nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Kainatin Efendisine
Kainatın Efendisine
Seni hayal etmek bile bu dek mutlu eder mi insanı? Ya ruh inceliğimizin
şahitleri olan, meleklerin kulaklarındaki küpelerden daha kıymetli olan o
gözyaşlarımızı Senin için sarfetmek Ağyara dökülürken o inci tanelerinin
ızdırap vermesi, lakin asıl hakiki sahibine atfedince ebedi güzelliklere gark
olması Her şey Senin varlığınla alâkadar olunca önem kazanıyor Tüm
varlık Sana hasret Efendim, Senin getirdiğin o nurlu çağı özlüyor Öyle fakat,
dünyanın ikindi vakti en saadetli asırdı Çünkü kainat yaratılış sebebini
tanımıştı Bütün varlık Sana aşık olmuş, esfeli safilinden
âlâyı illiyyine çıkmıştı
Ay Senin aşkından dolayı ikiye bölünmüştü Yılan, Hazreti Ebu Bekiri
ısırmak zorunda kalmıştı, sırfSeni görebilmek için
Bir ağaç kütüğü inim inim inleyerek ağlıyordu ve hasretle kopan bir taş, Sana
bir kere olsun dokunabilmek için o kutsal dişine çarpmıştı
Derhal biz de Seni özlüyoruz ya rasul
olur ya, bir gün gelirsin diye boş bir seccadeye gül koyuyoruz; böylece ama, o gül
bile Seni orada beklerken sararıp soluyor Biz bir gül kadar bile olamadık ya
Rasûl!
Bunca günahımıza karşın gerçi, rüyada bile olsa teşrif eder misin? Günahlarla
kirlenen kalbimizi temizler misin ya Rasûl?
Bizler burada Sana müştak seyircileriz Hepimiz ayrı ayrı fıtratlarda
yaratıldık Büyük kovaminik kova misali, Senin aşkını istidadımıza göre
dolduruyoruz
Hakiki erenler, büyük kovalara sevgi kaselerini daldırırlarken, yolda kalmışlar
veya Senin sevgini bütün derk edememişler ufak kovalara daldırıyorlar
Bizler bu dünyada olmasa da, Cennette Senin o mübarek gül cemalini göreceğimizin
ümidi içerisindeyiz Ola Ki de Sen Bu güzelliğe sizin kalbiniz dayanmaz,
olduğunuz yerde düşüp kalırsınızdüşüncesiye, yüzünü nazlı bir gelin edasıyla
saklıyorsun Ne dek da düşüncelisin!
Bizler de, bunları düşünürken yalnızca Yargı rızasına ve sana kilitleniyoruz
Yaptığımız salih amellerde, bizim Seni zahiri olarak göremediğimizi ama Senin
her lahza bizi gördüğünü hissederek on sekiz bin aleme Seni sevdiğimizi
haykırıyoruz
Bu haykırışın içinde dönüp bir anlık kendimize baktığımız vakit Hazreti Sevban
(radiyu anh) gibi korkuyoruz Cennete gitsek bile altında mertebelerde
takılıp kalacağız diye, fakat anında ardındaki Senin ruhlara yaşam üfleyen elmas,
yakut, pırlanta sözlerin çınlıyor kulaklarımızda:
Birey sevdiğiyle beraberdir
Bizler istidadımız nisbetinde Seni fazla seviyoruz ve inanıyoruz oysa, Sen de
bizleri fazla seviyorsun Sevmesen gözyaşlarına boğulur muydun?
Günahlarımız dağlar cesametinde fakat Senin o engin sevgi denizinde, bizim
günahlarımız yalnızca bir damla hükmünde kalır
Şu Anda ya Rasûl, ölü ruhlarımızı diriltip yine sevgi şerbetiyle imdadımıza
koşar mısın? Kanayan manevi yaralarımıza merhem sürer misin? Ve bir gün, rüyada
bile olsa, O nazlı yüzünü gösterir misin?
Binlerce Salat, binlerce selamlama, ağaçların yaprakları adedince, denizlerin
köpükleri adedince ve yağmur katrelerinin miktarınca Senin üstüne olsun
Ey ALLÂH''ın Habibi! *
Kainatın Efendisine
Seni hayal etmek bile bu dek mutlu eder mi insanı? Ya ruh inceliğimizin
şahitleri olan, meleklerin kulaklarındaki küpelerden daha kıymetli olan o
gözyaşlarımızı Senin için sarfetmek Ağyara dökülürken o inci tanelerinin
ızdırap vermesi, lakin asıl hakiki sahibine atfedince ebedi güzelliklere gark
olması Her şey Senin varlığınla alâkadar olunca önem kazanıyor Tüm
varlık Sana hasret Efendim, Senin getirdiğin o nurlu çağı özlüyor Öyle fakat,
dünyanın ikindi vakti en saadetli asırdı Çünkü kainat yaratılış sebebini
tanımıştı Bütün varlık Sana aşık olmuş, esfeli safilinden
âlâyı illiyyine çıkmıştı
Ay Senin aşkından dolayı ikiye bölünmüştü Yılan, Hazreti Ebu Bekiri
ısırmak zorunda kalmıştı, sırfSeni görebilmek için
Bir ağaç kütüğü inim inim inleyerek ağlıyordu ve hasretle kopan bir taş, Sana
bir kere olsun dokunabilmek için o kutsal dişine çarpmıştı
Derhal biz de Seni özlüyoruz ya rasul
olur ya, bir gün gelirsin diye boş bir seccadeye gül koyuyoruz; böylece ama, o gül
bile Seni orada beklerken sararıp soluyor Biz bir gül kadar bile olamadık ya
Rasûl!
Bunca günahımıza karşın gerçi, rüyada bile olsa teşrif eder misin? Günahlarla
kirlenen kalbimizi temizler misin ya Rasûl?
Bizler burada Sana müştak seyircileriz Hepimiz ayrı ayrı fıtratlarda
yaratıldık Büyük kovaminik kova misali, Senin aşkını istidadımıza göre
dolduruyoruz
Hakiki erenler, büyük kovalara sevgi kaselerini daldırırlarken, yolda kalmışlar
veya Senin sevgini bütün derk edememişler ufak kovalara daldırıyorlar
Bizler bu dünyada olmasa da, Cennette Senin o mübarek gül cemalini göreceğimizin
ümidi içerisindeyiz Ola Ki de Sen Bu güzelliğe sizin kalbiniz dayanmaz,
olduğunuz yerde düşüp kalırsınızdüşüncesiye, yüzünü nazlı bir gelin edasıyla
saklıyorsun Ne dek da düşüncelisin!
Bizler de, bunları düşünürken yalnızca Yargı rızasına ve sana kilitleniyoruz
Yaptığımız salih amellerde, bizim Seni zahiri olarak göremediğimizi ama Senin
her lahza bizi gördüğünü hissederek on sekiz bin aleme Seni sevdiğimizi
haykırıyoruz
Bu haykırışın içinde dönüp bir anlık kendimize baktığımız vakit Hazreti Sevban
(radiyu anh) gibi korkuyoruz Cennete gitsek bile altında mertebelerde
takılıp kalacağız diye, fakat anında ardındaki Senin ruhlara yaşam üfleyen elmas,
yakut, pırlanta sözlerin çınlıyor kulaklarımızda:
Birey sevdiğiyle beraberdir
Bizler istidadımız nisbetinde Seni fazla seviyoruz ve inanıyoruz oysa, Sen de
bizleri fazla seviyorsun Sevmesen gözyaşlarına boğulur muydun?
Günahlarımız dağlar cesametinde fakat Senin o engin sevgi denizinde, bizim
günahlarımız yalnızca bir damla hükmünde kalır
Şu Anda ya Rasûl, ölü ruhlarımızı diriltip yine sevgi şerbetiyle imdadımıza
koşar mısın? Kanayan manevi yaralarımıza merhem sürer misin? Ve bir gün, rüyada
bile olsa, O nazlı yüzünü gösterir misin?
Binlerce Salat, binlerce selamlama, ağaçların yaprakları adedince, denizlerin
köpükleri adedince ve yağmur katrelerinin miktarınca Senin üstüne olsun
Ey ALLÂH''ın Habibi! *