iltasyazilim
FD Üye
Peygamberimiz (sav)'in vefatından iki ay öncedir Veda haccı yolculuğundadır Kadınların içinde bulunduğu kervan grubunun başında, Enşece isimli sesi güzel bir sahabi vardır Yol boyunca Enşece bir ara şarkı kaside söylemeye başlar Enşece'nin sesi son derece güzeldir Enşece coştukça, develer de coşmaya başlarlar
Kasidenin ritmi ile develerin ritmi de coştukça coştu Bir ara develerin üzerindeki kadınlar düşme tehlikesi geçirdiler Bunu gören Hz Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
Enşece develeri yavaş sür Cam şişeler kırılmasın
Hz Peygamber (sav) zarif bir benzetmeyle, kadınları 'kırılgan cam' lara benzetir Kadınların nezaketine, zarafetine, özenle saklanmasına, darbelerden uzak tutulmasına, kırılganlığına, içinin dışının bir olduğuna, saf ve katışıksız olduğuna dikkat çeker
Kadınlar hakikaten de cam gibidirler Bazen öteleri görmemize yardımcı olurlar Şeffaftırlar Siz kırmadıkça, hoyratça davranmadıkça tertemiz ve sağlam dururlar
Kadınlar, can gibidirler Sizden bir parçadırlar Çünkü siz de onlardan bir parçasınız
Kadınlar, annenizdir, bacınızdır, teyzenizdir, halanızdır Kızınızdır, gelininizdir
Kadına atılan her tokat, bağrına saplanan her hançer annenize, bacınıza saplanan bir hançer, yüzünüze atılan bir tokattır
Kadınlara saygı gösterin Onları üzmeyin Onları kırmayın Onları anlayın Unutmayın sizi yaratan kudretli el, onları da yarattı
Bu vesileyle kadına uygulanan şiddete bir mümin olarak bir insan olarak şiddetle karşı olduğumu söylemek isterim Kadının yanında olacak her onurlu ve anlamlı gayretin yanındayım Yanındayız Yeter ki kadın da kendi onurunun farkında olsun istismar ettirmesin Yeter ki, kadın haklarını savunurken kadını istismar eden istismarcılara fırsat vermeyelim
***
Peygamberimiz (sav) eşini nasıl dinledi?
Peygamberimiz (sav) hicretin 6 yılında yanına aldığı arkadaşlarıyla Medine'den yola çıkıp, Mekke'ye yönelir Silahsızdırlar, ihrama girmişlerdir Umre yapmak niyetindeler İbadet için gidiyorlar
Medine'nin yakınlarına gelirler Mekkeliler, Peygamberimiz (sav)'i Mekke'ye sokmak istemezler Silahlanırlar Barış ve ibadet için gelen Müslümanlara karşı, saldırgan bir tutum içine girerler Aslında her Arap, Kâbe'ye gelir ve tavaf yapardı Mekkeliler buna engel olamazlardı Bu, oturmuş bir gelenekti Hz Peygamber bunu anlatmak için damadı olan Hz Osman'ı onlarla görüşmeye ve umre için izin istemeye gönderir Ancak Mekkeli müşrikler kararlıdırlar Peygamberimiz (sav)'i Mekke'ye sokmayacaklardır Durum gerginleşir Mekkeliler saldırgan tutumlarını sürdürürler
Nihayet Mekke'den kötü bir haber gelir Gelen habere göre, barış görüşmeleri için giden Hz Osman öldürülmüştür Bunu haber alan Hz Peygamber (sav) yanındaki 1500 civarındaki sahabesiyle bir ağacın altına çekilir
Ölüm üzerine yeminleşme
Hz Peygamber (sav), bütün sahabesiyle tek tek görüşür Ağacın altında her sahabesiyle tek tek el ele tutuşurlar Her gelen sahabe Peygamberimizin arkadaşı elini Hz Peygamber (sav)'in elinin içine koyar ve yemin eder Biat (bey'at) verir Bu ölüm üzerine yeminleşmedir
