Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İşyerinde Başarının Anahtarı

İşyerinde Başarının Anahtarı
0
75

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
İşyerinde Başarının Anahtarı 21 yüzyılda şehvetli akıl üstteki düzey bir yöneticinin etkililik düzeyini başka herhangi bir etkenden fazla daha fazla etkileyecektir Bu hakiki keza tüm yöneticiler ve profesyoneller için geçerlidir Charles C Manz, PhD, Arizona State University Graduate School of Business​Birlikte çalıştığınız meslek arkadaşınızla sorunlar mı yaşıyorsunuz? Yöneticinizin ya da astınızın sizi anlamadığını mı düşünüyorsunuz? Müşterilerin negatif tepkileri karşı nasıl davranacağınızı bilemiyor musunuz? İçinizde bulunduğunuz ortamı ya da durumu başkalaşmak istiyorsunuz, ama elinizden hiçbir şey gelmiyor mu? Bir lahza için eski çağlara içten kısa bir gezi yapalım Atalarımız nasıl yaşıyorlardı, sorunlarıyla nasıl başa çıkıyor ve hayatta kalmayı nasıl başarıyorlardı? O Kadar çok etkenin yanı sıra, duyguların onlara manâlı boyutlarda yol gösterdiğini görüyoruz Mesela, “Nefret kaba hayvanlar, doğa olayları gibi farklı alanlara yönlendirilmiş tehlikelere karşı tedbir almalarını; “neşe birbirleri arasında bağ kurmalarını ve işbirliği yapmalarını; “kızgınlıksinir yaşadıkları yerlerde sınırlarını korumalarını ve “sevgi de soylarının devamlılığını sağlıyordu İçinde bulunduğumuz yirmibirinci yüzyılda, atalarımızdan ayrı bir çağda, bu çağın sunduğu olanaklarla ayrı bir ortamda, farklı önceliklerle ve amaçlarla yaşıyoruz Teknik buluşlar ve gelişmeler hayatı kolaylaştırıyor, kişilerin doğa aleyhinde yaşadıkları güçlükleri büyük ölçüde aşmalarını sağlıyor öte yandan çağdaş çağ kendi zorluklarını da beraberinde getiriyor: toplumsal düzendeki değişmeler, ekonomik şartların farklılaşması, meslek çevrelerinde ve ortamlarındaki gelişmeler, aile yapısındaki şansın dönmesi bizleri yeni alanlarda farklı alanlara yönlendirilmiş güçlüklerle ya da tehlikelerle karşısında karşıya bırakıyor Bu koşul da bizi fazla kayda değer bir soruya, “İşyerinde ve özel yaşamda başarının anahtarı nedir? sorusuna götürüyor Cevabınıysa “Lüzum işyerinde gerekse özel yaşamda elde ettiğimiz başarıların temelinde ‘hissi zekayı göstermek ve duyguları idare etmek’ yatıyor biçiminde verebiliyoruz Peki hissi zeka (EQ) nedir, ne kavrama gelir? ilk olarak John Mayer ve Peter Salovey’in 1989’da yayınladıkları makalelerinde kullandıkları şehvetli akıl kavramı, içinde barındırdığı duygu kelimesinden yola çıkarak sanılabileceği gibi “hissi olmakanlamına kuşkusuz gelmez Ilk Olarak hissi zeka, bildiğimiz ve alışkın olduğumuz şekliyle, veri edinme, anımsama, çözümsel düşünme ve problem çözme gibi akılsal zeka kavramı altında birleşen dağıtılmış bilişsel becerilere sahip kişiler için kullandığımız akıllı bireykavramına yeni bir tarif getirir Yaşamda başarılı olabilmesi için “akıllı bireylerin bu özelliklerin yanı sıra sahip olmaları gereken kişisel ve sosyal özellikleri bize hatırlatır Hissi akıl kavramı, özet olarak kişinin hem kendi duygularının, ayrıca de karşısındaki şahısların duygularının farkında olması, onları anlaması, tanımlaması, kaynakları ve nedenleriyle bağlantılandırması, duygularını yönetmesi ve onlardan lüzum kişisel alanda gerekse kişilerarası ilişkilerinde etkili bir biçimde yararlanmasıolarak açıklanabilir ve görüldüğü üzere içinde “bireysel farkındalık, “empati (kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak, onun duygu ve düşüncelerini içten olarak anlaması), “duygu yönetimi ve “ilişki yönetimi gibi ayrıca kişisel ve hem de sosyal yetkinlikleri barındırır Duygusal zekanın düşünce kavramının karşıtı olmadığının anlaşılması son derece önemlidir Hem duygu keza de zeka kavramlarını taşıyan duygusal zeka, bilişsel beceriler