nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,677
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 61
Johannes Eriugena, Johannes Eriugena felsefesi, Johannes Eriugena düşüncesi, Johannes Eriugena hakkında bilgi
Johannes Eriugena Kimdir? (810 877)
İrlandalı olan Johannes Eriugena kral olan Kel Karl'ın daveti üstüne Paris'e gelmiştir Saray Okulunda bir süre hocalık yapmıştır Eriugena'dan Dogmanın Paylaşılması Üstüneisimli bir eser bugün elimizde bulunmaktadır Açık mistik dinsel eğilimler içeren bu eser, Yeni Eflâtunculuğun dinç bir biçimde etkisi altındadır; nitekim daha sonra bu nedenle kilise kadar reddedilmiştir
Eriugena'ya kadar doğanın, birbirinden bambaşka olan, dört alam vardır Önce yaratılmamış olan, lakin kendisi yaratan doğa, yani Allahvardır Eriugena yaratmayı Yeni Eflâtunculuktaki gibi anlar Allah'tan, Eflatun'un idelerini içeren doğa oluşmuştur
Bu ikinci alanda bütün varlıkların başlangıçsız ve sonrası olmayan örnekleri bulunur Doğanın bu ikinci alam Allah kadar yaratılmıştır Ama, kendisi de, yaratma gücüne sahiptir Çünkü doğanın bu bölümünü oluşturan ideler eşyanın meydana gelmesine neden olur Doğanın üçüncü alanını, yaratılmış olan ve kendileri yaratmaktan mahrum bulunan cisimleroluşturur
Son olarak, doğanın bütününde veya değişik alanlarında, yaratılmamış ve artık kendisi de yaratmayan doğaya; yani Allaha, sonunda gerçekleşecek olan, tekrar kavuşma cereyani vardır Eriugena'nın düşüncesine tarafından, Allah doğanın yalnız başında yok, sonunda da bulunur Yani evren, Allah'tan başlayıp yeniden Allah'a ulaşan bir tayin hareketidir Doğanın tüm amacı, dönüp dolaşıp sonunda her yerde Allah'a ulaşmaktır
Eriugena'nın Hıristiyan olmaktan çok Yeni Eflâtuncu olan bu görüşleri, bununla birlikte olumsuz ilahiyatın da başlangıcı olmuştur Eriugena'ya tarafından Allah konusundaki tüm savunduklarımız dürüst olmaktan fazla yanlıştırlar Çünkü Allah için mutlak güç sahibidir, bütünlüğün (vahdet) kendisidir vbdediğimde tüm bunlar, Allah'ın niteliğini iyice ortaya koyamayan ve koyamayacak olan sıfatlardır
Bir cisme bir önad yüklediğimiz vakit, bununla beraber, bu cismin bu niteliğin karşıtı olanlarını dışında bıraktığını söylemiş oluruz Laf gelişi tebeşire beyazdır demek, aynı zamanda, tebeşir siyah değildir demektir de Ama Allah konusunda böyle bir yargıda bulunamayız Çünkü Allah'ın var olduğunu bile söyleyemeyiz, zira Allah, bununla birlikte, her şeyin içinde kaybolduğu bir uçurumdur da
Görülüyor ancak Eriugena için ama negatif ilahiyat mümkündür Çünkü Allah'a bazı sıfatlar yükleyip de, bunların karşıtlarını kendisinden kaldıramıyoruz Ayrıca Allah'ı anlayışlı olmakda gelişi hoş bir objeyi kavramaya ayrı Allah'ı iyi anlamak istersek, yalnızca dikkatimizi kendisine yöneltmek yeterli değildir Bunun için bilinci büsbütün susturmak, tam bir kendinden geçme durumu (cezbe) karşılamak gerekir
Bu noktada Eriugena felsefesinin tam anlamıyla gizemli olan yanıyla tanışmış bulunuyoruz Bu türden düşüncelere, yani Allah'ı kavramak için kesinkes bilincin sınırlarını aşmak gerektiği ve Allah ile ama kendinden geçme durumunda birleşebileceği görüşüne, Ortaçağ ve Yeniçağın bütün mistiklerinde rastlarız Ancak hakiki ve saf Skolastiğin bu gibi mistik görüşleri reddedip, onlarla kavgaya tutuşmasını doğal karşılamak gerekir Çünkü reel Skolastik, Allah'ın niteliğini yargılarlaanlamaya çalışır
Tüm bu mistik eğilimlerine rağmen, Eriugena'yı bütün bir Ortaçağ filozofu sayabiliriz Çünkü onun felsefesinde de Allahesas konu olarak işlenmiştir Ortaçağ felsefesi, her şeyden önce, bir teoloji (ilâhiyat)dir Doğa konulan bu felsefe için ancak ikinci plânda kazanç
Ortaçağın birincil dönemleri (VX yüzyıllar) Batı için bir gerileme dönemidir Bu dönemde, Eriugena'dan diğer ismini anmaya değerinde bir özellikte düşünür yoktur Ama benzer dönemde Doğunun özellikle örgütlenme durumunda yer alan İslâmdünyasının durumu baştan sona başkadır *
