iltasyazilim
FD Üye
Kanuni Sultan Süleyman dönemide pargalı ibrahim
Kânûnî Sultan Süleymân sadrazamı ibrahim paşa
Kânûnî Sultan Süleymân Han ’ın ikinci sadrâzamı 1493 yılında Epir ’de Parga yakınlarında bir köyde doğdu Altı yaşlarında iken Bosna beylerbeyi İskender Paşa ’nın bir akını sırasında ele geçirildi İstidat ve kabiliyeti görülerek Kefe sancakbeyi olan şehzâde Süleymân ’a hediye edildi Onunla beraber büyüdü İslâm terbiyesi ile yetiştirildi Şehzâde Süleymân ’ın îtimât ve dostluğunu kazandı Onun 1520 ’de babasının yerine tahta geçmesi üstüne, İstanbul ’a geldi
Sarayda mühim vazîfeler gördü ve gittikçe nüfuz kazandı 1521 ’de kapıağası (Bâbüsseâde ağası) oldu Belgrad seferine katıldı Bu esnada İstanbul ’da onun için bir konak yapıldı Sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa, konağın inşâsı ile sefer sırasında bile alâkadar oldu 1522 ’de yapılan Rodos seferine hasodabaşısı ve iç şahinciler ağası sıfatıyla katılan İbrâhim Ağa ’nın, birçok işlerde nüfuz ve te ’siri gün geçtikçe daha bariz şekilde görünmeye başladı Pâdişâh; bilgisi, görgüsü ve kültürü ile vezir olacak şekilde yetiştirilmiş olan İbrâhim Ağa ’yı sadrâzam yerine getirmek istiyor, onun üstün vasıflarından bir an önce ve daha te ’sirli şekilde istifâde etmeyi istek ediyordu
Baba yadigârı sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa ’ya da bir şey diyemiyordu Ama Pîrî Mehmed Paşa, vaziyeti öteden beri biliyor, İbrâhim Ağa ’nın ehil hâle gelmesi, yerine lâyık olması için elinden geleni esirgemiyordu Pâdişâh bir gün Pîrî Mehmed Paşa ’ya; “Hizmetinden gayet memnun olduğum bir hizmetkârımı Enderûn açık havada bir işle talimat vermek isterim, bilmem ne mansıbla çıkarsam? dedi Durumu anında anlayan Pîrî Mehmed Paşa; “Ona bendenizin yeri münâsibdir diyerek sadrâzamlık mührünü Kânûnî Sultan Süleymân Han ’a teslim etti Pâdişâh da hasodabaşı İbrâhim Ağa ’yı Rumeli beylerbeyliği de uhdesinde elde etmek üzere sadrâzam yaptı Pîrî Mehmed Paşa, emekliye ayrıldı Sadrâzamlık bekleyen ikinci vezir Hâin Ahmed Paşa, Darı beylerbeyliğini can atarak İstanbul ’dan ayrıldı Mısır ’a vardıktan bir müddet sonra da isyân etti
Sadrâzamlığının birinci senesi sonunda, Hâin Ahmed Paşa isyânının bastırılmasını müteakip, ikinci kez Mısır beylerbeyi olan Uygun Bir Şekilde Kâsım Paşa ile defterdârı arasındaki ihtilâfları hâlletmek ve Mısır halkının isyâna yardım vermesinin sebeplerini uygun bakmak için sadrâzam İbrâhim Paşa donanma ile yola çıktı (1524) Yanına, defterdâr İskender Çelebi ile tezkireci Celâlzâde Mustafa Çelebi de vardı Pâdişâh, adalara değin teşyî etti Fırtına sebebiyle deniz yolunu terk ederek Marmaris ’de karaya çıkıp, HalepŞam yolu ile Kâhire ’ye ulaştı Kâhire ’de üç ay kalarak mâlî ve idâri ıslâhat yaptı Darı beylerbeyliğine Süleymân Paşa ’yı, defterdârlığa da Hamravî ’yi tâyin etti Varîdât fazlası sekiz yüz altının her yıl İstanbul ’a gönderilmesini kararlaştırdı Bu sırada İstanbul ’da yeniçeriler aralarında keşmekeş oldu İbrâhim Paşa Sarayı ’nın hazîne ve eşyası yağmalandı Bunun üstüne Pâdişâh, sadrâzamı İstanbul ’a çağırdı