Eğer Hz Osman gerçekten öldürülmüşse, sonuna kadar direnilecek ve imha olma pahasına da olsa Mekke'ye girilecektir Bu biat'a, İslam tarihinde 'rıdvan biatı' adı verilecektir Kuranı Kerim bu olayı anlatırken 'Sana ağacın altında biat edenler' (Fetih, 10,1819) diyerek o güne ve o günün vefalılarına işaret eder Hz Peygamber (sav) o güne katılan arkadaşlarını her zaman özel bir yerde tutacak Onlara özel, bir manevi statü tanıyacaktır
Hz Osman geri gelir
Hz Peygamber (sav) ve arkadaşlarının kararlılığını gören Mekkeliler göz hapsine aldıkları Hz Osman'ı geri gönderirler Salıverirler
Daha sonra da Suheyl, adlı bir elçi gönderip meşhur Hudeybiye anlaşmasını imzalarlar (Bu anlaşma ve bu anlaşmanın şartları ile tarihi dönüşümü tamamen ayrı bir yazı konusudur)
Anlaşma gereği Müslümanlar o sene hac yapmadan geri döneceklerdi Bir sonraki sene umre için gelebileceklerdi
Peygamberimiz (sav)'in eşi devreye giriyor
O sene umre yapamamak sahabenin son derece ağırına gider Bunu kendilerine bir hakaret sayarlar Bedeli ne olursa olsun Mekke'ye Kâbe'ye gitmek niyetindelerdir Bunu düşünenlerin başında Hz Ömer gelmektedir Hz Peygamber (sav) ise sabretmelerini, geleceğin lehlerine olacağını ve anlaşmaya uymalarını söyler Sonra da beraber getirdiğiniz kurbanlarınızı kesin Medine'ye döneceğiz talimatını verir
Ancak, sahabe kurbanları kesmez ve Hz Peygamber (sav)'e karşı 'pasif' bir 'direniş' gösterirler Müthiş bir saygı çerçevesinde, Hz Peygamber (sav)'e karşı direnirler Emri hemen yerine getirmezler Ağırdan alırlar Ama saygısızlık da yapmazlar Gayeleri Hz Peygamber (sav)'i etkileyip kararını değiştirmektir
Peygamberimiz (sav) en daraldığı anlardan birisidir Hz Peygamber (sav) çadırına girer Bu yolculuk esnasında ,eşi muhterem annemiz Ümmü Seleme (ra) de yanındadır Peygamberimizin üzüntüsünü görür Sebebini sorar Hz Peygamber (sav) durumu anlatır ve sahabenin kurbanlarını kesmediğini belirtir Ümmü Seleme annemiz şöyle der; Ey Allah'ın elçisi! Arkadaşlarınız sizi zorlamak niyetiyle direniyorlar Siz kurbanınızı kesiniz Bakınız , herkes kurbanını kesecek ve direnme bitecek Sahabe, sizin kararlılığınızı görünce direnmekten vazgeçecektir Onlar, bu yıl Mekke'ye girememeyi, bir aşağılanma olarak gördükleri için böyle davranıyorlar der
Hz Peygamber (sav) karısını, Ümmü Seleme (ra)'yi dinler ve kurbanını keser Hakikaten de Hz Peygamber (sav)'in kararlılığını gören sahabe, artık kararın değişmeyeceğini görünce üst üste yığılırcasına kurbanlarını keserler Ve Medine'ye dönüş hazırlıklarına başlarlar
Hz Peygamber (sav)'in kendisine Cebrail'den bir vahiy ilahi emir gelmemesine rağmen, eşinin işaret ve tavsiyesine uygun hareket etmesi elbette son derece önemlidir Olay, Kadınlarımızın etkinliği, saygınlığı, itibariyle son derece önemlidir Ders vericidir Kadınlarımızla, eşlerimizle istişare etmek danışmak ve isabetli olan kararlarını uygulamak bizi yüceltir Küçük düşürmez
