elektronikci
FD Üye
Çocuk istemelerine ve bir yıldır düzenli cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamamaya kısırlık (infertilite) denir. Toplumda kısırlık problemi ile karşılaşma oranı %15 civarında görülmektedir. Herhangi bir problemi olmayan çiftlerin düzenli ilişkiye girmelerine rağmen aylık gebe kalma oranları %12-25 arasında değişmektedir.
Genel olarak kısırlık nedenleri %30-40 kadına bağlı, %30-40 erkeğe bağlı, %20-30 ise açıklanamayan nedenler olarak gruplandırılmaktadır.
Çocuk sahibi olmada etkili faktörler;
- Kadında yumurtalıkların normal çalışması ve yumurtalıklarda patoloji olmaması,
- Kadın yaşı,
- Erkeğin sağlıklı sperm üretebilmesi,
- Rahimde gebeliğin oluşumunu engelleyecek bir anormalliğin olmaması,
- Rahim kanallarının en az birinin açık olması,
- Normal cinsel yaşam ve ilişki sıklığı,
Kadında kısırlığa yol açan en önemli sebepler; adet düzensizliği ve yumurtlama bozuklukları, endometriozis, polikistik over hastalığı, erken menopoz, tüplerin kapalı olması ve doğuştan kadın organlarında olan yapısal anomalilerdir. Bir de nedeni bilinmeyen yani açıklanamayan kısırlık söz konusudur.
- Yumurtlama bozukluğu;
- Birinci grupta yumrtalıkları uyaran hormon eksikliği söz konusudur.
- İkinci grupta polikistik over sendromlu hastalar yer alır. Adet görememe ve seyrek adet görmeye ilaveten kadındaki androjen hormon fazlalığı ile karakterize cilt değişiklikleri (tüylenmede artma, yağlı cilt, sivilcelenme) görülmektedir.
- Üçüncü grupta erken menopoz hastaları bulunmaktadır. Bu grupta her türlü yumurtayı uyarıcı ilaç ve protokol başarısızdır. Bununla birlikte, bu hastaların bir kısmında ( % 10) ilk 5 yılda yumurtalık fonksiyonlarında geri dönme olabilmektedir.
- Dördüncü grupta prolaktin denilen süt yapıcı hormon fazlalığı söz konusudur.Prolaktin hormon fazlalığında yumurtlama gerçekleşmez. Prolaktin düşürücü tedavi ile yumurtlama fonksiyonu geri dönebilmektedir.
Tüplerin tamamen veya kısmen tıkalı olması durumunda sperm ve yumurtanın tüp içerisinde döllenmesi engellenerek gebe kalınamaz. Kadında kısırlığa yol açan nedenlerin %30 unu oluşturur. Tüplerdeki yapışıklık; geçirilmiş enfeksiyon, endometrıozis(çikolata kistleri) veya geçirilmiş ameliyata bağlı karın içi yapışılıklara bağlı olabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar tüplerdeki hasarın en önemli nedenidir.
3. Rahim içi yapışıklıklar ve kitleler;
Geçirilmiş küretaj ve enfeksiyonlar, myom ameliyatı gibi nedenler yapışıklığa yol açabilir. Rahim içi kitleler ise, myom ve poliplerdir. Tüp bebek uygulamasından önce rahim içinin görüntülenebilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle histerosalpigografi (rahim
filmi) ve histereskopi (rahim içinin kamera ile görüntülenmesi) işlemleri uygulanmaktadır. Histereskopi işlemi ile rahim içi yapışıklılar açılabilmekte, polipler (kanama yapan iyi huylu kitle) , myomlar tedavi edilebilmektedir.
4.Rahim ağzı faktörü;
Kadında kısırlığa yol açan rahim ağzı problemler;şekil bozuklukları, enfeksiyonlar, mukus (rahim yolu salgısı) kalitesinin iyi olmayışı, rahim ağzı polipleri(kanama yapan iyi huylu kitle) olarak görülmektedir. Adetin değişik evrelerinde rahim ağzı salgısı hormonların etkisi ile miktar ve kıvam olarak değişiklikler gösterir. Bu salgının uygun kalitede olmaması spermin kadın üreme yollarında ilerlemesine engel olmaktadır.
5. Endometrıozis;
Endometrozis; rahim içini döşeyen dokunun rahim dışında gelişmesi olarak tanımlanır. Normal yerleşiminin dışında bulunan bu odaklar,zamanla yapışıklıklara veya yumurtlamanın bozulmasına neden olur. Endometrıozisli hastaların %70 i kısırlık problemi çekmektedir. Endometrıozis tıpkı rahim içini döşeyen dokular gibi hormona duyarlı olup adet sırasında kanar.Karnın içinde olan bu kanamalar zamanla yapışıklıkara neden olurlar. Laparoskopi bu hastalığın teşhisinde kullanılan bir yöntem olup, karın içinin görüntülenebilmesini sağlar.Aynı zamanda tedavi amaçlı da kullanılır. Endometrıozis yumurtalıklara yerleştiği zaman adına çikolata kisti denmektedir. Ciddi yumurtlama problemlerine yol açan bu kistler tedavi edilmelidirler.
6.Bağışıklık sistemi ile iligili nedenler:
Rahim yolunda spermleri öldüren vücudun kendi kendine ürettiği antikor dediğimiz bitakım maddeler veya spermlerin yüzeyinde aynı şekilde bu maddelerden bulunabilmektedir. Kadından elde edilen mukus yapısında veya sperm yüzeyinde bunlar saptanabilmektedir.
7.Nedeni açkılanamayan kısırlık:
Günümüzde tıbbın olanakları ile nedeni ortaya konulamayan kısırlığa açıklanamayan infertilite denir. Çocuk sahibi olamayan çiftlerdeki nedenlerin 1/3 ünü oluşturmaktadır. Bu çiftlerde herhangi bir sebep bulunamamaktadır.
8. Kadın yaşı:
Kadın yaşının ilerlemesi ile yumurtlama sıklığı ve yumurta kalitesi azalmaktadır. Özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda gebelik başarısı azalmaktadır. 40 yaşın üzerinde ise gebe kalma oranı %10 nun altına düşmektedir.