Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kabir Hayatı

Kabir Hayatı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Dünya hayatından sonra, ahiret hayatından da önce fakat ahiret hayatı içinde ele alınması gereken bir başka hayat daha vardır ki o da kabir hayatı veya “Âlemi Berzah denilen hayattır Berzah, asıl manasında iki şey arasında bulunan engel, ayırıcı sınır demektir
İnsan için üç hayat vardır:
Dünya hayatı: Ruhun cesetle birlikte yaşadığı içinde bulunduğumuz hayat
Berzah hayatı: Ruh, dünyada iken içinde bulunduğu cesetten ayrılmış, azab yahutta nimet içinde müstakil hale gelmiştir
Kabirlerde bulunan kimselerin tamamı “Berzah hayatı ile diri olup;

Bilirler,
Akıl ederler,
Duyarlar,
“Hiç şüphe yok ki, ölü defnedilip arkadaşları, yanından ayrıldıkları zaman; yanından ayrılırken cenazesini kaldırıp kendisini ahirete yolcu edenlerin ayak seslerini işitir
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Bedir’de öldürülen kâfirlerin içi taşlarla örülmemiş bir kuyuya atılmasını emretti Ölümlerinden günlerce sonra gelip başında durdu ve son ferdine kadar, onları teker teker ey falanca oğlu falan şeklinde, isimleri ve babalarının isimleri ile çağırarak onlara şöyle buyurdu: “Siz Rabbinizin size va’dettiği azabın hak olduğunu gördünüz mü? Hiç şüphe yok ki ben; Rabbimin bana va’dettiği zaferin hak olduğunu gördüm Bunun üzerine Hazreti Ömer; “Yâ Resulallah! Sen, leş olmuş bir kimselerle mi konuşuyorsun, dedi Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de cevaben : Beni hak din ile gönderen Allah’a yemin ederim ki siz, beni onlardan daha iyi duymuyorsunuz dedi
Görürler,
Kendilerini ziyaret edenleri tanırlar,
Herhangi bir kul kardeşinin kabrini ziyaret edip yanında oturursa, kalkıncaya kadar, o ölü onunla arkadaşlık eder ve ona karşılık verir
Selam verenlerin selamlarını alırlar,
Bir adam, tanıdığı bir kimsenin kabrinin yanından geçtiğinde, ona selam verirse, selamını alır Bir adam da tanımadığı bir kimsenin kabrinin yanından geçtiği zaman selam verirse o da, onun selamını alır
Ahiret hayatı: Ruhların dünyada iken içinde oldukları cesetlere dönmeleri ile meydana gelen son hayat Görüldüğü gibi Berzah hayatı, birinci hayat ile ikinci hayat arasındadır Dünya hayatı çalışma, Ahiret hayatı ise çalışmanın karşılığını görme hayatıdır Bu ikisi arasındaki hayat da, beklemekten ibaret olan Berzah hayatıdır
Ölüm anında, ruhlar cesetten ayrılırken rahmet veya azab melekleri vasıtasıyla onlara, hallerine uygun durumlar gösterilir:
“, o kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vura vura: “Tadın Cehennem azabını diyerek canlarını alırken bir görmeliydin… Ayetlerde bildirilen azab, ölüm anında kâfir ve günahkârlara yapılan azabtır
Ölümden sonra berzah âleminin ikinci makamı olan kabir hayatı başlar Kabirde ilk zamanlarda ruh cesetle birlikte bulunurlar, beraber azab ve mükâfat görürler Daha sonra ruh cesetten ayrılır ve müstakil olur Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in ifadesine göre; “Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur “
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in Dilinden Kabir Hayatı
Kabir hayatı hakkında Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Ölüm meleği Mümin kulun ruhunu aldığı zaman melekler onu, göz açıp kapayacak kadar ölüm meleğinin elinde bırakmazlar Onu alır, bu kefene koyarlar Ondan, yeryüzünde bulunan mis kokusu gibi bir koku çıkar Onu melekler arasından geçirirken: “Bu güzel ruh nedir? derler Dünyada iken söylenen en güzel ismini söyleyerek: “Falan oğlu falandır derler Dünya semasına ulaşıncaya kadar çıkarırlar Nihâyet Cenâbı Allah: “Kulumu ‘İlliyyine’ yazınız buyurur Bu, Cennet’in en yüksek derecesidir “Ben onu yeryüzündeki cesedine iade edeceğim İki melek (Münker ve Nekir) yanına gelir ve: “Rabbin kimdir? derler Ruh:
“Rabbim Allah’tır der Onlar:
“Dinin nedir? derler Mümin ruh:
“Dinim İslâm ‘dır der Onlar:
“Bunları sana bildiren nedir? derler O da:
“Allah’ın kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim der
Bunun üzerine semadan bir ses gelir:
“Kulum doğru söyledi Cennet’te makamını hazırlayınız Onun için Cennet’ten bir kapı açınız der Başka bir hadiste kâfir kulun ruhunun berzah hayatı hakkında Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: “Ölüm meleği kâfir kulun ruhunu aldığı zaman, melekler bu ruhu onun elinde göz açıp kapayıncaya kadar bırakmazlar Onu hemen kalın bir elbiseye koyarlar Ondan yer yüzünde bulunan leş kokusu gibi bir koku çıkar Onu semaya yükseltirler in yanından geçerken: “Bu kötü ruh kimindir? derler , en kötü ismini söyleyerek: “Falan oğlu falandır derler Onun için semanın kapısını açmasını isterler, fakat açmazlar Bu esnada Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şu ayeti okudu: “Onlara gök kapıları açılmaz (ruhları göğe yükselmez) ve deve iğnenin deliğinden geçinceye kadar (hiçbir zaman) Cennet’e giremezler Allah: “Onun kitabını en aşağı makama yazınız der Sonra onun ruhu uzaklaştırılır Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sonra şu ayeti okudu: “…Kim Allah’a ortak koşarsa o, sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir Ruhu cesede iade olunur da iki melek (Münker ve Nekir) gelir, yanına oturur ve:
“Rabbin kimdir? derler O da:
“Şey şey, bilmiyorum,der Onlar:
“Dinin nedir? derler, o da:
“Şey şey, bilmiyorum,der Onlar:
“Size kim peygamber olarak gönderildi? Peygamberiniz kimdir? derler:
“Şey şey, bilmiyorum,der Bunun üzerine semadan bir ses
“Yalan söyledi, Cehennem’deki yerini hazırlayınız der Onun için Cehennem’e bir kapı açarlar Cehennem’in harareti ve kokusu gelir, kabri daralır ve onu sıkıştırır Çirkin yüzlü ve kötü elbiseli bir adam gelir ve ona şöyle der:
“Sana yazıklar olsun, va’d olunduğun gün işte bu gündür Kâfir ruh ona:
“Sen kimsin? Çirkin yüz kötülük getirdi, der O da:
“Ben senin çirkin amelinim der Bunun üzerine:
“Rabbim, kıyameti koparma der Sonra kör, sağır, dilsiz ve elinde balyoz olan birisi gelir Elindeki bu balyozu bir dağa vursa toprak olur, ona bir vurur, toprak oluverir Sonra onu Allah eski haline getirir, tekrar bir daha vurur Öyle bir çığlık atar ki insanlar ve cinlerden başka her şey duyar “
Ruh, kabirde sorulan suallere verdiği cevaplara göre ya İlliyyîne ya da Siccîn’e gönderilir Burada, yeniden diriltilecekleri güne kadar emaneten dururlar Yeniden dirilme gününde ise Allah’ın emri ile tekrar cesetlere girerler İyi, kötü, bütün ruhların kendi kabirleriyle alâkaları vardır Bu alâka ile ziyaretçilerini tanırlar Nimetlerin lezzetlerini, yahutta cehennem’in acısını yanlarında hissederler
Şehitlerin Kabir Hayatı
Şehidlerin ruhları ise yeşil kuşlar gibi Cennet’lerde otlar ve Arş’ın altında asılı bulunan kandillere sığınırlar Ayette Allah yolunda öldürülen şehidlerin, gerçekte, ölü olmadıkları, Allah katında Cennet nimetleriyle rızıklandırıldıkları bildirilmektedir Ayrıca şehid ruhlarının, Cennet’te kendilerine yapılan ikramlar nedeniyle, bir daha Allah yolunda öldürülebilmek için ruhlarının cesetlerine iade edilmesini istedikleri bildirilmektedir
Kabir Azabı
Kabir azabının aslı nedeni, dünya sevgisidir Fakat şiddet derecesi ayrıdır Azlığı, çokluğu Dünya sevgisine göre değişir Azap, kalbin Dünyaya bağlanmasının sonucudur İtaat erbabı için kabir azabı yoktur Ancak kabrin şiddet ve azametini hisseder
Kafirlerin kabir azabı, kıyamete kadar devam eder Yalnız Cuma ve Ramazan günleri kalkar
Asilerin kabir azabına gelince,bunlar için de kabir azabı vardır Ancak kıyâmete kadar devam etmez Cuma günleri kalkar Hatta cuma gecesi ölen asi, bir saat kabir azabı görür
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in dilinden kabir azabı
Kabir ahiret menzillerinin birinci menzilidir Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir
Kabir azabı haktır Onlar kabirde azap çekerler, onların azabını hayvanlar işitir
Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur
Manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında laf taşıyıcılık yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında:
“Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur buyurmuşlardır
 
858,497Konular
981,947Mesajlar
29,947Kullanıcılar
Pelin06432Son üye
Üst Alt