ile hisleri bir araya getirmeyi hedefler Bu, kalbin fikir karşı kazandığı bir başarı değildir, fikir ile kalbin bir birleşmesidir Diğer bir deyişle, şehvetli zeka kişinin duygularını karşılaştığı problemleri çözmek ve daha etkin, başarılı ve mutlu bir hayat sürmek için yol gösterici olarak kullanmasıdır Duygusal zekanın temelindeyse ünlü Yunan filozofu Socrates’in de söylediği gibi ilk olarak ‘kişinin kendisini tanıması’ yatar Kendini tanıyan, duygu ve düşüncelerinin haberdar, dinç ve geliştirilmesi gereken yönlerini bilen bir birey kendi duygu, hafıza ve davranışlarını yönetebilir ve kişilerarası olumlu ve yapıcı ilişkileri kurabilir Hissi zeka yaklaşımı çerçevesinde büyük yük içeren “idare etmek kavramı, yalnızca yöneticilerin kendilerine alt çalışanları yönetmesi anlamıyla sınırlı kalmamakta, tersine, en kayda değer farkı yaratanın öncelikle kişinin kendini yönetmesi olduğunun altını çizer Uzun yıllar boyunca, şahısların özel yaşamlarında manâlı bir yere sahip olan duyguların, geleneksel bir yaklaşımla, iş yaşamında önemsenmediğini, göz önüne alınmadığını, tersine düşüncesiz ve pek çok durumda da zarar verici sayıldığını görüyoruz Ama günümüzde, kişinin hissi farkındalığı, duygularını yönetebilme ve güvene dayalı, dinç ilişkiler kurma becerisi, başka bir deyişle gelişmiş bir hissi zekaya sahip olması işyerinde başarının anahtarı olarak karşımıza çıkar Bugün organizasyonlarda, insana bahşedilen önemin artmasıyla başlayan insan kaynakları yönetimine geçiş sürecinin arkasından ve yeni idare anlayışlarındaki farklılaşmalarla birlikte duyguların meslek yaşamında yerinin ve öneminin daha pozitif kavrandığına şahit oluyoruz Duygusal akıl özellikleri, işe alım süreçlerinden performans yönetimi, kariyer gelişimi, eğitim gibi öyle fazla insan kaynakları yönetimi aşamasında belirleyici ve önemli birer ölçüt olarak kullanılıyor Örneğin, işe alım sürecinde o kadar fazla şirket tarafından usul olarak tercih edilen “yetkinlik bazlı mülâkat teknikleri ve “değer biçme merkezi (assessment center) uygulamalarında ölçülen iletişim, duyarlık, inisiyatif kullanma, zorluklar karşısında sağlamlık, olumlu düşünme, motivasyonu koruma, kişilerarası ilişkilerde başarılı olma gibi yetkinliklerin çoğunun bireysel ve kişilerarası alanlara ilişkin olduğunu ve potansiyel bir çalışanın meslek yaşamında elde edebileceği başarıyı öngörebilmek için temelde kişinin şehvetli akıl özelliklerinin ölçülmesinin hedeflendiğini görüyoruz Aynı bir biçimde, performans değerleme ve terfi aşamalarında da çalışanların teknik yeterliliklerinin yanı sıra duygusal akıl özelliklerinin önemle dikkate alındığını ve verilen karar üzerinde büyük rol oynadığını izleyebiliyoruz İşyerlerinde karşılaştığımız, belki de yaşadığımız bazı durumları düşünelim: Eğitimli, alanında deneyimli ve zorunlu bütün teknik bilgiye sahip bir yöneticinin astlarıyla etkin iletişim kuramaması, onları motive ederek harekete geçirememesi; şirketin öbür departmanlarından iki çalışan arasında yaşanan çatışmanın uzun süreli ve çözümsüz bir gerilime dönüşmesi, olumsuz etkilerin şirket genelinde hissedilmesi; bir çalışanın zaman zaman yaşadığı duygu patlamalarının ekip üyeleri tarafından anlayışsızlıkla karşılanması; şirket çalışanıyla yaptığı uzun bir görüşmenin gerisinde müşterinin anlaşılmadığı hissini paylaşarak şirketle ilişiğini kesmek isteğini dile getirmesi Bu ve aynı durumlarda başarısız olunmasının ardında yatan etkenleri incelediğimizde, yöneticinin veya çalışanın kişisel farkındalığa sahip olmadığını, olumsuz koşullar aşağı (gerginlik aleyhinde, çatışma durumunda, kriz anlarında vb) kendine ve duygularına hâkim olamadığını, olaylara tek yanlı yaklaşarak çalışanların, yöneticilerin ya da müşterilerin durumlarına ve ihtiyaçlarına