasında Mora'da imparatorun kardeşleri olan Mora despotları Tomas ile Dimitriyos taraflarından İstanbul'a destek yapılması ihtimalini gözönüne alarak buraya Turahan ile oğulları Ahmed ve Ömer Beyleri memur ederek akınlar yaptırarak onlara göz açtırmadı,

Sultan Mehmed ’in İstanbul Üstüne Hareketi

Padişah tüm hazırlığını tamamladıktan daha sonra 12 Rebiulevvel 85723 Mart 1453'de Edirne'den üstüne hareketi hareket etti(3) Keşan mevkiinde durarak Çanakkale boğazından geçecek olan Anadolu kuvvetlerini bekledi ve bu kuvvetleri de aldıktan daha sonra yürüyüşe devam ederek 1453 Nisanının beşinde İstanbul surları önüne geldi ve ertesi gün yani 6 Nisan 26 Rebiulevvel cuma günü şehri muhasara etti(4) Haliç'teki Ayvansaray mevkiinden Hrisi Pili (Yaldızlı kapı)'ye dek karadan bütün suru kuşattı Bu muhasaranın evvelkilerinden farkı oldukça inkişaf eden Osmanlı donanmasının da muhasaraya iştirak etmesi idi

İstanbul ’un Surları (5)

Topkapı sarayı'nın bulunduğu mevkideki Lygos şehri milâttan evvel IX yüzyılda tesis edilmiş ve yine milâttan evvel 660 senesinde burayı zabt eden Meğaralı Bizas şehre kendi adını vermiş ve Sarayburnu'ndaki ilk tesis olan Akropl ’u ve şehri, sur ile çevirmiştir Bu ilk sur, Ahırkapı feneri kuzeyinden başlayarak Ayasofya'nın bulunduğu mevkii içeride bıraktıktan sonra Yerebatan sarayının bulunduğu yerden Demirkapı^ya ve sonra oradan da Sirkeci limanına (Pros phorion mevkiine) inmekte idi Ligos şehri yedi burçlu olan bu surun içinde bulunuyordu; sahil de surlarla çevrilmişti

sonra Roma imparatoru Septim Sever (193211) burasını genişleterek ikinci bir sur yaptırdı; bu sur, Portaperema yani Balıkpazarı'ndan başlayarak Nuri Osmaniye camii mevkii doğuda kalıp Hamzapaşa mescidi yerinden ve Sokullu Mehmed Paşa camii doğusundan geçerek doğuya dönüp Ayasofya'nın güneyinden geçer ve Bizans surlariyle birleşir

Bu ikinci surdan birbuçuk asır sonradan Büyük Kostantin (306333) Roma'yı sevmediğinden payitahtını Bizans'a, naklettirmek için faaliyete geçti (8 Kasım 324); birincil Ayasofya'yı ve diğer mâbedleri ve bazı binaları yaptırdı ve devlet merkezi olması sebebiyle büyük kasaba surların dışına taşmıştı; bunun için Kostantin kendi ismine mensup surları yaptırdı; bu yeni sur evvelkilere nazaran fazla geniş sahayı içine aldı Yeni sur Haliç'teki Ayakapısı ’ndan başlayarak evvelâ batıya artan bir şekilde Sultan Selim Sarnıcı'nın (Bonos sarnıcı) kuzeyinden geçerek, sonradan güneye içten dönüp Bayrampaşa deresi, Altımermer, Çukurbostan, Davudpaşa, Hekimoğlu camii'nin yanından geçerek Samatya kapısı yakınından Marmara'ya, iniyordu Kostantin, evvelce üretilmiş olan sahil surlarını da tamir ettirdikten başka bu surları kendi yaptırdığı surlara dek da uzattı

