İstiklal Marşının Cok Kısaca Acıklaması
İstiklal Marşının Cok Kısa Anlamı
Korkma, sonmez bu şafaklarda yuzen al sancak;
Sonmeden yurdumun ustunde tuten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak
Şair, burada milletine seslenerek, ona, korkmamasını, sadece Turk milletinin daima parlayan yıldızı olan bayrağın, yurdumuzun ustunde son ocak tutunceye kadar dalgalanacağını soylemektedir
Catma, kurban olayım, cehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gul! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dokulen kanlarımız sonra helal!
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Bu kıtada, şair, gayet hiddetli bir şekilde, aynı zamanda da yalvararak, bayrağa sesleniyor: Ey nazlı hilal, Hakka tapan, istiklali İcin hicbir milletin dokmediği kadar kanını dokmuş bulunan, bu kahraman ırkıma suratını asma, şiddetli davranma, bir kerecik de olsa gul demektedir
Ben ezelden beridir hur yaşadım, hur yaşarım
Hangi cılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kukremiş sel gibiyim, bendimi ciğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair, kendi şahsında milletine seslendiği bu kıf ada, kendisinin (yani milletinin) cok buyuk boyutlarda kukremiş bir sel olduğunu, tarihin hicbir doneminde, kendisine zincir vurulamadığını, bunu duşunmenin bile cılgınlık olduğunu; cunku dağlan yırtacak, enginlerden taşacak, onune cekilecek her turlu bendi ciğneyerek aşacak derecede bir yapıya ve ozelliğe sahip olduğunu vurguluyor
Garbın afakını sarmışsa celik zırhlı duvar,
Benim iman dolu goğsum gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl boyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?
Şair, yine kendisine ve milletine sesleniyor ve diyor ki: O garbın topu, tufeği, teknolojisi, celik zırhları, butun ucsuz bucaksız gokleri varsın sarmış bulunsun Ve batı, boyle bir guce sahip olduğu icin, kopek gibi havlayıp dursun Korkma ve sakın aldanma, o, tum bu ihtişamına rağmen, tek dişi kalmış, omrunun son gunlerini yaşayan yaşlı bir canavardan başka bir şey değildir Ve o, benim iman dolu savunma gucune sahip olan milletimle başa cıkamaz
Arkadaş! Yurduma alcakları uğratma, sakın
Siper et govdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği gunler Hakkın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Şair, milletine sesleniyor: Arkadaş, yurduma karşı yapılan bu alcakca, namussuzca, şerefsizce saldırıya karşı govdeni siper et Sakın ha mucadeleden vazgecme Hakkın sana vadettiği gunler mutlaka gelecektir Belki yarın, belki yarından da yakın
Bastığın yerleri toprak diyerek gecme, tanı:
Duşun altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dunyaları alsan da, bu cennet vatanı
Milletine seslenmeye devam ediyor: Bak diyor, bu topraklar var ya, bu topraklar, hani her gun uzerine bastığın, sıradan bir toprak değildir Bu topraklar altında, binlerce şehit kefensiz olarak yatmaktadır Sen ki, bu şehitlerin evladı olarak, sana dunyaları dahi verseler, bu cennet vatanından asla vazgecmeyeceğini de sakın unutma
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, butun varımı alsın da HUda,
Etmesin tek vatanımdan beni dunyada cuda
Yine milletine sesleniyor: Vatanım, her karış toprağından şehit kanı fışkıran cennet gibi bir ulkedir Allah, benim canımı, sevdiklerimi, neyim var neyim yoksa hepsini alsın razıyım Yeter ki beni bu cennet vatanımdan ayrı duşurmesin
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin goğsune namahrem eli
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun ustunde benim inlemeli
Mehmet Akif Ersoy, burada Allaha sesleniyor Vatanımın camilerinde okunan ezanlar, bu milletin senin yolunda olduğunun en acık delilidir Ezanlar bunun şahididir Onun İcin, senin yolunda olan bir kulun olarak, Allahım, tum ruhumla ve bedenimle senden şunu diliyorum: Bu mabetlere yabancı eli değmesin
O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhı mucerred gibi yerden naşım;
O zaman yukselerek arşa değer belki başım
İşte o zaman, yani mabedimin goğsune yabana eli değmediği zaman, şayet, olmuşsem ve mezarımın başında bir taşım varsa, o taş sana şukranla, huzurla dolu olarak bin kere secde eder Bu secde etme esnasında, Allahım, her yaramdan kanlı yaşlar boşanır Ve yine o zaman cesedim, bir ruh gibi fışkırarak goğe cıkar ve belki de başım arşa değer
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dokulen kanlarımın hepsi helal
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hur yaşamış, bayrağımın hurriyet;
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Bu son bolumde, şair artık soyleyeceğini soylemiş ve rahatlamıştır Bu rahatlığı, Allahına ve milletine olan inancından kaynaklanmaktadır Bu rahatlıkla, gayet emin bir şekilde, bayrağa seslenmekte ve dokulen butun kanlarının helal olduğunu Turk Bayrağını ve Turk ırkını, sonsuza kadar, koleleştirmenin mumkun olamayacağını, cunku ezelden beri hur yaşamış bayrağın ebediyette de hur olmayı zaten hak etmiş olduğunu ve yine Hakktan başka bir ilahı olmayan Turk milletinin de bağımsızlığının en doğal hakkı olduğunu anlatmaktadır Bu şiir Turk edebiyatının şaheser şiirlerinin başında gelmektedir Genel anlamıyla istiklal marşımızda yok olmak uzere olan bir milletin yeniden ayaklanmasını anlatmaktadır
alıntı
İstiklal Marşının Cok Kısa Anlamı
Korkma, sonmez bu şafaklarda yuzen al sancak;
Sonmeden yurdumun ustunde tuten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak
Şair, burada milletine seslenerek, ona, korkmamasını, sadece Turk milletinin daima parlayan yıldızı olan bayrağın, yurdumuzun ustunde son ocak tutunceye kadar dalgalanacağını soylemektedir
Catma, kurban olayım, cehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gul! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dokulen kanlarımız sonra helal!