Kız alırken, kız verirken, ev değiştirirken, işyeri açarken, önemli kararlar alırken eşinize danışmayı asla ihmal etmeyiniz Bu bir Peygamber geleneğidir Sünnettir
***
İhtiyar kadınlar cennette nasıl olacaklar
Hz Peygamber (sav)'in dadısı Ümmü Eymen çok özel bir kadındı Aşırı esmer olan Ümmü Eymen'in peygamberimiz üzerinde derin etkisi vardır Bu nedenle de bir seferinde Peygamberimiz, kim cennetten bir kadın almak isterse Ümmü Eymen'le evlensin buyurmuştur Peygamberimizin evlatlığı diye anılan Hz Zeyd, Ümmü Eymen ile evlenmiştir Bu evlilikten Usame bin Zeyd doğmuştur
Bir gün Ümmü Eymen peygamberimizi ziyaret eder Hz Peygamber (sav) Ümmü Eymen'e şöyle der: Kocamış ihtiyar kadınlar cennete giremez
Bunu duyan Ümmü Eymen (ra) bu sözün şakadan söylendiğini anlamaz ağlayarak dışarı çıkar Hz Peygamber (sav), hemen Hz Ümmü Eymen'i geri çağırır Niye ağladın der Hz Ümmü Eymen'de; siz ihtiyar kadınlar cennete giremez dediniz Onun için ağladım cevabını verir
Hz Peygamber (sav) Ümmü Eymen'e bu sözü latife niyetiyle söylediğini ilettikten sonra şöyle buyurur: Evet ihtiyar kadınlar, ihtiyar halde cennete girmeyecekler Onlar gençlik dönemine döndürülmüş olarak, birer genç olarak cennete gireceklerdir
Peygamberimiz (sav) şakalaşırdı Ama O şakalaşırken bile doğru konuşurdu
***
Kadını dövmekten utanmıyor musunuz?
Medine'de bazı erkekler eşlerine şiddet uygularlar Bir müddet sonra bu hal, dayanılmaz bir noktaya gelir Kadınlar bir araya gelip Hz Peygamber (sav)'e durumlarını iletmek isterler Bunun için de aralarında temsilciler seçerler Ve bu temsilcileri Hz Peygamber (sav)'e gönderirler
Peygamberimizin evinin önüne gelen bu kadınlar, Hz Peygamber (sav) ile görüşmek istediklerini Hz Aişe (ra )'ye iletirler
Hz Peygamber (sav) kadınlarla görüşür Onların sözlerini dikkatle dinler Şikayetlerine hassasiyet gösterir ve onları evlerine gönderir
Daha sonra da müezzini olan Hz Bilal (ra)'e haber gönderir İnsanları mescide çağırmasını emreder
Hz Bilal (ra) mescidin üstüne çıkıp çarşı eşrafını ve halkı mescide çağırır
Bu, olağanüstü bir çağrıdır Olağanüstü bir davettir Çünkü ancak Medine'ye bir saldırı olduğu veya önemli bir felaket olduğunda namaz vakitlerinin dışında böyle bir çağrı yapılırdı
Halk camiye doluşur Peygamberimiz (sav) minbere çıkar Allah'a hamd ettikten sonra son derece dikkat çekici ve sert bir konuşma yapar
Kadınların şikayetini dile getirir Kadınları neden dövdüklerini sorar Cemaati cidden sarsar Ve şu anlamlı cümlelerle o günkü sıra dışı konuşmasını tamamlar:
Sizler, gündüz kadınları birer köle gibi dövüyor ve sonra akşam yataklarına giriyorsunuz, (bundan utanmaz mısınız) Ben sizin için iyi bir örnek değil miyim Vallahi ben asla bir kadını veya köleyi dövmedim Ben, içinizde ailesine en iyi davranış göstereninizim
