iltasyazilim
FD Üye
İstiklal Marşı kompozisyon örnekleri
İstiklal Marşı'nın Önemi
Bugün 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 88 yıldönümü her konuya duyarlık gösterip foruma taşıyan arkadaşlarımızın böylesine manevi değeri yüksek olan bu konuya duyarsız kalmaları son derece can sıkıcı Haddim olmıyarak açmış olduğum bu topik konuya duyarsız kalan arkadaşlarımızın İstiklal Marşı'nın önemini bilmeleri içindir
Cephelerde kazanılan mücadelenin verdiği özgürlük muştusunun insan ruhuna aksiyle İstiklâl Marşımız tezahür etmiştir Elbetteki engebeli mücadelenin şiirsel ifadeyle destanlaştırılması büyük bir zorluk ve mesuliyet gerektiriyordu Yani milletimizin düşmana aleyhinde yek vücut halinde yaptığı özgürlük mücadelesini duygularla açıklama yapmak, adapte etmek çok zordu Yazılacak marş acaba milletimizin verdiği serbest mücadelesini ne kadar yansıtabilirdi? Gibi şüpheler Mehmet Akif ’in İstiklâl Marşı ’nı yazmakta bocalama etmesine niçin olmuştu
Birincil aşamada yazılan şiirler, millî mücadelenin ruhta bıraktığı cereyanları yansıtmakta kâfi gelmemesi üzerine, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver ’in ricasıyla Mehmet Akif bu mükemmel eserini yazmaya karar verir
724 şairin katıldığı bu yarışta Mehmet Akif ’in marşı birinci olarak seçilmiş, bu marş TBMM göre ayakta iki kere okunarak onaylanıştır (12 Mart 1921) Müsabaka için verilen mükâfatı Mehmet Akif, Türk Silahlı Kuvvetleri ’ne bağışlamıştır Evet bu mükâfatı Türk ordusuna hibe etmiştir Kızını da okula kaydettirmek için okula verilen harç parasını karşılayamaması bunun karşılığında kolundaki saatini veren Mehmet Akif, milleti için yazdığı marşın maddi boyutunun da kendine ödev edilmesine razı olamazdı Çünkü bu topraklar için kan akıtan Mehmetçiğin ulusal ülküsünü destanlaştıran marşın, madde katında hiçbir değeri olmayıp, mânâ katında ise yüce değeri vardı Bu yüce bedel para karşılığında kaybolacaktı Çünkü biz bu mücadeleyi şehitlerimizin kanıyla, âlimlerimizin mürekkebiyle kazandık Çünkü bu mürekkep vatan aşkıyla atan kalbin damarlarından çekilmiştir
Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı ’nı “Safahat adlı eserinden konmamış, “Bu marş benim değil, milletimize aittir Demiştir Allah ’ın yeniden İstiklâl Marşı yazdırmaması için dua etmiştir
Aruz vezniyle yazılan İstiklâl Marşımız on bölümden ve kırk bir dizeden oluşmaktadır Dönemin dili olan Osmanlıca ile yazılmıştır Türk Milleti ’nin başından geçen badireler ve bu makus kaderini alt etmek için gösterdiği kahramanlıklar, verdiği şehitler, geçmişine ve kültürüne olan bağlılığı ve sözde millî duyguları işlemiştir Diğer eserlerinde olduğu gibi İstiklâl Marşımız ’da da uygar üstünlüğümüzü kaybettiren sebepler asırlardır süren cahillik, sebatsızlık, aylaklık ve kendine güvensizliktir Yoksa İslâm dini ilerlemeye asla engel değildir Bu bakımdan bir an önce bu fena vasıflardan kurtulmak ve batı ’yı teknolojik açıdan örnek alarak aradaki uygarlık mesafesini kapatmak gerekirdi Bunun için de İslâm dinini asırların üzerine yığdığı tozlardan sıyırmak, onu kuruluşu devrindeki hakiki esaslarına, yapıcı gücüne bitmiş kavuşturmaktır Milletimizin bu zorlu mücadelesine iştirak etmiş ve bizlere bu hoş eserini kazandırdığı için şairimizi rahmetle anıyoruz
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın
Alıntıdır:
istiklal marşı konulu kompozisyon
Milli marşlar, bağımsızlık, serbest, kahramanlık ve coşkuları açıklayan eserlerdir Resmi merasim ve toplantılarda kayda değer günlerde ulusal marşlar çalınarak ve söylenerek bu duygular açıklama edilmiş olur