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Bu kıtada, şair, gayet hiddetli bir şekilde, aynı zamanda da yalvararak, bayrağa sesleniyor: Ey nazlı hilal, Hakka tapan, istiklali İcin hicbir milletin dokmediği kadar kanını dokmuş bulunan, bu kahraman ırkıma suratını asma, şiddetli davranma, bir kerecik de olsa gul demektedir
Ben ezelden beridir hur yaşadım, hur yaşarım
Hangi cılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kukremiş sel gibiyim, bendimi ciğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair, kendi şahsında milletine seslendiği bu kıf ada, kendisinin (yani milletinin) cok buyuk boyutlarda kukremiş bir sel olduğunu, tarihin hicbir doneminde, kendisine zincir vurulamadığını, bunu duşunmenin bile cılgınlık olduğunu; cunku dağlan yırtacak, enginlerden taşacak, onune cekilecek her turlu bendi ciğneyerek aşacak derecede bir yapıya ve ozelliğe sahip olduğunu vurguluyor
Garbın afakını sarmışsa celik zırhlı duvar,
Benim iman dolu goğsum gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl boyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?
Şair, yine kendisine ve milletine sesleniyor ve diyor ki: O garbın topu, tufeği, teknolojisi, celik zırhları, butun ucsuz bucaksız gokleri varsın sarmış bulunsun Ve batı, boyle bir guce sahip olduğu icin, kopek gibi havlayıp dursun Korkma ve sakın aldanma, o, tum bu ihtişamına rağmen, tek dişi kalmış, omrunun son gunlerini yaşayan yaşlı bir canavardan başka bir şey değildir Ve o, benim iman dolu savunma gucune sahip olan milletimle başa cıkamaz
Arkadaş! Yurduma alcakları uğratma, sakın
Siper et govdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği gunler Hakkın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Şair, milletine sesleniyor: Arkadaş, yurduma karşı yapılan bu alcakca, namussuzca, şerefsizce saldırıya karşı govdeni siper et Sakın ha mucadeleden vazgecme Hakkın sana vadettiği gunler mutlaka gelecektir Belki yarın, belki yarından da yakın
Bastığın yerleri toprak diyerek gecme, tanı:
Duşun altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dunyaları alsan da, bu cennet vatanı
Milletine seslenmeye devam ediyor: Bak diyor, bu topraklar var ya, bu topraklar, hani her gun uzerine bastığın, sıradan bir toprak değildir Bu topraklar altında, binlerce şehit kefensiz olarak yatmaktadır Sen ki, bu şehitlerin evladı olarak, sana dunyaları dahi verseler, bu cennet vatanından asla vazgecmeyeceğini de sakın unutma
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, butun varımı alsın da HUda,
Etmesin tek vatanımdan beni dunyada cuda
Yine milletine sesleniyor: Vatanım, her karış toprağından şehit kanı fışkıran cennet gibi bir ulkedir Allah, benim canımı, sevdiklerimi, neyim var neyim yoksa hepsini alsın razıyım Yeter ki beni bu cennet vatanımdan ayrı duşurmesin
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin goğsune namahrem eli
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun ustunde benim inlemeli
Mehmet Akif Ersoy, burada Allaha sesleniyor Vatanımın camilerinde okunan ezanlar, bu milletin senin yolunda olduğunun en acık delilidir Ezanlar bunun şahididir Onun İcin, senin yolunda olan bir kulun olarak, Allahım, tum ruhumla ve bedenimle senden şunu diliyorum: Bu mabetlere yabancı eli değmesin
O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhı mucerred gibi yerden naşım;
O zaman yukselerek arşa değer belki başım
İşte o zaman, yani mabedimin goğsune yabana eli değmediği zaman, şayet, olmuşsem ve mezarımın başında bir taşım varsa, o taş sana şukranla, huzurla dolu olarak bin kere secde eder Bu secde etme esnasında, Allahım, her yaramdan kanlı yaşlar boşanır Ve yine o zaman cesedim, bir ruh gibi fışkırarak goğe cıkar ve belki de başım arşa değer
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dokulen kanlarımın hepsi helal
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hur yaşamış, bayrağımın hurriyet;
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklal!
Bu son bolumde, şair artık soyleyeceğini soylemiş ve rahatlamıştır Bu rahatlığı, Allahına ve milletine olan inancından kaynaklanmaktadır Bu rahatlıkla, gayet emin bir şekilde, bayrağa seslenmekte ve dokulen butun kanlarının helal olduğunu Turk Bayrağını ve Turk ırkını, sonsuza kadar, koleleştirmenin mumkun olamayacağını, cunku ezelden beri hur yaşamış bayrağın ebediyette de hur olmayı zaten hak etmiş olduğunu ve yine Hakktan başka bir ilahı olmayan Turk milletinin de bağımsızlığının en doğal hakkı olduğunu anlatmaktadır Bu şiir Turk edebiyatının şaheser şiirlerinin başında gelmektedir Genel anlamıyla istiklal marşımızda yok olmak uzere olan bir milletin yeniden ayaklanmasını anlatmaktadır
alıntı