iltasyazilim
FD Üye
İstanbulun Fethiyle ilgili yazı, İstanbulun Fethi yazıları, İstanbulun Fethini anlatan yazı
İstanbulun fethiyle ilgili İskender Pala'nın bir yazısı
Fatih ’in gemileri karadan yürüdü mü?
Aziz dost Mustafa Hediye ’aFatih, bilim ve sanata saygı göstermek bakımdan hariki âde bir yaratılışa sahipti Altı dil bilir, bilim adamlarıyla en derin uzmanlık konularında tartışır, kurdurduğu medresede Türkçe bilim okutulabileceği günlerin hayalini kurar, onca meşgalenin, onca devlet işinin arasında bilim ve sanatla uğraşır, şiirler yazan, icatlar yapardı
Topçuluk fenninde geliştirdiği teknikler muhakkak Konstantinepolis ’in İstanbul oluşunda büyük önem talep eder Bu bakımdan onu bazı tarihçiler deha olarak gösterirler ancak kendimce haklıdırlar Bana onun bir deha oluşunu fısıldayan şey de şu anda anlatacağım ihtimaldir
Fatih ’in gemileri karadan yürütmesi hadisesinde her tarihçi öbür bir şey yazar Kimisi yerini, kimisi şeklini, kimisi gemilerin sayısını farklı anlatır Olayın çağdaşı olan tarihçilerin bile söylediklerinde birbirini tutmayan yanlar vardır Lakin bizce en aykırı data, içlerinde 22 çifte kürekli çekdiri ve kalita cesametinde teknelerin de bulunduğu 40 veya 72 pare geminin, bir gecede, Boğaz ’dan Haliç ’e nakledilmesidir Tarihçilerin ittifakla söylediklerine tarafından gemiler için, şimdiki tramvay yolu gibi bir güzergâh kullanılmıştır Orman içinde açılan bu kızaklı yol, manda derileriyle kaplanmış, ziftlenmiş, iç yağıyla yağlanmış ve tekne çekmeye hazırlanmış ayla getirilmiştir Hemen ilkokul çocukları gibi bir hesaplama yapalım: Güzergâh bir tek Çekilen tekne sayısı en düşük 40, en çok 72 ve olayın geçtiği farzedilen 22 Nisan ’da gecenin uzunluğu 11 saat 8 dakika, yani toplam 668 dakika Her bir teknenin Kabataş ’tan (ya da Dolmabahçe) Kasımpaşa ’ya nakli için ayrılan zaman 668:40 16 dakika 7 saniye veya 668:72 9 dakika 3 saniye eder Pes! Bir tazı önünden tavşan koştursanız ancak bu dek sürede Tophane ’den Kasımpaşa ’ya kapağı atar da Dolmabahçe ’den koşarsa yine de tazıya av olur bundan başka siz Münif Fehim ’in hayali tablosundaki gibi, yüzlerce adamın bir tekneyi, yokuştan ve inişten taşıyarak 16 veya 9 dakikada aynı mesafeden geçirdiğini düşünün
Gemilerin karadan yürümesini inkar ediyor değiliz; hadise kesinlikle gerçektir Olayın tanığı olan Tursun Bey ’e göre cerri eskal sanatında sanatçı mühendisler gözetimindeki gemiler, Galata ensesinden Haliç ’e, havadan yürümüş, şayet de uçurulmuştur Burdaki “cerri eskâl, hemen bizim cayraskal dediğimiz kaldıraç sistemidir oysa gemiler denizden kızaklara böyle nakledilmişlerdir Galata ensesinde o dönemde sık sedir ve çam ağaçları olduğu bilinmektedir Çağrıda Bulunmak oysa güzergâh, ağaçların, hemen kesildikleri yerde tesviye ve kızak yapılması ile oluşturulmuştur Tarihçinin ifadesiyle gemiler “havadan yürüdüğüne göre, gemilerin yelken donanımları açılarak çekilmiş, böylece rüzgarın itme gücünden yararlanılmış yani hava ile yürümüştür Tekrar onun söylediği “uçurulma meselesi de