Kadına şiddet uygulamak haramdır Günahtır Yakışıksızdır Zulümdür Ahiret günü mutlaka sorgulanacak bir kul hakkıdır Unutmayalım ki kadınlarımız bizim cennet arkadaşlarımızdır Yanlış yaparsak onlar cennete biz başka yere gidebiliriz
Kasidenin ritmi ile develerin ritmi de coştukça coştu Bir ara develerin üzerindeki kadınlar düşme tehlikesi geçirdiler Bunu gören Hz Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
Enşece develeri yavaş sür Cam şişeler kırılmasın
Hz Peygamber (sav) zarif bir benzetmeyle, kadınları 'kırılgan cam' lara benzetir Kadınların nezaketine, zarafetine, özenle saklanmasına, darbelerden uzak tutulmasına, kırılganlığına, içinin dışının bir olduğuna, saf ve katışıksız olduğuna dikkat çeker
Kadınlar hakikaten de cam gibidirler Bazen öteleri görmemize yardımcı olurlar Şeffaftırlar Siz kırmadıkça, hoyratça davranmadıkça tertemiz ve sağlam dururlar
Kadınlar, can gibidirler Sizden bir parçadırlar Çünkü siz de onlardan bir parçasınız
Kadınlar, annenizdir, bacınızdır, teyzenizdir, halanızdır Kızınızdır, gelininizdir
Kadına atılan her tokat, bağrına saplanan her hançer annenize, bacınıza saplanan bir hançer, yüzünüze atılan bir tokattır
Kadınlara saygı gösterin Onları üzmeyin Onları kırmayın Onları anlayın Unutmayın sizi yaratan kudretli el, onları da yarattı
Bu vesileyle kadına uygulanan şiddete bir mümin olarak bir insan olarak şiddetle karşı olduğumu söylemek isterim Kadının yanında olacak her onurlu ve anlamlı gayretin yanındayım Yanındayız Yeter ki kadın da kendi onurunun farkında olsun istismar ettirmesin Yeter ki, kadın haklarını savunurken kadını istismar eden istismarcılara fırsat vermeyelim
***
Peygamberimiz (sav) eşini nasıl dinledi?
Peygamberimiz (sav) hicretin 6 yılında yanına aldığı arkadaşlarıyla Medine'den yola çıkıp, Mekke'ye yönelir Silahsızdırlar, ihrama girmişlerdir Umre yapmak niyetindeler İbadet için gidiyorlar
Medine'nin yakınlarına gelirler Mekkeliler, Peygamberimiz (sav)'i Mekke'ye sokmak istemezler Silahlanırlar Barış ve ibadet için gelen Müslümanlara karşı, saldırgan bir tutum içine girerler Aslında her Arap, Kâbe'ye gelir ve tavaf yapardı Mekkeliler buna engel olamazlardı Bu, oturmuş bir gelenekti Hz Peygamber bunu anlatmak için damadı olan Hz Osman'ı onlarla görüşmeye ve umre için izin istemeye gönderir Ancak Mekkeli müşrikler kararlıdırlar Peygamberimiz (sav)'i Mekke'ye sokmayacaklardır Durum gerginleşir Mekkeliler saldırgan tutumlarını sürdürürler
Nihayet Mekke'den kötü bir haber gelir Gelen habere göre, barış görüşmeleri için giden Hz Osman öldürülmüştür Bunu haber alan Hz Peygamber (sav) yanındaki 1500 civarındaki sahabesiyle bir ağacın altına çekilir
Ölüm üzerine yeminleşme
Hz Peygamber (sav), bütün sahabesiyle tek tek görüşür Ağacın altında her sahabesiyle tek tek el ele tutuşurlar Her gelen sahabe Peygamberimizin arkadaşı elini Hz Peygamber (sav)'in elinin içine koyar ve yemin eder Biat (bey'at) verir Bu ölüm üzerine yeminleşmedir
