iltasyazilim
FD Üye
Allâh Teâlâ’nın emriyle yapılan Kâbe, dâimâ ilâhî muhâfaza altındadır Târihte “Fil Vak’ası olarak bilinen hâdise, bunu ortaya koyan ibretli misâllerden biridir
Yemen vâlisi Ebrehe, Roma imparatorunun da yardımıyla San’a’da yaptırdığı kiliseye arzu ettiği ölçüde rağbet edilmediğini görünce, son derece sinirlendi Ardından Arapların eskiden beri kudsiyyetini kabûl edip ziyâret edegeldikleri Kâbe’yi yıkmaya karar verdi İçinde, günümüzün tankları mesâbesinde olan fillerin de bulunduğu büyük bir ordu hazırlayarak Mekke’ye yürüdü Böylelikle, gûyâ insanların yönlerini, kendi yaptırdığı kiliseye çevirecekti
Ebrehe’nin gözü o kadar dönmüştü ki, gasbedilen develerini geri istemeye gelen Abdülmuttalib’e şaşarak:
“–Ben Kâbe’yi yıkmaya geldim Sen ise develerini düşünüyorsun! demiş ve Abdülmuttalib’in Kâbe için:
“–Onun sâhibi var! O, onu korur! ifâdelerine mukâbil kibirle:
“–Bana karşı onu koruyacak yoktur! hezeyânında bulunmuştu Mekke’ye yaklaşan ordusuna Kâbe’ye hücum emri verdi Fakat Mina ile Müzdelife arasındaki Vâdii Muhassir?e gelince filler yürümez oldu Gökyüzü ebâbîl kuşlarıyla doldu Onlar, ayaklarında getirdikleri pişkin tuğladan yapılmış taşları Ebrehe ordusunun üzerine dolu taneleri gibi boşaltmaya başladılar Bu taşlar, kime isâbet ediyorsa, onu helâk ediyordu Mekke’nin önü bir anda insan ve fil mezarlığına döndü Sıkletsiz küçücük kuşlar, tonlar ağırlığındaki filleri ezip yere serdiler Bu dehşet dolu ilâhî mûcizenin tahakkuk ettiği yıla “Fil Senesi denildi
Allâh Teâlâ bu hâdiseyi Kur’ânı Kerîm’de şöyle anlatır:
?????? ???? ?????? ?????? ??????? ??????????? ???????? ?????? ???????? ?????????? ??? ????????? ?????????? ?????????? ??????? ?????????? ??????????? ??????????? ???? ???????? ???????????? ???????? ?????????
“Rabbinin fil ashâbına neler yaptığını görmedin mi? Onların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi Bu kuşlar, onlara pişmiş çamurdan taşlar atıyorlardı Nihâyet onları yenilip çiğnenmiş ekin yaprağına çevirdi (elFîl, 15)
Çünkü Kâbe, Cenâbı Hakk’ın, emri ilâhîsi ile inşâ ettirdiği “Hânei Birri idi Orası, Allâh’a kulluk mekânı olarak kudsî ve mübârek kılınmıştı Bunun için ilâhî muhâfaza altına alınmıştı
Ebrehe’nin ibâdethâneye karşı yaptığı bu saygısızlığa verilen cezâ ise, kıyâmete kadar aynı şekilde yapılacak diğer hareketler için de bir tehdit mâhiyeti taşımaktadır
Bir başka âyeti kerîmede şöyle buyrulur:
?????? ???????? ??????? ?????? ????????? ????? ???? ???????? ?????? ??????? ??????? ??? ?????????? ???????? ??? ????? ?????? ???? ???????????? ?????? ?????????? ?????? ??? ?????????? ?????? ???????? ??? ?????????? ??????? ???????
