Kadir Topbaş’ın damadı için tahliye yolu

FETÖ'nün TUSKON davasında 36 aydır tutuklu bulunan AKP'li Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın cezaevinde tekraren epilepsi krizine girdiği argüman edildi. Dava belgesine yeni giren dokümanlara nazaran; Kadir Topbaş'ın damadına verilen ilacın dozu 200'den 1200 mg'ye çıkarıldığı öne sürüldü. Avukatları mevzuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Haberler internet sitesinden Çağdaş Ulus’un haberine nazaran, TUSKON davasında 36 aydır tutuklu bulunan İBB’nin AKP’li eski Belediye Lideri Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın cezaevinde tekraren epilepsi krizine girdiği ileri sürüldü ve bunun dava evrakına da girdiği tez edildi. Evraktaki yazışmalara nazaran, eski İBB Lideri Kadir Topbaş'ın damadı Kavurmacı'nın yaşadığı epilepsi krizinin azalması için verilen ilaçların dozunun azamî düzeye çıkarılmasına karar verildiği belirtiliyor. Mevzuyu AYM'ye taşıyan avukatları, müvekkillerinin sıhhat gerekçesiyle tahliyesini istedi.



Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı, FETÖ'nün işadamlarına yönelik TUSKON soruşturması kapsamında 8 Eylül 2016'da tutuklandı. Mayıs 2017'da mahkemeye sunulan epilepsi hastalığına dair rapor sonrası da tahliye edildi. Fakat Haziran 2017'da hazırlanan iddianame sonrası Silivri Devlet Hastanesi'nin verdiği 'Cezaevi şartlarında hayatını yalnız idame ettirir' raporunu münasebet gösteren mahkeme, Kavurmacı'nın tekrar tutuklanmasına karar verdi. 36 aydır Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Kavurmacı'nın ise cezaevine konulduktan sonra sık sık epilepsi krizi yaşadığı ileri sürüldü.

CEZAEVİ, HASTANE VE İSİMLİ TIP ORTASINDAKİ YAZIŞMA DAVA BELGESİNDE

23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin evrakına giren Silivri Cezaevi, Silivri Devlet Hastanesi ve İsimli Tıp Kurumu ortasında yapılan yazışmalarda Kavurmacı'nın artan epilepsi krizinin azalması için verilen ilaçların dozajının azamî düzeye çıkarıldığı kaydedildi.

Yazışmalara nazaran, Ömer Faruk Kavurmacı'nın cezaevinde birinci başlarda seyrek gerçekleşen epilepsi krizleri vakitle artarak haftada teğe kadar çıktı. Bu krizler sonrası da Kavurmacı, gardiyanlar tarafından rutine bağlanan bir süreçte sık sık Silivri Ceza İnfaz Kurumu revirine kaldırıldı. Buradan da Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.Cezaevine girdiğinde 200 mg olan kullandığı epilepsi ilacının dozu evvel kademeli olarak 200'den 400'e, 400'den 600'e, 600'den 800'e, 800'den 1000 mg'ye çıkarıldı.

Bunun üzerine harekete geçen Kavurmacı'nın avukatları, müvekkillerinin cezaevinde kalamayacağını belirterek mahkemeye tahliye müracaatında bulundu. Mahkeme de, Kavurmacı'nın cezaevinde kalıp kalmayacağının araştırılması için İsimli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına karar verdi. Karar sonrası Kavurmacı İsimli Tıp Kurumu'na sevk edildi.



Yapılan tetkikler sonrasında da İsimli Tıp Kurumu 3. İhtisas Konseyi, rapor hazırlayarak mahkemeye gönderdi. Raporda, "cezaevi içerisinde bulunan Silivri Devlet Hastanesi'ne bağlı poliklinikte (revir) ani müdahaleler için 24 saat tabip bulunduğu takdirde Kavurmacı'nın cezaevinde kalmasında sorun yoktur" denildi. Mahkeme de bu raporu dikkate alarak Kavurmacı'nın sıhhat problemleri nedeniyle tahliye talebini reddetti.

RAPOR SONRASI İLACIN DOZAJI AZAMÎ DÜZEY OLAN 1200 MG'YE ÇIKARILDI

Bu karar sonrası ise Kavurmacı bir mühlet sonra cezaevinde yeni bir epilepsi krizi daha yaşadı. Kriz sonrası, Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Kavurmacı'ya verilen epilepsi ilacının dozajı atakların sıklaşması nedeniyle 1000 mg'den azamî düzey olan 1200 mg'ye çıkarıldı.

KAVURMACI'NIN AVUKATLARI AYM'YE BAŞVURDU

Kavurmacı'nın avukatları da cezaevinde bulunan revirde muhakkak saatler dışında tabip bulunmadığını belirterek rapora itiraz ederek mevzuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Kavurmacı'nın avukatlarının AYM'ye yaptığı müracaatta İsimli Tıp Kurumu'nun "Doktoru ve reviri bulunan cezaevinde, mahkumun kalmasında sakınca yoktur" kararına atıf yapılarak, "Adli Tıp Kurumu raporunda söz edilen 'Doktoru ve reviri bulunan cezaevinde, mahkumun kalmasında sakınca yoktur' kaidesi somut durumda mevcut değildir. Çünkü, Müracaatçının kaldığı Silivri 9 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hafta içi 3 gün, 2 saatle sonlu olarak hekim bulunmakta, bu vakitler dışında tabip olmamaktadır. Her ne kadar Cezaevinde revir olsa da muhtaçlık duyulan her vakit revire çıkma imkanı bulunmamakta, her daim eğitimli işçi takviyesi alınamamaktadır. 



Ayrıyeten mesai saatleri dışında, yani saat 17:00'dan sonra ve hafta sonları da revirde eğitimli cezaevi çalışanı yoktur. Ayrıyeten İsimli Tıp Kurumu'nun kararı sonra müvekkilimiz cezaevinde önemli bir kriz daha geçirildiği için hastaneye kaldırılmış, yapılan tetkikler sonrası kullandığı ilacın dozajı 1000 mg'den azamî düzey olan 1200 mg'ye çıkarılmıştır.Bu çerçevede İsimli Tıp Kurumu Raporunda söz edilen kaidelerin cezaevinde bulunmaması ve kullandığı ilacın dozunun azamî düzeye çıkarılması nedeniyle müvekkil Ömer Faruk Kavurmacı'nın sıhhat meseleleri gerekçesiyle tahliyesi tarafımızca talep edilmektedir" denildi.

Avukatların müracaatında tıpkı vakitte Kavurmacı'nın Ocak 2017'de geçirdiği krize de yer verildi. Dilekçede, güçlü bir kriz geçirdiği belirtilen Kavurmacı'nın ambulansla hastaneye kaldırıldığı ve yapılan müdahaleyle kendine geldiği de kaydedildi.