Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

istiklal marşının anlamı ve önemi

istiklal marşının anlamı ve önemi
0
260

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İstiklâl Marşı ’nın yazıldığı tarihte Anadolu ’nun birçok şehri işgal altındaydı Heybetli bir devleti dört yıl gibi kısa bir sürede kaybeden Türk milletinin bağımsızlığı tehlikedeydi

Âkif ’in İstiklâl Marşı ’nı yazması basit olmamıştır Bu zorluk, şairin sanatçılığı yönünden değildi Şairi bu marşı yazmaktan alıkoyan sebep, bunun için para mükafatının konmuş olmasıydı Türk milletinin istiklâl ve vatanseverliğini para için terennüm etmek ona zıt geliyordu Bu yüzden açılan yarışmaya katılmadı Yarışmaya yüzlerce şiir gelmesine rağmen bunların hiçbiri beğenilmedi Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver istenilen marşın yazılamadığı kanaatindeydi Ona tarafından bu marşı fakat MÂkif yazabilirdi Para ödülünün kaldırıldığını söyleyerek marşı yazmasını rica etti 724 eser arasından seçilen 7 şiir Büyük Millet Meclisi ’nde okundu ve Âkif ’in şiiri sırt sırta üç kere okunarak kabul edildi

Burada İstiklâl Marşı ’nın belirtilmesi gereken bir yönü de gerek söz, gerekse şiir kalitesi bakımından yeryüzündeki millî marşların hiçbiriyle ölçülemeyecek değin üstün ve zengin mânalı bir şiir olmasıdır Bu marş, Türk milleti gibi dünyaya hâkim olmuş bir milletin bir gün istiklâlini kurtarmak zorunda kalışındaki çelişkiyi de dile getirmektedir

Mehmet Âkif, bütün şiirlerinde sosyal konulara yer veren, söylediklerini sahiden duyan bir şairdir İstiklâl Savaşı ’na katılanların duygu ve inançlarına kanımca sahip olduğu için onlara en iyi şekilde çevirmen olmuştur

Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk ’ın

Kim bilir beliki yarın olur ya yarından da yakın

mısraları gelecekten ümidini kesmediğini ve Allah ’ın Türk milletine göstereceği mutlu günlere olan inancını gösterir Bu mısralarda açıklama edilen inanç baştan sona askerin morali yükselmiş ve zaferin kazanılmasında katkısı büyük olmuştur

İstiklâl Savaşı Türk milletinin vefat kalım savaşıdır Böyle yıllarda milletler kendilerini yaşatan esas değerlerin farkına varırlar Vatan, halk müziği, özgürlük, hür ve din gibi kavramların önemi uzlaştırma ortamlarında öyle anlaşılmaz Hatta onları umursamayanlar bile vardır Milleti ölümle burunu buruna getiren savaşlar bu değerlerin ne m^na ifade ettiğini anlamalarına yol açarlar Bunlar öyle kuvvetli kavramlar haline gelir ki onlar olmadan yaşanamaz Bundan dolayıdır ki irk onlar uğruna ölümü göze alır

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al bayrak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak

O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,

O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!

Bu kıtada söz konusu olan “al sancaktır Al sancak Türk milletinin sembolüdür Türk bayrağının al rengi, şairde alevi çağrıştırır Türk milletinden bir aile yaşamaya devam ettiği müddetçe bu bayrağın alevi bu şafaklarda sönmeyecektir

Gökteki yıldıza kimsenin elini dokunduramayacağı gibi Türk milletinin yıldızı olan bayrağa da kimse el süremez Sancak için “o, benim milletimindir diyerek onu sahiplenir

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl

Sana olmaz dökülen kanlarımız daha sonra helâl

Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

Bu mısralarda Türk bayrağını kendisini kıskanan sevgiliye benzetir Yurdumuzu işgal eden Yunanlılar ’ın, Fransızlar ’ın, İngilizleri ’in bayraklarının varlığı Türk bayrağını üzmüş ve kaşlarını çatmasına yol açmıştır Şair bunun askerin moralini bozacağını düşünerek ondan kaşlarını çatmaması gerektiğini, diğer bayrakların oluşuna kendi rızasının olmadığını anlatmaya çalışır

Hakkıdır Hakk ’a tapan milletimin istiklâlmısraında “Adalet kelimesi birkaç anlamda kullanılmıştır Bunlardan biri Allah, diğeri adalettir Âkif bu sözleriyle istiklâl ve adalet kavramı aralarında ilgi kurar Allah ’a ve adalete inanan Türk milletinin ebediyyen egemen yaşama hakkına sahip olduğunu düşünür

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman doymuş göğsüm gibi serhaddim var

mısralarında milletimiz ile düşmanlar karşılaştırılmıştır Batı maddî silahlarının üstünlüğüne güvenerek Türkiye ’ye saldırmıştır Düşmanların silah üstünlüğüne karşı Türkler ’in hiçbir şey ile sarsılmayan “imanları vardır İnsanı üstün kılan şey maddî gücü yok, imanıdır Manevî değerlere dayanmayan zorlama insanî bir layık taşımaz Tarih, inanan insanların buna aynı sayısız zaferleriyle doludur

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

“Medeniyyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?

