nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Ivan Pavlov kimdir,
Ivan Pavlov hayatı,
Ivan Pavlov hakkında
Ivan Pavlov
(18491936)
Başlıca Adı Ivan Petroviç Pavlov Rus Fizyolog,Psikolog Ve Fizikçidir
Son derece sabırlı, kendine güvenen, heyecan dolu bir bilimadamı olan Pavlov, sonra koşullanmış istemsiz hareketadım vereceği, alışkanlığa alt davranışlar üzerinde çalışmalar yaptı Sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu çalışmasında da deneyde kullanılan (kobay) olarak köpekleri kullandı
Bir çoğumuz apansız yıldırım çaktığında, veya umulmadık bir çığlık duyduğumuzda yerimizden sıçrarız Bu tutum bir tehlike aleyhinde olduğumuz düşüncesinden doğmamakta, ilk elden oluşmaktadır Düşünmek için zaman da yoktur zaten Karanlıktan aydınlığa çıktığımızda gözlerimiz elimizde olmadan kamaşır; sert bir hareketle yüzyüze geldiğimizde irkiliriz Nefes borumuza minik bir yemek kırıntısı kaçtığında öksürmeye, üşüdüğümüzde titremeye başlarız
İstenç dışı oluşan bu cins davranışlara istemsiz hareket denir Yeni doğan çocuğun ağlaması tipik bir reflekstir; herhangi bir öğrenme ya da koşullanma gerektirmez Istemsiz Hareket, insana özgü bir davranış değildir; daha fazla hayvanların sergilediği doğal bir tepkidir Davranışlarımızın minik bir bölümünü kapsayan doğal tepkilerimizi değiştiremeyiz Ama sosyal ilişkiler içinde kazandığımız davranışlarımızın çoğunlukla basit bir etki tepkitekdüzeliği içinde kaldığı söylenemez; bunlar arasında istemsiz hareket görünümünde olanlar bile değişime açıktır Bu, bir ölçüde hayvanlar için de doğrudur
Sirk hayvanlarının bizi eğlendiren, çoğu kez hayrete düşüren becerileri istemsiz hareketdediğimiz doğal tepkiler değil, öğrenilmiş davranışlardır Bir aslan oysa kesin bir eğitim sürecinden sonra alev çemberinden atlayarak geçer Ayının tef eşliğinde dansetmesi, köpeğin iki ayağı üstünde durması ya da sahibinin fırlattığı topu kapıp getirmesi doğal tepki yok, kazanılan birer alışkanlıktır Bir maharet, yerleşik bir alışkanlığa dönüşünce, düşünme gerektirmeyen istemsiz hareket tarzında bir tutum haline gelir, emin bir uyarıyla istenç dışı olarak açığa çıkar
Mesela, sorulduğunda adımızı derhal söylememiz; iki kere iki kaç edersorusunu dörtdiye yanıtlamamız; telefon çaldığında ahizeyi kaldırır kaldırmaz alodememiz; gömleğimizi iliklememiz, ayakkabı bağını bağlamamız, vb davranışlarımız düşünme gerektirmeyen istemsiz hareket tarzında hareketlerdir
Birincil bakışta, doğuştan sahip olduğumuz reflekslerle, daha sonra kazandığımız yüzme, hitabe, dansetme gibi becerilerimizi karışıklığa itmek kolay değildir Bu nesil alışkanlıkların oluşumuyla birincil ilgilenen bilimadamı, Rus fizyologu Ivan Pavlov olmuştur
Bir köy papazının oğlu olan Ivan, daha küçük yaşta okumaya, öğrenmeye olağanüstü alaka gösteriyordu Çocuğun bu ilgisini farkeden ailesi, onun iyi bir eğitim alması yolunda az kalsın seferber oldu Orta öğretim yıllarında, seminerine katıldığı bir öğretmeninin teşvikiyle, Ivan bilime yöneldi ve araştırma merakı giderek onda yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüştü
Genç analist liseyi bitirir bitirmez St Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi'ne başvurdu Fizyolojiye duyduğu özel ilgi nedeniyle yüksek öğrenimini tıp alanında tamamladı, ama hekim olarak çalışmadı Tek amacı kendi eliyle kurduğu bir laboratuvarda araştırmalarını sürdürmekti Oysa finansal olanakları kısıtlıydı Sonunda özel bir klinikle müşterek ufak bir laboratuvar kurmayı başardı
Pavlov, donanımı yetersiz olan bu yerde kimsesiz çalışmaya koyuldu Uzun vakit bir asistan bile tutamadı Ne var ancak, genç bilimadamı kararlıydı Çok geçmeden deneyleriyle bilim çevrelerinin dikkatini çekmeyi başardı ve böylece Tıp Akademisi'ne profesör olarak atandı
Bir süre sonra da yeni kurulan Deneysel Araştırma Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi Özellikle sindirim sistemi üzerindeki araştırmasıyla adı uluslararası bilim çevrelerinde duyulan Pavlov, 1904'de Nobel Ödülü'nü kazandı İşlediği ana çabuk, sindirim dahil, bedensel bütün fonksiyonların asap sisteminin denetiminde olduğuydu (o zaman hormonların sindirim sürecindeki rolü hemen şimdi bilinmiyordu)
Son derece sabırlı, kendine güvenen, heyecan batmış bir bilimadamı olan Pavlov, bir zamanlar beri ilgilendiği bir konuya dönmeye karar verdi Bu konu, onun daha sonra koşullanmış refleksadını vereceği, alışkanlığa emrindeki davranışlardı Pavlov, sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu yeni çalışmasında da denek (denek) olarak köpekleri kullandı
Bilindiği üzere, gıda (örneğin bir kemik ya da et parçası) gördüklerinde köpeklerin ağızları sulanır, kimi hallerde salyaları akar Gerçekten bu doğal refleks, derece farkıyla insanlarda da görülen bir olaydır Ayrıca insanların ağzının sulanması için, aracısız olarak yiyecek görmeleri de gerekmemektedir Yatılı okul öğrencileri, öğle yemeği öncesi zilin çalmasıyla ağızlarının nasıl sulandığını çok iyi bilirler
Pavlov, aynı koşullanmanın köpeklerde de olup olmadığını ortaya belirlemek istedi Yaptığı deney basitti: Odasında tuttuğu köpeğe bir zil sesinden sonra yiyeceğini verdi Bu başvuru formu düzenli olarak birkaç hafta sürdürüldükten sonradan köpeğin ağzının sulandığını gördü Hayvan ilk elden yiyeceğe gösterdiği refleksi artık zil sesine de göstermekteydi
Başka bir deneyinde Pavlov, zil sesi yerine uyarıcı olarak biri çembersel, diğeri oval biçimde iki ışık kullandı Köpeğe, yiyeceğini çembersel ışıktan daha sonra verip, oval ışıktan sonradan vermemeye başladı
Bir vakit sonradan köpeğin çembersel ışığa refleks gösterdiğini, oval ışığa ise göstermediğini; ancak, oval ışığı çembersel ışığa dönüştürme süreci başlayınca, hayvanın ayırdetme sıkıntısına düştüğünü ve çok geçmeden hırçınlaşarak sağa sola koşup havlamaya başladığını saptadı (Neyse ki Pavlov, koşullanmayı çözme yöntemiyle köpeği içine düştüğü bunalımdan kurtarmıştır!)