1525 Eylül ’ünde İstanbul ’a gelen İbrâhim Paşa, Mısır ’daki icrâatı ile Pâdişâh ’ı gayet memnun etmişti Onu, 1526 ’da açılan Macaristan seferine serdar tâyin etti Ilk Olarak Pâdişâh olduğu hâlde İstanbul ’dan hareket eden ordu, SofyaBelgrad yolu ile ilerledi İbrâhim Paşa, Petervaradin kalesini muhasara ile zabtedip, Uylak kalesini teslim aldıktan daha sonra, Mohaç ovasına yaklaşırken, sefer maksadının Budin ’in fethi olduğu îlân edildi 29 Ağustos ’da, askeri yerli yerine yerleştirdikten daha sonra, pâdişâh huzurunda serhâd beyleriyle yapılan istişare toplantı esnasında düşmanın görülmesi üzerine, harp nizâmına geçildi Rumeli kuvvetlerinin başında savaşa katılan İbrâhim Paşa, alt kuvvetlerle birincil safta düşmanın hücumunu karşıladı Macar kuvvetleri aleyhinde bir hayli hırpalanan Rumeli kuvvetleri, Hüsrev ve Bâli beylerin düşmanı yandan çevirmesi ve Osmanlı topçusunun müessir ateşi tamamen tehlikeden kurtuldu Bir kaç saat içinde Mohaç meydan muhârebesi kazanıldı (Bkz Mohaç Meydan Muhârebesi) Pâdişâh sadrâzamla birlikte Budin ’e girdi Kurban bayramını burada geçirdikten sonra, Segedin ’den Tisa aracılığıyla dönüşe geçen İbrâhim Paşa, Tuna yakınlarında Titel kalesini fethettikten sonradan, köprü kurarak karşıya geçip Pâdişâh ’la buluştu Birlikte İstanbul ’a döndüler Ordu, Mohaç meydan muhârebesi ile meşgulken; Anadolu ’da Kalender Şâh adında biri, İran ’dan takviye alarak başına topladığı bir takım kimselerle isyâna kalkıştı Mohaç seferi dönüşünde Kalender Şâh üzerine serdâr tâyin edilen İbrâhim Paşa, isabetli tedbirler alarak Başsız yaylasında âsileri mağlûb edip dağıttı (1527) Pâdişâh ’ın dördüncü seferi hümâyûnu olan, birinci Viyana muhasarasının yapıldığı seferde orduya yeniden serasker tâyin edildi Sefer esnasında Rumeli kuvvetlerinin başında Sofya ’dan îtibâren öncü olan İbrâhim Paşa, Belgrad ’da Osmanlı ordusunu karşılayıp, Mohaç ’da bağlılığını arz için gelen Macar kralı Zapolya ’yı karşıladı Budin ’i beş günlük bir muhasaradan sonra Avusturyalılardan teslim aldı Viyana muhasarasında bir hayli gayretleri görüldü Tebdîli kıyâfetle surların etrafını dolaşıyor, hücuma kalkan askeri teşyî ediyordu Cephane ve zahîrenin azalması ve kış mevsiminin yaklaşması üzerine, kumandanlarla yaptığı istişare netîcesinde muhasara kaldırıldı (Ekim 1529) İstanbul ’a dönen İbrâhim Paşa, Avusturya kralı Ferdinand ’ın elçilerine yüz vermedi O devirde hiçbir Avrupa devleti pâdişâha hitâb edemez, en büyük kral ve imparatorları bile sadrâzamla muhabere ederlerdi Kral Ferdinand ’ın elçileri İstanbul ’da barıştırma müzâkereleri ile uğraşırken, kumandanlarından biri de Budin ’i muhasaraya kalkıştı Bunun üzerine Alaman seferi hümâyûnu gerçekleşti (1532) Pâdişâh ’ın beşinci seferi olan bu savaşta da İbrâhim Paşa ’ya serdarlıkla birlikte, Rumeli beylerbeyliği yeniden verildi Köseg kalesini muhasara eden İbrâhim Paşa, bir müddet sıkıştırdıktan daha sonra kaleyi sulhla teslim aldı Muhafızını yerinde