iltasyazilim
FD Üye
Kanije zaferi nedir,Kanije zaferi hakkında veri,Kanije zaferi kimler aralarında ne zaman olmuştur,Kanije zaferi sonuçları
Kanije Zaferi (Kanije Savunması, Kanije Müdafaası)
Türklerin Avusturyalılara karşısında Kanije'de yaptığı savunma (1601)
1600 yılında Kanije Kalesi fethedilerek, beylerbeylik hâline getirildi ve idâresi Tiryaki Hasan Paşa'ya verildi Ertesi yıl Avusturya Arşidükü Ferdinand 50000 şahsiyet baskı, 42 büyük topla Kanije önüne gelerek kaleyi kuşattı Orduda, ilk önce Avusturya ve Almanlar edinmek üzere İtalya, İspanya, Papalık ile gönüllü Fransız ve Macar birlikleri bulunmaktaydı Kaledeyse, yalnızca 5000 civarında mücahid vardı
9 Eylül günü kaleyi bombalamaya başlayan müttefikler, günde ortalama 1500 gülle atıyorlardı Açılan gedikler, geceleri binbir müşkülatla, muhtemel mertebe kapatılıyordu Hasan Paşa, Veziri âzama haber göndererek destek istek ettiyse de bir sonuç elde edemedi Oysa, Paşa bu durumu askere sezdirmedi Düşman kaleye girebilmek için varını yoğunu ortaya koyuyordu Akarsu üzerine köprü kurdularsa da, Hasan Paşa, geceleyin bu köprüyü yaktırdı İkinci köprülerini de çengellerle içeri çektirdiğinden, üzerindekiler nehre atlayıp boğuldular Hasan Paşa, kale sınırlarına yaklaşan düşmana yalnız tüfek atışı yaptırıyordu
Müttefik kuvvetler, Türklerde top ya da cephane olmadığı hissine kapılmıştı Bu sebeple, kaleye toplu bir hücuma kalktıkları anda, yüz topa ansızın ateş emrini veren Hasan Paşa, düşmana büyük zayiat verdirdi Aldığı esirlereyse içi kum batmış, lakin üstü un ve barutla örtülü çuvalları göstererek, düşmanın iaşe ve cephaneyi bitirmek ümidini kırmıştı Oysa Belgrad ’ın düşman eline geçmesinden daha sonra, Arşidük Matyas da kuvvetleriyle gelip Kanije ’yi muhasara edenlere katıldı Ertesi gün ise, taze kuvvetlerle tekrar hücuma geçildi Hasan Paşanın başını getirene, kırk köy vaad ediliyordu Şiddetli ve korkunç hücumlar, Hasan Paşanın önlem ve direktifleri baştan sona bertaraf ediliyordu
Müttefik kuvvetler, nihayet, 18 000 ölü vererek hücumdan vazgeçti Papanın kardeşi yaralanıp, kahrından öldü Bu dek kaslı düşmanın, bir avuç mücahide bir şey yapamaması, askerin maneviyatını artırdı Arşidük, ne pahasına olursa olsun kaleyi olmak niyetindeydi Bu sebeple, kış bastırdığı halde, askeri barındıracak siperler ve yeraltı mevzileri yaptı Muhtelif hücumlarla kaleyi delik deşik etmesine rağmen burayı alamıyordu Kalede 4000 kişi kalmıştı Açıkta ve çadırda kalan düşman askerlerinin morallerinin bozulduğu bir sırada Hasan Paşa, 3000 şahsiyet şiddetle kaleden dışarı çıkıp düşmana hamle etti bununla birlikte, kaledeki toplara da defalarca birdenbire alev ettirerek düşman ordugâhını altüstteki etti Birbirine giren düşman kuvvetleri, her şeyi bırakıp kaçmaya başladılar Düşmandan 45 top, 14 000 tüfek, 50 otağ ve 10 000 çadırın yanında Ferdinand ’ın otağı, tahtı, altın ve gümüş eşyaları, arabaları Hasan Paşanın eline geçti Bozgundan kaçanlar, Arşidük ’ün etrafında tekrar toplandılarsa da, Hasan Paşa, düşmandan ele geçirdiği topları bunların üzerine çevirerek acınacak halde etti
Tiryaki Hasan Paşa, düşman karargâhının tamamının temizlendiğini haber alınca, Arşidük ’ün otağına dürüst gitti Otağın içersinde etrafı altın ve gümüş parmaklıklı, başları mücevherli ve direklerinin başı elmaslı bir taht vardı