Bu sonuç şüphesiz, hayvanların da ırk gibi deneyimler aracılığıyla refleksler kazanabilecekleri anlamına gelmektedir
Pavlov bu kadarla yetinmemiş ve yeniden deneyde kullanılan olarak, hayvanların da halk müziği gibi koşullanmayla edinilmiş reflekslerden kurtulabileceğini göstermiştir Ağız sulanması refleksine dönelim: Yukarıda belirtildiği üzere, refleksin kurulmasına yönelik birincil aşamada, gıda verilmeden önce zil çalınmaktaydı Bu aşamada köpeğin bir zaman daha sonra zil sesiyle gıda beklentisi içine düştüğünü biliyoruz
Koşullanmayı çözmeye yönelik ikinci aşamada, zil çaldığı halde gıda verilmez; beklenti artan bir şekilde zayıflamaya yüz miktar; sonunda zil sesi etkisini yitirir, koşullanma kırılır Zil sesine karşın hayvanda istemsiz hareket görülmez olur Bu, hayvanlarda da koşullanmış davranışın doğal reflekse dönüşmediği anlamına gelmektedir
Başka bir deyişle, deneyimle kazanılan (ya da yitirilen) bir istemsiz hareket, salt fizyolojik bir olay yok, kimi ruhsal yetileri de taşıyan, psikolojik bir davranıştır Pavlov'un ulaştığı bu sonucun, yüzyılımızın birincil yarısında büyük bir atılım içine giren Tutum Psikolojisidediğimiz Behaviorism'e yol açtığı söylenebilir
Sindirim sistemi üzerindeki çalışması Pavlov'a Nobel Ödülü'nü kazandırmıştı; lakin onu dünya ölçüsünde meşhur kılan, koşullanmış istemsiz hareket çalışması oldu Bolşevik devriminden daha sonra Sovyetler Birliği Pavlov'a üstün bir haysiyet tanır Bu olur ya de onun yöntemiyle 'HalklarınMarxist ideolojiye kolayca koşullandırılabileceği beklentisinden ileri gelmiştir
Ivan Pavlov köpekler üzerindeki deneyleriyle insan davranışlarını inceleyen psikologlara sahiden kayda değer bir ışık tutmuştu Ne var oysa, insan davranışlarının salt koşullanmış reflekslere indirgenemeyeceği yetmiş yıllık Sovyet deneyiminin sonuçsuz kalmasıyla açıklık kazanmıştır *
Ivan Pavlov hayatı,
Ivan Pavlov hakkında
Ivan Pavlov
(18491936)
Başlıca Adı Ivan Petroviç Pavlov Rus Fizyolog,Psikolog Ve Fizikçidir
Son derece sabırlı, kendine güvenen, heyecan dolu bir bilimadamı olan Pavlov, sonra koşullanmış istemsiz hareketadım vereceği, alışkanlığa alt davranışlar üzerinde çalışmalar yaptı Sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu çalışmasında da deneyde kullanılan (kobay) olarak köpekleri kullandı
Bir çoğumuz apansız yıldırım çaktığında, veya umulmadık bir çığlık duyduğumuzda yerimizden sıçrarız Bu tutum bir tehlike aleyhinde olduğumuz düşüncesinden doğmamakta, ilk elden oluşmaktadır Düşünmek için zaman da yoktur zaten Karanlıktan aydınlığa çıktığımızda gözlerimiz elimizde olmadan kamaşır; sert bir hareketle yüzyüze geldiğimizde irkiliriz Nefes borumuza minik bir yemek kırıntısı kaçtığında öksürmeye, üşüdüğümüzde titremeye başlarız
İstenç dışı oluşan bu cins davranışlara istemsiz hareket denir Yeni doğan çocuğun ağlaması tipik bir reflekstir; herhangi bir öğrenme ya da koşullanma gerektirmez Istemsiz Hareket, insana özgü bir davranış değildir; daha fazla hayvanların sergilediği doğal bir tepkidir Davranışlarımızın minik bir bölümünü kapsayan doğal tepkilerimizi değiştiremeyiz Ama sosyal ilişkiler içinde kazandığımız davranışlarımızın çoğunlukla basit bir etki tepkitekdüzeliği içinde kaldığı söylenemez; bunlar arasında istemsiz hareket görünümünde olanlar bile değişime açıktır Bu, bir ölçüde hayvanlar için de doğrudur