“Allâh’ın mescidlerinde O’nun isminin zikredilmesine mânî olan ve oraların harâb olması için çalışandan daha zâlim kim olabilir? İşte onların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur) Onlar için dünyâda bir rezillik, yine onlar için âhirette de pek büyük bir azap vardır (elBakara, 114)
Zulmünü iyice şiddetlendiren Ebrehe, netîcede kendisinde nihâyetsiz bir kuvvet ve azamet olduğu vehmine kapılmıştı Buna mukâbil Allâh Teâlâ onu, çöllerdeki arslan, kaplan veya zehirli yılan gibi dehşet verici güçlü mahlûklarla değil, çok güçsüz ve zayıf varlıklar olan ebâbîl kuşlarının attığı nohuttan küçük taşlarla helâk etti Nitekim Allâh Teâlâ, Firavun, Nemrut ve Câlût gibi mütekebbirleri hep onlardan küçük ve güçsüz görünen varlıklarla helâk ederek, onların hakîkatte ne kadar âciz varlıklar olduklarını ve kibirlerinin mânâsızlığını ortaya koymuştur
Ebrehe de büyük bir azamet ve kibirle çıktığı Yemen’e, lîme lîme olmuş bir bedenle, çok zelil ve perişan bir vaziyette, sürünerek dönebildi Onun bu hâli, kibirlilerin daha dünyâdayken bile rezil olduklarına dâir çok açık bir ibret tablosudur
“Fil Senesi Kureyşliler arasında bir nevî târih başlangıcı olarak kullanıldı Şu rivâyet, bunun güzel bir misâlidir:
Kubaş bin Üşeym:
“–Ben ve Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem, Fil Senesi’nde doğduk demişti
Osman bin Affân radıyallâhu anh, ona:
“–Sen mi daha büyüksün, yoksa Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem mi daha büyük? diye sordu
Mübârek sahâbî, şu edeb ve incelik dolu karşılığı verdi:
“–Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem, benden çok çok büyüktür Doğumda ise ben ondan daha eskiyim!1 Ben, fillerin tersini yeşil ve değişmiş olarak gördüm (Tirmizî, Menâkıb, 2)
1 Ashâbı kirâm, bu rivâyette olduğu gibi, dâimâ Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem’in en üstün ve en yüce makamda olduğunun şuurunda idiler Dolayısıyla bu hususta büyük bir hassâsiyet gösterirlerdi O’nun tenine dokunabilenler, bundan büyük bir iftihar duyar:
“İşte şu iki elimle Rasûlullâh’a bey’at ettim diyerek ellerini gösterirlerdi (İbni Sa’d, IV, 306; Heysemî, VIII, 42)
Osman Nûri Topbaş
Yemen vâlisi Ebrehe, Roma imparatorunun da yardımıyla San’a’da yaptırdığı kiliseye arzu ettiği ölçüde rağbet edilmediğini görünce, son derece sinirlendi Ardından Arapların eskiden beri kudsiyyetini kabûl edip ziyâret edegeldikleri Kâbe’yi yıkmaya karar verdi İçinde, günümüzün tankları mesâbesinde olan fillerin de bulunduğu büyük bir ordu hazırlayarak Mekke’ye yürüdü Böylelikle, gûyâ insanların yönlerini, kendi yaptırdığı kiliseye çevirecekti
Ebrehe’nin gözü o kadar dönmüştü ki, gasbedilen develerini geri istemeye gelen Abdülmuttalib’e şaşarak:
“–Ben Kâbe’yi yıkmaya geldim Sen ise develerini düşünüyorsun! demiş ve Abdülmuttalib’in Kâbe için:
“–Onun sâhibi var! O, onu korur! ifâdelerine mukâbil kibirle:
“–Bana karşı onu koruyacak yoktur! hezeyânında bulunmuştu Mekke’ye yaklaşan ordusuna Kâbe’ye hücum emri verdi Fakat Mina ile Müzdelife arasındaki Vâdii Muhassir?e gelince filler yürümez oldu Gökyüzü ebâbîl kuşlarıyla doldu Onlar, ayaklarında getirdikleri pişkin tuğladan yapılmış taşları Ebrehe ordusunun üzerine dolu taneleri gibi boşaltmaya başladılar Bu taşlar, kime isâbet ediyorsa, onu helâk ediyordu Mekke’nin önü bir anda insan ve fil mezarlığına döndü Sıkletsiz küçücük kuşlar, tonlar ağırlığındaki filleri ezip yere serdiler Bu dehşet dolu ilâhî mûcizenin tahakkuk ettiği yıla “Fil Senesi denildi
Allâh Teâlâ bu hâdiseyi Kur’ânı Kerîm’de şöyle anlatır:
?????? ???? ?????? ?????? ??????? ??????????? ???????? ?????? ???????? ?????????? ??? ????????? ?????????? ?????????? ??????? ?????????? ??????????? ??????????? ???? ???????? ???????????? ???????? ?????????