Johannes Eriugena Kimdir? (810 877)
İrlandalı olan Johannes Eriugena kral olan Kel Karl'ın daveti üstüne Paris'e gelmiştir Saray Okulunda bir süre hocalık yapmıştır Eriugena'dan Dogmanın Paylaşılması Üstüneisimli bir eser bugün elimizde bulunmaktadır Açık mistik dinsel eğilimler içeren bu eser, Yeni Eflâtunculuğun dinç bir biçimde etkisi altındadır; nitekim daha sonra bu nedenle kilise kadar reddedilmiştir
Eriugena'ya kadar doğanın, birbirinden bambaşka olan, dört alam vardır Önce yaratılmamış olan, lakin kendisi yaratan doğa, yani Allahvardır Eriugena yaratmayı Yeni Eflâtunculuktaki gibi anlar Allah'tan, Eflatun'un idelerini içeren doğa oluşmuştur
Bu ikinci alanda bütün varlıkların başlangıçsız ve sonrası olmayan örnekleri bulunur Doğanın bu ikinci alam Allah kadar yaratılmıştır Ama, kendisi de, yaratma gücüne sahiptir Çünkü doğanın bu bölümünü oluşturan ideler eşyanın meydana gelmesine neden olur Doğanın üçüncü alanını, yaratılmış olan ve kendileri yaratmaktan mahrum bulunan cisimleroluşturur
Son olarak, doğanın bütününde veya değişik alanlarında, yaratılmamış ve artık kendisi de yaratmayan doğaya; yani Allaha, sonunda gerçekleşecek olan, tekrar kavuşma cereyani vardır Eriugena'nın düşüncesine tarafından, Allah doğanın yalnız başında yok, sonunda da bulunur Yani evren, Allah'tan başlayıp yeniden Allah'a ulaşan bir tayin hareketidir Doğanın tüm amacı, dönüp dolaşıp sonunda her yerde Allah'a ulaşmaktır
Eriugena'nın Hıristiyan olmaktan çok Yeni Eflâtuncu olan bu görüşleri, bununla birlikte olumsuz ilahiyatın da başlangıcı olmuştur Eriugena'ya tarafından Allah konusundaki tüm savunduklarımız dürüst olmaktan fazla yanlıştırlar Çünkü Allah için mutlak güç sahibidir, bütünlüğün (vahdet) kendisidir vbdediğimde tüm bunlar, Allah'ın niteliğini iyice ortaya koyamayan ve koyamayacak olan sıfatlardır
Bir cisme bir önad yüklediğimiz vakit, bununla beraber, bu cismin bu niteliğin karşıtı olanlarını dışında bıraktığını söylemiş oluruz Laf gelişi tebeşire beyazdır demek, aynı zamanda, tebeşir siyah değildir demektir de Ama Allah konusunda böyle bir yargıda bulunamayız Çünkü Allah'ın var olduğunu bile söyleyemeyiz, zira Allah, bununla birlikte, her şeyin içinde kaybolduğu bir uçurumdur da
Görülüyor ancak Eriugena için ama negatif ilahiyat mümkündür Çünkü Allah'a bazı sıfatlar yükleyip de, bunların karşıtlarını kendisinden kaldıramıyoruz Ayrıca Allah'ı anlayışlı olmakda gelişi hoş bir objeyi kavramaya ayrı Allah'ı iyi anlamak istersek, yalnızca dikkatimizi kendisine yöneltmek yeterli değildir Bunun için bilinci büsbütün susturmak, tam bir kendinden geçme durumu (cezbe) karşılamak gerekir
Bu noktada Eriugena felsefesinin tam anlamıyla gizemli olan yanıyla tanışmış bulunuyoruz Bu türden düşüncelere, yani Allah'ı kavramak için kesinkes bilincin sınırlarını aşmak gerektiği ve Allah ile ama kendinden geçme durumunda birleşebileceği görüşüne, Ortaçağ ve Yeniçağın bütün mistiklerinde rastlarız Ancak hakiki ve saf Skolastiğin bu gibi mistik görüşleri reddedip, onlarla kavgaya tutuşmasını doğal karşılamak gerekir Çünkü reel Skolastik, Allah'ın niteliğini yargılarlaanlamaya çalışır
Tüm bu mistik eğilimlerine rağmen, Eriugena'yı bütün bir Ortaçağ filozofu sayabiliriz Çünkü onun felsefesinde de Allahesas konu olarak işlenmiştir Ortaçağ felsefesi, her şeyden önce, bir teoloji (ilâhiyat)dir Doğa konulan bu felsefe için ancak ikinci plânda kazanç
Ortaçağın birincil dönemleri (VX yüzyıllar) Batı için bir gerileme dönemidir Bu dönemde, Eriugena'dan diğer ismini anmaya değerinde bir özellikte düşünür yoktur Ama benzer dönemde Doğunun özellikle örgütlenme durumunda yer alan İslâmdünyasının durumu baştan sona başkadır *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.