Bizans'ın nüfusu sonraları daha ziyade arttığından beşinci asır başlarında millet mecburen surlar açık havada meskenler yapmışlardı, bu vesileyle imparatora kasten Vilahama varoşu oysa ondördüncü mıntaka addediliyordu yapılarak surlarla çevrildi; bunun üstüne II Teodosiüs (408450) surları diye ünlü olan şimdiki surlar yapıldı Bu surlar Marmara sahilinde Tabakhane kapısından başlayarak Tekirsarayı mıntakasında mevcut yukarıda adı geçen ondördüncü mıntaka surlariyle birleştirildi ve aynı zamanda on dördüncü mıntakanın kuzey batı tarafından temdid edilen sur Haliç'e dek indirilerek Marmara ile Haliç arası bitmiş oldu Bir deprem neticesinde harap olan Teodosiüs surları tamir edilerek bununla beraber kara surları önüne araları onbeşle yirmi metre açıklıkta ikinci bir sur daha üretilmiş ve onun önüne de altı, yedi metre derinliğinde bir hendek açılmıştı, öndeki surun yüksekliği sekiz buçuk, genişliği yani kalınlığı iki metre ve gerideki ikinci surun yüksekliği ise on iki, genişliği de yaklaşık olarak beş metre idi

Muhasara Esnasında Surların Hali

Sultan Mehmed'in muhasarası esnasında en son yapılan İstanbul surları kara tarafından iyice tamir görüp müstahkem bir durumda bulunduğu halde Marmara tarafındaki surlar hariç olarak Haliç kısmındaki surlar yalın kat olup zayıftı; fakat Haliç'in Sirkeci'den Galata'ya dek zincirle kapalı olması nedeniyle Osmanlı donanması buraya yani Haliç'e giremediği için bu surlar emniyet altında bulunuyordu; kara surları çift duvarlı (yani içice iki sur) ve çift müdafaa hatlı idiler; birinci sur alınsa bile şehri ikinci sur müdafaa edebilirdi En Öndeki surun duvarları alçak olmakla beraber kuvvetli olup bunun önünde de iki yüz kadem yani yedi metreye yakın yontma taşlarla örülmüş bir hendek vardı, iç taraftaki ikinci sur ise o kadar metin ve evvelkinden yüksekti

O derecede oysa imparator ile meclis azaları bu çift surdan hangisini müdafaa hattı yapacaklarında şüphe etmişlerdi; nihayet II Murad'ın İstanbul'u muhasara ettiği zaman yaptıkları gibi surlardan ikisini de kullanmağa karar verdiler(6)

İstanbul ’a Asistan Kuvvet Gelmesi

İmparator, surların tamir ve tahkimi ve müdafaa tertibatiyle meşguldü, şehrin kara tarafındaki kapılarını ördürmüş olup vaziyete intizar ediyordu 26 Ocak 1453'de İstanbul muhasarasına iştirak etmek üzere iki kadırga ve yedi yüz cenkçi ile Cenevizli Jüstinyani geldi Bu aktif zat, kale tamiri ve müdafaa hazırlıklarında imparatora destek etti; bu iyi bir kumandan olduğundan imparator bunu başkumandan tâyin ile evvelâ Vilaharna sarayına yakın olan surların muhafazasına memur etti; eğer İstanbul muhasaradan kurtulacak olursa kendisine Limnos adasını verecekti(7) Ama sonra muhasaranın sıklet merkezi hafif olan surlar tarafına yani, Topkapı ile Edirnekapı arasındaki kısma intikal edince Jüstinyani bağlı dört yüz zırhlı nefer ve üçyüz denizci efratla bu tarafın müdafaasına geldi(8)

Diğer Taraftan Papa muhasara sırasında üç büyük kadırga ile ikiyüz asker ve cephane ve yiyecek içecek göndermiş ve otuz geminin daha hazırlanmakta olduğunu da bildirmişti(9) Dahası Sakız Cenevizlileri iki gemi ile yedi yüz ve Ceneviz'den de bir gemi ile üçyüz ve ispanya ile adalardan da kuvvetler gelmişti (10)