bırakarak, Osmanlı Devleti ’ne tâbi olan Macar kralı Zapolya ’ya itaati durum kılındı Düşman kralları tekrar ortada görünmüyordu Habsburg imparatoru ve İspanya kralı Şarlken ’i meydanlara çekemeyen Osmanlı ordusu, akıncıları düşman ülkesine sokup geniş çapta bir yıpratma hareketi yaptırdıktan sonra, İstanbul ’a döndü İbrâhim Paşa, kral Ferdinand ’a gönderdiği mektupda Şarlken ’i bulamayan Pâdişâh ’ın İstanbul ’a döndüğünü iğneleyici bir dille anlattı Osmanlı Pâdişâhı ’nın bu işdeki kararlılığını gören kral Ferdinand, İstanbul ’a elçi göndererek Osmanlı Devleti ’nin bütün isteklerini kabul ederek sulh yaptı Osmanlı Devleti ’ne tâbi bir kral hâline gelen Ferdinand, Kânûnî Sultan Süleymân Han ’ı babası, İbrâhim Paşa ’yı da biraderi bilecek, Pâdişâh da Avusturya topraklarını kendi toprağı, halkını da tebeası onaylama lütfunda bulunacaktı (1533) Batıda barışma yapılması, İran tarafına dar sefer yapılmasını te ’min etti Serasker ünvânıyla İbrâhim Paşa, Ekim 1533 ’de İstanbul ’dan İran seferi için öncü olarak hareket etti Kışı Halep ’de geçirdi Burada, İstanbul ’dan gelen Barbaros Hayreddîn Paşa ’yı kabul etti 1534 Nisan ’ında Diyarbekir ’e doğru yola çıktı Pâdişâh da Haziran ’da İstanbul ’dan hareket etti İbrâhim Paşa, Doğu Anadolu ’daki Osmanlı Devleti ’ne tâbi olmayan yerleri itaate aldı Van ’ı alıp Azerbaycan ’a girdi İran ordusunu mağlûb ederek Ağustos 1534 ’de Tebriz ’i aldı Geylân ve Şirvan vâlilerinin itaatlerini kabul etti Van ve Tebriz ’i tahkim ettirdi
İran Şahı Tahmasb ’ın geldiğini haber alınca da Pâdişâh ’ı haberdâr etti Eylül sonlarında Tebriz ’e gelen Pâdişâh ’la birlikte, 30 Kasım 1534 ’de savaşsız olarak Bağdâd ’a girdiler İmâmı a ’zam ve Abdülkâdiri Geylânî (r aleyhim) gibi büyüklerin kabirlerini ziyaret edip, türbelerini tamir ve tezyin ettirdiler Kışı Bağdâd ’da geçiren Pâdişâh, İran Şâh ’ı Tahmasb ’ın Tebriz ’i alıp Van ’ı kuşatması nedeniyle baştan Tebriz üstüne yürüdü Osmanlı ordusu ile savaşmayı göze alamayan Tahmasb, İran içlerine çekildi Tebriz ’e yeniden giren Kânûnî Sultan Süleymân Han, şehirde gerekli tahkimatı yaptıktan sonra, İbrâhim Paşa ile birlikte İstanbul ’a döndü (1536) (Bkz İran Harpleri)
İstanbul ’da Fransızlara verilen imtiyazlarla (kapitülasyonlarla) ilgili andlaşmayı yapan İbrâhim Paşa, sarayda kaldığı bir gece, meçhul bir sebeple verilen bir dikte üstüne boğularak öldürüldü Cesedi çaktırmadan kaldırılarak, Galata ’da Tersane arkasındaki Canfedâ zaviyesi mezarlığında defnedildi
Bir kaç lisan haberdar olan İbrâhim Paşa, târih, coğrafya ve harp târihi ile ilgili kitaplar okurdu Osmanlı Devleti târihi içinde hiç bir sadrâzamın erişemiyeceği bir ihtişama sahipti Galata ’da eski Yağkapanı Câmii, Mekke, Selanik, Hezargrad ve Kavala ’da; câmi, imaret, okul, medrese, dârülhadîs, tâbhâne, hamam, çeşme, sebil ve bâzı kasabalarda; mescid, tekke ve zaviyeler yaptırdı Yaptığı zengin vakıflarla bunların uzun vakit yaşamasını te ’min etti Keza Muhsîne Hâtûn ismindeki hanımı da, İbrâhim Paşa adına Kumkapı ’daki câmi ile bitişiğindeki zâviyeyi yaptırdı *