Eğer Hz Osman gerçekten öldürülmüşse, sonuna kadar direnilecek ve imha olma pahasına da olsa Mekke'ye girilecektir Bu biat'a, İslam tarihinde 'rıdvan biatı' adı verilecektir Kuranı Kerim bu olayı anlatırken 'Sana ağacın altında biat edenler' (Fetih, 10,1819) diyerek o güne ve o günün vefalılarına işaret eder Hz Peygamber (sav) o güne katılan arkadaşlarını her zaman özel bir yerde tutacak Onlara özel, bir manevi statü tanıyacaktır
Hz Osman geri gelir
Hz Peygamber (sav) ve arkadaşlarının kararlılığını gören Mekkeliler göz hapsine aldıkları Hz Osman'ı geri gönderirler Salıverirler
Daha sonra da Suheyl, adlı bir elçi gönderip meşhur Hudeybiye anlaşmasını imzalarlar (Bu anlaşma ve bu anlaşmanın şartları ile tarihi dönüşümü tamamen ayrı bir yazı konusudur)
Anlaşma gereği Müslümanlar o sene hac yapmadan geri döneceklerdi Bir sonraki sene umre için gelebileceklerdi
Peygamberimiz (sav)'in eşi devreye giriyor
O sene umre yapamamak sahabenin son derece ağırına gider Bunu kendilerine bir hakaret sayarlar Bedeli ne olursa olsun Mekke'ye Kâbe'ye gitmek niyetindelerdir Bunu düşünenlerin başında Hz Ömer gelmektedir Hz Peygamber (sav) ise sabretmelerini, geleceğin lehlerine olacağını ve anlaşmaya uymalarını söyler Sonra da beraber getirdiğiniz kurbanlarınızı kesin Medine'ye döneceğiz talimatını verir
Ancak, sahabe kurbanları kesmez ve Hz Peygamber (sav)'e karşı 'pasif' bir 'direniş' gösterirler Müthiş bir saygı çerçevesinde, Hz Peygamber (sav)'e karşı direnirler Emri hemen yerine getirmezler Ağırdan alırlar Ama saygısızlık da yapmazlar Gayeleri Hz Peygamber (sav)'i etkileyip kararını değiştirmektir
Peygamberimiz (sav) en daraldığı anlardan birisidir Hz Peygamber (sav) çadırına girer Bu yolculuk esnasında ,eşi muhterem annemiz Ümmü Seleme (ra) de yanındadır Peygamberimizin üzüntüsünü görür Sebebini sorar Hz Peygamber (sav) durumu anlatır ve sahabenin kurbanlarını kesmediğini belirtir Ümmü Seleme annemiz şöyle der; Ey Allah'ın elçisi! Arkadaşlarınız sizi zorlamak niyetiyle direniyorlar Siz kurbanınızı kesiniz Bakınız , herkes kurbanını kesecek ve direnme bitecek Sahabe, sizin kararlılığınızı görünce direnmekten vazgeçecektir Onlar, bu yıl Mekke'ye girememeyi, bir aşağılanma olarak gördükleri için böyle davranıyorlar der
Hz Peygamber (sav) karısını, Ümmü Seleme (ra)'yi dinler ve kurbanını keser Hakikaten de Hz Peygamber (sav)'in kararlılığını gören sahabe, artık kararın değişmeyeceğini görünce üst üste yığılırcasına kurbanlarını keserler Ve Medine'ye dönüş hazırlıklarına başlarlar
Hz Peygamber (sav)'in kendisine Cebrail'den bir vahiy ilahi emir gelmemesine rağmen, eşinin işaret ve tavsiyesine uygun hareket etmesi elbette son derece önemlidir Olay, Kadınlarımızın etkinliği, saygınlığı, itibariyle son derece önemlidir Ders vericidir Kadınlarımızla, eşlerimizle istişare etmek danışmak ve isabetli olan kararlarını uygulamak bizi yüceltir Küçük düşürmez