Milli marşımız, İstiklâl Marşı, Türk ulusunun, bağımsızlık özgür, yiğitlik ve coşkularının açıklama edildiği bir marştır Kurtuluş Savaşı ardından, Türk ulusunun serbest ve bağımsızlık duygularının bir ifadesi olarak, şair Mehmet Akif Ersoy göre yazılarak, Osman Akıllı Üngör tarafından bestelenmiştir
Türk halkının Kurtuluş Savaşı ’nda vermiş olduğu kahramanca uğraş, bağımsızlık özlemleri, kahramanlıkları ve millet olarak yaşadığı heyecan milli marşımızda anlatılmaktadır Her ülke marşı laf ve müzikle açıklama edilmese de İstiklâl Marşımız söz ve müzikle birlikte icra edilmiştir Sözleri müziğinin sağladığı etkiyi daha da anlamlaştırmıştır ve sonucunda Türk halkını temsil etme görevini elde etmiştir Ulusal marşımızı nerede duyarsak, ayağa kalkar, sürükleyici bir duruş sergileyerek ve ulusumuzu temsilcilik ettiğinden nedeniyle saygımızı göstererek, onu dinler ve onur ederiz İstiklâl Marşımız milli duygularımızı en yüksek seviyelere ulaştıran ve bize geçmişimizi hatırlatan bir marşımızı olduğundan ona daima için gereken saygı ve değeri veririz bununla birlikte geçmişimiz ile geleceğimiz arasındaki kayda değer bir köprü olarak da görmeliyiz
Alıntıdır:
istiklal marşı kompozisyon
İstiklal Marşı ’nın Kabulü
Türkiye ’de ilk kez bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920 ’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü göre yapıldı Maarif Vekili Dr Rıza Nur ’u ziyaret eden İsmet İnönü, Ulusal telaşı koruyacak, ulusal azim ve imanı besleyecek, kuvvetli tutacak bir marşın yazılmasını, ordu namına teklif etti Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine sunuldu
Yarışmaya 724 parça şiir katıldı Lakin hiçbirisi ulusal marş olmaya değerinde görülmedi Böyle bir marşın oysa Mehmet Akif göre yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif ’in yarışmaya katılmasını sağladı Mehmet Akif ’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendiCevap olarak Mehmet Akif ’in şiirinin beğenildiği bildirildi
Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı Başkanvekili Hasan Fehmi Efe ’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi
Marş, Hamdullah Suphi kadar Meclis ’te okundu Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı
Akif ’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi Marş teklif üstüne en son ayakta dinlendi Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır Ben yalnız gördüğümü yazdım dedi ve bu marşı Safahat ’a almadı
Alıntıdır:
Dünya coğrafyasında bulunan her devletin bir tarihi, bir kültürü, sınırı muhakkak olan toprağı, idare biçimi, dili ve milli marşı gibi kendine has değerleri vardır Bu değerler halk göre benimsenen, kabul edilen gerektiğinde uğrunda canını feda edebileceği özelliğe sahiptir işte milletimizin maruz kaldığı ulusal mücadele yıllarının o baskı ve heyecanlı günlerin imanlı havasını ve manasını terennüm eden ve kalplere baskı coşku veren; Mehmet Akif ERSOY göre yazılıp milletimize ağan edilen İSTİKLAL MARŞI 12 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafın::lahza kabul edilmiştir Büyük Ulusal Şairimiz istiklal Marşımızın ve Sefahat destanımızın yazarı ehmet Akif ERSOY, bizler için, her bakımdan örnek bir şahsiyettir anlı ve ahlaklı hayatı, mert ve sarsılmaz karakteri ile bu büyük adam, edebiyatıımızın reel bir temsilcisi olmuştur
I Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devletinin yenik düşmesi ve Mondantlaşmasının imzalanmasıyla vatan toprağı 1918'den itibaren işgale uğramıştır Bunun üstüne uzun ve parlak bir geçmişe sahip milletimizi Milücadele ruhuyla bir özgürlük hareketine girişmiş ve bunda da başaolmuştur İşte bu yüce mücadelelerin ifadesi olan istiklal Marşı, milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir istiklal marşıarı, milletlerinin tarihi ve kültürel birikimlerini, ulusal karakterlerini ve ulusal kurtuluş mücadelelerini özetleyen tanrısal marşıardır Büyük Türk Milleti, koskoca bir devletten sonradan yurdunu işgal eden düşmandan, elinde kalan son kara parçasını da büyük ve kanlı bir mücadeleden sonradan kurtarmayı başarmıştır
Her milletin bir istiklal Marşı olduğu, Türk milletinin de bir istiklal Marşının bulunması gerektiği fikri üstüne TBMM tarafından bir Milli Marşyazılması için zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığında bir heyet kurulmuş ve bir müsabaka açılmıştır Komisyona takriben 724 şiir gelmesine karşın hiçbiri layık görülmemişti Dostları ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Tanrıöver, istiklal marşının Akif kadar yazılmasını istemektedirler Oysa Akif, sürecin müsabaka şeklinde düzenlenmesi sebebiyle katılmayı düşünmemekte, nihayet beş yüz liralık para mükafatını da böylesi şerefli bir iş için uygun bulmamaktadır
Sonuç Olarak, (Hasan Basri çantay'ın da özel çabasıyla) ikna edilir, mükafatın başka bir yere bağışlanabileceği bildirilir; bu gelişmelerden sonradan Aki Marşı kaleme alır 12 Mart günü TBMM'de Tanrıöver göre okunan şiiri bütün milletvekilleri ayakta dinlerler; her kıta, hatta ara sıra her dize ardındaki heyecanla alkışlarlar, nihayet istiklal Marşı olarak kabul ederler Akif Ersoy, millete adadığı bu şiirin şairi olarak bundan böyle kendini görmez ve istiklal Marşını Safahat kitabına almaz Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda Çünkü onu milletimin kalbine gömdüm,der
Hayatının sonlarında ulusal uğraş ile ilgili bir sohbette laf istiklal marşına geldiğinde büyük şair şunları söylemiştir: istiklal Marşı o günler ne cana yakın, ne heyecanlı günlerdi O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir Bin bir facialar aleyhinde bunalan ruhların, ızdıraplar içinde kurtul':lş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır O şiir yeniden yazılamaz Onu kimse yazamaz Onu ben de yazamam, Onu kâğıda dökmek için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım O şiir bundan böyle benim değildir O, milletin malıdır Benim millete karşısında en değerli hediyem budur9 Eylül 1922'de yurdumuz düşmanlardan temizlendikten sonra, sıra istiklal Marşımızın bestelenmesi işine geldi Daha önce düzenlenen yarışma savaş şartları nedeniyle sonuçsuz kalmıştı istiklal Marşımız, Ankara'da ve istanbul'da öbür bestelerle çalınmaktaydı
Mustafa Kemal Paşa, Osman Akıllı ÜNGÖR'ün bestesinin hoş olduğunu duymuştu Usta Osman Zeki ÜNGÖR, Ankara'ya çağırıldı Mehmet Akif'in güftesi, Atatürk'ün önünde, Osman Zeki ÜNGÖR'ün bestesine tarafından seslendirildi Atatürk ve öteki dinleyenler bu besteyi fazla beğendiler O günden beri Osman Zeki ÜNGÖR'ün bestesi Türk Ulusal Marşı olarak kabul edilmiştir istiklal Marşımız, lüzum şiir, gerekse ezgi olarak yıllardır milletimizin göğsünü kabartmaktadır Zor günlerde milletimizin moral kaynağı olmuştur İstiklal Marşımızın gerek şiir, gerekse ezgi (müzik) olarak doğru söylenmesi fazla manâlı ve hassas bir gerekliliktir Beceriksiz ya da yanlış söylenmesi anlamını da zedelemektedir İstiklal Marşımızın, lüzum şiir, gerekse beste olarak çok zengin bir anlamı vardır Bu kasıt içinde milli kurtuluşumuz, ölümsüz egemenliğimiz, kahramanlığımız, özgün anlatımlarla ifadesini bulmaktadır İstiklal Marşımız; kalbimizdeki karşılıklı duygu ve heyecan, bileklerimizdeki zorlama, göğüslerimizde atan hevesli yürek ve alınlarımızda parıldayan gururdur