duyarlılık göstermediğini (empati kuramadığını) ve kişinin astlarıyla, yöneticileriyle, öteki çalışanlar ve müşterilerle olumlu kişilerarası ilişkiler kurmadığını görüyoruz Başka bir deyişle, çalışanın başarısızlığında büyük oranda kişinin hissi zekasını etkin kullanmamasının rolü olduğunu söyleyebiliyoruz Duygusal zeka üzerine yayınladığı ve büyük beğeni toplayan kitaplarıyla bilinen, kavramının geniş kitlelere yayılmasını sağlayan psikolog – gazeteci yazan Daniel Goleman da Working with Emotional Intelligence(1998) başlıklı kitabında, 181 şirkette yürütülen ve çeşitli işleri ve yetkinlikleri kapsayan araştırmaları değerlendirerek, yüksek performans için gerekli yetkinliklerin yüzde 67’sinin duygusal zeka benzer yetkinlikler olduğunu belirtir Bu bağlamda, alanımızda akıllı, tecrübeli ve yetkin bir çalışan olmamız doğal olarak bize belirtilen bir altyapılar sağlar Fakat unutmayalım fakat sadece bu özelliklere sahip olmamız işyerinde başarılı olmamız için yeterli değildir Bir yana kendimizi tanımamız, dinç ve geliştirilebilecek yönlerimizin farkında olmamız, duygularımızı ve davranışlarımızı yönetmemiz, öte taraftan da öteki çalışanlara, astlarımıza, yöneticilerimize ve müşterilerimize empatiyle yaklaşarak onların duygu ve düşüncelerini anlamamız gereklidir Oysa bu yaklaşma bizi işyerinde kurduğumuz ilişkilerde başarılı olmaya götürür Duygusal zekasını kullanan, başka bir deyişle kendi duygularını tanıyan ve yönetebilen, başkalarının duygularına, açlık ve ihtiyaçlarına sağduyu olan yöneticiler ve çalışanlar, işyerlerinde güvene dayalı kişilerarası ilişkiler kurar Bu doğrultuda fikirlerini açık ve ilk elden dile getirir, keza kendilerini ayrıca de birlikte çalıştıkları kişileri ve müşterilerini istenilen sonuca karşın olarak dar bir biçimde harekete geçirir, baskı koşullar altında olumlu düşünme tarzını koruyarak motivasyonun yüksek olmasını sağlayıp çatışmaları, olumlu atmosferi koruyarak, çözüme yönelik olarak sonuçlandırırlar Dolayısıyla, bu becerileriyle şehvetli zekası gelişmiş çalışanların şirketlerinin başarısında rolleri ve katkıları büyüktür Kurdukları teknik altyapı, detaylı bilgisayar ağı, enerjik pazarlama ve irtibat stratejileriyle temelleri atılan benzer şirketler arasındaki farkı bu şirketlerde çalışanlar yaratır Ne mutlu ama, şehvetli zeka öğrenebileceğimiz ve geliştirilebileceğimiz yetkinlikleri içeriyor Iş yaşamında sonra gelmek ve şirketlerimize fazla layık katmak için, çalışanlar olarak bize bu becerilerimizi geliştirmek düşüyor Şirket olarak da çalışanların şehvetli zekalarını için atılacak manâlı adımlar arasında, çeşitli bireysel ve kişilerarası yetkinlikleri konu bölge eğitim programları aranje etmek, yöneticilerin astlarını ‘coaching’ sürecinde yönlendirmeleri gibi uygulamalar yer alıyor Shakespeare dünyayı bir sahne, insanlarıysa birer oyuncu olarak tanımlar Evet, bu hayat bizim yaşamımız; sahnedeki oyuncular olarak başarımızsa hissi zekamızı ne oranda kullandığımıza emrindeki Üst düzey irtibat ve etkili kişilerarası ilişkiler kurmamızın yanı sıra, potansiyelimizi gerçekleştirmemizi, amaçlarımıza, isteklerimize ulaşmamızı, değerlerimizi keşfetmemizi ve onları yaşama geçirmemizi karşılayan duygusal zekamızı ilerletmek de bizim elimizde Bunun için kendimizi tanımaya ve geliştirmeye istekli, öğrenmeye açık olalım Keza unutmayalım oysa, meslek yaşamı ile özel yaşamın dengesi de büyük önem taşır Bu becerileri yaşamımızın her iki alanında da sergilediğimizde kişi olarak mutluluğumuz, üretkenliğimiz ve başarımız artar Öyleyse diyebiliriz ama işyerinde ve bütün yaşamda başarının anahtarı: Duygusal zekayı kullanabilmek ve duyguları yönetebilmektedir Yazı: Zeynep Anamur Perek  
 
858,496Konular
982,159Mesajlar
30,101Kullanıcılar
omerdemir1Son üye
Üst Alt