Kız alırken, kız verirken, ev değiştirirken, işyeri açarken, önemli kararlar alırken eşinize danışmayı asla ihmal etmeyiniz Bu bir Peygamber geleneğidir Sünnettir
***
İhtiyar kadınlar cennette nasıl olacaklar
Hz Peygamber (sav)'in dadısı Ümmü Eymen çok özel bir kadındı Aşırı esmer olan Ümmü Eymen'in peygamberimiz üzerinde derin etkisi vardır Bu nedenle de bir seferinde Peygamberimiz, kim cennetten bir kadın almak isterse Ümmü Eymen'le evlensin buyurmuştur Peygamberimizin evlatlığı diye anılan Hz Zeyd, Ümmü Eymen ile evlenmiştir Bu evlilikten Usame bin Zeyd doğmuştur
Bir gün Ümmü Eymen peygamberimizi ziyaret eder Hz Peygamber (sav) Ümmü Eymen'e şöyle der: Kocamış ihtiyar kadınlar cennete giremez
Bunu duyan Ümmü Eymen (ra) bu sözün şakadan söylendiğini anlamaz ağlayarak dışarı çıkar Hz Peygamber (sav), hemen Hz Ümmü Eymen'i geri çağırır Niye ağladın der Hz Ümmü Eymen'de; siz ihtiyar kadınlar cennete giremez dediniz Onun için ağladım cevabını verir
Hz Peygamber (sav) Ümmü Eymen'e bu sözü latife niyetiyle söylediğini ilettikten sonra şöyle buyurur: Evet ihtiyar kadınlar, ihtiyar halde cennete girmeyecekler Onlar gençlik dönemine döndürülmüş olarak, birer genç olarak cennete gireceklerdir
Peygamberimiz (sav) şakalaşırdı Ama O şakalaşırken bile doğru konuşurdu
***
Kadını dövmekten utanmıyor musunuz?
Medine'de bazı erkekler eşlerine şiddet uygularlar Bir müddet sonra bu hal, dayanılmaz bir noktaya gelir Kadınlar bir araya gelip Hz Peygamber (sav)'e durumlarını iletmek isterler Bunun için de aralarında temsilciler seçerler Ve bu temsilcileri Hz Peygamber (sav)'e gönderirler
Peygamberimizin evinin önüne gelen bu kadınlar, Hz Peygamber (sav) ile görüşmek istediklerini Hz Aişe (ra )'ye iletirler
Hz Peygamber (sav) kadınlarla görüşür Onların sözlerini dikkatle dinler Şikayetlerine hassasiyet gösterir ve onları evlerine gönderir
Daha sonra da müezzini olan Hz Bilal (ra)'e haber gönderir İnsanları mescide çağırmasını emreder
Hz Bilal (ra) mescidin üstüne çıkıp çarşı eşrafını ve halkı mescide çağırır
Bu, olağanüstü bir çağrıdır Olağanüstü bir davettir Çünkü ancak Medine'ye bir saldırı olduğu veya önemli bir felaket olduğunda namaz vakitlerinin dışında böyle bir çağrı yapılırdı
Halk camiye doluşur Peygamberimiz (sav) minbere çıkar Allah'a hamd ettikten sonra son derece dikkat çekici ve sert bir konuşma yapar
Kadınların şikayetini dile getirir Kadınları neden dövdüklerini sorar Cemaati cidden sarsar Ve şu anlamlı cümlelerle o günkü sıra dışı konuşmasını tamamlar:
Sizler, gündüz kadınları birer köle gibi dövüyor ve sonra akşam yataklarına giriyorsunuz, (bundan utanmaz mısınız) Ben sizin için iyi bir örnek değil miyim Vallahi ben asla bir kadını veya köleyi dövmedim Ben, içinizde ailesine en iyi davranış göstereninizim
Kadına şiddet uygulamak haramdır Günahtır Yakışıksızdır Zulümdür Ahiret günü mutlaka sorgulanacak bir kul hakkıdır Unutmayalım ki kadınlarımız bizim cennet arkadaşlarımızdır Yanlış yaparsak onlar cennete biz başka yere gidebiliriz