mısraları da çok süre hatalı anlaşılıyor Buradaki “ulusun kelimesinin büyüksün manasından ziyade “Uygarlık dediğin tek kadınsı kalmış canavar bırak ulusun dursun anlamındadır Ama Avrupa ile ilişkilerin düzelmesinden sonra büyüksün anlamının olduğu da düşünülmeye başlanmıştır Ülkemize saldırgan, bayan, çoluk çocuk demeden insanımızı öldüren düşmanlara savaş derhal “canavar denmesi aslında acayip bir ifade değildir Canavarların dahi yapmayacağı vahşeti yapanlara, diğer taraftan bunu vahşi olduklarını bahis ettikleri Türk milletine medeniyet ***ürüyoruz iddiasıyla gerçekleştirenlere şair ne demeliydi? Batı, o devirlerde Türkler ’i barbarlıkla suçlamıştır, vatanımıza saldırmalarında bu abuk subuk düşüncelerinin payı büyüktür Maalesef bir takım Türk aydınları da barışçı politika namına bu mısralara bakarak bir ara Âkif ’i medeniyet düşmanı olarak göstermeye çalışmışlardır Bu konuda sağ duyu galip gelmiş, bu iddialardan vazgeçilmiştir Şair medeniyeti değil uygarlık namına yurdumuzu işgal edenleri suçlamaktadır Maddî şiddet ne değin zalim olursa insanlık nazarında öyle alçalır Hiçbir güç zulmü ve saldırganlığı meşru kılamaz

Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanımısraında şair Türk Devleti ’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ’ün Gençliğe Konuşma ’de dile getirdiği “Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlîlerin siyâsî emelleriyle tevhit edebilirler sözlerine benzer bir uyarıda bulunuyor Türk insanına maddî üstünlük için vatanını satmamasını öğütlüyor

İstiklâl kavramı vatan kavramı ile yakından ilgilidir Her ahali için üstünde yaşadığı toprak onun için hayatî öneme sahiptir Vatan, tarih, din ve milletin kaynaştığı yerdir Milletler yüzyıllar baştan başa yaşadıkları vatanla öylesine kaynaşırlar ama onları birbirinden yarmak büyük sıkıntılara sebep olur

Rûhumun senden, İlâhî şudur oysa emeli:

Değmesin mâbedimin göğsüne nâmahrem eli

Bu ezanlar ki şehâdetleri dinin temeli

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli

Sekizinci kıtada “dinin önemi ve yüceliği anlatılmıştır Âkif ’in bir müslüman olarak Allah ’tan istediği en büyük şey mabedine yabancıların el dokunmaması ve dinin temeli olan ezanların yurdu üzerinde ebedî olarak inlemesidir

Şu ezanlar fakat şahadetleri dinin temeli

mısraında “şahadet kelimesi tanıklık mânasına geldiği gibi ezanda geçen “Eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden resulullah sözleri de sözcüki şehadeti karşılar Bir kimsenin müslüman olmasının birincil şartı bu sözleri söylemesi ve bunlara inanmasıdır Ülkemizde beş süre okunan ezanlar milletimizin müslüman oluşuna şahadet etmektedir

Başparmaktan daha sonra gelen parmağa şehadet parmağı denir Şairane bir açıklama ile göklere uzanmış minareler de şehadet parmağına aynı

Türk tarihinde “din, “vatan, “insanlar ve “istiklâl duyguları yüzyıllar baştan başa birbirine bağlı olarak yaşayan ve gelişmiştir Türk milletinin varlığını bugünlere kadar getirmede ve dünyada söz sahibi olmasında bu değerlerin rolü tahminlerin ötesinde fazla olmuştur

O süre vecd ile bin secde eder varsa taşım;

Her cerîhamdan İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır, rûhu mücerred gibi yerden na‘şım

O süre yükselerek arşa değerinde olur ya başım!

Bu dörtlükte konuşan şehittir Türkler din ve vatan uğrunda canlarını daima seve seve vermişlerdir İnancımıza kadar şehitlerin aracısız olarak cennete gidecek olmaları da bunda etkin olmuştur

İstiklâl Marşı Türkiye ’de almış yıldır yaklaşık olarak her gün söylenilmektedir Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti ’nde yetişmiş nesillerin en önemli sosyal bağlarından birini oluşturmaktadır Okullarda, kışlada, meydanlarda, statlarda herkesin bir ağızdan saygı ve heyecanla söylediği ve dinlediği bir marştır O, artık bizim millî birliğimizin yaşanan sembolü haline gelmiştir

Şanlı tarihimiz Kurtuluş Savaşı gibi yüzlerce zaferle doludur Dünyadaki milletlere baktığımızda esarete hayır diyen, hür mücadelesini canı pahasına yapan toplumlar aralarında Türk milleti birincil sıralarda yer almaktadır

Çağımızda ön planda olan soğuk savaşlardır Teknolojide, düşüncede, sanatta bir yarış laf konusudur Vatan, halk, sancak laf konusu olunca fantastik bir çaba içine giren Türk insanı bilimde, sanatta, siyasette, sanayide, ekonomide benzer azmi ne eyvah fakat gösterememektedir Türk milleti Kıbrıs Barış Harekatı ’nı saymazsak yetmiş yıldır savaş yüzü görmediği halde yapması gereken atılımları gerçekleştirememiştir Tam bağımsızlıktan laf edebilmek için aydınlarımızın, sanatçılarımızın, ilim adamlarımızın, mühendislerimizin, siyasetçilerimizin de bağımsız düşünmeleri, “Avrupa ne der endişesini bir tarafa bırakmaları gerekir

İstiklâl Marşı ’ndaki manevî duygular bugün için de önemini korumaktadır Onları korumada gösterilecek ihmal milletimizin varlığına hedeflemek olacaktır Bu düşüncelerle marşımızı dinlemek, tekrar marş yazılmasına lüzum duyulacak şartlarla karşılaşmamak için daima uyanık bulunmalıyız


ALINTI *
 
858,497Konular
981,983Mesajlar
29,974Kullanıcılar
Osmanlı75Son üye
Üst Alt