Kadın Neden Yaratılmıştır? bayan neden yaratıldı kadın neyden yaratılmıştır neyden yaratıldı niçin yaratılmıştır nasıl Kaburga Kemiği Ebû Hureyre (ra)'den: Rasûlullâh (sav) şöyle buyurdu: «Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz Zira bayan kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır Kaburga kemiğinin en eğri yeri üstteki tarafıdır Çarpık kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz» (Buhârî, Enbiyâ, 1; Müslim, Radâ', 60) Müslim'in rivayetine kadar de şöyle buyurmuştur: «Bayan kaburga kemiğinden yaratılmıştır Her Zaman seni hoşnut edecek şekilde davranamaz Eğer ondan muamele etmek istersen, bu haliyle de faydalanabilirsin Ola Ki doğrultayım dersen kırarsın Kadının kırılması da boşanmasıdır» (Müslim, Radâ', 59) Kadının Yaratılışı Anlaşılması son derece zorlama ve hayli çapraşık bir konu, kadının neden yaratıldığı meselesidir Bayan, erkekten farklı bir mahlûk mudur oysa, erkeğin değil de onun yaratıldığı maddeyi araştırıyorsunuz, diyebilirsiniz Kuşkusuz kadınla erkek azıcık sonradan açıklanacağı üzere benzer candan yaratılmış varlıklardır Asırlardır İslâm âlimlerini bu konu üstünde durmaya sevk eden husus, Peygamber Efendimizin kadın yaratılışı hakkındaki hadisleridir Yoksa insan cinsinin topraktan yaratıldığını, âyeti kerimeler emin surette ortaya koymaktadır Şunu itiraf edelim oysa, yaratılışın sırrını bilemiyoruz Bayan aslında kaburga kemiğinden mi yaratılmıştır? Yoksa kadının hırçınlığı ve istenilen kıvama getirilemeyişi gerçeği, kaburga kemiğinin eğriliğine mi benzetilmiştir? İşte bu soruların emin cevabını bulamıyoruz Siyer âlimi İbni İshâk, Peygamberimizin amcasının oğlu Abdullah İbni Abbas'ın: «Havva, Âdem (as) uyurken, onun sol tarafındaki kaburga kemiğinden yaratılmıştır» dediğini söylenti eder (Fethu'lBârî, IX, 219) Ama güvenilir hadis kitaplarında bu konuda doyurucu data mevcut değildir Şu âyetiyle Kur'ânı Kerîm, mevzua ışık miktar gibidir: «Ey millet! Sizi bir tek samimi olarak yaratan ondan da zevcesini vücuda getiren, ikisinden de çoğu erkekler ve kadınlar üreten Rabbınıza karşısında gelmekten sakının» (Nisa sûresi, 1) Bu konudaki âyetlerden bayan ile erkeğin benzer ana ve cevherden yaratıldığı anlaşılmakla beraber, kadının erkeğin kaburga kemiğinden meydana getirildiğine dair bir tanımlama bulunmamaktadır Sahiden bizi tereddüde sevk eden husus, Efendimizin: «Kadın tıpkı kaburga kemiği gibidir, kemiği doğrultayım dersen kırarsın Eğer ondan kullanmak istersen, bu haliyle faydalanabilirsin» (Buharı, Nikâh, 79; Müslim, Radâ', 61) buyurmasıdır Bu mânâyı, kadının yaratıldığı madde kaburga kemiği olduğu için, zorluklar çıkarması ve istenilen şekle sokulması bakımından tıpatıp kaburga kemiğine benzer, biçiminde yorumlamak da mümkündür (Fethu'lBârî, IX, 219) Problemin Çözümü Hadiste asıl anlatılmak istenen kadının neden yaratıldığı değil, kadınla nasıl geçinmek gerektiğidir Dövüp sövmekle kadını istek edilen şekle koymanın olası olamayacağını ifade buyuran Hz Peygamber (tez), kuvvet ve öfke yerine, ülfet ve şefkat yolunu tercih etmenin daha iyi sonuç vereceğini ve bu suretle ondaki bir takım kusurları düzeltmenin mümkün olabileceğini belirtmekte ve bu yolu öğüt buyurmaktadır Zira kadını büsbütün kendi haline bırakmakla ona iyilik yok, musibet yapılmış olur Mubah işlerde kadını muhayyer vazgeçmek isabetli olmakla beraber, dünya ve âhiretine hasar verecek hususlarda onu en doğruya götürmek icab eder Bu suretle «Kendinizi ve ailenizi cehennem ateşinden koruyunuz» (Tahrim sûresi, 6) âyeti kerîmesinin gereği üretilmiş olur Güç kullanmanın, aile münasebetlerini büsbütün çıkmaza sokacağı ve tamiri muhtemel olmayan kırgınlıklar doğuracağı, bunun da yuvanın yıkılması aramak olacağı belirtilmektedir Kaburga kemiğinin en eğri yeri üstteki yanıdır, buyururken Efendimiz, kadının en problem tarafı üst yanı, yani başındaki dilidir, demeye getirmiş olamaz