Tahtın iki yanında sırma saçaklı on iki koltuk bulunuyordu Tahtın önünde, dört metre uzunluğunda süslü yemek yemek masası duruyordu Bunları gören Hasan Paşa, Cenâbı Hakk ’a şükrâne olarak iki rekat namaz kıldı ve duâ edip ağladı Bu zaferin Allahü teâlânın inâyeti ve Peygamber efendimizin mûcizâtı eseriolduğunu söyleyerek tahta oturdu Diğer efendiler de koltuklara oturdular Hasan Paşa, bu büyük muzafferiyeti dört esas esasla kazandıklarını söyledi Bu esaslar sabır, sebat, birlikte hareket ve kumandana itaatti Bu şekilde harekete devam ederlerse Allahü teâlânın kendilerine daha nice zaferler vereceğini söyleyerek emrindekilere öğüt etti
Üç ay sürmüş olan Kanije Muhasarasından sonra Hasan Paşa, elde ettiği ganimeti, fakat iki ayda kaleye nakledebildi Muhasara sırasında hizmeti görülen beylere ve kumandanlara hediyeler dağıtarak rütbelerini yükseltti
Sultan Üçüncü Mehmed Han (15961603), Avusturya ve müttefiklerinin bozgunuyla neticelenen bu galibiyet haberine fazla sevindi İstanbul ’da şenlikler yapılmasını emretti Tiryâki Hasan Paşaya vezir rütbesi verilip, haslar, murassa kılıç, müthiş şekilde donatılmış üç hilâlli sancak ve dahası hattı hümâyun gönderdi
Padişah, hattı hümâyununda Hasan Paşayı; “Berhudar olasın, sana vezâret verdim ve seninle mahsur olan asker kullarım oysa, mânen oğullarımdır, yüzleri ak ola Makbûli hümâyunum olmuştur Cümleyi Yargı teâlâ hazretlerine ısmarladım diyerek medhü senâ ediyordu
Padişahın fermanını okuyan Hasan Paşa, ağladı Sebebini soranlara: “Kanije Müdafaası gibi küçük hizmetlere de vezirlik verilmeye, pâdişâh mektubu yazılmaya başlandı Bizim gençliğimizde, böyle ufak hizmetlere vezirlik verilmez, Pâdişâh mektubu yazılmazdı Biz ne idik, neye kaldık diye ağlıyorum cevabını verdi *
Kanije Zaferi (Kanije Savunması, Kanije Müdafaası)
Türklerin Avusturyalılara karşısında Kanije'de yaptığı savunma (1601)
1600 yılında Kanije Kalesi fethedilerek, beylerbeylik hâline getirildi ve idâresi Tiryaki Hasan Paşa'ya verildi Ertesi yıl Avusturya Arşidükü Ferdinand 50000 şahsiyet baskı, 42 büyük topla Kanije önüne gelerek kaleyi kuşattı Orduda, ilk önce Avusturya ve Almanlar edinmek üzere İtalya, İspanya, Papalık ile gönüllü Fransız ve Macar birlikleri bulunmaktaydı Kaledeyse, yalnızca 5000 civarında mücahid vardı
9 Eylül günü kaleyi bombalamaya başlayan müttefikler, günde ortalama 1500 gülle atıyorlardı Açılan gedikler, geceleri binbir müşkülatla, muhtemel mertebe kapatılıyordu Hasan Paşa, Veziri âzama haber göndererek destek istek ettiyse de bir sonuç elde edemedi Oysa, Paşa bu durumu askere sezdirmedi Düşman kaleye girebilmek için varını yoğunu ortaya koyuyordu Akarsu üzerine köprü kurdularsa da, Hasan Paşa, geceleyin bu köprüyü yaktırdı İkinci köprülerini de çengellerle içeri çektirdiğinden, üzerindekiler nehre atlayıp boğuldular Hasan Paşa, kale sınırlarına yaklaşan düşmana yalnız tüfek atışı yaptırıyordu
Müttefik kuvvetler, Türklerde top ya da cephane olmadığı hissine kapılmıştı Bu sebeple, kaleye toplu bir hücuma kalktıkları anda, yüz topa ansızın ateş emrini veren Hasan Paşa, düşmana büyük zayiat verdirdi Aldığı esirlereyse içi kum batmış, lakin üstü un ve barutla örtülü çuvalları göstererek, düşmanın iaşe ve cephaneyi bitirmek ümidini kırmıştı Oysa Belgrad ’ın düşman eline geçmesinden daha sonra, Arşidük Matyas da kuvvetleriyle gelip Kanije ’yi muhasara edenlere katıldı Ertesi gün ise, taze kuvvetlerle tekrar hücuma geçildi Hasan Paşanın başını getirene, kırk köy vaad ediliyordu Şiddetli ve korkunç hücumlar, Hasan Paşanın önlem ve direktifleri baştan sona bertaraf ediliyordu
