Kadem Özbay'dan Bakan Mahmut Özer'e tepki

Bakan Özer’in, yeni eğitim yılı hazırlıklarının tamamlandığı, tüm okullara bütçe gönderildiği, bunun sessiz bir ihtilal olduğu istikametindeki açıklamasına eğitimcilerden reaksiyon geldi. Eğitim-İş Genel Lideri Özbay, MEB’in göstermelik bir kaç atılımla okulların “içler acısı” durumunu gizlemeye, karanlık tabloyu toz pembeye boyamaya çalıştığını söz etti.

Özbay, “Okul ve derslik muhtaçlığı bu sene de karşılanmadığı için kalabalık sınıflar sorunu, yeni periyotta önümüzde çığ üzere duracak. Birçok vilayette sınıf başına düşen öğrenci ortalaması 50 civarındayken, birtakım vilayetlerde bu sayı 70’e dayanıyor. Birçok vilayette daha yeni yapıldığı halde duvarları dökülüp, kolonları çatlayan okullar, tamirat için kapatıldı fakat bu tamirlerin ihaleleri, taşeronun da taşeronlarına devredildiği için hâlâ bitmedi. İkili eğitim garabeti de sürüyor. Birtakım öğrenciler daha güneş doğmadan yollara düşüyor, kimi öğrenciler ise hava karardığında konutuna dönebiliyor” diye konuştu.

‘VELİLER BAĞIŞA ZORLANDI’

Bakan Özer’in “Köy okullarını derhal açacağız” demesine karşın rastgele bir adım atılmadığı için taşra başta olmak üzere yurdun birçok yerinde taşımalı eğitim probleminin süreceğini belirten Özbay, ödenekler konusunda ise şöyle konuştu: “Okulların bir aylık masrafı bile etmeyen bir meblağı, yıllık ödenek olarak yolladıkları okullar tekrar özel birer işletmeymiş üzere kendi hallerine terk edildi. Okul yöneticileri tüccarlığa, veliler de zarurî bağışlar yapmaya itildi. Paklık gereçlerinin, tuvalet kağıtlarının bile çoğunlukla velilerden alınan paralarla temin edildiği okullarda, yardımcı işçi sorunu kronikleşti.”

Özbay, İŞKUR ile MEB ortasında yapılan protokol gereği çalıştırılan yardımcı hizmetli işçiye, bu yıl yapılan bir değişiklikle daha evvel bu protokol dahilinde hiç çalışmamış olma kuralı getirilmesinin; okulu ve gereksinimlerini bilen, tecrübeli işçiyle çalışma imkânını ortadan kaldırdığını da söyleyerek “Yardımcı çalışanın çalışma mühletinin 24 aydan 9 aya indirilmesi nedeniyle okullar işçi bulmakta zorlanır hale geldi. Birçok okulumuz bu devir için hâlâ işçi bulamadı” dedi.

‘EĞİTİMDE KARŞIDEVRİM’

Özbay, MEB’e davette bulunarak kelamlarını şöyle sonlandırdı: “Okulların bu dağ üzere meseleleri birikmişken; zarurî bağışlar, servis ve kantin fiyatları, kırtasiye gereksinimleri derken devlet okulunda çocuk okutmak dahi bel büken meblağlara ulaşmışken; binlerce eğitim işçisi fiyatlı ve kontratlı öğretmenlik isimleri altında, insanlık dışı biçimde sömürülürken öğretmenlerin yeterliliğini ölçmeye kalkan MEB’e evvel kendi işini yapması, evvel kendi yeterliliğini göstermesi davetinde bulunuyoruz. Eğitimde yaptığınız ‘sessiz bir devrim’ değil, Cumhuriyetin eğitim konusundaki kazanımlarının tümünü zayıflatan bağır çağır bir karşıdevrimdir” dedi.