Sirk hayvanlarının bizi eğlendiren, çoğu kez hayrete düşüren becerileri istemsiz hareketdediğimiz doğal tepkiler değil, öğrenilmiş davranışlardır Bir aslan oysa kesin bir eğitim sürecinden sonra alev çemberinden atlayarak geçer Ayının tef eşliğinde dansetmesi, köpeğin iki ayağı üstünde durması ya da sahibinin fırlattığı topu kapıp getirmesi doğal tepki yok, kazanılan birer alışkanlıktır Bir maharet, yerleşik bir alışkanlığa dönüşünce, düşünme gerektirmeyen istemsiz hareket tarzında bir tutum haline gelir, emin bir uyarıyla istenç dışı olarak açığa çıkar
Mesela, sorulduğunda adımızı derhal söylememiz; iki kere iki kaç edersorusunu dörtdiye yanıtlamamız; telefon çaldığında ahizeyi kaldırır kaldırmaz alodememiz; gömleğimizi iliklememiz, ayakkabı bağını bağlamamız, vb davranışlarımız düşünme gerektirmeyen istemsiz hareket tarzında hareketlerdir
Birincil bakışta, doğuştan sahip olduğumuz reflekslerle, daha sonra kazandığımız yüzme, hitabe, dansetme gibi becerilerimizi karışıklığa itmek kolay değildir Bu nesil alışkanlıkların oluşumuyla birincil ilgilenen bilimadamı, Rus fizyologu Ivan Pavlov olmuştur
Bir köy papazının oğlu olan Ivan, daha küçük yaşta okumaya, öğrenmeye olağanüstü alaka gösteriyordu Çocuğun bu ilgisini farkeden ailesi, onun iyi bir eğitim alması yolunda az kalsın seferber oldu Orta öğretim yıllarında, seminerine katıldığı bir öğretmeninin teşvikiyle, Ivan bilime yöneldi ve araştırma merakı giderek onda yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüştü
Genç analist liseyi bitirir bitirmez St Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi'ne başvurdu Fizyolojiye duyduğu özel ilgi nedeniyle yüksek öğrenimini tıp alanında tamamladı, ama hekim olarak çalışmadı Tek amacı kendi eliyle kurduğu bir laboratuvarda araştırmalarını sürdürmekti Oysa finansal olanakları kısıtlıydı Sonunda özel bir klinikle müşterek ufak bir laboratuvar kurmayı başardı
Pavlov, donanımı yetersiz olan bu yerde kimsesiz çalışmaya koyuldu Uzun vakit bir asistan bile tutamadı Ne var ancak, genç bilimadamı kararlıydı Çok geçmeden deneyleriyle bilim çevrelerinin dikkatini çekmeyi başardı ve böylece Tıp Akademisi'ne profesör olarak atandı
Bir süre sonra da yeni kurulan Deneysel Araştırma Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi Özellikle sindirim sistemi üzerindeki araştırmasıyla adı uluslararası bilim çevrelerinde duyulan Pavlov, 1904'de Nobel Ödülü'nü kazandı İşlediği ana çabuk, sindirim dahil, bedensel bütün fonksiyonların asap sisteminin denetiminde olduğuydu (o zaman hormonların sindirim sürecindeki rolü hemen şimdi bilinmiyordu)
Son derece sabırlı, kendine güvenen, heyecan batmış bir bilimadamı olan Pavlov, bir zamanlar beri ilgilendiği bir konuya dönmeye karar verdi Bu konu, onun daha sonra koşullanmış refleksadını vereceği, alışkanlığa emrindeki davranışlardı Pavlov, sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu yeni çalışmasında da denek (denek) olarak köpekleri kullandı