Müttefik kuvvetler, nihayet, 18 000 ölü vererek hücumdan vazgeçti Papanın kardeşi yaralanıp, kahrından öldü Bu dek kaslı düşmanın, bir avuç mücahide bir şey yapamaması, askerin maneviyatını artırdı Arşidük, ne pahasına olursa olsun kaleyi olmak niyetindeydi Bu sebeple, kış bastırdığı halde, askeri barındıracak siperler ve yeraltı mevzileri yaptı Muhtelif hücumlarla kaleyi delik deşik etmesine rağmen burayı alamıyordu Kalede 4000 kişi kalmıştı Açıkta ve çadırda kalan düşman askerlerinin morallerinin bozulduğu bir sırada Hasan Paşa, 3000 şahsiyet şiddetle kaleden dışarı çıkıp düşmana hamle etti bununla birlikte, kaledeki toplara da defalarca birdenbire alev ettirerek düşman ordugâhını altüstteki etti Birbirine giren düşman kuvvetleri, her şeyi bırakıp kaçmaya başladılar Düşmandan 45 top, 14 000 tüfek, 50 otağ ve 10 000 çadırın yanında Ferdinand ’ın otağı, tahtı, altın ve gümüş eşyaları, arabaları Hasan Paşanın eline geçti Bozgundan kaçanlar, Arşidük ’ün etrafında tekrar toplandılarsa da, Hasan Paşa, düşmandan ele geçirdiği topları bunların üzerine çevirerek acınacak halde etti
Tiryaki Hasan Paşa, düşman karargâhının tamamının temizlendiğini haber alınca, Arşidük ’ün otağına dürüst gitti Otağın içersinde etrafı altın ve gümüş parmaklıklı, başları mücevherli ve direklerinin başı elmaslı bir taht vardı
Tahtın iki yanında sırma saçaklı on iki koltuk bulunuyordu Tahtın önünde, dört metre uzunluğunda süslü yemek yemek masası duruyordu Bunları gören Hasan Paşa, Cenâbı Hakk ’a şükrâne olarak iki rekat namaz kıldı ve duâ edip ağladı Bu zaferin Allahü teâlânın inâyeti ve Peygamber efendimizin mûcizâtı eseriolduğunu söyleyerek tahta oturdu Diğer efendiler de koltuklara oturdular Hasan Paşa, bu büyük muzafferiyeti dört esas esasla kazandıklarını söyledi Bu esaslar sabır, sebat, birlikte hareket ve kumandana itaatti Bu şekilde harekete devam ederlerse Allahü teâlânın kendilerine daha nice zaferler vereceğini söyleyerek emrindekilere öğüt etti
Üç ay sürmüş olan Kanije Muhasarasından sonra Hasan Paşa, elde ettiği ganimeti, fakat iki ayda kaleye nakledebildi Muhasara sırasında hizmeti görülen beylere ve kumandanlara hediyeler dağıtarak rütbelerini yükseltti
Sultan Üçüncü Mehmed Han (15961603), Avusturya ve müttefiklerinin bozgunuyla neticelenen bu galibiyet haberine fazla sevindi İstanbul ’da şenlikler yapılmasını emretti Tiryâki Hasan Paşaya vezir rütbesi verilip, haslar, murassa kılıç, müthiş şekilde donatılmış üç hilâlli sancak ve dahası hattı hümâyun gönderdi
Padişah, hattı hümâyununda Hasan Paşayı; “Berhudar olasın, sana vezâret verdim ve seninle mahsur olan asker kullarım oysa, mânen oğullarımdır, yüzleri ak ola Makbûli hümâyunum olmuştur Cümleyi Yargı teâlâ hazretlerine ısmarladım diyerek medhü senâ ediyordu
Padişahın fermanını okuyan Hasan Paşa, ağladı Sebebini soranlara: “Kanije Müdafaası gibi küçük hizmetlere de vezirlik verilmeye, pâdişâh mektubu yazılmaya başlandı Bizim gençliğimizde, böyle ufak hizmetlere vezirlik verilmez, Pâdişâh mektubu yazılmazdı Biz ne idik, neye kaldık diye ağlıyorum cevabını verdi *