iltasyazilim
FD Üye
istiklal marşının anlamı nedir kıta kıta
İstiklal Marşının Anlamı,İstiklal Marşının Açıklaması
Mehmet Âkif Ersıy, Türk milletine cesaret, metanet, dayanıklılık telkin etmek, daha açıkçası onda mevcut bulunan bu duyguları harekete getirmek üzere kaleme aldığı şiirine korkma sözüyle başlıyor Al sancak yani sancak, bir milletin istiklâlinin sembolüdür O elden ele dolaşan bir meşale gibi nesilden nesile sönmeden, yere düşürülmeden devredilecektir
Bayrağın sönmesi, Türk milletinin istiklâlini kaybetmesi, yurdun üstünde tüten en son ocağın sönmesi ise, son Türk erkeğinin ölümü demektir O hâlde, son Türk erkeği, son nefesini vermeden, Türk istiklâlini yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir Zîra bayrağımız, milletimizin yıldızıdır Bayrağın kaderi ile milletin kaderi birbirine bağlıdır Bayrak bizimdir Bize, milletimize aittir Biz yaşadıkça onu kimse elimizden alamaz Bu kıtada anlatılanları bir tümce ile ifâde etmek istersek; Türk milletinin tüm fertlerini öldürmedikçe, istiklâlini kimse yok edemez
Şâir ikinci kıtada; bayrağımızın o zamanki küskün, küskün, şahlanmış hâlini dile getiriyor Türk vatanının bâzı kısımları istilâ edilmiştir Bu yüzden bir takım bayraklarımız kesilmiş, yerlerine düşman bayrakları asılmıştır Kaş çatmak, öfke hâlini ifâde eder Kaş bizim edebiyatımızda hilâle benzetilir Sevgilinin kaşları dâima hilâl biçiminde gösterilmiştir Sevgili de nazlı bir güzeldir Aşıkına eziyet etmekten, onu üzmekten müsamaha duyar Bayraktaki hilâl de, tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır Kahraman Türk ırkını üzmektedir Türkün beklediği, özlediği ise, tebessüm eden bir yüzdeki kaşlar gibi, hilâlin açılmasıdır Türk milleti, bayrağımızı yine göklerde dalgalanır hâlde görmeyi arzu etmektedir Bir aşıkm sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi, istiklâle âşık Türk milleti de istiklâlin sembolü olan bayraktan, yüzünün gülmesini, hilâl şeklindeki kaşının açılmasını beklemektedir Bu ise milletimizin en tabiî hakkıdır Çünkü, Türkler, istiklâlleri, bayrakları uğruna o kadar fazla kan dökmüştür Bu kanları bayrağa helâl etmesi için, onun da artık nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması lâzımdır Bu kıtada, Mehmet Âkif, üstü kapalı olarak Allaha hitap etmekte, Türk milletine bu dayanılmaz hâli, düşman istilâsını reva gördüğü için, Allaha serzenişte bulunmaktadır Zîra Müslüman Türk milleti, asırlarca îlâyı kelimetullah (Allah kelâmını, Kuranı gururlandırmak) İslâm dînini ve adaletini dünyaya dağıtmak için savaşmıştır Bu uğurda böylece fazla şehit vermiştir Böyle bir milletin düşman istilâsına uğraması haksızlıktır Bu şart ancak günahkârlara reva görülebilir bir cezadır Türk Milleti dâima Hakka (Allaha) inandığı, taptığı, onun yolundan ayrılmadığı için bu cezayı adalet etmemiştir Onun hakkı istiklâldir
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al bayrak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ama
Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve sabır telkin etmek için ve onda bulunan duyguları harekete geçmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını imha etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır Sancak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz
Türk milletinin tüm fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse değil edemez
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu zor, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız daha sonra helal
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal!
Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki gücenmiş, dargın, öfkeli halini dile getiriyor Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız kesik yerine düşman bayrakları asılmıştır Kaş çatmak hiddet halini açıklama eder Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir Sevgilinin kaşları daima hilal biçiminde gösterilmiştir Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır Kahraman türk milletini üzmektedir Türkün beklediği, özlediği güler yüzlü bir bayraktır
Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir Bu milletimizin en doğal hakkıdır Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna böylece çok kan dökmüşlerdir Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir Türk milleti tekrar tekrar Allaha inandığı ve taptığı için serbest onun hakkıdır
Ben ezelden beridir özgür yaşadım, özgürlük yaşarım
Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair ben diyor(Ama kast ettiği mana sahiden bizdir türk milleti namına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri bağımsızlık yaşamıştır,bağımsızlık yaşayacaktır Onun özgürlüğünü elinden olmak isteyen fakat çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir O; böylesine ulu bir kasıt için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman doymuş göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek kadınsı kalmış canavar?
Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor 20 asrın başında avrupa medeniyeti 19yy deki görkeminden epeyce uzaktır O sebeple şair bayıyı tek kadınsı kalmış canavara benzetiyor Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman doymuş altın göğsüyle karşılık vermektedir
Dost! Yurdumu alçakları uğratma, sakın
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın
Kim bilir, olur ya yarın, olur ya yarından da yakın
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor Türk yurdunu alçakları uğratmaması için icabında canını feda etmesini öneriyor Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir zaman içinde bu hayasızca akına son vereceği Allahın Türk milletine KuranKerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır
Bastığın yerleri toprak! diyerek geçme, teşhis:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor Toprak ile vatan aralarında büyük bir ayrım vardır Toprağı vatan haline getiren onu olmak ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır Kısacası basmakalıp bir toprak büyük bir bedel taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır Bu tanrısal vatanı dünyalara değişmeyiz Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur Ama atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir
Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz oysa feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
Bu vatan cennet dek kıymetlidir Şehit olanların ruhu dini inanışımıza tarafından doğrudan doğruya cennete gider Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız Canımızdan fazla sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli
Bu ezanlarama şahadetleri dinin temeli
Sonsuz yurdumun üzerinde benim inlemeli
Allaha şair hitap ediyor Mehmet Akifin Allahtan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza dek türk yurdunun üzerinde inlemelidir Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir
O zaman vecd ile bin secde edervarsataşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhı mücerred gibi yerden naşım;
O vakit yükselerek arşa değer olur ya başım
Ezan sesleri yurdumuzun üzerinde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır Ezan sesi sadece yaşayanlara yok, ölülere hatta onların kabir taşlarına bile tesir eden yüce bir amaç taşır Şehit atalarımızın her şeyden temizlenmiş ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir
Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın tümü helal
Daima sana değil, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, serbest yaşayan, bayrağımın bağımsızlık;
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Şair galibiyet gününün heyecanını yaşıyor Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır Türk milleti her yerde bağımsızlığına kavuşmuştur Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını adalet etmiştir Serbest Allaha tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır *
İstiklal Marşının Anlamı,İstiklal Marşının Açıklaması
Mehmet Âkif Ersıy, Türk milletine cesaret, metanet, dayanıklılık telkin etmek, daha açıkçası onda mevcut bulunan bu duyguları harekete getirmek üzere kaleme aldığı şiirine korkma sözüyle başlıyor Al sancak yani sancak, bir milletin istiklâlinin sembolüdür O elden ele dolaşan bir meşale gibi nesilden nesile sönmeden, yere düşürülmeden devredilecektir
Bayrağın sönmesi, Türk milletinin istiklâlini kaybetmesi, yurdun üstünde tüten en son ocağın sönmesi ise, son Türk erkeğinin ölümü demektir O hâlde, son Türk erkeği, son nefesini vermeden, Türk istiklâlini yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir Zîra bayrağımız, milletimizin yıldızıdır Bayrağın kaderi ile milletin kaderi birbirine bağlıdır Bayrak bizimdir Bize, milletimize aittir Biz yaşadıkça onu kimse elimizden alamaz Bu kıtada anlatılanları bir tümce ile ifâde etmek istersek; Türk milletinin tüm fertlerini öldürmedikçe, istiklâlini kimse yok edemez
Şâir ikinci kıtada; bayrağımızın o zamanki küskün, küskün, şahlanmış hâlini dile getiriyor Türk vatanının bâzı kısımları istilâ edilmiştir Bu yüzden bir takım bayraklarımız kesilmiş, yerlerine düşman bayrakları asılmıştır Kaş çatmak, öfke hâlini ifâde eder Kaş bizim edebiyatımızda hilâle benzetilir Sevgilinin kaşları dâima hilâl biçiminde gösterilmiştir Sevgili de nazlı bir güzeldir Aşıkına eziyet etmekten, onu üzmekten müsamaha duyar Bayraktaki hilâl de, tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır Kahraman Türk ırkını üzmektedir Türkün beklediği, özlediği ise, tebessüm eden bir yüzdeki kaşlar gibi, hilâlin açılmasıdır Türk milleti, bayrağımızı yine göklerde dalgalanır hâlde görmeyi arzu etmektedir Bir aşıkm sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi, istiklâle âşık Türk milleti de istiklâlin sembolü olan bayraktan, yüzünün gülmesini, hilâl şeklindeki kaşının açılmasını beklemektedir Bu ise milletimizin en tabiî hakkıdır Çünkü, Türkler, istiklâlleri, bayrakları uğruna o kadar fazla kan dökmüştür Bu kanları bayrağa helâl etmesi için, onun da artık nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması lâzımdır Bu kıtada, Mehmet Âkif, üstü kapalı olarak Allaha hitap etmekte, Türk milletine bu dayanılmaz hâli, düşman istilâsını reva gördüğü için, Allaha serzenişte bulunmaktadır Zîra Müslüman Türk milleti, asırlarca îlâyı kelimetullah (Allah kelâmını, Kuranı gururlandırmak) İslâm dînini ve adaletini dünyaya dağıtmak için savaşmıştır Bu uğurda böylece fazla şehit vermiştir Böyle bir milletin düşman istilâsına uğraması haksızlıktır Bu şart ancak günahkârlara reva görülebilir bir cezadır Türk Milleti dâima Hakka (Allaha) inandığı, taptığı, onun yolundan ayrılmadığı için bu cezayı adalet etmemiştir Onun hakkı istiklâldir