Tepebaşı ’ndan Kasımpaşa ’ya içten inişlerinden alegori olsa lüzum Ancak tüm bunlar, eminiz ama, gemilerin bir gecede nakledildiğine sizi inandırmaya yetmemiştir Bize de yetmediği için diğer türlü göz önünde bulundurmak zorunda kaldı ve şu sonuç çıktı: Eğer bahsi geçen cayraskal sistemi bir kaldıraç değil de makara sistemi ise her şey kendiliğinden çözülür Yani Fatih ve mühendisleri, sık ağaçlar arasından gemileri, muhtemelen mükemmel donatılmış bir makara sistemiyle nakletmişlerdi Bu Nedenle bir tek gemiyi yukarıya taşımakla işin ağır kısmını tamamlamış olursunuz Yukarıya çıkarılan gemi Kasımpaşa ’ya doğru inerken, pekala kendi ağırlığına denk bir gemiyi de Tophane ’den yukarıya doğru çekebilir Ilk gemiyi altı saatte bile tepeye çıkarmış olsanız, diğerlerini peş peşe bağlayarak bir kaç saatte 40 veya 72 gemiyi kendiliğinden taşıyabilirsiniz Aksi takdirde bir gemiyi yukarıya çıkarmaktan daha güç bir iş sizi beklemektedir: Aynı gemiyi aşağıya indirmek Onca ağırlığı hangi baskı aşağıya içten akarken zaptedebilir?!
Bu bizim anlattığımız bir balondur; ama patladığı zaman ne sonuç vereceğini bilemeyiz gerçi,
İmtisâli “câhidû fi ’llâh olupdur niyyetüm
Mülki İslâm ’ın mücerred gayretidür gayretüm
dizelerini haykıran Fatih gibi bir adama böyle bir deha yaraşır: Demiş ya, “Bütün niyetim ‘Allah yolunda cihad ediniz! ’ emrine uymaktan ibaret Çabam da zaten bir İslam ülkesi için gösterilebilecek çabadan diğer değildir O çabadır ki genç kahramanımızın adını tarihe bir dahi diye yazdırmıştır Ruhu şâd olsun
26052005 tarihli Vakit gazetesinden *
İstanbulun fethiyle ilgili İskender Pala'nın bir yazısı
Fatih ’in gemileri karadan yürüdü mü?
Aziz dost Mustafa Hediye ’aFatih, bilim ve sanata saygı göstermek bakımdan hariki âde bir yaratılışa sahipti Altı dil bilir, bilim adamlarıyla en derin uzmanlık konularında tartışır, kurdurduğu medresede Türkçe bilim okutulabileceği günlerin hayalini kurar, onca meşgalenin, onca devlet işinin arasında bilim ve sanatla uğraşır, şiirler yazan, icatlar yapardı
Topçuluk fenninde geliştirdiği teknikler muhakkak Konstantinepolis ’in İstanbul oluşunda büyük önem talep eder Bu bakımdan onu bazı tarihçiler deha olarak gösterirler ancak kendimce haklıdırlar Bana onun bir deha oluşunu fısıldayan şey de şu anda anlatacağım ihtimaldir
Fatih ’in gemileri karadan yürütmesi hadisesinde her tarihçi öbür bir şey yazar Kimisi yerini, kimisi şeklini, kimisi gemilerin sayısını farklı anlatır Olayın çağdaşı olan tarihçilerin bile söylediklerinde birbirini tutmayan yanlar vardır Lakin bizce en aykırı data, içlerinde 22 çifte kürekli çekdiri ve kalita cesametinde teknelerin de bulunduğu 40 veya 72 pare geminin, bir gecede, Boğaz ’dan Haliç ’e nakledilmesidir Tarihçilerin ittifakla söylediklerine tarafından gemiler için, şimdiki tramvay yolu gibi bir güzergâh kullanılmıştır Orman içinde açılan bu kızaklı yol, manda derileriyle kaplanmış, ziftlenmiş, iç yağıyla yağlanmış ve tekne çekmeye hazırlanmış ayla getirilmiştir Hemen ilkokul çocukları gibi bir