Bilindiği üzere, gıda (örneğin bir kemik ya da et parçası) gördüklerinde köpeklerin ağızları sulanır, kimi hallerde salyaları akar Gerçekten bu doğal refleks, derece farkıyla insanlarda da görülen bir olaydır Ayrıca insanların ağzının sulanması için, aracısız olarak yiyecek görmeleri de gerekmemektedir Yatılı okul öğrencileri, öğle yemeği öncesi zilin çalmasıyla ağızlarının nasıl sulandığını çok iyi bilirler
Pavlov, aynı koşullanmanın köpeklerde de olup olmadığını ortaya belirlemek istedi Yaptığı deney basitti: Odasında tuttuğu köpeğe bir zil sesinden sonra yiyeceğini verdi Bu başvuru formu düzenli olarak birkaç hafta sürdürüldükten sonradan köpeğin ağzının sulandığını gördü Hayvan ilk elden yiyeceğe gösterdiği refleksi artık zil sesine de göstermekteydi
Başka bir deneyinde Pavlov, zil sesi yerine uyarıcı olarak biri çembersel, diğeri oval biçimde iki ışık kullandı Köpeğe, yiyeceğini çembersel ışıktan daha sonra verip, oval ışıktan sonradan vermemeye başladı
Bir vakit sonradan köpeğin çembersel ışığa refleks gösterdiğini, oval ışığa ise göstermediğini; ancak, oval ışığı çembersel ışığa dönüştürme süreci başlayınca, hayvanın ayırdetme sıkıntısına düştüğünü ve çok geçmeden hırçınlaşarak sağa sola koşup havlamaya başladığını saptadı (Neyse ki Pavlov, koşullanmayı çözme yöntemiyle köpeği içine düştüğü bunalımdan kurtarmıştır!)
Bu sonuç şüphesiz, hayvanların da ırk gibi deneyimler aracılığıyla refleksler kazanabilecekleri anlamına gelmektedir
Pavlov bu kadarla yetinmemiş ve yeniden deneyde kullanılan olarak, hayvanların da halk müziği gibi koşullanmayla edinilmiş reflekslerden kurtulabileceğini göstermiştir Ağız sulanması refleksine dönelim: Yukarıda belirtildiği üzere, refleksin kurulmasına yönelik birincil aşamada, gıda verilmeden önce zil çalınmaktaydı Bu aşamada köpeğin bir zaman daha sonra zil sesiyle gıda beklentisi içine düştüğünü biliyoruz
Koşullanmayı çözmeye yönelik ikinci aşamada, zil çaldığı halde gıda verilmez; beklenti artan bir şekilde zayıflamaya yüz miktar; sonunda zil sesi etkisini yitirir, koşullanma kırılır Zil sesine karşın hayvanda istemsiz hareket görülmez olur Bu, hayvanlarda da koşullanmış davranışın doğal reflekse dönüşmediği anlamına gelmektedir
Başka bir deyişle, deneyimle kazanılan (ya da yitirilen) bir istemsiz hareket, salt fizyolojik bir olay yok, kimi ruhsal yetileri de taşıyan, psikolojik bir davranıştır Pavlov'un ulaştığı bu sonucun, yüzyılımızın birincil yarısında büyük bir atılım içine giren Tutum Psikolojisidediğimiz Behaviorism'e yol açtığı söylenebilir
Sindirim sistemi üzerindeki çalışması Pavlov'a Nobel Ödülü'nü kazandırmıştı; lakin onu dünya ölçüsünde meşhur kılan, koşullanmış istemsiz hareket çalışması oldu Bolşevik devriminden daha sonra Sovyetler Birliği Pavlov'a üstün bir haysiyet tanır Bu olur ya de onun yöntemiyle 'HalklarınMarxist ideolojiye kolayca koşullandırılabileceği beklentisinden ileri gelmiştir
Ivan Pavlov köpekler üzerindeki deneyleriyle insan davranışlarını inceleyen psikologlara sahiden kayda değer bir ışık tutmuştu Ne var oysa, insan davranışlarının salt koşullanmış reflekslere indirgenemeyeceği yetmiş yıllık Sovyet deneyiminin sonuçsuz kalmasıyla açıklık kazanmıştır *