Kabahatler Kanununun 3 maddesi iptal kararı
5326 sayılı KABAHATLER Knun 3 maddesi, Anayasa Mahkemesinin 22072006 gunlu Resmi Gazetede yayınlanan 01032006 tarih, 2005108 Esas, 200635 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararının, Resmi Gazatede yayınlanmasını muteakip 6 ay sonra yururluğe girmesine karar verilmiştir
İptal edilen kanun hukmu ile ilgili gerekce :
B 5326 Sayılı Yasa'nın 3 Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
1) Anlam ve Kapsam
Kabahatler Kanunu'nun Genel kanun niteliğibaşlıklı itiraz konusu 3 maddesinde, Bu Kanunun genel hukumleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmek suretiyle, Kanun'un Birinci Kısmındaki maddelerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir
Madde gerekcesinden, ozel kanunlarda dağınık bicimde yer alan idari yaptırımların disiplin altına alınarak, ozel kanunlarda kabahat turunden fiillerin tanımlanması ve bu fiiller karşılığında ongorulen idari yaptırımların belirlenmesinin amaclandığı anlaşılmaktadır Boylece, Kanun'un bu kısmında duzenlenen amac ve kapsam, tanım, genel kanun niteliği, kanunilik ilkesi, zaman bakımından uygulama, yer bakımından uygulama, kabahatten dolayı sorumluluğun esasları, yaptırım turleri, soruşturma zamanaşımı, karar verme yetkisi ve kanun yolları başlık veya ust başlığı altında sayılan genel ilkelerin ozel kanunlardaki kabahat fiilleri hakkında da uygulanması benimsenmiştir
Yasa'nın 2 maddesindeki kabahat deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını ongorduğu haksızlık anlaşılmaktadır 16 maddede, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirler olarak belirlenmiştir İdari tedbirler, mulkiyetin kamuya gecirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir
İtiraz konusu 3 maddede Bu Kanunun genel hukumleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmektedir Bu kuralın 2 maddedeki tanımla birlikte incelenmesinden, 5326 sayılı Kanun'un idari yargının gorev alanını da kapsadığı anlaşılmaktadır Ancak, Yasa'nın 19 maddesiyle bu kapsamın daraltılarak, diğer kanunlarda kabahat karşılığında ongorulen belirli bir sure icin; bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, işyerinin kapatılması, ruhsat veya ehliyetin geri alınması, kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyruseferden alıkonulması gibi yaptırımlara ilişkin hukumler, ilgili kanunlarda bu Kanun hukumlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulmaktadır
Yasa'nın 27 maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise, idari para cezası ve mulkiyetin kamuya gecirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en gec onbeş gun icinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği belirtilmektedir Bu kuralın, ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler dışındaki, idari para cezası ve mulkiyetin kamuya gecirilmesine ilişkin idari yaptırım kararları icin uygulanacağı acıktır
2) Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, kuralın, hukuk devletinin unsurlarından olan belirlilik ve hukuki guvenlik ilkeleri ve idarenin her turlu eylem ve işleminin idari yargı denetimine tabi tutulması gereği ile bağdaşmadığı bu nedenle Anayasa'nın 2, 125 ve 155 maddelerine aykırı olduğu ileri surulmuştur
Anayasa'nın 125 maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her turlu eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu acıktır; 140 maddesinin birinci fıkrasında, Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak gorev yaparlar; 142 maddesinde Mahkemelerin kuruluşu, gorev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla duzenlenir; 155 maddesinin birinci fıkrasında da, Danıştay, idari mahkemelerce verilen kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hukumlerin son inceleme merciidir Kanunda gosterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakardenilmektedir Bu kurallara gore, Anayasa'da idari ve adli yargının ayrılığı kabul edilmiştir Bu ayrım uyarınca idarenin kamu gucu kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı, ozel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tabi olacaktır Buna bağlı olarak idari yargının gorev alanına giren bir uyuşmazlığın cozumunde adli yargının gorevlendirilmesi konusunda yasakoyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu soylemek olanaklı değildir
Ceza hukukundaki gelişmelere koşut olarak, kimi yasal duzenlemelerde basit nitelikte gorulen suclar hakkında idari yaptırımlara yer verildiği gorulmektedir Daha ağır suc oluşturan eylemler icin verilen idari para cezalarına karşı yapılacak başvurularda konunun idare hukukundan cok ceza hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle adli yargının gorevli olması doğaldır Ancak, idare hukuku esaslarına gore tesis edilen bir idari işlemin, sadece para cezası yaptırımı icermesine bakılarak denetiminin idari yargı alanından cıkarılarak adli yargıya bırakılması olanaklı değildir
Bu durumda, itiraz konusu kuralla diğer yasalardaki kabahatlere yollama yapılarak, yalnızca yaptırımın turunden hareketle ve idari yargının denetimine tabi tutulması gereken alanlar gozetilmeden, bunları da kapsayacak bicimde başvuru yolu, itiraz, bunlara ilişkin usUl ve esasların değiştirilmesi, Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırıdır, Kural'ın iptali gerekir
İtiraz konusu kural Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırılığı nedeniyle iptal edildiğinden Anayasa'nın 2 maddesi yonunden ayrıca incelenmesine gerek gorulmemiştir