hesaplama yapalım: Güzergâh bir tek Çekilen tekne sayısı en düşük 40, en çok 72 ve olayın geçtiği farzedilen 22 Nisan ’da gecenin uzunluğu 11 saat 8 dakika, yani toplam 668 dakika Her bir teknenin Kabataş ’tan (ya da Dolmabahçe) Kasımpaşa ’ya nakli için ayrılan zaman 668:40 16 dakika 7 saniye veya 668:72 9 dakika 3 saniye eder Pes! Bir tazı önünden tavşan koştursanız ancak bu dek sürede Tophane ’den Kasımpaşa ’ya kapağı atar da Dolmabahçe ’den koşarsa yine de tazıya av olur bundan başka siz Münif Fehim ’in hayali tablosundaki gibi, yüzlerce adamın bir tekneyi, yokuştan ve inişten taşıyarak 16 veya 9 dakikada aynı mesafeden geçirdiğini düşünün
Gemilerin karadan yürümesini inkar ediyor değiliz; hadise kesinlikle gerçektir Olayın tanığı olan Tursun Bey ’e göre cerri eskal sanatında sanatçı mühendisler gözetimindeki gemiler, Galata ensesinden Haliç ’e, havadan yürümüş, şayet de uçurulmuştur Burdaki “cerri eskâl, hemen bizim cayraskal dediğimiz kaldıraç sistemidir oysa gemiler denizden kızaklara böyle nakledilmişlerdir Galata ensesinde o dönemde sık sedir ve çam ağaçları olduğu bilinmektedir Çağrıda Bulunmak oysa güzergâh, ağaçların, hemen kesildikleri yerde tesviye ve kızak yapılması ile oluşturulmuştur Tarihçinin ifadesiyle gemiler “havadan yürüdüğüne göre, gemilerin yelken donanımları açılarak çekilmiş, böylece rüzgarın itme gücünden yararlanılmış yani hava ile yürümüştür Tekrar onun söylediği “uçurulma meselesi de Tepebaşı ’ndan Kasımpaşa ’ya içten inişlerinden alegori olsa lüzum Ancak tüm bunlar, eminiz ama, gemilerin bir gecede nakledildiğine sizi inandırmaya yetmemiştir Bize de yetmediği için diğer türlü göz önünde bulundurmak zorunda kaldı ve şu sonuç çıktı: Eğer bahsi geçen cayraskal sistemi bir kaldıraç değil de makara sistemi ise her şey kendiliğinden çözülür Yani Fatih ve mühendisleri, sık ağaçlar arasından gemileri, muhtemelen mükemmel donatılmış bir makara sistemiyle nakletmişlerdi Bu Nedenle bir tek gemiyi yukarıya taşımakla işin ağır kısmını tamamlamış olursunuz Yukarıya çıkarılan gemi Kasımpaşa ’ya doğru inerken, pekala kendi ağırlığına denk bir gemiyi de Tophane ’den yukarıya doğru çekebilir Ilk gemiyi altı saatte bile tepeye çıkarmış olsanız, diğerlerini peş peşe bağlayarak bir kaç saatte 40 veya 72 gemiyi kendiliğinden taşıyabilirsiniz Aksi takdirde bir gemiyi yukarıya çıkarmaktan daha güç bir iş sizi beklemektedir: Aynı gemiyi aşağıya indirmek Onca ağırlığı hangi baskı aşağıya içten akarken zaptedebilir?!
Bu bizim anlattığımız bir balondur; ama patladığı zaman ne sonuç vereceğini bilemeyiz gerçi,
İmtisâli “câhidû fi ’llâh olupdur niyyetüm
Mülki İslâm ’ın mücerred gayretidür gayretüm
dizelerini haykıran Fatih gibi bir adama böyle bir deha yaraşır: Demiş ya, “Bütün niyetim ‘Allah yolunda cihad ediniz! ’ emrine uymaktan ibaret Çabam da zaten bir İslam ülkesi için gösterilebilecek çabadan diğer değildir O çabadır ki genç kahramanımızın adını tarihe bir dahi diye yazdırmıştır Ruhu şâd olsun
26052005 tarihli Vakit gazetesinden *