iltasyazilim
FD Üye
İstiklal Marşının Açıklaması
İstiklal Marşının Kıta Kıta Anlamı
İstiklal Marşının Kıta Kıta Anlamı ve Açıklaması
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al bayrak;
Sönmeden yurdumun üzerinde tüten en son ocak
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak
O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!
Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milletine sesleniyor Ümit ve güven taşıyan sözlerinde:
Ey Milletimi Yurdumuzun düşmanlar kadar kuşatılmış olmasına bakarak bayrağımız için üzüntü etme, korkma Çünkü bu topraklar üzerindeki en son ocak sönmeden, en son Türk bu uğurda canını vermeden bayrağımıza kimse el uzatamaz
Rengini şehitlerimizin kanından bölge ve şafaklarda bir alev gibi dalgalanan bayrağımız milletimin yıldızı ve serbest sembolüdür Gökteki yıldıza el sürülemediği gibi, milletimizin yıldızı olan bayrağıma da düşmanlar dokunamaz O Türk Milletinindir ve defalarca o kadar kalacaktır
Çatma, kurban olayım, çehreni nazlı hilal,
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz, dökülen kanlarımız sonra helal
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklali
Bu dörtlükte şair bayrağımıza sesleniyor:
Uğruna canımı vereyim, ne olur kaşlarını çatma ey hilal kaşlı hoş bayrağım Neden bize dargın ve azarlar gibi bakıyorsun? Seni, o nazlı nazlı dalgalandığın göklerimizden indirmelerine izin vereceğimizi mi sandın? Kahraman milletim özgür yaşamak ve seni özgürlük yaşatmak için fazla kan döktü, hemen da dökmektedir Sen bize kaş çatarak, uğrunda yapılan bu fedakarlıkları hiçe sayarsan, dökülen kanlarımız sana helal olmaz Doğruluk ve yargı için çalışan, Allaha inanarak ona kulluk eden İstiklal uğruna canını veren milletimin hakkı bağımsızlıktır, hürriyettir
Ben ezelden beridir bağımsızlık yaşadım, serbest yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım
Mehmet Âkif bu kıtada hürriyet kavramını işliyor Ben kelimesi ile Türk Milletini kastediyor ve:
Ben, yaratıldığı günden beri serbest yaşayan bir milletim, bundan sonra da serbest olarak yaşayacağım Beni tutsak edeceğini düşünenler ama aklını kaçırmış olanlardır Onların bu çılgınca düşüncelerine şaşarım Çünkü ben,Şimdiye dek hiç esir olmadım Hürriyeti elimden edinmek isteyen olursa kükremiş bir su baskını gibi coşar, önüme meydana çıkan engelleri çiğner geçerim Bu uğurda dağları parçalar, uçsuz bucaksız denizlere bire sığmam, tekrar taşarım
Garbı afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyyet! dediğin tek kadınsı kalmış canavar!
Bu kıtada Mehmet Âkif emperyalist, agresif batıya çatmakta, uygarlık adı altındaki kavgacı tutumunu kınamaktadır:
Bat ordularının en çağdaş silahlarla, tank ve toplarla,tıpatıp çelikten bir duvar gibi üzerimize yürümesi bizim için önemli değildirTürk Milletinin öyle bir iman gücü, şehitlik inancı vardır oysa, o imanlı göğüslerin her biri bir kale gibidir Bu imanlı göğüsler aleyhinde en modern silahlar etkisiz kalır, hepsi yok olur, parçalanır
Onların homurtuları, ulumaları da seni korkutmasın Uygarlık maskesi takarak etrafa saldırgan, zayıfları ezen ve sömüren bir canavar, bizim imanlı göğsümüze en ufak bir dehşet veremez Zaten Medeniyet adı aşağıda yapılan bu vahşiliklerden sonra onun reel canavar yüzü ortaya çıkmıştır O canavarın tek kadınsı kalmıştır, bize katiyen zarar veremez
Arkadaş! Yurdumu alçaklara uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın
Kim bilir, belki yarın ola ki yarından da yakın
Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milletine, onun kahraman askerlerine ümit ve istikrar aşılıyor ve:
Dost! Alçakların yurduma girmesine elbette müsade verme! Yurduna saldırgan düşmana gövdeni siper et! Onlarla ölünceye kadar savaş! Onların utanmazca saldırılarına karşı dur! Cenabı Hak mutlaka sana destek edecektir Çünkü Allah, sabreden ve korkmadan, Adalet yolunda savaşan müminlere zafer vereceğini Kuranı Kerimde vad etmiştir Allahın bu yardımı belki yarın, ola ki yarından da kısa zamanda ortaya çıkacaktır ve düşman acınacak halde edilecektir
Bastığın yerleri toprak! diyerek geçme, teşhis!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı
6kıtada tanrısal vatan ve vatan toprağı ele alınmakta, Mehmet Âkif gençlere, üzerinde yaşadıkları toprakların değerini ve özelliğini iyi bilmeleri gerektiğini anlatmaktadır:
Bastığın yerleri (toprak) deyip geçme! Geçmişini iyi öğren! Çünkü bu vatan toprakları, uğruna şehit düşenlerin kefensiz olarak gömüldükleri, her karışında bir şehit kanı olan tanrısal topraklardır Sen ama; dini, vatanı uğruna canını vererek, Allah katında makamların en yücesi olan şehitlik mertebesine ulaşmış bir babanın oğlusun Vatanına gereken değeri vermez, onu atalarının koruduğu gibi korumazsan, ataların incinir, üzülür Bu cennet vatanı her ne pahasına olursa olsun korumalı, dünyaları da alsan bu yurdun bir karış toprağını bile vermemelisin
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz fakat feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, tüm varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
İstiklal Marşının 7kıtasında Mehmet Âkif vatan sevgisini, vatan toprağının özelliğini ve Türk Vatanının yüceliğini, şöyle anlatmaktadır:
Bu cennet vatan uğruna canını vermeyecek olan kim var? İşte herkes vatanı uğruna canını saptamak için hazırlanmış bekliyor Şimdiye dek bu uğurda öyle çok yiğit canını verdi oysa: bir karış toprakta bir şehit yatmaktadır Toprağı sıksan, şehitlerin kanı fışkıracak kadar fazla şehit verilmiştir Allah canımı, canım kadar sevdiğim şeyleri, tüm varımı, yoğumu alsın; yeter ama beni bu vatanımdan ayrı ve uzak bırakmasın
Ruhumun senden, ilahi şudur ama emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli;
Bu ezanlarki şahadetleri dinin temeli
Baki yurdumun üzerinde benim inlemeli
8kıtada Mehmet Âkif, din ve vatan uğruna şehit olanların ruhlarına tercüman olmakta, onların:
Ulu Allahım! Ruhumun senden dileği şudur: Uğruna canımızı verdiğimiz yurdumuza düşmanlar girmesin, camilerime yabancılar el sürmesin! Bu mabetlerde okunan ezanlardaki şahadetler ama:
Eşhedü enla ilahe illallah,
Eşhedü enne Muhammeden resulullah
Kelimeleri Türk Milletinin müslümanlığının ve bağımsızlığının birincil şartı ve temelidir Özgürlük sembolü olan bu ezanlar yurdumun her köşesinde okunsun Milletim kıyamete kadar hür yaşasın
O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım;
Her cerihamda, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhi mücerred gibi terden naşım!
O vakit yükselerek Arşa değer, ola ki başım
O zaman (camilere düşman ayağının basmadığı, ezan seslerinin yurdun her köşesinde duyulduğu vakit) yeryüzünde bir mezar taşım varsa, mutluluk ve mutluluktan mezar taşım bile çoşkunlukla secdeye kapanacaktır
Milletimin hür olduğunu görmenin ve şehitlik makamına ermenin kıvancı ile mutluluk göz yaşlarım, savaşta aldığım yaralardan boşanır Cesedim, cisimsiz bir ruh gibi göklere çıkar ve öyle yükselir ancak, şayet göğün en yüksek katı olan Arşa (Allahın yüce katına) ulaşır
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın tümü helal
Edebiyyen sana değil, ırkıma yaok izmihlal
Hakkıdır, özgür yaşayan bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakka tapan, Milletimin istiklal
Büyük vatan şairi Mehmet Âkif İstiklal Marşının son kıtasında her yerde şanlı bayrağamıza hitap etmekte ve:
Şanlı bayrağım! Sen de artık şafaklar gibi al renginle, göklerimde özgürlük ve mesut olarak dalgalan Sabahtan şafağının arkasından görülen aydınlık gibi, Türk Milleti de bu sıkıntılı ve karanlık günlerden sonra aydınlığa kavuşacaktır Uğruna dökülen kanlarımızın hepsi sana helal olsun
Bundan Böyle Türk Milletinin yok olması, dağılması diye bir şey abediyyen laf konusu olamaz Çünkü; her zaman bağımsızlık yaşayan olan, defalarca tek olan Allaha inanan ve ona kulluk eden, defalarca vatanı uğruna çalışan ve çarpışan milletimin hürriyet ve istiklal her zaman hakkıdır
*
İstiklal Marşının Kıta Kıta Anlamı
İstiklal Marşının Kıta Kıta Anlamı ve Açıklaması
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al bayrak;
Sönmeden yurdumun üzerinde tüten en son ocak
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak
O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!
Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milletine sesleniyor Ümit ve güven taşıyan sözlerinde:
Ey Milletimi Yurdumuzun düşmanlar kadar kuşatılmış olmasına bakarak bayrağımız için üzüntü etme, korkma Çünkü bu topraklar üzerindeki en son ocak sönmeden, en son Türk bu uğurda canını vermeden bayrağımıza kimse el uzatamaz
Rengini şehitlerimizin kanından bölge ve şafaklarda bir alev gibi dalgalanan bayrağımız milletimin yıldızı ve serbest sembolüdür Gökteki yıldıza el sürülemediği gibi, milletimizin yıldızı olan bayrağıma da düşmanlar dokunamaz O Türk Milletinindir ve defalarca o kadar kalacaktır
Çatma, kurban olayım, çehreni nazlı hilal,
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz, dökülen kanlarımız sonra helal
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin istiklali
Bu dörtlükte şair bayrağımıza sesleniyor:
Uğruna canımı vereyim, ne olur kaşlarını çatma ey hilal kaşlı hoş bayrağım Neden bize dargın ve azarlar gibi bakıyorsun? Seni, o nazlı nazlı dalgalandığın göklerimizden indirmelerine izin vereceğimizi mi sandın? Kahraman milletim özgür yaşamak ve seni özgürlük yaşatmak için fazla kan döktü, hemen da dökmektedir Sen bize kaş çatarak, uğrunda yapılan bu fedakarlıkları hiçe sayarsan, dökülen kanlarımız sana helal olmaz Doğruluk ve yargı için çalışan, Allaha inanarak ona kulluk eden İstiklal uğruna canını veren milletimin hakkı bağımsızlıktır, hürriyettir
Ben ezelden beridir bağımsızlık yaşadım, serbest yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım
Mehmet Âkif bu kıtada hürriyet kavramını işliyor Ben kelimesi ile Türk Milletini kastediyor ve:
Ben, yaratıldığı günden beri serbest yaşayan bir milletim, bundan sonra da serbest olarak yaşayacağım Beni tutsak edeceğini düşünenler ama aklını kaçırmış olanlardır Onların bu çılgınca düşüncelerine şaşarım Çünkü ben,Şimdiye dek hiç esir olmadım Hürriyeti elimden edinmek isteyen olursa kükremiş bir su baskını gibi coşar, önüme meydana çıkan engelleri çiğner geçerim Bu uğurda dağları parçalar, uçsuz bucaksız denizlere bire sığmam, tekrar taşarım
Garbı afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyyet! dediğin tek kadınsı kalmış canavar!
Bu kıtada Mehmet Âkif emperyalist, agresif batıya çatmakta, uygarlık adı altındaki kavgacı tutumunu kınamaktadır:
Bat ordularının en çağdaş silahlarla, tank ve toplarla,tıpatıp çelikten bir duvar gibi üzerimize yürümesi bizim için önemli değildirTürk Milletinin öyle bir iman gücü, şehitlik inancı vardır oysa, o imanlı göğüslerin her biri bir kale gibidir Bu imanlı göğüsler aleyhinde en modern silahlar etkisiz kalır, hepsi yok olur, parçalanır
Onların homurtuları, ulumaları da seni korkutmasın Uygarlık maskesi takarak etrafa saldırgan, zayıfları ezen ve sömüren bir canavar, bizim imanlı göğsümüze en ufak bir dehşet veremez Zaten Medeniyet adı aşağıda yapılan bu vahşiliklerden sonra onun reel canavar yüzü ortaya çıkmıştır O canavarın tek kadınsı kalmıştır, bize katiyen zarar veremez
Arkadaş! Yurdumu alçaklara uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın
Kim bilir, belki yarın ola ki yarından da yakın
Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milletine, onun kahraman askerlerine ümit ve istikrar aşılıyor ve:
Dost! Alçakların yurduma girmesine elbette müsade verme! Yurduna saldırgan düşmana gövdeni siper et! Onlarla ölünceye kadar savaş! Onların utanmazca saldırılarına karşı dur! Cenabı Hak mutlaka sana destek edecektir Çünkü Allah, sabreden ve korkmadan, Adalet yolunda savaşan müminlere zafer vereceğini Kuranı Kerimde vad etmiştir Allahın bu yardımı belki yarın, ola ki yarından da kısa zamanda ortaya çıkacaktır ve düşman acınacak halde edilecektir
Bastığın yerleri toprak! diyerek geçme, teşhis!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı
6kıtada tanrısal vatan ve vatan toprağı ele alınmakta, Mehmet Âkif gençlere, üzerinde yaşadıkları toprakların değerini ve özelliğini iyi bilmeleri gerektiğini anlatmaktadır:
Bastığın yerleri (toprak) deyip geçme! Geçmişini iyi öğren! Çünkü bu vatan toprakları, uğruna şehit düşenlerin kefensiz olarak gömüldükleri, her karışında bir şehit kanı olan tanrısal topraklardır Sen ama; dini, vatanı uğruna canını vererek, Allah katında makamların en yücesi olan şehitlik mertebesine ulaşmış bir babanın oğlusun Vatanına gereken değeri vermez, onu atalarının koruduğu gibi korumazsan, ataların incinir, üzülür Bu cennet vatanı her ne pahasına olursa olsun korumalı, dünyaları da alsan bu yurdun bir karış toprağını bile vermemelisin
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz fakat feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, tüm varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
İstiklal Marşının 7kıtasında Mehmet Âkif vatan sevgisini, vatan toprağının özelliğini ve Türk Vatanının yüceliğini, şöyle anlatmaktadır:
Bu cennet vatan uğruna canını vermeyecek olan kim var? İşte herkes vatanı uğruna canını saptamak için hazırlanmış bekliyor Şimdiye dek bu uğurda öyle çok yiğit canını verdi oysa: bir karış toprakta bir şehit yatmaktadır Toprağı sıksan, şehitlerin kanı fışkıracak kadar fazla şehit verilmiştir Allah canımı, canım kadar sevdiğim şeyleri, tüm varımı, yoğumu alsın; yeter ama beni bu vatanımdan ayrı ve uzak bırakmasın
Ruhumun senden, ilahi şudur ama emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli;
Bu ezanlarki şahadetleri dinin temeli
Baki yurdumun üzerinde benim inlemeli
8kıtada Mehmet Âkif, din ve vatan uğruna şehit olanların ruhlarına tercüman olmakta, onların:
Ulu Allahım! Ruhumun senden dileği şudur: Uğruna canımızı verdiğimiz yurdumuza düşmanlar girmesin, camilerime yabancılar el sürmesin! Bu mabetlerde okunan ezanlardaki şahadetler ama:
Eşhedü enla ilahe illallah,
Eşhedü enne Muhammeden resulullah
Kelimeleri Türk Milletinin müslümanlığının ve bağımsızlığının birincil şartı ve temelidir Özgürlük sembolü olan bu ezanlar yurdumun her köşesinde okunsun Milletim kıyamete kadar hür yaşasın
O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım;
Her cerihamda, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhi mücerred gibi terden naşım!
O vakit yükselerek Arşa değer, ola ki başım
O zaman (camilere düşman ayağının basmadığı, ezan seslerinin yurdun her köşesinde duyulduğu vakit) yeryüzünde bir mezar taşım varsa, mutluluk ve mutluluktan mezar taşım bile çoşkunlukla secdeye kapanacaktır
Milletimin hür olduğunu görmenin ve şehitlik makamına ermenin kıvancı ile mutluluk göz yaşlarım, savaşta aldığım yaralardan boşanır Cesedim, cisimsiz bir ruh gibi göklere çıkar ve öyle yükselir ancak, şayet göğün en yüksek katı olan Arşa (Allahın yüce katına) ulaşır
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın tümü helal
Edebiyyen sana değil, ırkıma yaok izmihlal
Hakkıdır, özgür yaşayan bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakka tapan, Milletimin istiklal
Büyük vatan şairi Mehmet Âkif İstiklal Marşının son kıtasında her yerde şanlı bayrağamıza hitap etmekte ve:
Şanlı bayrağım! Sen de artık şafaklar gibi al renginle, göklerimde özgürlük ve mesut olarak dalgalan Sabahtan şafağının arkasından görülen aydınlık gibi, Türk Milleti de bu sıkıntılı ve karanlık günlerden sonra aydınlığa kavuşacaktır Uğruna dökülen kanlarımızın hepsi sana helal olsun
Bundan Böyle Türk Milletinin yok olması, dağılması diye bir şey abediyyen laf konusu olamaz Çünkü; her zaman bağımsızlık yaşayan olan, defalarca tek olan Allaha inanan ve ona kulluk eden, defalarca vatanı uğruna çalışan ve çarpışan milletimin hürriyet ve istiklal her zaman hakkıdır
*