Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

kadının islamiyetteki yeri

kadının islamiyetteki yeri
0
68

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
kadının islamiyetteki yeri Şüphesiz geçmiş incelendiğinde, kadınların tarihin akışı içerisinde erkeklere nazaran daha mahrum ve daha mağdur bir gösterme çizdikleri görülmektedir Bugün İslam alemindeki bir takım olumsuz görünümler, İslam'ın kadına layık vermediği gibi haksız görüşlerin ortaya atılmasına sebep olmaktadır İslam'da insan olmaları bakımından, erkekle bayan aralarında herhangi bir ayrım yoktur Her ikisi de eşit derecede Ulu Allah'ın dikte ve yasaklarına muhataptır Erkek de kadın da, yeryüzünü imar etmek ve orada Allah'a kulluk yapmakla sorumludurlar İslâm'da insanlık ve Allah'a kulluk bakımından kadınla erkek arasında bir ayrım bulunmadığı gibi esas adalet ve sorumluluklar açısından da kadının konumu erkekten bambaşka değildir Bayan, yaratılış itibariyle erkeğe kadar ikinci derecede bir değere sahip değildir Ilke olarak insanların en değerlisi, 'takvâda (hoş şeyler yapma ve kötülüklerden sakınma da) en üstün olanıdır' (elHucurât 4913) Kurânı Kerim'de, bambaşka fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün veya ikisi birbirine eşdeğer tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir (elBakara 2187) 'Ben, erkek olsun, bayan olsun (oysa defalarca birbirinizdensiniz) içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zarar etmeyeceğim (Ali İmran, 3195) ve 'O'nun varlığının delillerinden (Allah'ın ayetlerinden) biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve acıma koymasıdır Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır' (Rum, 3021) âyeti kerimeleri, İslam'a kadar kadının bir insan olarak katiyen ikinci sınıf olmadığını açıklama etmektedir Yüce Kitabımız Kur'anı Kerim; 'Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz' (Bakara, 2187) beyanıyla da erkek ve kadının insan olarak birbirlerine olan ihtiyaçlarına açık bir şekilde uyarı çekmektedir İslâm dininin kadına tanıdığı hakların layık ve önemini daha iyi kavrayabilmek için İslâm'dan önceki değişik toplum ve medeniyetlerde kadının durumu değerlendirilmelidir Kadının insan olup olmadığının, rûhunun bulunup bulunmadığının tartışıldığı, en ince ayrıntısına kadar erkeğe emrindeki olduğu ve aralıksız vesayet aşağı bulunduğu, hatta mirastan hisse alması bir yana, kendisinin bile miras malı gibi değerlendirildiği bir dönemde, ulu İslam dini; kadının da insan olduğunu demeç etmiş, mirastaki haklarını ortaya koymuş, onu sadece emir alan yok, yerine göre emir veren konumuna yükseltmiş ve kadını olması gereken yere koymuştur Hz Peygamberin; kadınlardan ayrıca biat alması ve bu hâdisenin Kur'anı Kerim'de açık açık yer alması, (Mümtehine, 6013) İslam'a tarafından bayan iradesinin bağımsızlığını göstermektedir İslam'a kadar, bir insan olarak erkeğe belli temel insan hakları kadına da tanınmıştır Buna kadar yaşam hakkı, sahiplik ve tasarruf hakkı, kanun önünde denklik ve adaletle muamele görme hakkı, ikâmetgâh dokunulmazlığı, haysiyet ve onurun korunması, inanç ve hafıza hürriyeti, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi esas haklar bakımından kadınla erkek arasında ayrım yoktur İslam'ın ilk yıllarında kadının her zaman hayatın içinde olduğu bilinmektedir Kadınlar camiye gelirler, Peygamberimizin huzurunda oturur; şayet bugün bile kadınların sormaya yiğitlik edemeyecekleri kendi özel durumlarıyla ilgili konuları hiç tereddütsüz sorarlardı Camide ibadetlerini yaparlar, Peygamberimizin konuşmalarını dinlerlerdi Bu tatbik daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir Nitekim, Hz Ömer bir hutbesinde kadınlara bahşedilen mehirin yüksek oranlarda tutulduğunu, bunun miktarının azaltılması gerektiğini söylediğinde, mescitte yer alan kadınlardan birinin ayağa kalkıp; 'Allah'ın bize vermiş olduğu hakkı sen bizden alamazsın Çünkü bu, Kur'an'da yer alan bir hükümdür' diye itiraz ettiği, Hz Ömer'in de bu itiraz karşısında 'Allah'a şükürler olsun, benim halkımın aralarında yanlışımı düzeltecek böyle kadınlar var' dediği tarihi kaynaklarda kayıtlıdır bundan başka yeniden Hz Ömer döneminde 'Hisbe' denilen görevin, yani pazarlardaki harmoni ve ahengi yoklama işlerinin bir nevi bugünkü anlamda 'zabıta' hizmetlerinin kadına verildiği tarihî bir vakıadır İslam tarihine ve İslam ülkelerindeki uygulamaya bakıldığında, Peygamberimiz döneminde kadınlara tanınan hakların; geleneklerin din gibi algılanması ve kabul edilmesi gibi sebeplerin etkisiyle tedrici olarak azaldığı görülmektedir Bu anlayışın etkisiyle bir takım ülkelerde bayan; cinsel obje olarak değerlendirilmiş, horlanmış ve toplumdan tecrit edilmiştir Bu tatbik asırlarca dünyanın her yerinde farklı din mensupları göre da benimsenmiştir Yakın zamanlara dek, bir takım istisnalar dışarıda erkeklerle kadınlar medenî ve siyasî haklarda eşit değildi Son yüzyıla kadar Batı toplumu kadın hakları konusunda fena bir sınav vermiştir Bugün bayan haklarının maksimum olduğu ülkelerde bile 18, 19 asra değin; kadının ruhu var mı, insan sayılır mı, sayılmaz mı tartışmalarının yapıldığı bir realitedir Netice itibariyle söylenecek şey şudur: İslam Dini'ne kadar insan insana eşittir Bu anlayışta bayanerkek ayırımı şüphesiz söz konusu değildir  
 
858,497Konular
982,007Mesajlar
29,990Kullanıcılar
aydınıSon üye
Üst Alt