adanali
FD Üye
- Katılım
- Eki 20, 2019
- Mesajlar
- 2,792
- Etkileşim
- 0
- Puan
- 36
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- bilgilihocam.com
- F-D Coin
- 69
Kalplerin Mühürlenmesi Ne Demek?
Kur'an'da pekçok ayette geçen "kalplerin mühürlenmesi" ne demektir? Kalbi mühürlenen bir insan, iman etmemekten nasıl sorumlu tutulabilir?
Kalp mühürlenmesi, bir kalbin küfür ve isyanla katılaşmak ve kararmak suretiyle imanı kabul edemez hale gelmesi şeklinde tarif edilir.
Allah Resulü (asm.) buyururlar ki: "Her günah ile kalpte, bir siyah nokta meydana gelir."
Bir ayet-i kerimede de “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını (sair günahları) dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa Suresi, 4/48) buyrulur. Bu hadis-i şeriften ve ayet-i kerimeden anladığımıza göre, kalbi karartan en büyük siyahlık şirk, yani Allah’a ortak koşmaktır. Bir insan, şirki dava eder ve bu hususta müminlerle mücadeleye girişirse, her geçen gün kalbindeki bu siyahlık daha da koyulaşır ve genişlenir. Git gide bütün kalbi sarar. Artık o insanın iman ve tevhidi kabul etmesi adeta imkansız hale gelir. Nur Müellifi'nin ifadesiyle, “Salah ve hayrı kabule liyakati kalmaz.”
İşte sözü edilen ayet-i kerime, Allah Resulüne (asm.) cephe alan, onunla mücadele eden müşrikler hakkında nazil olmuştur. Ve o müşriklerin kalplerinde şirkin tam hakimiyet kurması ve tevhide yer kalmaması, “kalp mühürlenmesi” şeklinde ifade edilmiştir.
İşte kendilerine hidayet kapısı kapananlar, bu noktaya varan müşriklerdir. Yoksa günah işleyen, zulüm eden yahut şirke giren her kişi için hidayet kapısının kapanması söz konusu değil. Aksi halde, asrısaadette, daha önce putlara tapan on binlerce insanın İslam’a girmelerini nasıl izah edeceğiz?!..
Şirke giren her insanın kalbi mühürlenseydi, hiçbir müşrikin Müslüman olamaması gerekirdi. Demek ki, kalbi mühürlenenler, tevhide dönmeleri imkansız hale gelenlerdir.
Ve onlar, bu çukura kendi iradelerini yanlış kullanarak düşüyorlar.
Çok önemli bir noktaya da kısaca değinmek isteriz: Nur Külliyatı'nda küfür iki kısımda incelenir: Adem-i kabul ve kabul-ü adem. Adem-i kabul, yani “iman hakikatlerini kabul etmeme” hakkında “Bir lakaydlıktır, bir göz kapamaktır ve cahilane bir hükümsüzlüktür.” denilir. Kabul-ü ademde ise küfrü dava etmek ve batıl itikadını ispata çalışmak söz konusudur. Bu ikinci gurup, küfür cephesinde yer alarak iman ehliyle mücadele ederler. İşte kalp mühürlenmesi, daha çok, bunlar için söz konusudur. Daha çok diyoruz, çünkü bu insanlardan da, az da olsa, hidayete erenler, İslamı seçenler çıkmaktadır.
Zira Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir(Bakara Suesi,2/7), ayetine göre, kişileri kafir yapan Tanrı'dır, öyleyse kafirin ne suçu vardır?
Kur'an'da pekçok ayette geçen "kalplerin mühürlenmesi" ne demektir? Kalbi mühürlenen bir insan, iman etmemekten nasıl sorumlu tutulabilir?
Kalp mühürlenmesi, bir kalbin küfür ve isyanla katılaşmak ve kararmak suretiyle imanı kabul edemez hale gelmesi şeklinde tarif edilir.
Allah Resulü (asm.) buyururlar ki: "Her günah ile kalpte, bir siyah nokta meydana gelir."
Bir ayet-i kerimede de “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını (sair günahları) dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa Suresi, 4/48) buyrulur. Bu hadis-i şeriften ve ayet-i kerimeden anladığımıza göre, kalbi karartan en büyük siyahlık şirk, yani Allah’a ortak koşmaktır. Bir insan, şirki dava eder ve bu hususta müminlerle mücadeleye girişirse, her geçen gün kalbindeki bu siyahlık daha da koyulaşır ve genişlenir. Git gide bütün kalbi sarar. Artık o insanın iman ve tevhidi kabul etmesi adeta imkansız hale gelir. Nur Müellifi'nin ifadesiyle, “Salah ve hayrı kabule liyakati kalmaz.”
İşte sözü edilen ayet-i kerime, Allah Resulüne (asm.) cephe alan, onunla mücadele eden müşrikler hakkında nazil olmuştur. Ve o müşriklerin kalplerinde şirkin tam hakimiyet kurması ve tevhide yer kalmaması, “kalp mühürlenmesi” şeklinde ifade edilmiştir.
İşte kendilerine hidayet kapısı kapananlar, bu noktaya varan müşriklerdir. Yoksa günah işleyen, zulüm eden yahut şirke giren her kişi için hidayet kapısının kapanması söz konusu değil. Aksi halde, asrısaadette, daha önce putlara tapan on binlerce insanın İslam’a girmelerini nasıl izah edeceğiz?!..
Şirke giren her insanın kalbi mühürlenseydi, hiçbir müşrikin Müslüman olamaması gerekirdi. Demek ki, kalbi mühürlenenler, tevhide dönmeleri imkansız hale gelenlerdir.
Ve onlar, bu çukura kendi iradelerini yanlış kullanarak düşüyorlar.
Çok önemli bir noktaya da kısaca değinmek isteriz: Nur Külliyatı'nda küfür iki kısımda incelenir: Adem-i kabul ve kabul-ü adem. Adem-i kabul, yani “iman hakikatlerini kabul etmeme” hakkında “Bir lakaydlıktır, bir göz kapamaktır ve cahilane bir hükümsüzlüktür.” denilir. Kabul-ü ademde ise küfrü dava etmek ve batıl itikadını ispata çalışmak söz konusudur. Bu ikinci gurup, küfür cephesinde yer alarak iman ehliyle mücadele ederler. İşte kalp mühürlenmesi, daha çok, bunlar için söz konusudur. Daha çok diyoruz, çünkü bu insanlardan da, az da olsa, hidayete erenler, İslamı seçenler çıkmaktadır.
Zira Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir(Bakara Suesi,2/7), ayetine göre, kişileri kafir yapan Tanrı'dır, öyleyse kafirin ne suçu vardır?