Alıntıdır: *
İstiklal Marşı'nın Önemi
Bugün 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 88 yıldönümü her konuya duyarlık gösterip foruma taşıyan arkadaşlarımızın böylesine manevi değeri yüksek olan bu konuya duyarsız kalmaları son derece can sıkıcı Haddim olmıyarak açmış olduğum bu topik konuya duyarsız kalan arkadaşlarımızın İstiklal Marşı'nın önemini bilmeleri içindir
Cephelerde kazanılan mücadelenin verdiği özgürlük muştusunun insan ruhuna aksiyle İstiklâl Marşımız tezahür etmiştir Elbetteki engebeli mücadelenin şiirsel ifadeyle destanlaştırılması büyük bir zorluk ve mesuliyet gerektiriyordu Yani milletimizin düşmana aleyhinde yek vücut halinde yaptığı özgürlük mücadelesini duygularla açıklama yapmak, adapte etmek çok zordu Yazılacak marş acaba milletimizin verdiği serbest mücadelesini ne kadar yansıtabilirdi? Gibi şüpheler Mehmet Akif ’in İstiklâl Marşı ’nı yazmakta bocalama etmesine niçin olmuştu
Birincil aşamada yazılan şiirler, millî mücadelenin ruhta bıraktığı cereyanları yansıtmakta kâfi gelmemesi üzerine, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver ’in ricasıyla Mehmet Akif bu mükemmel eserini yazmaya karar verir
724 şairin katıldığı bu yarışta Mehmet Akif ’in marşı birinci olarak seçilmiş, bu marş TBMM göre ayakta iki kere okunarak onaylanıştır (12 Mart 1921) Müsabaka için verilen mükâfatı Mehmet Akif, Türk Silahlı Kuvvetleri ’ne bağışlamıştır Evet bu mükâfatı Türk ordusuna hibe etmiştir Kızını da okula kaydettirmek için okula verilen harç parasını karşılayamaması bunun karşılığında kolundaki saatini veren Mehmet Akif, milleti için yazdığı marşın maddi boyutunun da kendine ödev edilmesine razı olamazdı Çünkü bu topraklar için kan akıtan Mehmetçiğin ulusal ülküsünü destanlaştıran marşın, madde katında hiçbir değeri olmayıp, mânâ katında ise yüce değeri vardı Bu yüce bedel para karşılığında kaybolacaktı Çünkü biz bu mücadeleyi şehitlerimizin kanıyla, âlimlerimizin mürekkebiyle kazandık Çünkü bu mürekkep vatan aşkıyla atan kalbin damarlarından çekilmiştir
Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı ’nı “Safahat adlı eserinden konmamış, “Bu marş benim değil, milletimize aittir Demiştir Allah ’ın yeniden İstiklâl Marşı yazdırmaması için dua etmiştir
Aruz vezniyle yazılan İstiklâl Marşımız on bölümden ve kırk bir dizeden oluşmaktadır Dönemin dili olan Osmanlıca ile yazılmıştır Türk Milleti ’nin başından geçen badireler ve bu makus kaderini alt etmek için gösterdiği kahramanlıklar, verdiği şehitler, geçmişine ve kültürüne olan bağlılığı ve sözde millî duyguları işlemiştir Diğer eserlerinde olduğu gibi İstiklâl Marşımız ’da da uygar üstünlüğümüzü kaybettiren sebepler asırlardır süren cahillik, sebatsızlık, aylaklık ve kendine güvensizliktir Yoksa İslâm dini ilerlemeye asla engel değildir Bu bakımdan bir an önce bu fena vasıflardan kurtulmak ve batı ’yı teknolojik açıdan örnek alarak aradaki uygarlık mesafesini kapatmak gerekirdi Bunun için de İslâm dinini asırların üzerine yığdığı tozlardan sıyırmak, onu kuruluşu devrindeki hakiki esaslarına, yapıcı gücüne bitmiş kavuşturmaktır Milletimizin bu zorlu mücadelesine iştirak etmiş ve bizlere bu hoş eserini kazandırdığı için şairimizi rahmetle anıyoruz
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın
Alıntıdır:
istiklal marşı konulu kompozisyon
Milli marşlar, bağımsızlık, serbest, kahramanlık ve coşkuları açıklayan eserlerdir Resmi merasim ve toplantılarda kayda değer günlerde ulusal marşlar çalınarak ve söylenerek bu duygular açıklama edilmiş olur
