Kabir azabının gerçekte olup olmadığı toplum içerisinde sıklıkla tartışmaya konu olan durumlardan biridir. Ancak kesin olarak bilinene göre Efendimiz (SAV), hadis-i şeriflerinde kabir azabının olduğunu gözler önüne sermektedir. Peki kabir azabı kimlere olur? Kabir azabından korunmak için hangi dua ve sureler okunmalı? Kabir azabını hafifleten öneriler neler? Kabir azabı çeşitleri neler, nasıl gerçekleşir? Kabir azabının sebepleri ve konuyla ilgili hadis-i şerifler...
Ölüm şekli nasıl olursa olsun yaşamını yitiren her insanı ahirette bekleyen bir kabir hayatı vardır. Salih amel işleyenler için kabir nimetlerinin var olması gibi günahkar kimseleri bekleyen kabir azabı gibi çok hazin bir durum vardır. Yaratılış gereği dünyaya günahkar bir kul olarak geldiğimiz hayatımızda bilerek ya da bilmeden işlediğimiz tüm günahlara bir daha dönmemek üzere tövbe etmeliyiz. Bu anlamda düşündüğümüzde Yüce kitabımız olan Kuran-ı Kerim'de geçen “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar..." (Nisa, 4/48)ayeti hepimiz için ümit veren bir durumdur. Geçici olarak yer aldığımız şu fani dünyada aldatıcı zevklere aldanmamak ve günahlardan arınmak için bol bol Salih ameller işlemeli, ahiretimizi kurtarmaya bakmalıyız.“Yâ Rabbi! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve kör Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!” (Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, 128-134.) hadis-i şerifinde Peygamber Efendimiz (SAV)'in bile kabir azabından dolayı Allah'a sığındığını göz önünde bulundurduğumuzda bizler için ne kadar önemli bir konu olduğunu anlayabiliriz. Peki kabir azabından korunmak için neler yapılabilir? Kabir azabı var mı? Peygamber Efendimiz (SAV)'den kabir azabı ile ilgili hadis-i şerifler ve ayetler...
KABİR AZABI VAR MI? KABİR AZABI HERKESE OLUR MU?
Sevgili Peygamber Efendimiz kabir azabından bahseden bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
“İnsan kabre girdiğinde (mümin ise) namaz, oruç gibi amelleri etrafını sarar. Melek, namazın olduğu taraftan gelmek istediğinde namaz onu geri çevirir; orucun tarafından geldiğinde oruç onu geri çevirir. Melek uzaktan seslenerek; 'Kalk!' der. O da yattığı yerden kalkıp oturur…
Kabirdeki fâcir veya kafir biri ise melek yanına gelir. Ölü ile (azap) meleği arasında, (azap) meleğini engelleyecek (ibadet ve sâlih amellerden herhangi) bir şey yoktur…” (Ahmed, VI, 352. Krş. Heysemî, III, 51-52)
“Kişi kabre konulduğunda (azap meleği) gelir. Baş tarafından gelirse, onu Kur’ân tilâveti uzaklaştırır. Elleri tarafından gelirse, zekât ve sadakası uzaklaştırır. Ayak tarafından gelirse, câmilere yürümesi onu uzaklaştırır. Sabır da kenarda büyük bir kalkandır. Melek; 'Eğer bir boşluk bulsaydım, ölünün yanına varırdım!' der.” (Heysemî, III, 52)
KABİR AZABI ÇEŞİTLERİ NELER? KABİR AZABI NASIL GERÇEKLEŞİR?
Kabre giren kişilerde meleklerin suallerinden sonra görülebilecek olan kabir azabı durumunda herkesin azabı kendi işlediği amellere göre olacaktır. Bu konuyla ilgili verilebilecek en doğru cevap ise; kimin nasıl azap göreceği ya da görüp görmeyeceğini en iyi bilen Allah (c.c)'un nazarında saklıdır. Ancak Peygamber Efendimiz (SAV)''den edinilen bazı rivayetlere göre kabir azabı şekilleri şu şekillerde olabilmektedir:
- KABİR SIKMASI
Kabirdeki iki yanın sıkıştırılmasıyla gerçekleşen bu azap aslında bir nevi kabrin ölü kimseyi kucaklaması olarak nitelendirilebilir. Kabrin sıkması ile ilgili Hz. Aişe validemiz (r.a), Efendimiz (SAV)'e şöyle der:
"Ey Allah'ın Rasûlü, sen bana Münker ve Nekir'in seslerini ve kabir sıkmasını anlattığın günden beri hiçbir şeyden tat alamaz oldum." Efendimiz (SAV)'de:
"Ey Aişe, Münker ve Nekir'in sesleri mü'mine, gözdeki sürme gibi gelir. Kabir sıkması da mü'mine, şefkatli bir ananın yavrusunun başını okşaması gibidir. Ama ya Aişe, şakilere (âsi olanlara) yazıklar olsun ki, onlar kabirlerinde düz ve sert taş üzerine yumurtanın çarpıldığı gibi sıkıştırılacaklardır."
(Beyhakî İsbatu Azabul Kabr . 39 a; Suyûti, Ş. Sudur, v. 47 a; Suyûti, B. el-Keîb, v. 145 a; İbn Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye, c. III, s. 262, Beyrut 1971.)
Buradan anlayacağımız üzere kabir sıkması denilen olay herkeste yaşanacaktır. Kimine azap vererek kimine kucaklaşarak...
