Kanı Ne demektir? Kanı Hakkında Bilgi
Ansal ve mantıksal kanıtlarla elde edilen goruş
Duşunceyle ve mantıksal olarak bir sonuc elde etmeyi dile getirir Aldanmış olmayı da goz onunde tutan inanc anlamını dile getiren sanı, kesin bilgi ’yi dile getiren pekin deyimleriyle karıştırılmamalıdır Kanının oluşmasında pek cok ansal ve ruhsal etken rol oynar, bu ceşitli etkenlerle oluşan kanılar doğru olabildikleri gibi yanlış da olabilirler Kanının doğruluğu ya da yanlışlığı, dayandığı verilerin bilimsel olup olmamasına bağlıdır Sınıflı toplumlarda kanılar da zorunlu olarak sınıfsal bir ıra taşırlar Bilimsellikle sınıfsal cıkarlar catışabilirler, insanlar boylesine bir catışmada coğunlukla cıkarlarından yana kanılar edinmeye eğilimlidirler Tarihsel surecte kanı, eksik ve oznel bir bilgi sayılmıştır Ozellikle antikcağın Elealıları ussal kanı ’yla duyusal kanı ’yı birbirinden ayırmışlardır, onlar icin ancak ussal olan gercektir ve duyusal olan sahte bir gorunuşten ibarettir, gercek varlığa ancak us yoluyla varılabilir ki bu sav gunumuze kadar surup gelmiş bulunan duşunceciliğin (idealizmin) temel savıdır Unlu bilgici Protagoras ’a kadar gucunu koruyan bu sava ilk kez Protagoras karşı cıkmıştır Protagoras ’a gore (bireysel) insan her şeyin olcusudur, bundan oturu de herkesin kanısı kendisine gore doğrudur (Pirandello ’nun unlu piyesinde dediği gibi: Size nasıl geliyorsa oyledir) Protagoras da bu konuda, duşunceci sacmacılığa bir tepki olarak, aşırı oznelciliğe ve goreciliğe duşmuştur Protagoras ’ı izleyen tum bilgicilere gore de gercek bilgi sadece duyu algısıdır, demek ki duyulardan yansıyan kanılar da gercektir Platon , aşırı ve yanılgılı olmakla beraber, Protagoras ’ın bu gercekciliğini yeniden ussal ve ruhsal alana cekmiştir Platon ’a gore gercek bilgi, bir duyu urunu olan kanılarla ilişkisizdir ve ideaların alanındadır Aristoteles de kanı ’yı bilimsel bilgi ’den ayırmış ve onu yanılgılara pek yatkın gorgul bir bilgi saymıştır Oysa cağdaş anlamıyla, gercek kanı, bilimsel bilgiye dayanan kanıdır Kanı deyimi, Dr Ozer Ozankaya tarafından ‘ ’1 Kanıtlanmış sayılmak icin yeterli dayanağı ve anlıksal etkinlikler yoluyla varılmış olan bir yargı 2 Uzman sayılan kişinin belirttiği goruş ’ ’ larak tanımlamıştır
Ansal ve mantıksal kanıtlarla elde edilen goruş
Duşunceyle ve mantıksal olarak bir sonuc elde etmeyi dile getirir Aldanmış olmayı da goz onunde tutan inanc anlamını dile getiren sanı, kesin bilgi ’yi dile getiren pekin deyimleriyle karıştırılmamalıdır Kanının oluşmasında pek cok ansal ve ruhsal etken rol oynar, bu ceşitli etkenlerle oluşan kanılar doğru olabildikleri gibi yanlış da olabilirler Kanının doğruluğu ya da yanlışlığı, dayandığı verilerin bilimsel olup olmamasına bağlıdır Sınıflı toplumlarda kanılar da zorunlu olarak sınıfsal bir ıra taşırlar Bilimsellikle sınıfsal cıkarlar catışabilirler, insanlar boylesine bir catışmada coğunlukla cıkarlarından yana kanılar edinmeye eğilimlidirler Tarihsel surecte kanı, eksik ve oznel bir bilgi sayılmıştır Ozellikle antikcağın Elealıları ussal kanı ’yla duyusal kanı ’yı birbirinden ayırmışlardır, onlar icin ancak ussal olan gercektir ve duyusal olan sahte bir gorunuşten ibarettir, gercek varlığa ancak us yoluyla varılabilir ki bu sav gunumuze kadar surup gelmiş bulunan duşunceciliğin (idealizmin) temel savıdır Unlu bilgici Protagoras ’a kadar gucunu koruyan bu sava ilk kez Protagoras karşı cıkmıştır Protagoras ’a gore (bireysel) insan her şeyin olcusudur, bundan oturu de herkesin kanısı kendisine gore doğrudur (Pirandello ’nun unlu piyesinde dediği gibi: Size nasıl geliyorsa oyledir) Protagoras da bu konuda, duşunceci sacmacılığa bir tepki olarak, aşırı oznelciliğe ve goreciliğe duşmuştur Protagoras ’ı izleyen tum bilgicilere gore de gercek bilgi sadece duyu algısıdır, demek ki duyulardan yansıyan kanılar da gercektir Platon , aşırı ve yanılgılı olmakla beraber, Protagoras ’ın bu gercekciliğini yeniden ussal ve ruhsal alana cekmiştir Platon ’a gore gercek bilgi, bir duyu urunu olan kanılarla ilişkisizdir ve ideaların alanındadır Aristoteles de kanı ’yı bilimsel bilgi ’den ayırmış ve onu yanılgılara pek yatkın gorgul bir bilgi saymıştır Oysa cağdaş anlamıyla, gercek kanı, bilimsel bilgiye dayanan kanıdır Kanı deyimi, Dr Ozer Ozankaya tarafından ‘ ’1 Kanıtlanmış sayılmak icin yeterli dayanağı ve anlıksal etkinlikler yoluyla varılmış olan bir yargı 2 Uzman sayılan kişinin belirttiği goruş ’ ’ larak tanımlamıştır