Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İstanbulun Yöresel Kıyafetleri

İstanbulun Yöresel Kıyafetleri
0
301

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İstanbulun Bölgesel folklor Kıyafetleri
İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri ve Özellikleri
İstanbul Bölgesel Giyisileri Nelerdir

O zamanın kadın kıyafetleri de, Kalübela ’dan beri devam edegeldiği gibi, yaşlılarda başka, tazelerde diğer, çocuklarda yine başka Yaşlılar ve orta yaşlılar, az çok benzer kıyafetteydi Konut halleri ile sokak halleri ayrıydı Ev içinde: ilk önce oyalı yemeni veya beyaz tülbentten üzerine, tekstil bezden, hilali gömlek; üstüne parmak dikişli, kolsuz pamuklu; daha üzerine, yaz ise basmadan, kış ise, pazen ya da Rus fanilasından, tek cepli entari Belde, kukadan örme, üç parmak eninde, başı püsküllü kuşak Kışın, en üste, yeniden parmak dikişli, hayderi yakalı hırka

Sokağa çıkıldığı süre: Yaşmak devrinde kaşmer veya Engürü (Ankara) sofundan, uzun yakalı, dört peşli babayani renkte ferace giyilir, başa, hotoz üzerine, altlı üstlü, yanları yelkenli ve kokorozsuz (süslenmemiş, göşterişsiz), bir çift kalın yaşmak sarılırdı Çarşaflar, Şam ve Halep işi, düz siyah ipekli, Avrupakari olursa, koyurenk satendöliyondan, beli büzmeli, peçeye gelince siyah ve kalındı Ayakta, bir parmak topuklu, rugan, lastrin ya da karamandolu çekme terlik, favori gözlük, bir elde şemşiye, değişik elde minik bir çanta ya da torba bulunurdu

Tazelerde: En içte, yazsa pamuktan, kışsa yünden, göğsü memelikli, yarım kollu fanila, üstünde, yakası pamukaki ile sarma işlemeli, yerden bir karış kalkık, patiskadan dekolte gömlek Bunun üstüne, yünden örme ya da kalınca yünlü kumaştan mamul, belden büzmeli iç etekliği Daha üstüne, gene mevsime tarafından patiskadan veya faniladan, göğsü sıkı tutmaya ve kaldırmaya yarayan önü sık düğmeli yelek Kaşmerdikozdan kimisi kloş, kimisi yarım kloş, kimisi yanları pastalı eteklik Etekliğin üstüne bluz Bluzdan sonra da, itiyada (alışkanlığa) kadar, kısa kürk, astragan ya da karakülden bolero, kolları ve yakası şal taklidi, kadife hırka
Başlara fazla uyarı edilirdi ve zamanla fazla çeşitleri yapıldı Örneğin, alında kahkül, yanlarda gözde, üstte topuz Alın kabarık, aşağıda tel ponpon, üzerinde topuz Saçlar toplu, ortadan ikiye ayrık ve maşa ile kabartılmış, ensede topuz
Yüzde, allık, pudra, favori sürme, kaşta kozmetik Artı tuvalete düşkün olanlar, pembe veya beyaz mayi üstüne pudra geçirirler, altında takım ise yağlı düzgün sürerler, rastık çekerler, püskürme ben kondururlardı

Düğünlerde, bayramlarda, teklifli ziyaretlerde giyilen giysiler ağırdı Ekseriyetle, dallı ve kabuk gibi nakışlı, zemini parlak satenlüksten, açık renk ipekliler giyilirdi Bunlar, enli ipekli dantelalarla müzeyyen (süslü), yakanın dekolte kısmı, zayıflarda yine tülgrekle bileğe değin örtülü, etlilerde çıplaktı Podösüet (süet) veya güderiden uzun elbise kullanılır, görmemişler arasında, üzerine müteaddit (fazla sayıda) yüzük takanlar da olurdu
Zayıflar, göğsü şişkin göstermek için hazırlanmış satılan göğüslükler koydukları gibi bir zamanlar, belden altında, arkaya turnür bağlamak modası da peşine düşüp takip edilmişti