Kânûnî Sultan Süleymân sadrazamı ibrahim paşa
Kânûnî Sultan Süleymân Han ’ın ikinci sadrâzamı 1493 yılında Epir ’de Parga yakınlarında bir köyde doğdu Altı yaşlarında iken Bosna beylerbeyi İskender Paşa ’nın bir akını sırasında ele geçirildi İstidat ve kabiliyeti görülerek Kefe sancakbeyi olan şehzâde Süleymân ’a hediye edildi Onunla beraber büyüdü İslâm terbiyesi ile yetiştirildi Şehzâde Süleymân ’ın îtimât ve dostluğunu kazandı Onun 1520 ’de babasının yerine tahta geçmesi üstüne, İstanbul ’a geldi
Sarayda mühim vazîfeler gördü ve gittikçe nüfuz kazandı 1521 ’de kapıağası (Bâbüsseâde ağası) oldu Belgrad seferine katıldı Bu esnada İstanbul ’da onun için bir konak yapıldı Sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa, konağın inşâsı ile sefer sırasında bile alâkadar oldu 1522 ’de yapılan Rodos seferine hasodabaşısı ve iç şahinciler ağası sıfatıyla katılan İbrâhim Ağa ’nın, birçok işlerde nüfuz ve te ’siri gün geçtikçe daha bariz şekilde görünmeye başladı Pâdişâh; bilgisi, görgüsü ve kültürü ile vezir olacak şekilde yetiştirilmiş olan İbrâhim Ağa ’yı sadrâzam yerine getirmek istiyor, onun üstün vasıflarından bir an önce ve daha te ’sirli şekilde istifâde etmeyi istek ediyordu
Baba yadigârı sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa ’ya da bir şey diyemiyordu Ama Pîrî Mehmed Paşa, vaziyeti öteden beri biliyor, İbrâhim Ağa ’nın ehil hâle gelmesi, yerine lâyık olması için elinden geleni esirgemiyordu Pâdişâh bir gün Pîrî Mehmed Paşa ’ya; “Hizmetinden gayet memnun olduğum bir hizmetkârımı Enderûn açık havada bir işle talimat vermek isterim, bilmem ne mansıbla çıkarsam? dedi Durumu anında anlayan Pîrî Mehmed Paşa; “Ona bendenizin yeri münâsibdir diyerek sadrâzamlık mührünü Kânûnî Sultan Süleymân Han ’a teslim etti Pâdişâh da hasodabaşı İbrâhim Ağa ’yı Rumeli beylerbeyliği de uhdesinde elde etmek üzere sadrâzam yaptı Pîrî Mehmed Paşa, emekliye ayrıldı Sadrâzamlık bekleyen ikinci vezir Hâin Ahmed Paşa, Darı beylerbeyliğini can atarak İstanbul ’dan ayrıldı Mısır ’a vardıktan bir müddet sonra da isyân etti
Sadrâzamlığının birinci senesi sonunda, Hâin Ahmed Paşa isyânının bastırılmasını müteakip, ikinci kez Mısır beylerbeyi olan Uygun Bir Şekilde Kâsım Paşa ile defterdârı arasındaki ihtilâfları hâlletmek ve Mısır halkının isyâna yardım vermesinin sebeplerini uygun bakmak için sadrâzam İbrâhim Paşa donanma ile yola çıktı (1524) Yanına, defterdâr İskender Çelebi ile tezkireci Celâlzâde Mustafa Çelebi de vardı Pâdişâh, adalara değin teşyî etti Fırtına sebebiyle deniz yolunu terk ederek Marmaris ’de karaya çıkıp, HalepŞam yolu ile Kâhire ’ye ulaştı Kâhire ’de üç ay kalarak mâlî ve idâri ıslâhat yaptı Darı beylerbeyliğine Süleymân Paşa ’yı, defterdârlığa da Hamravî ’yi tâyin etti Varîdât fazlası sekiz yüz altının her yıl İstanbul ’a gönderilmesini kararlaştırdı Bu sırada İstanbul ’da yeniçeriler aralarında keşmekeş oldu İbrâhim Paşa Sarayı ’nın hazîne ve eşyası yağmalandı Bunun üstüne Pâdişâh, sadrâzamı İstanbul ’a çağırdı