Galata'da yer alan Cenevizliler de imparatorla beraber çalışıyorlar ve İstanbul elden çıkarsa bunun zararının kendilerine de dokunacağını biliyorlardı; bunun için durumu Cenova'ya bildirip zor istemişler ve beşyüz cenkçi ile bir geminin Galata'nın yardımına gelmekte olduğu cevabını almışlardı bununla birlikte bu bezirganlar her ihtimali gözönüne alarak İstanbul muhasarası başladıktan sonradan Osmanlıları da gücendirmek istemiyerek bir takım vaidler mukabilinde el altından onlara da yardım etmeği dikkatsizlik etmemişlerdi; daha pâdişâh Edirne'de iken bunlar bir heyet gönderip dostluk muahedelerini tazelediler Sultan Mehmed, İstanbul'a destek etmemek şartiyle Galata Cenevizlilerinin dostluğunun devamını koymuştu (11)

Ticaret maksadiyle Karadeniz ve Azak denizi taraflarına gidip geri dönerek İstanbul'a uğrayan ve Venedik'e gitmek isteyen Venedik gemileri lüzum imparatorun ve gerek İstanbul'da oturan Venediklilerin ısrariyle İstanbul'da alıkonulmuşlardı (12)

İstanbul ’un Kuşatılma Vaziyeti

Surların dövülmesi için büyük toplar Vlaharna (Tekfur sarayı) ile Edirnekapısı ve Topkapısı karşılarına yerleştirilmişlerdi Bunlardan en büyük top Kaligarya (Eğrikapı) karşısına konmuştu (13) Ama bu taraf surlarının o kadar kuvvetli olmasından nedeniyle bir sonuç alınamıyacağı düşünülerek buradan kaldırılıp Topkapı'nın kuzey tarafına alınmıştı (14) Topçular on dört gruba ayrılmış olup bunların üç grubu Vlaharna sarayı kısmında, ikişer grupta Eğrikapı ve Edirnekapi'sı ve dört grurup Topkapı (Ayaromanos) ve üç gurup ise Silivrikapısı mıntakasına yerleştirilmişlerdi (15) Barbaro'nun kaydından anlaşıldığına göre büyük top dörttü (16) Kale önünde de top dökülmüş ve top tamir edilmiştir (17)

Pâdişâh karagâhı Topkapısı'nın karşısına rastlantı eden sahanın peşinde yani Maltepe tarafında idi (18)

Kara surlarının sol cenahı Ayvansaray'dan (Sinegion) Edirnekapı'ya kadar olan kısmı Rumeli beylerbeğisi Dayı Karaca Paşa kumandasında idi Edirnekapı ile Topkapı arası padişahın bulunduğu merkez kolunu teşkil ediyordu Topkapı'dan Yedikuleye dek olan kısım ise Anadolu beylerbeğisi İshak Paşa ile Mahmud Paşa kumandanları aşağı bulunuyordu (19)

Osmanlılar ’ın Muhasara Kuvvetleri

İstanbul'un muhasarasına iştirak etmiş olan Osmanlı ordusu mevcudu muhtelif rivayetlere tarafından yüz elli bin ile iki yüz bin aralarında varsayım ediliyorsa da (20) bunun ne kadarının hakikî ordu mevcudu ve ne kadarının gönüllü ve gayrı muharib olduğu bilinmemekle beraber kara ordusu mevcudunun (Kapıkulu ocakları, Rumeli ve Anadolu topraklı yani timarlı sipahileri; azaplar ve gönüllü olarak yüz bin ile yüz yirmi bin aralarında olması olanak zarfında görülmektedir; bu kuvvetin bir kısmı Zağanos Paşa kumandasında olarak Cenevizlilere ait Galata surlarının dışındaki Beyoğlu tarafında bulunmakta idi (21)