Böyle pür tuvalet tazelerin çorapları bagetli ve beyaz ipek, iskarpinleri ponponlu ve atlas, ökçeleri ortaydı Şimdiki uzun ökçeler daha meydanda yoktu Bu mutavassıt (orta) ökçeler de bile rahatsız olunduğu, doğru dürüst yürünemediği söylenirdi Tazelerin hariç kıyafetleri, önceleri ferace, daha sonra çarşaf, sayfiyelerde ise maşlah, yeldirme, kaşpuşiyerdi Ferace, düz renk ipekliden yapılır, yaka içine, renge yerinde sura astar konur, yaka ve kol kenarlarına ağır motifler, boncuklu ve saçaklı harçlar dikilirdi Bunların en son moda ve alasını, Çarşıiçi ’ndeki terzi Anastas yapardı Bir feraceye, altın para, yirmi, yirmi beş lira sarfedildiği vaki idi
Evvelleri, peçeler kalın, çarşaflar, dallı ve yollu ipeklerden, uzun ve kloş pelerinli, yerlere değin etekli, etrafı fırça şeritli iken, azar azar, peçeler inceldi; çarşaf kumaşları hafiflendi ve pelerinler dirseğe dek kısaldı
Başlar, topuz altından kurdela ile bağlanıp, iğnelerle türlü şekle sokuldu Maşlahların en ağırı, Halep, Şam ve Bağdat ’ın sırmalı maşlahlarıydı Bunların yolluları vardı oysa ense kısmındaki som sırma mihrapları, pırıl pırıl, altın gibi parlardı Ipekli ve yünlü kumaşlardan da evden maşlah dikildiği, üstlerinin ipekle sırma işlendiği de çoktu

Baş örtülerin, Bursa mamulatı ya da keza özellikle tamamlanmış olanları mevcut olduğu gibi şifon, gaz, krepdamurdan türlü renkte bulunanları da vardı Topuzlar ve saçlar, kuşlu firketeler, taşlı taraklar, menekşe ve anhane çivisi denilen elmas iğnelerle süslenirdi Yeldirmeler şimdiki pardesüleri andırır şekillerde, terzilere diktirilir, kaşpuşiyerler Mayer ’den, Tirink ’deri, Karlman ’dan hazır alınırdı Bunlar, üzerleri harmaniyeli şekilde ekseriya, haneli ve yollu, gümüş ve bej rengiydi
Kız çocuklarının ev elbiseleri, robalı, uzun ve bebe biçiminde, sokaklıkları, hemencecik her zaman, lacivert ve beyazla karışık marnel yakalı, dar emin, diz kapaktan dört parmak aşağı etekliydi Şenlikli ve düğünlükler pembe, mavi, eflatun gibi açık renk ve ipektendi


Özellikleri
Osmanlı sultanları giyime oldukça tartı veriyordu Sarayda oluşmuş; ölen sultanların kıyafetlerini bohçalama geleneği, bugün dönemlerin sosyal tarihini ortaya koyuyor Nitelikli giyinmeyi seven sultanlar saray bünyesinde dokuma atölyeleri kurdurmuşlardı Hassa nakkaşları kadar hazırlanan desenler bu atölyelerde dikkatle dokunurdu Saray atölyeleri yetersiz kaldığında İstanbul ve Bursa ’daki atölyeler devreye girerdi Bilhassa Bursa bu konuda kayda değer bir merkezdi; İran ’dan ithal edilen çiğ ipek burada dokunurdu

15 yüzyılda Osmanlı sarayı, başkent İstanbul ’un giyim kuşamını yönlendiren bir merkez konumundaydı İstanbullular abartılı, pahalı kıyafetler giyerken, Anadolu ve Rumeli ’nin köylerinde, kasabalarında ahali sade kumaşlar ve süsten uzakta kıyafetlere yöneliyordu

Osmanlı kıyafetlerinin en kayda değer genel özelliği bol dökümlü, örtülü ve uzun olmalarıydı Kadınlar şalvar, hırka, gömlek, entari; erkekler şalvar ve çarık giyerlerdi Her iş grubunun kendine ait bir kıyafeti bulunuyordu İmparatorluk her türlü sanat ve zanaatte olduğu gibi giyim kuşamda da 16 yüzyılda en yüksek düzeyine ulaşmıştı 17 yüzyılda imparatorluğun idareli durumuna paralel olarak dokumaların kalitesi düşmeye başladı Benzer dönemde değerli madenlerin kullanımı yasaklandı… *
 
858,497Konular
982,018Mesajlar
30,000Kullanıcılar
İlyasaga04Son üye
Üst Alt