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al bayrak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ama
Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve sabır telkin etmek için ve onda bulunan duyguları harekete geçmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını imha etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır Sancak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz
Türk milletinin tüm fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse değil edemez
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu zor, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız daha sonra helal
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklal!
Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki gücenmiş, dargın, öfkeli halini dile getiriyor Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız kesik yerine düşman bayrakları asılmıştır Kaş çatmak hiddet halini açıklama eder Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir Sevgilinin kaşları daima hilal biçiminde gösterilmiştir Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır Kahraman türk milletini üzmektedir Türkün beklediği, özlediği güler yüzlü bir bayraktır
Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir Bu milletimizin en doğal hakkıdır Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna böylece çok kan dökmüşlerdir Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir Türk milleti tekrar tekrar Allaha inandığı ve taptığı için serbest onun hakkıdır
Ben ezelden beridir özgür yaşadım, özgürlük yaşarım
Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair ben diyor(Ama kast ettiği mana sahiden bizdir türk milleti namına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri bağımsızlık yaşamıştır,bağımsızlık yaşayacaktır Onun özgürlüğünü elinden olmak isteyen fakat çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir O; böylesine ulu bir kasıt için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman doymuş göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek kadınsı kalmış canavar?
Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor 20 asrın başında avrupa medeniyeti 19yy deki görkeminden epeyce uzaktır O sebeple şair bayıyı tek kadınsı kalmış canavara benzetiyor Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman doymuş altın göğsüyle karşılık vermektedir
Dost! Yurdumu alçakları uğratma, sakın
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın
Kim bilir, olur ya yarın, olur ya yarından da yakın
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor Türk yurdunu alçakları uğratmaması için icabında canını feda etmesini öneriyor Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir zaman içinde bu hayasızca akına son vereceği Allahın Türk milletine KuranKerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır
Bastığın yerleri toprak! diyerek geçme, teşhis:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor Toprak ile vatan aralarında büyük bir ayrım vardır Toprağı vatan haline getiren onu olmak ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır Kısacası basmakalıp bir toprak büyük bir bedel taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır Bu tanrısal vatanı dünyalara değişmeyiz Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur Ama atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir
Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz oysa feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
Bu vatan cennet dek kıymetlidir Şehit olanların ruhu dini inanışımıza tarafından doğrudan doğruya cennete gider Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız Canımızdan fazla sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli
Bu ezanlarama şahadetleri dinin temeli
Sonsuz yurdumun üzerinde benim inlemeli
Allaha şair hitap ediyor Mehmet Akifin Allahtan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza dek türk yurdunun üzerinde inlemelidir Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir
O zaman vecd ile bin secde edervarsataşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhı mücerred gibi yerden naşım;
O vakit yükselerek arşa değer olur ya başım
Ezan sesleri yurdumuzun üzerinde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır Ezan sesi sadece yaşayanlara yok, ölülere hatta onların kabir taşlarına bile tesir eden yüce bir amaç taşır Şehit atalarımızın her şeyden temizlenmiş ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir
Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın tümü helal
Daima sana değil, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, serbest yaşayan, bayrağımın bağımsızlık;
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Şair galibiyet gününün heyecanını yaşıyor Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır Türk milleti her yerde bağımsızlığına kavuşmuştur Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını adalet etmiştir Serbest Allaha tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır *