Kadınlar,reel değerini 'İslam'la bulmuştur! Yalnızca hanımlar değil fiilen “erkekler de gerçek kıymetlerini ve şahsiyetlerini İslâm’la bulmuşlardır Efendimiz, hakiki erkekliğin despotluk, kabalık ve hoyratlıkta değil, nefsine başat olmakta, civanmertlikte ve fazilette olduğunu göstermiştir Dinimizde, bayan tıpkı erkek gibi cemiyetin bir parçası olarak kabul edilir, görüşü alınır ve onunla istişare yapılır Bunun pratik olarak en güzel örneğini de bana kalırsa Fahri Kâinat Efendimiz vermiştir O fakat vahy ile müeyyed Nebiler Sultanı’dır Önüne gelen bütün mesele ve problemlerin çözümü direkt Arşı Azam’dan halledilmiştir bununla beraber O, fazla kere hanımlarıyla oturur ve bir dost gibi onlarla bir takım meselelerin müzakeresini yapardı Vahiy ile müeyyed olan Allah Rasulü’nün (sas) böyle bir şeye ihtiyacı yoktu; ama O, ümmetine bir şey aydınlatmak istiyordu: Bayan, o güne kadar olduğundan fazla bambaşka bir yere oturtulacaktı ve işte O, bu kayda değer vazifeyi bilfiil temsilcilik ediyordu İşte bir misal Hudeybiye anlaşması, Müslümanlara fazla ağır gelmişti Böylece fakat, kimsede yerinden kımıldayacak mecal kalmamıştı giderken Allah Rasûlü, kendisiyle hacca gelenlere, kurbanlarını kesmelerini ve ihramdan çıkmalarını emretmişti Fakat sahabi, ‘Acaba verilen kararda bir değişiklik olur mu?’ diye, meseleyi ağırdan alıyordu Allah Rasûlü, emrini bir defa daha tekrarladı Lakin, sahabideki umutlu bekleyiş tavrı değişmedi Bu, katiyen Allah Rasûlü’ne aleyhinde bir muhalefet değildi; yalnızca diğer bir alternatifin olup olmadığını öğrenmekti Zira Kâbe’yi tavaf etmek üzere yola çıkmışlardı Belki Hudeybiye anlaşmasındaki kabul edilen koşullar uygulama edilmez de anlaşmada bir değiştirme olabilir’ diye bekliyorlardı İki Kâinat Serveri, sahabideki bu durumu sezince hemencecik çadırına girdi Ve hanımı Ümmü Seleme validemizle istişare etti Bu ufku geniş annemiz de istişarenin hakkını atamak için fikrini beyan etti ve şu mealde sözler söyledi: “Ya Rasulallah! Emrini yeniden yineleme Ola Ki muhalefet eder ve mahvolurlar Ama Sen, Kendi kurbanlarını kes ve onlara bir şey demeden ihramdan çık Onlar verdiğin emrin kesinliğini anlayınca, Sana itaat edeceklerdir Hanımla istişare edilir mi? Allah Rasûlü de böyle düşünüyordu Derhal bıçağını eline aldı ve çadırından çıkarak kendine ait kurbanları kesmeye başladı O daha birkaç kurban kesmişti oysa, sahabi de kendi kurbanlarını kesmeye koyuldu Çünkü, bundan böyle bahşedilen karardan dönüş olmadığını anlamışlardı (Buhari, Şurût 15) (Bir aile reisi olarak kaç kişi, aile hayatında, hanımıyla istişareye yer vermektedir? İslam’ın kadını esir ettiğini söyleyen talihsizlerin kulakları çınlasın!) Kadın haklarını müdafaa edenlerin düşüncelerinde bile bayan, hâlâ ikinci dereceden bir varlık olmaktan kurtulmuş değildir Ama dinimiz, kadına, bir bütünün yarısı nazarıyla bakmaktadır Bayan, pek bir bütünün parçasıdır fakat, öteki parçanın işe yaraması için onun mevcudiyeti şarttır Bu parçalardan her birerleri, diğerinin hakiki değerini bulması bakımından manâlı bir esastır Elverir oysa, Rabb’imizin koyduğu ölçülere riayet edilsin ve denge için yaratılan bir şey dengenin karşı istismar edilmesin Efendimiz (sas), nasıl hareketleriyle kadınlara aleyhinde lütufkâr davranıyordu; sözleriyle de hep bu şekilde davranmayı özendirme ediyordu Bir hadislerinde şöyle buyururlar: “Mü’minlerin iman bakımından en kusursuzu, ahlâkı en hoş olanıdır Ahlâkı en hoş olanınız da, kadınlarınıza en hoş davrananınızdır (Ebu Davud, Sünnet 15) Hadisleri çoğaltabiliriz Görülüyor ki, kadınlık O’nun nurlu beyanlarıyla, kendi itibar ve haysiyetini garanti altına almış, o güne değin ayaklar aşağıda çiğnenen, hor ve hakir bir varlık olmaktan kurtulmuş, dünya ve ukba saltanatı kazanmıştır