“Rabbinin fil ashâbına neler yaptığını görmedin mi? Onların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi Bu kuşlar, onlara pişmiş çamurdan taşlar atıyorlardı Nihâyet onları yenilip çiğnenmiş ekin yaprağına çevirdi (elFîl, 15)
Çünkü Kâbe, Cenâbı Hakk’ın, emri ilâhîsi ile inşâ ettirdiği “Hânei Birri idi Orası, Allâh’a kulluk mekânı olarak kudsî ve mübârek kılınmıştı Bunun için ilâhî muhâfaza altına alınmıştı
Ebrehe’nin ibâdethâneye karşı yaptığı bu saygısızlığa verilen cezâ ise, kıyâmete kadar aynı şekilde yapılacak diğer hareketler için de bir tehdit mâhiyeti taşımaktadır
Bir başka âyeti kerîmede şöyle buyrulur:
?????? ???????? ??????? ?????? ????????? ????? ???? ???????? ?????? ??????? ??????? ??? ?????????? ???????? ??? ????? ?????? ???? ???????????? ?????? ?????????? ?????? ??? ?????????? ?????? ???????? ??? ?????????? ??????? ???????
“Allâh’ın mescidlerinde O’nun isminin zikredilmesine mânî olan ve oraların harâb olması için çalışandan daha zâlim kim olabilir? İşte onların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur) Onlar için dünyâda bir rezillik, yine onlar için âhirette de pek büyük bir azap vardır (elBakara, 114)
Zulmünü iyice şiddetlendiren Ebrehe, netîcede kendisinde nihâyetsiz bir kuvvet ve azamet olduğu vehmine kapılmıştı Buna mukâbil Allâh Teâlâ onu, çöllerdeki arslan, kaplan veya zehirli yılan gibi dehşet verici güçlü mahlûklarla değil, çok güçsüz ve zayıf varlıklar olan ebâbîl kuşlarının attığı nohuttan küçük taşlarla helâk etti Nitekim Allâh Teâlâ, Firavun, Nemrut ve Câlût gibi mütekebbirleri hep onlardan küçük ve güçsüz görünen varlıklarla helâk ederek, onların hakîkatte ne kadar âciz varlıklar olduklarını ve kibirlerinin mânâsızlığını ortaya koymuştur
Ebrehe de büyük bir azamet ve kibirle çıktığı Yemen’e, lîme lîme olmuş bir bedenle, çok zelil ve perişan bir vaziyette, sürünerek dönebildi Onun bu hâli, kibirlilerin daha dünyâdayken bile rezil olduklarına dâir çok açık bir ibret tablosudur
“Fil Senesi Kureyşliler arasında bir nevî târih başlangıcı olarak kullanıldı Şu rivâyet, bunun güzel bir misâlidir:
Kubaş bin Üşeym:
“–Ben ve Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem, Fil Senesi’nde doğduk demişti
Osman bin Affân radıyallâhu anh, ona:
“–Sen mi daha büyüksün, yoksa Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem mi daha büyük? diye sordu
Mübârek sahâbî, şu edeb ve incelik dolu karşılığı verdi:
“–Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem, benden çok çok büyüktür Doğumda ise ben ondan daha eskiyim!1 Ben, fillerin tersini yeşil ve değişmiş olarak gördüm (Tirmizî, Menâkıb, 2)
1 Ashâbı kirâm, bu rivâyette olduğu gibi, dâimâ Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem’in en üstün ve en yüce makamda olduğunun şuurunda idiler Dolayısıyla bu hususta büyük bir hassâsiyet gösterirlerdi O’nun tenine dokunabilenler, bundan büyük bir iftihar duyar:
“İşte şu iki elimle Rasûlullâh’a bey’at ettim diyerek ellerini gösterirlerdi (İbni Sa’d, IV, 306; Heysemî, VIII, 42)
Osman Nûri Topbaş