1525 Eylül ’ünde İstanbul ’a gelen İbrâhim Paşa, Mısır ’daki icrâatı ile Pâdişâh ’ı gayet memnun etmişti Onu, 1526 ’da açılan Macaristan seferine serdar tâyin etti Ilk Olarak Pâdişâh olduğu hâlde İstanbul ’dan hareket eden ordu, SofyaBelgrad yolu ile ilerledi İbrâhim Paşa, Petervaradin kalesini muhasara ile zabtedip, Uylak kalesini teslim aldıktan daha sonra, Mohaç ovasına yaklaşırken, sefer maksadının Budin ’in fethi olduğu îlân edildi 29 Ağustos ’da, askeri yerli yerine yerleştirdikten daha sonra, pâdişâh huzurunda serhâd beyleriyle yapılan istişare toplantı esnasında düşmanın görülmesi üzerine, harp nizâmına geçildi Rumeli kuvvetlerinin başında savaşa katılan İbrâhim Paşa, alt kuvvetlerle birincil safta düşmanın hücumunu karşıladı Macar kuvvetleri aleyhinde bir hayli hırpalanan Rumeli kuvvetleri, Hüsrev ve Bâli beylerin düşmanı yandan çevirmesi ve Osmanlı topçusunun müessir ateşi tamamen tehlikeden kurtuldu Bir kaç saat içinde Mohaç meydan muhârebesi kazanıldı (Bkz Mohaç Meydan Muhârebesi) Pâdişâh sadrâzamla birlikte Budin ’e girdi Kurban bayramını burada geçirdikten sonra, Segedin ’den Tisa aracılığıyla dönüşe geçen İbrâhim Paşa, Tuna yakınlarında Titel kalesini fethettikten sonradan, köprü kurarak karşıya geçip Pâdişâh ’la buluştu Birlikte İstanbul ’a döndüler Ordu, Mohaç meydan muhârebesi ile meşgulken; Anadolu ’da Kalender Şâh adında biri, İran ’dan takviye alarak başına topladığı bir takım kimselerle isyâna kalkıştı Mohaç seferi dönüşünde Kalender Şâh üzerine serdâr tâyin edilen İbrâhim Paşa, isabetli tedbirler alarak Başsız yaylasında âsileri mağlûb edip dağıttı (1527) Pâdişâh ’ın dördüncü seferi hümâyûnu olan, birinci Viyana muhasarasının yapıldığı seferde orduya yeniden serasker tâyin edildi Sefer esnasında Rumeli kuvvetlerinin başında Sofya ’dan îtibâren öncü olan İbrâhim Paşa, Belgrad ’da Osmanlı ordusunu karşılayıp, Mohaç ’da bağlılığını arz için gelen Macar kralı Zapolya ’yı karşıladı Budin ’i beş günlük bir muhasaradan sonra Avusturyalılardan teslim aldı Viyana muhasarasında bir hayli gayretleri görüldü Tebdîli kıyâfetle surların etrafını dolaşıyor, hücuma kalkan askeri teşyî ediyordu Cephane ve zahîrenin azalması ve kış mevsiminin yaklaşması üzerine, kumandanlarla yaptığı istişare netîcesinde muhasara kaldırıldı (Ekim 1529) İstanbul ’a dönen İbrâhim Paşa, Avusturya kralı Ferdinand ’ın elçilerine yüz vermedi O devirde hiçbir Avrupa devleti pâdişâha hitâb edemez, en büyük kral ve imparatorları bile sadrâzamla muhabere ederlerdi Kral Ferdinand ’ın elçileri İstanbul ’da barıştırma müzâkereleri ile uğraşırken, kumandanlarından biri de Budin ’i muhasaraya kalkıştı Bunun üzerine Alaman seferi hümâyûnu gerçekleşti (1532) Pâdişâh ’ın beşinci seferi olan bu savaşta da İbrâhim Paşa ’ya serdarlıkla birlikte, Rumeli beylerbeyliği yeniden verildi Köseg kalesini muhasara eden İbrâhim Paşa, bir müddet sıkıştırdıktan daha sonra kaleyi sulhla teslim aldı Muhafızını yerinde bırakarak, Osmanlı Devleti ’ne tâbi