- TOKMAKLA VURMA
Enes b. Mâlik'in rivayetlerine göre, sual esnasında kafi ve münafıklar cevap veremeyince enselerine tokmakla vurulacağı bildiriliyor. Efendimiz (SAV):
"...Sonra onun (kâfir veya münafığın) ense köküne öyle bir vurulur ve o (o vuruşun acısıyla) öyle bir feryad eder ki, onun feryadını, insan ve cinler hariç, kendisine yakın olan her mahluk duyar." Buhârî, Sahih, Cenâiz, 66, c. II, s. 92; Cenâiz, 85, c. II, s. 102; Nesâi, Sünen. Cenâiz, 110, c. IV, s. 98;
- CENNETE GİTMEYECEK KİŞİYE YERİNİN GÖSTERİLMESİ
Hayatını kaybeden bir kimse dünyada iken günahlar işlemiş ve ahirette gideceği yer cehennem ise bu kişiler için şöyle bir rivayet vardır:
"Sizden biriniz vefat ettiğinde, sabah ve akşam ona kendi oturacağı makamı gösterilir. O kimse cennetliklerden ise, cennetliklerin makamlarından bir makam (yani kendisinin Cennet'te varacağı makam) gösterilir. Ve ona: Burası senin kıyamet gününde gönderileceğin makamdır (yerindir), denir." (Buhârî, Sahih, Cenaîz, 88, c. II, s. 103; Müslim, Sahih, Cennet, 17, c. IV, s. 2199;
- KABİRDE BÖCEK SOKMASI YA DA ISIRMASI
Peygamber Efendimiz (SAV)'in kabir azabı ile ilgili yaşanacaklardan bahsettiği bir hadis-i şerifinde, "Kabrinde kâfire doksan dokuz tinnîn (ejderha) saldırtılır ve kıyamet gününe kadar onu ısırırlar ve sokarlar ki, eğer onlardan birisi yeryüzüne üfleyecek olsa, orada hiçbir yeşillik kalmazdı." buyrulmaktadır. A. b. Hanbel, Müsned, c. III, s. 38; Dârimî, Sünen, Rikâk, 94, c. II, s. 238.
KABİR AZABINDAN NASIL KORUNUR? KABİR AZABINDAN KORUYAN DUA VE SURELER
Hz. Cabir (a.s)'ın rivayetlerine göre Peygamber Efendimiz (SAV), Secde ve Tebareke yani Mülk suresini okumadan uyumazmış. Bizler de olabildiğince bu sureleri gündelik yaşantımız içerisinde okumayı alışkanlık haline getirmeli, kabir azabından korunmaya çalışmalıyız.
Efendimiz (SAV) mezarlıktan geçerken birinin dedikoducu diğerinin de idrardan sakınmadığı için azap duyduğunu gördü. Bunun üzerine Efendimiz (SAV) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, neden böyle yaptığını sorunca: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur." (Buhârî Cenâiz, 82; Müslim, İmân, 34; Ebû Dâvud, Tahâret, 26) buyurmuştur.
Bu olay ile ilgili hadis-i şerif: Kabir azabının çoğu, üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır. (İ.Mace, Nesai, Hakim, Dare Kutni)
Tâvûs bin Keysan Hz. şöyle söylemektedir:
“Bu iki sûre, Kur’ân’ın diğer sûrelerinin her birinden 70 hasene daha üstündür.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân [Sevâbu’l-Kur’ân], 9/2892)
Türkçesi:
"Allâhümme innî eûzü bike min azâbi’l-kabr ve min azâbinnari ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memâti ve min fitneti’l-mesîhi’d-deccâl."
Manası:
“Allah'ım! Kabir azâbından, Cehennem azâbından, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl’in fitnesine uğramaktan Sana sığınırım!” (Buhârî, Cenâiz, 88; Müslim, Mesâcid, 128-134.)
Kabir azabından korunmak için okunabilecek bir diğer dua önerileri ise şu şekildedir:
''Cuma gecesi "Fatiha" ve 15 kere "İzâ zülzilet" okuyarak 2 rekat namaz kılan kabir azabından emin olur.'' (Deylemi)
KABİR AZABINDAN KORUYAN SALAVAT ÖNERİSİ
Bazı dini kaynaklardan elde edilen bilgilere göre 'Kabir azabına' karşı şu salavat sıklıkla çekilebileceği tavsiye edilmiştir. İşte o salavat-ı şerif...
Besmele çekildikten sonra:
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil murselin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mucahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haifin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haşiin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taiim
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil abidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hamidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil salihin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil raikin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil sacidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kalmin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kaidil
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müttakin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müstağfirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nadimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hafızın
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil zakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil akılin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil muhsınin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil ekremin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil münzirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mübeşşirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil tayyibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nebiyyin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil aiimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin elnebiyye elzekiyye elnekiyye
Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina Muhammedin elkureyşiyye, elhaşimiyye
Allahümme salli ve sellima ala seyidina Muhammedin elmedeniyye elarabiyye elmukarremi yevmelkıyameti
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin seyyidi ehlil cenneti
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibilmakamil mahmudi
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibissıratiilmüstekimı
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin efzalil evvelinevelahirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin ve ala cemiilenbiyai velmürselilne ve ala cemlilmelaiketil mukarrebine ve ala ibadillahissalihine min ehlissemavati ve ehlilardeyne ve aleyna maaküm ecmalne birahmetike ya erhamerrrahimine ve sallallahulala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellüm ecmain.