Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

istiklal marşı ilk 2 kıtası anlamı açıklaması

istiklal marşı ilk 2 kıtası anlamı açıklaması
0
139

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
istiklal marşımızın birincil iki kıtasının anlamı

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üzerinde tüten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ama


İstiklal Marşı ’nın yazıldığı dönemde Türk ordusu düşmanla savaş hâlindedir Bu yüzden ordu ve millete cesaret vermek isteyen şair, şiirine ‘Korkma kelimesiyle başlar Bu, bir sesleniştir Şair, Türk milletine sesleniyor


İki türlü korku vardır: Olağan nefret edilen şey ve asil dehşet Birincil korkuda ödleklik anlamı vardır Ancak, korkmak defalarca ödü patlamak anlamında değildir Birçok süre da asil bir duygudur, insanî bir endişedir İnsanların kaybetmeyi göze alamayacakları değerleri vardır Örneğin, milletin başına bir şey gelir diye korkmak, istiklalin kaybedileceğinden üzüntü etmek, asil bir korkunun ifadesidir



Şairin ‘Korkma diye seslenmesi, asil bir endişenin, kaygının ifadesidir Milletimiz istiklalini kaybetme korkusu içindedir Şair, milletin endişe etmemesi gerektiğini; çünkü istiklalin kaybedilmeyeceğini söylüyor



Birinci dizedeki şafak, güneş battıktan sonraki alaca karanlık zamanı anlatır Şafağın bir anlamı da güneş doğmadan önceki alaca karanlıktır İstiklal Marşı, sembolik olarak, iki şafak arasını anlatır Akşamın şafağı Millî Uğraş ’nin başlangıcı, sabahın şafağı ise bitişidir Akşamın şafağından korkulur; çünkü arkasında karanlık bir gece vardır Fakat, her gecenin bir sabahı olduğuna kadar, içinde bulunulan karanlığın uzun süreceğini sanarak korkuya kapılmamalıdır Biraz sonra şafak sökecek ve karanlık son bulacaktır Bu benzetme şairin, Türk milletinin, bağımsızlığına fazla kısa sürede kavuşacağı hakkındaki emin inancını ortaya koyar

Birinci dizede yüzmek, dalgalanmak manasındadır Şafağın rengi kırmızıdır Al sancak ise Türk milletinin sembolüdür Türk bayrağının al rengi şairde bir alev izlenimi uyandırmıştır Bu alev ‘sönmez ’ Zira onun çıktığı kaynak, her Türk ailesinin evinde yanan ocaktır



Ocak, ateşin yandığı yerdir; daha sonra konut anlamını kazanmıştır Ocakta ateşin yanıyor olması canlılığa işarettir Yurdun üstünde tüten en son ocak kaldıkça, bu bayrağın alevi bu şafaklarda dalgalanacaktır; milletimiz istiklalini kaybetmeyecektir Yeter ki o ocak tütmeye devam etsin Şair bu benzetmeyle ‘sancak ’ ile ‘millet ’ arasındaki bağlantıyı ifade ediyor İkinci dize, bununla beraber, ‘Son fert olarak kalsan bile bayrağı indirtmemek için, istiklali kaybetmemek için mücadele edeceksin ’ demektir



Üçüncü dizede şair bayrağımızdaki yıldız ile gökteki yıldızı birleştirir Gökteki yıldıza kimsenin eli dokunamayacağı gibi, ‘Türk milletinin yıldızı ’ olan bayrağa da kimse el süremez Hem; yıldız, beyazdır ve gece parlar Millî Uğraş gece ise bayrağımızın yıldızı o gecede parlayacaktır Yıldızın parlaması bir ışıktır Işık, karanlıkta ümidi açıklama eder

Yıldız kelimesi aynı zamanda felek, talih manalarına da kazanç Bayrak milletin kaderini, talihini temsil eder O parlıyorsa, ahali de parlak günlerini yaşamaktadır Onun sonu, milletin sonudur Şair üçüncü dizeyle Türk milletinin ve istiklalimizin sembolü bayrağımızın kesin olarak sonsuza değin yaşayacağını ve dalgalanacağını belirtir Bundan zerre kadar şüphesi yoktur Şairin bu hayallerle belirlemek istediği Türk milletinin ölmezliği fikridir O, ordu ve millete ‘Korkma derken böyle bir inanca dayanır Millî Mücadele ’nin zafere ulaşması işte bu sarsılmaz imanın sonucudur



Dördüncü dizede mükemmel bir bencillik ve sahiplenme duygusu vardır Buradaki bencillik gereklidir Çünkü, bencilce saklamak zorunda olduğumuz değerlerimiz vardır Bayrağımızı ve istiklalimizi işte böyle bir bencillikle muhafaza etmeliyiz

Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül, ne bu güç, bu celâl
Sana olmaz dökülen kanlarımız daha sonra helâl;
Hakkıdır, Hakk ’a tapan milletimin, istiklâl!


Şair hilale, yani Türk bayrağına hitap ediyor Edebiyatımızda sevgilinin kaşı hilale benzetilir Sancak nazlı bir sevgili gibi kabul ediliyor Bayrak sevgilinin yüzüdür, hilal ise kaşı Sancak, bütün bir milletin sevgilisidir Çehre, yüz demektir ve kullanımı yerindedir Çünkü, yaratılmışlar içinde ruh hâli çehresine yansıyan tek varlık insandır



Sevgilinin kaşlarını çatışı nasıl âşığı elemlere sürüklerse istiklalin tehlikede olması da milleti elemlere sürükler Çehresi çatık olan gerçekten millettir Milletin çehresi istiklal tehlikede olduğu için çatıktır Şair, milletin istiklalini kaybetmemesi için canını vereceğini söylüyor



İkinci dizede şair, ırkının kahraman olduğunu belirterek milletiyle ve milliyetiyle övünüyor Vatanın timsali olan sevgiliye (hilale) gülmesi için yalvarır Bayrağın kahraman ırkımıza gülmesi demek, istiklalin kaybedilmemesi demektir Sancak gülmediği, yani istiklal tehlikede olduğu için baskı ve celâl vardır Bayrak kahraman Türk ırkına gülmediği takdirde, bu halk onun uğruna döktüğü kanları kendisine helâl etmeyecektir; çünkü sancak, rengini bu al kanlardan almıştır Dolayısıyla Türk milletine borçludur


Son dizede ‘Hak ’ kelimesi iki manada kullanılmıştır Birinci manaya kadar Hak, Tanrı manasına gelir Müslüman olan Türkler ona taparlar Adalet kelimesinin diğer manası adaletle ilgilidir Hak bununla birlikte yapılan bir iş, fedakârlık veya koşul karşılığı alınması gereken paydır Şair bu beyitte istiklal kavramı ile Yargı (Tanrı ve adalet) kavramı arasında münasebet kurmaktadır Milletler yüksek kıymetlere inandıkları ve emrindeki bulundukları takdirde istiklale hak kazanırlar Hakk ’a tapan bu ahali istiklali adalet etmiştir
*
 
858,519Konular
981,248Mesajlar
31,102Kullanıcılar
Taner313131Son üye
Üst Alt