olan Macar kralı Zapolya ’ya itaati durum kılındı Düşman kralları tekrar ortada görünmüyordu Habsburg imparatoru ve İspanya kralı Şarlken ’i meydanlara çekemeyen Osmanlı ordusu, akıncıları düşman ülkesine sokup geniş çapta bir yıpratma hareketi yaptırdıktan sonra, İstanbul ’a döndü İbrâhim Paşa, kral Ferdinand ’a gönderdiği mektupda Şarlken ’i bulamayan Pâdişâh ’ın İstanbul ’a döndüğünü iğneleyici bir dille anlattı Osmanlı Pâdişâhı ’nın bu işdeki kararlılığını gören kral Ferdinand, İstanbul ’a elçi göndererek Osmanlı Devleti ’nin bütün isteklerini kabul ederek sulh yaptı Osmanlı Devleti ’ne tâbi bir kral hâline gelen Ferdinand, Kânûnî Sultan Süleymân Han ’ı babası, İbrâhim Paşa ’yı da biraderi bilecek, Pâdişâh da Avusturya topraklarını kendi toprağı, halkını da tebeası onaylama lütfunda bulunacaktı (1533) Batıda barışma yapılması, İran tarafına dar sefer yapılmasını te ’min etti Serasker ünvânıyla İbrâhim Paşa, Ekim 1533 ’de İstanbul ’dan İran seferi için öncü olarak hareket etti Kışı Halep ’de geçirdi Burada, İstanbul ’dan gelen Barbaros Hayreddîn Paşa ’yı kabul etti 1534 Nisan ’ında Diyarbekir ’e doğru yola çıktı Pâdişâh da Haziran ’da İstanbul ’dan hareket etti İbrâhim Paşa, Doğu Anadolu ’daki Osmanlı Devleti ’ne tâbi olmayan yerleri itaate aldı Van ’ı alıp Azerbaycan ’a girdi İran ordusunu mağlûb ederek Ağustos 1534 ’de Tebriz ’i aldı Geylân ve Şirvan vâlilerinin itaatlerini kabul etti Van ve Tebriz ’i tahkim ettirdi
İran Şahı Tahmasb ’ın geldiğini haber alınca da Pâdişâh ’ı haberdâr etti Eylül sonlarında Tebriz ’e gelen Pâdişâh ’la birlikte, 30 Kasım 1534 ’de savaşsız olarak Bağdâd ’a girdiler İmâmı a ’zam ve Abdülkâdiri Geylânî (r aleyhim) gibi büyüklerin kabirlerini ziyaret edip, türbelerini tamir ve tezyin ettirdiler Kışı Bağdâd ’da geçiren Pâdişâh, İran Şâh ’ı Tahmasb ’ın Tebriz ’i alıp Van ’ı kuşatması nedeniyle baştan Tebriz üstüne yürüdü Osmanlı ordusu ile savaşmayı göze alamayan Tahmasb, İran içlerine çekildi Tebriz ’e yeniden giren Kânûnî Sultan Süleymân Han, şehirde gerekli tahkimatı yaptıktan sonra, İbrâhim Paşa ile birlikte İstanbul ’a döndü (1536) (Bkz İran Harpleri)
İstanbul ’da Fransızlara verilen imtiyazlarla (kapitülasyonlarla) ilgili andlaşmayı yapan İbrâhim Paşa, sarayda kaldığı bir gece, meçhul bir sebeple verilen bir dikte üstüne boğularak öldürüldü Cesedi çaktırmadan kaldırılarak, Galata ’da Tersane arkasındaki Canfedâ zaviyesi mezarlığında defnedildi
Bir kaç lisan haberdar olan İbrâhim Paşa, târih, coğrafya ve harp târihi ile ilgili kitaplar okurdu Osmanlı Devleti târihi içinde hiç bir sadrâzamın erişemiyeceği bir ihtişama sahipti Galata ’da eski Yağkapanı Câmii, Mekke, Selanik, Hezargrad ve Kavala ’da; câmi, imaret, okul, medrese, dârülhadîs, tâbhâne, hamam, çeşme, sebil ve bâzı kasabalarda; mescid, tekke ve zaviyeler yaptırdı Yaptığı zengin vakıflarla bunların uzun vakit yaşamasını te ’min etti Keza Muhsîne Hâtûn ismindeki hanımı da, İbrâhim Paşa adına Kumkapı ’daki câmi ile bitişiğindeki zâviyeyi yaptırdı *