Osmanlı Donanması

Nakliye gemileriyle beraber büyük, minik yüzelli parçadan ziyade olduğu söylenen (22) Osmanlı donanmasını bir takım Rum tarihleri dört yüz yirmiye değin çıkarırlar (23) Bu donanma Baltaoğlu Süleyman bey kumandasında olup Haliç tarafındaki surlar hariç almak üzere deniz tarafından İstanbul surlarını kuşatmıştı Kritovulosa göre, Baltaoğlu İstanbul fethinden bir buçuk ay evvel 13 Nisan'da Büyükada (Prinkipos) kalesini (24) ve Pâdişâh da boğazdaki Tarabya kalesini zabt ederek (25) onu müteakip aynı günde Studyo yani Burgaz adasındaki kaleyi de olmak suretiyle (26) o taraflarda bir istihbarat ve emniyet tertibatı alınmıştı

Bizans ’ın Kara ve Deniz Kuvvetleri

İstanbul'u müdafaa edenlerin mevcudu da belli değildir; bu hususta müteaddid kaynaklar muayene edilerek bir zihin elde edilmiştir Sıhhate en yakın olarak muhasara esnasında imparatorluğun hazerî ordusu mevcudu beş bin, muhasaradan eksik evvel imparatorun şehirde eli silâh tutan halktan topladığı zorlama (nefiri âm) ise 4973'dü Bu kuvvetlerden diğer Venedik, Ceneviz ile Girit, Sakız adalarından İspanya, Provanş'dan gelen yardımcı zor mevcudu üç bin olup buna gerek ecnebi ve gerek Rum donanmasından surlarda hizmet görebilen iki bin gemi mürettebatı ve Şehzade Orhan'ın maiyyetinde yer alan altı yüz Türkün de ilâvesiyle (27) Bizans'ın müdafaa kuvveti de en aşağı on beş bin kadardı (28) Maamafih bu miktarın muhasaranın devamı esnasında zayiatı telâfi etmek suretiyle artmış olduğuna tereddüd yoktur Surlar üzerinde müdafaa bölgesi yirmi yedi kısma ayrılarak her biri bir kumandana verilmişti Ayos Romanos yani Topkapı mıntakası İmparator, Jüstinyani ve Kantakuzen taraflarından müdafaa ediliyordu

Bizans'ın gerek kendisinin ve lüzum tezgâhtar olarak gelmiş olan deniz filosu mevcudu da muhtelif ebadda olarak sekiz Ceneviz, on beş Venedik, altı adet İtalya Cumhuriyetlerine aid gemi ile yedi Bizans kadirgası ve diğer muhtelif yerlere âid gemilerden mürekkep olarak mecmuu 39 gemi idi (29) Bu gemiler, iki nisanda imparatorun emriyle Yalıköşkü ile Galata'da Kurşunlu mahzen arasına gerilmiş olan zincirin gerisinde Haliç'te bulunuyorlardı (30) Bunlardan on adedi gerilmiş olan zinciri canını yakmak için yapılacak taarruzu önlemek için müdafaa hattının önünde yer almışlardı

İstanbul ’un Teslimi Teklifi ve Red Cevabı

Nisanın altısında başlayan muhasara tertibatı altı gün sürmüş ve ayın on birinde ikmal edilmiştir Bu suretle hazırlık tamamlanıp Zağanos Paşa da Beyoğlu cihetinde düzenek aldıktan daha sonra Sultan Mehmed islâmî ananeye uygun bir şekilde Mahmud Paşa'yı İmparatora göndererek kan dökülmeden şehrin teslimini önerge ettiyse de Kostantin şehri müdafaa edeceğine ant etmiş olduğunu ve oysa muahede mucibince aidat vereceğini beyan ederek teslim teklifini inkar etti; bunun üzerine nisanın on ikisinden (2 Rebîulâhır 857) itibaren büyük topların işlemesiyle belli başlı muhasara başlamıştı; yine de beş gün evveldenberi ufak tefek çarpışmalar ve bir kere Rumların çıkış hareketleri olmuşsa da böylece ehemmiyetli değildi Tekrar on iki nisanda deniz filosu da İstanbul limanı önüne gelmişti *
 
858,505Konular
982,705Mesajlar
33,054Kullanıcılar
yazsoyamanSon üye
Üst Alt