mı? O takdirde manâ daha bir açıklık kazanmaktadır Zira kadının cehenneme ne yüzden gireceğini açıklarken Nebiyyi Muhterem (sa): «Siz fazla lanet eder ve kocanızın iyiliklerini inkâr edersiniz» (Buharı, Hayz, 6) buyurmuştu Lanet ve iyiliği inkâr dille yapıldığına kadar, kocasının fiziki durumunu acele ile konu komşuda gördüğünün aynını istemesi, dediği olmazsa hırçınlık yapması, hatta boşanmaya kalkması, aile sırlarını olur olmaz kişilere açması, dedikoduya düşkün olması gibi kadınca özellikleri sebebiyle dili kast edilmiş olabilir Netice olarak şunu söyleyelim ancak, erkeğin oluşturacağı şey, kadındaki bir takım kaprislerin tabiî olduğunu kabul ederek ona karşı anlayışlı davranmaktır Kadındaki her kusuru düzeltmeye kalkmak, ondan yararlanma imkânını da yitirmek demektir En iyisi affedebilecek kusurlarına göz yumup sabrederek iyi geçinmeye çalışmaktır Zaten, «Kadınlarla iyi geçinin» (Nisa sûresi, 19) âyeti kerîmesiyle emredilen de budur Üç yol Kadınlara nisbeten erkekler daha dinç ve dirençli olduğu için Allah Teâlâ, kadınları erkeklerin şefkat ve himayesine emânet etmiş ve onların aile reisi olduğunu bildirmiştir (Tirmizî, Radâ', 11; İbni Mâce, Nikâh, 3) Buna karşın bayan, huzursuzluk çıkarırsa durum ne olacaktır? Âyeti kerîme bu soruyu şöyle cevaplandırıyor : «İyi kadınlar itaatli olanlardır Allah, kendi haklarını nasıl koruduysa, onlar da erkeklerinin haklarım öylece korurlar Serkeşlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Onlara önce tavsiye verin; vazgeçmezlerse kendilerini yataklarında yalnız bırakın Yeniden yola gelmezlerse dövün Size itaat ediyorlarsa aleyhlerinde bir yol aramayın» (Nisa sûresi, 34) Görüldüğü üzere hadisimiz, bu âyeti kerîmenin şerhi durumundadır Böyle olunca, kadınların ıslâhı hususunda peşine düşüp takip edilmesi gereken yolu belirten de Allah Teâlâ'dır Bizzat yarattığı varlıkların ruhî problemlerini ve onların en iyi nasıl eğitileceklerini Allah Teâlâ kadar hiç kimsenin bilememesi son derece tabiîdir O halde, eğitirken hafiften ağıra doğru tedrici bir seyir takip eden bu ilâhî terbiye şekline kimse dil uzatamaz Böyle olması gerektiği için öyle emredilmiştir Iki Taraflı Görevler Bayan erkeğin iffetidir Namusunun bekçisidir Bu sebeple bayan, ırz ve namusunun üstüne titreyecek, iffetine toz kondurmayacaktır Eve girmesine kocasının müsade vermediği kimseleri kapıdan içeri sokmayacak; yok bir yabancıyla, kocasının görüşmesine müsade vermediği akrabadan bir kadınla zeka bir arada bulunmayacaktır Buna mukabil erkek de karısının aleyhinde bir kötülük düşünmeyecek, onu kendi içtimaî seviyesine yerinde bir şekilde yedirip giydirecektir aynı zamanda karısının iç âlemine, ruh ve gönül dünyasına karşısında saygılı olacak, hanımların bilhassa dikkat ettiği bir takım mevzularda ekonomik konuşmaya çalışacaktır Aşağıdaki hadisi şerif, N'ebiyyi Mükerrem Efendimizin bu mevzuda ne kadar alıngan düşündüğünü göstermektedir Muâviye İbni Hayde (ra)'den: Ya Rasûlullâh! Kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakkı nedir? diye sordum Şöyle buyurdu: Yediğiniz ölçüde yiyeceklerini, giydiğiniz ölçüde giyimlerini temin etmek, yüzlerine vurmamak, yaptıkları işin ve kendilerinin çirkin olduğunu söylememek, onları yataklarında yalnız bırakmak icab ederse, bu işi yalnız ev içinde yapmaktır (Ebû Dâvud, Radâ', 41; İbni Mâ'ce, Nikâh, 3; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 447; V, 3) İslâm’ın kadını ezdiğini, ona değer vermediğini söyleyenlere bu hadisi göstermelidir Efendimiz, kadının yiyecek ve giyecek gibi en zarurî iki maddî ihtiyacına çözüm getirdikten sonradan, onun son derece alıngan ruh dünyasına saygılı elde etmek gerektiğine dikkati çekmektedir Her şeyin maddî açıdan ele alındığı bir çağda kadının psikolojik yapısını gözeterek, onun gönlünü en çok kıran, maneviyatını altüstteki eden vahşi davranışlardan sakındırmaktadır PROFDRM YAŞAR KANDEMİR