Milli marşımız, İstiklâl Marşı, Türk ulusunun, bağımsızlık özgür, yiğitlik ve coşkularının açıklama edildiği bir marştır Kurtuluş Savaşı ardından, Türk ulusunun serbest ve bağımsızlık duygularının bir ifadesi olarak, şair Mehmet Akif Ersoy göre yazılarak, Osman Akıllı Üngör tarafından bestelenmiştir
Türk halkının Kurtuluş Savaşı ’nda vermiş olduğu kahramanca uğraş, bağımsızlık özlemleri, kahramanlıkları ve millet olarak yaşadığı heyecan milli marşımızda anlatılmaktadır Her ülke marşı laf ve müzikle açıklama edilmese de İstiklâl Marşımız söz ve müzikle birlikte icra edilmiştir Sözleri müziğinin sağladığı etkiyi daha da anlamlaştırmıştır ve sonucunda Türk halkını temsil etme görevini elde etmiştir Ulusal marşımızı nerede duyarsak, ayağa kalkar, sürükleyici bir duruş sergileyerek ve ulusumuzu temsilcilik ettiğinden nedeniyle saygımızı göstererek, onu dinler ve onur ederiz İstiklâl Marşımız milli duygularımızı en yüksek seviyelere ulaştıran ve bize geçmişimizi hatırlatan bir marşımızı olduğundan ona daima için gereken saygı ve değeri veririz bununla birlikte geçmişimiz ile geleceğimiz arasındaki kayda değer bir köprü olarak da görmeliyiz
Alıntıdır:
istiklal marşı kompozisyon
İstiklal Marşı ’nın Kabulü
Türkiye ’de ilk kez bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920 ’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü göre yapıldı Maarif Vekili Dr Rıza Nur ’u ziyaret eden İsmet İnönü, Ulusal telaşı koruyacak, ulusal azim ve imanı besleyecek, kuvvetli tutacak bir marşın yazılmasını, ordu namına teklif etti Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine sunuldu
Yarışmaya 724 parça şiir katıldı Lakin hiçbirisi ulusal marş olmaya değerinde görülmedi Böyle bir marşın oysa Mehmet Akif göre yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif ’in yarışmaya katılmasını sağladı Mehmet Akif ’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendiCevap olarak Mehmet Akif ’in şiirinin beğenildiği bildirildi
Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı Başkanvekili Hasan Fehmi Efe ’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi
Marş, Hamdullah Suphi kadar Meclis ’te okundu Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı
Akif ’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi Marş teklif üstüne en son ayakta dinlendi Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır Ben yalnız gördüğümü yazdım dedi ve bu marşı Safahat ’a almadı
Alıntıdır:
Dünya coğrafyasında bulunan her devletin bir tarihi, bir kültürü, sınırı muhakkak olan toprağı, idare biçimi, dili ve milli marşı gibi kendine has değerleri vardır Bu değerler halk göre benimsenen, kabul edilen gerektiğinde uğrunda canını feda edebileceği özelliğe sahiptir işte milletimizin maruz kaldığı ulusal mücadele yıllarının o baskı ve heyecanlı günlerin imanlı havasını ve manasını terennüm eden ve kalplere baskı coşku veren; Mehmet Akif ERSOY göre yazılıp milletimize ağan edilen İSTİKLAL MARŞI 12 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafın::lahza kabul edilmiştir Büyük Ulusal Şairimiz istiklal Marşımızın ve Sefahat destanımızın yazarı ehmet Akif ERSOY, bizler için, her bakımdan örnek bir şahsiyettir anlı ve ahlaklı hayatı, mert ve sarsılmaz karakteri ile bu büyük adam, edebiyatıımızın reel bir temsilcisi olmuştur
I Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devletinin yenik düşmesi ve Mondantlaşmasının imzalanmasıyla vatan toprağı 1918'den itibaren işgale uğramıştır Bunun üstüne uzun ve parlak bir geçmişe sahip milletimizi Milücadele ruhuyla bir özgürlük hareketine girişmiş ve bunda da başaolmuştur İşte bu yüce mücadelelerin ifadesi olan istiklal Marşı, milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir istiklal marşıarı, milletlerinin tarihi ve kültürel birikimlerini, ulusal karakterlerini ve ulusal kurtuluş mücadelelerini özetleyen tanrısal marşıardır Büyük Türk Milleti, koskoca bir devletten sonradan yurdunu işgal eden düşmandan, elinde kalan son kara parçasını da büyük ve kanlı bir mücadeleden sonradan kurtarmayı başarmıştır
Her milletin bir istiklal Marşı olduğu, Türk milletinin de bir istiklal Marşının bulunması gerektiği fikri üstüne TBMM tarafından bir Milli Marşyazılması için zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığında bir heyet kurulmuş ve bir müsabaka açılmıştır Komisyona takriben 724 şiir gelmesine karşın hiçbiri layık görülmemişti Dostları ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Tanrıöver, istiklal marşının Akif kadar yazılmasını istemektedirler Oysa Akif, sürecin müsabaka şeklinde düzenlenmesi sebebiyle katılmayı düşünmemekte, nihayet beş yüz liralık para mükafatını da böylesi şerefli bir iş için uygun bulmamaktadır
Sonuç Olarak, (Hasan Basri çantay'ın da özel çabasıyla) ikna edilir, mükafatın başka bir yere bağışlanabileceği bildirilir; bu gelişmelerden sonradan Aki Marşı kaleme alır 12 Mart günü TBMM'de Tanrıöver göre okunan şiiri bütün milletvekilleri ayakta dinlerler; her kıta, hatta ara sıra her dize ardındaki heyecanla alkışlarlar, nihayet istiklal Marşı olarak kabul ederler Akif Ersoy, millete adadığı bu şiirin şairi olarak bundan böyle kendini görmez ve istiklal Marşını Safahat kitabına almaz Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda Çünkü onu milletimin kalbine gömdüm,der
Hayatının sonlarında ulusal uğraş ile ilgili bir sohbette laf istiklal marşına geldiğinde büyük şair şunları söylemiştir: istiklal Marşı o günler ne cana yakın, ne heyecanlı günlerdi O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir Bin bir facialar aleyhinde bunalan ruhların, ızdıraplar içinde kurtul':lş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır O şiir yeniden yazılamaz Onu kimse yazamaz Onu ben de yazamam, Onu kâğıda dökmek için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım O şiir bundan böyle benim değildir O, milletin malıdır Benim millete karşısında en değerli hediyem budur9 Eylül 1922'de yurdumuz düşmanlardan temizlendikten sonra, sıra istiklal Marşımızın bestelenmesi işine geldi Daha önce düzenlenen yarışma savaş şartları nedeniyle sonuçsuz kalmıştı istiklal Marşımız, Ankara'da ve istanbul'da öbür bestelerle çalınmaktaydı
Mustafa Kemal Paşa, Osman Akıllı ÜNGÖR'ün bestesinin hoş olduğunu duymuştu Usta Osman Zeki ÜNGÖR, Ankara'ya çağırıldı Mehmet Akif'in güftesi, Atatürk'ün önünde, Osman Zeki ÜNGÖR'ün bestesine tarafından seslendirildi Atatürk ve öteki dinleyenler bu besteyi fazla beğendiler O günden beri Osman Zeki ÜNGÖR'ün bestesi Türk Ulusal Marşı olarak kabul edilmiştir istiklal Marşımız, lüzum şiir, gerekse ezgi olarak yıllardır milletimizin göğsünü kabartmaktadır Zor günlerde milletimizin moral kaynağı olmuştur İstiklal Marşımızın gerek şiir, gerekse ezgi (müzik) olarak doğru söylenmesi fazla manâlı ve hassas bir gerekliliktir Beceriksiz ya da yanlış söylenmesi anlamını da zedelemektedir İstiklal Marşımızın, lüzum şiir, gerekse beste olarak çok zengin bir anlamı vardır Bu kasıt içinde milli kurtuluşumuz, ölümsüz egemenliğimiz, kahramanlığımız, özgün anlatımlarla ifadesini bulmaktadır İstiklal Marşımız; kalbimizdeki karşılıklı duygu ve heyecan, bileklerimizdeki zorlama, göğüslerimizde atan hevesli yürek ve alınlarımızda parıldayan gururdur
Alıntıdır: *