Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kabahatler Kanunun 3. maddesi iptal kararı

Kabahatler Kanunun 3. maddesi iptal kararı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Kabahatler Kanununun 3 maddesi iptal kararı

5326 sayılı KABAHATLER Knun 3 maddesi, Tüzük Mahkemesinin 22072006 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 01032006 tarih, 2005108 , 200635 Karar sayılı kararı ile feshedilmiş ve iptal kararının, Resmi Gazatede yayınlanmasını müteakip 6 ay sonradan yürürlüğe girmesine karar verilmiştir

İptal edilen kanun hükmü ile ilgili :

B 5326 Sayılı Yasa'nın 3 Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi

1) Kasıt ve Kapsam

Kabahatler Kanunu'nun Genel kanun niteliğibaşlıklı itiraz konusu 3 maddesinde, Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmek suretiyle, Kanun'un Birinci Kısmındaki maddelerinin öteki kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir

Madde gerekçesinden, özel kanunlarda düzensiz biçimde bulunan yönetimle ilgili yaptırımların disiplin altına alınarak, özel kanunlarda kabahat türünden fiillerin tanımlanması ve bu fiiller karşılığında öngörülen idari yaptırımların belirlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır Böylece, Kanun'un bu kısmında düzenlenen kasıt ve kapsam, betimleme, genel kanun niteliği, kanunilik ilkesi, süre bakımından tatbik, yer bakımından kullanım, kabahatten dolayı sorumluluğun esasları, yaptırım türleri, soruşturma zamanaşımı, karar verme yetkisi ve kanun yolları başlık ya da üstteki başlığı aşağıda sayılan genel ilkelerin özel kanunlardaki kabahat fiilleri hakkında da uygulanması benimsenmiştir

Yasa'nın 2 maddesindeki suç deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılmaktadır 16 maddede, kabahatler karşılığında uygulanacak olan yönetimsel yaptırımlar, idari para cezası ve yönetimle ilgili tedbirler olarak belirlenmiştir Yönetimsel tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan öteki tedbirlerdir

İtiraz konusu 3 maddede Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmektedir Bu kuralın 2 maddedeki tanımla birlikte incelenmesinden, 5326 sayılı Kanun'un yönetimsel yargının ödev alanını da kapsadığı anlaşılmaktadır Oysa, Yasa'nın 19 maddesiyle bu kapsamın daraltılarak, diğer kanunlarda suç karşılığında öngörülen belirli bir vakit için; bir iş ve sanatın yerine getirilmemesi, işyerinin kapatılması, ruhsat ya da ehliyetin geri alınması, kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten ya da seyrüseferden alıkonulması gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine yerinde değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulmaktadır

Yasa'nın 27 maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise, yönetimle ilgili para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına aleyhinde, kararın tebliği ya da tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh suç oluşturan mahkemesine başvurulabileceği belirtilmektedir Bu kuralın, ilgili kanunlarda bulunan öteki tedbirler dışındaki, yönetimsel para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararları için uygulanacağı açıktır

2) Anayasa'ya Anormallik Sorunu

Uygulama kararında, kuralın, hukuk devletinin unsurlarından olan belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleri ve idarenin her türlü eylem ve işleminin yönetimle ilgili adalet denetimine ast tutulması gereği ile bağdaşmadığı bu nedenle Anayasa'nın 2, 125 ve 155 maddelerine tutarsız olduğu ileri sürülmüştür

Tüzük'nın 125 maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşısında yargı yolu açıktır; 140 maddesinin birinci fıkrasında, Hakimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak tayin yaparlar; 142 maddesinde Mahkemelerin kuruluşu, devir ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir; 155 maddesinin birinci fıkrasında da, Danıştay, idarî mahkemelerce bahşedilen kanunun diğer bir idarî adalet merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son çözümleme merciidir Kanunda gösterilen muhakkak davalara da birincil ve son derece mahkemesi olarak bakardenilmektedir Bu kurallara kadar, Anayasa'da idarî ve adlî yargının ayrılığı kabul edilmiştir Bu ayrım gereğince idarenin ulus gücü kullandığı ve ulus hukuku alanına giren operasyon ve eylemleri idarî hak, özel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tâbi olacaktır Buna emrindeki olarak idarî yargının devir alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adlî yargının görevlendirilmesi konusunda yasakoyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir

Cinayet hukukundaki gelişmelere koşut olarak, kimi yasal düzenlemelerde basit nitelikte görülen suçlar hakkında yönetimsel yaptırımlara yer verildiği görülmektedir Daha ağır ceza eylemler için bahşedilen yönetimle ilgili para cezalarına aleyhinde yapılacak başvurularda konunun idare hukukundan fazla ceza hukukunu ilgilendirmesi sebebiyle adli yargının görevli olması doğaldır Ancak, idare hukuku esaslarına kadar tesis edilen bir idari işlemin, yalnızca para cezası yaptırımı içermesine bakılarak denetiminin idari hak alanından çıkarılarak adli yargıya bırakılması mümkün değildir

Bu durumda, itiraz konusu kuralla diğer yasalardaki kabahatlere yollama yapılarak, sadece yaptırımın tarzında hareketle ve idari yargının denetimine bağlı tutulması gereken alanlar gözetilmeden, bunları da kapsayacak biçimde uygulama yolu, itiraz, bunlara ilişkin usûl ve esasların değiştirilmesi, Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırıdır, Kural'ın iptali gerekir

İtiraz konusu kaide Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırılığı sebebiyle iptal edildiğinden Anayasa'nın 2 maddesi yönünden hem incelenmesine lüzum görülmemiştir *
 
858,497Konular
982,555Mesajlar
30,293Kullanıcılar
CyscoderSon üye
Üst Alt