5326 sayılı KABAHATLER Knun 3 maddesi, Anayasa Mahkemesinin 22072006 gunlu Resmi Gazetede yayınlanan 01032006 tarih, 2005108 Esas, 200635 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararının, Resmi Gazatede yayınlanmasını muteakip 6 ay sonra yururluğe girmesine karar verilmiştir
İptal edilen kanun hukmu ile ilgili gerekce :
B 5326 Sayılı Yasa'nın 3 Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
1) Anlam ve Kapsam
Kabahatler Kanunu'nun Genel kanun niteliğibaşlıklı itiraz konusu 3 maddesinde, Bu Kanunun genel hukumleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmek suretiyle, Kanun'un Birinci Kısmındaki maddelerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir
Madde gerekcesinden, ozel kanunlarda dağınık bicimde yer alan idari yaptırımların disiplin altına alınarak, ozel kanunlarda kabahat turunden fiillerin tanımlanması ve bu fiiller karşılığında ongorulen idari yaptırımların belirlenmesinin amaclandığı anlaşılmaktadır Boylece, Kanun'un bu kısmında duzenlenen amac ve kapsam, tanım, genel kanun niteliği, kanunilik ilkesi, zaman bakımından uygulama, yer bakımından uygulama, kabahatten dolayı sorumluluğun esasları, yaptırım turleri, soruşturma zamanaşımı, karar verme yetkisi ve kanun yolları başlık veya ust başlığı altında sayılan genel ilkelerin ozel kanunlardaki kabahat fiilleri hakkında da uygulanması benimsenmiştir
Yasa'nın 2 maddesindeki kabahat deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını ongorduğu haksızlık anlaşılmaktadır 16 maddede, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirler olarak belirlenmiştir İdari tedbirler, mulkiyetin kamuya gecirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir
İtiraz konusu 3 maddede Bu Kanunun genel hukumleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanırdenilmektedir Bu kuralın 2 maddedeki tanımla birlikte incelenmesinden, 5326 sayılı Kanun'un idari yargının gorev alanını da kapsadığı anlaşılmaktadır Ancak, Yasa'nın 19 maddesiyle bu kapsamın daraltılarak, diğer kanunlarda kabahat karşılığında ongorulen belirli bir sure icin; bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, işyerinin kapatılması, ruhsat veya ehliyetin geri alınması, kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyruseferden alıkonulması gibi yaptırımlara ilişkin hukumler, ilgili kanunlarda bu Kanun hukumlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulmaktadır
Yasa'nın 27 maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise, idari para cezası ve mulkiyetin kamuya gecirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en gec onbeş gun icinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği belirtilmektedir Bu kuralın, ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler dışındaki, idari para cezası ve mulkiyetin kamuya gecirilmesine ilişkin idari yaptırım kararları icin uygulanacağı acıktır
2) Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, kuralın, hukuk devletinin unsurlarından olan belirlilik ve hukuki guvenlik ilkeleri ve idarenin her turlu eylem ve işleminin idari yargı denetimine tabi tutulması gereği ile bağdaşmadığı bu nedenle Anayasa'nın 2, 125 ve 155 maddelerine aykırı olduğu ileri surulmuştur
Anayasa'nın 125 maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her turlu eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu acıktır; 140 maddesinin birinci fıkrasında, Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak gorev yaparlar; 142 maddesinde Mahkemelerin kuruluşu, gorev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla duzenlenir; 155 maddesinin birinci fıkrasında da, Danıştay, idari mahkemelerce verilen kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hukumlerin son inceleme merciidir Kanunda gosterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakardenilmektedir Bu kurallara gore, Anayasa'da idari ve adli yargının ayrılığı kabul edilmiştir Bu ayrım uyarınca idarenin kamu gucu kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı, ozel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tabi olacaktır Buna bağlı olarak idari yargının gorev alanına giren bir uyuşmazlığın cozumunde adli yargının gorevlendirilmesi konusunda yasakoyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu soylemek olanaklı değildir
Ceza hukukundaki gelişmelere koşut olarak, kimi yasal duzenlemelerde basit nitelikte gorulen suclar hakkında idari yaptırımlara yer verildiği gorulmektedir Daha ağır suc oluşturan eylemler icin verilen idari para cezalarına karşı yapılacak başvurularda konunun idare hukukundan cok ceza hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle adli yargının gorevli olması doğaldır Ancak, idare hukuku esaslarına gore tesis edilen bir idari işlemin, sadece para cezası yaptırımı icermesine bakılarak denetiminin idari yargı alanından cıkarılarak adli yargıya bırakılması olanaklı değildir
Bu durumda, itiraz konusu kuralla diğer yasalardaki kabahatlere yollama yapılarak, yalnızca yaptırımın turunden hareketle ve idari yargının denetimine tabi tutulması gereken alanlar gozetilmeden, bunları da kapsayacak bicimde başvuru yolu, itiraz, bunlara ilişkin usUl ve esasların değiştirilmesi, Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırıdır, Kural'ın iptali gerekir
İtiraz konusu kural Anayasa'nın 125 ve 155 maddelerine aykırılığı nedeniyle iptal edildiğinden Anayasa'nın 2 maddesi yonunden ayrıca incelenmesine gerek gorulmemiştir