Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kapalı...

Kapalı...
0
72

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Kapalı kapalı kapıların açılması için dua KAPALI Şuur kapalı, akıl kapalı, hayâl kapalı… Gözler, kulaklar kapalı Duygular kapalı ve en önemlisi ruh kapalı Kalbin kapıları kapalı Ne vardı bu kadar içine kapanacak? bir de perdeler kapalı oralarda… Neleri kaçırdığının farkında mı oturduğu mekânlarda, yaşadığı bedende insan? Duyuyor musun, dinliyor musun beni? Yaşam çağırıyor seni Gönlünü dinle, kalbini dinle yürü, aklını dinle dur Aç perdeleri tek tek Önce ışığını, çok fakat çok erkenden kapattığın o loş odaların, uyumayan gecelerin karanlığından çık kurtul ey ruhum Sevinç aradığın yerde değil, firar etmek kapanmak asla çıkar yol değil Bir dene istersen, bir defacık olsun bir dene lütfen Nelerin değiştiğini gör ve gül Gül de, güller açılsın güller koksun her yanın Biliyorum ezan vakitleri haricen duymadığın, dinlemek istemediğin, kendine yabancı kıldığın bütün seslerin, kalbine açılan yoldan içeriye girmesine müsade ver Uzaklardan gelen bir kırlangıç sesi, bir esinti uğultusu… Eğer yeşermeye uygun bir tek duygun kalmışsa binlercesinin aralarında, dirileceksin Bir nefes alıp vereceksin, yaşam kadar Hayatının tamamı değin bir nefes Seni, yanına hayat çağırırken ölümün karanlık gecesine gömülmen neden? Göz gözyaşı dökmek için, göz görüp de duygulanmak için, yürek yaşamanın fazla ötesinde hissetmek için Sen tüm duygularını gereksiz yere kapamışsın Kaç bakalım, kaç kendinden ve Rabbinden kaç Lakin nereye değin? Nereye gidersen git, o baki rahmetin kucağındasın daima Ve ondan başkada hiçbir yere kaçamayacaksın Bir dene, aç şu perdeyi, aç şu gözlerinin önündeki o incecik perdeyi Fırla yatağından, hayatının hatalı akan ırmağından Yahut denizlere kavuşmaz bu ırmak, bu yaşam Çevir yönünü ummanlara Çöllerde kuruyup gitme Pencerenden içeriye sızan ilk ışık, güneşten ve güneşin Sahibi’nden sana bir merhabadır, görüyorsun Gülüyorsun şu anda değil mi? Başkaları nasıl yaşıyorsa, sen öyle yaşayamazsın Sen fakat en bayağı idealin bile bir düşeni kaldırmak idi Derhal, kendi girdabında boğulmak üzeresin Eğer bir kapı varsa, bir pencere varsa önünde, aç bundan böyle Işık dolacak içeriye, yeniden aşağıya nurlar içinde kalacaksın, yıkanacaksın Diğer bir tercih değil senin için Açacaksın, açacaksın ne varsa Görmeni engelleyen her şeyi, aşacaksın Perdeleri tek tek aralayacaksın Ayrıca senin için ne dualar edildiğini bir bilseydin, asla ümitsizlenmezdin Bu yoldan niceleri geçtiler Gidenlerin bir çoğu dönmediler Sen, gayesiz yollarda yürüyenlerin yolcusu değilsin Sen, uyumayan geceleri bıçak gibi bölen, paramparça edensin Rabbin kapını ışıkla çaldı, gönlünü ilhamla kalbini sevgisiyle Direnme bundan böyle gereksizce, boşuna İnadın sırası yok Kapılar bile değil önünde, belki perdeler bile yok Gözlerin hafif hafif bir aralansa, ilk kez ama ilk kere dünyaya gelen bir bebeğin tertemiz bir ruhun gözü ile bakabilsen, ah bir bakabilsen… Hayatı değiştirmek, tekrar bir sayfa açmak bu kadar kolayken bunca zorlara düşmek niçin? Acilen kalbinle değil nefsinle hesaplaşma vakti Tut yakasından, vur yere şeytanın uşağını Allah’ım, güzel Allah’ım Sana gelmek ve koşmak isteyen tüm ruhların önündeki kapıları aç, ardına kadar aç lütfen… Her lahza baştan yarattığın kâinata, her an yeniden bakabilen bir göz, onu, her lahza tekrar anlayabilen bir düşünce ve her lahza her tarafta hissedebilen bir yürek lûtfeyle Niye ürkek, niye kaçak, niye yalnız, niye uzakta Sen’in rahmetinden bunca insan Allah’ım? Neden? Sen’den neden kaçıyorlar? Belki de kaçtıkça yakınlaşıyorlar Evet, Sen fakat, kaçtıkça yakınlaştığımızsın Göklerin ve yerin nurusun, ışığımızsın Dört bir yanımızsın Bütün sınırlar senin, sınırları belirleyen çizgiler de senin Kalbimde çoktandır unuttuğum, öldüğünü sandığım sevgin, bugün gözyaşımla dirilsin, müsade ver Mahşere vazgeçme bu dileği… Dirildiler işte İçime attığım yeter bundan böyle sıkıntıları, kederleri Uçurumlara, çiçekler ekmem uygu mıydı? Ve boşluklarda ne aradım bilmem yıllar boyu Ey ihtiyar suç ortağı nefsim, ey zavallı kalbim Ey sesi kısılmış duygularım Yeter artık bir perde açın, bağışlayıcı ve affedici bir sesin sahibinin davetine içten yürüyün, koşun bundan böyle Kalbime düşen kurtlar, delik deşik ettiler o güzelim dünyamı, mahvettiler Bütün da hayatın bu derhal yeniden yaşamak istesem, yaklaşık olarak bir çocuk gibi bitmiş doğsam çok mudur istediğim Rabbim? Bahtına düştüm, kapına geldim Lekelenen melek vaktim, pembe beyaz baharlarım, ağlayan dakikalarım, acıklı günlerim adına beni affet Ben gibi olanları, o durumda bulunanları da affet Yolumdan beni ayartmaya çalışanları da affet, bilmiyorlar Ve onlara öyle bir lûtfet ki, hepsi ama hepsi Sen’in ölümsüz rahmetinin kucağında bulsunlar bir gün kendilerini Ve öyle şaşırsınlar, o kadar bir çığlık koparsınlar oysa, bir çığ olup üzerlerine düşsün rahmetin bembeyaz Kefen gibi örtsün tüm günahlarını, yıkanmış, arınmış gibi Kabul edilmiş katındaki ak pak tövbelerinle çıksınlar bu yığının, bu enkazın altından Ah Ömer, Faruk Ömer, senin o mahzun içler yakan hatıranın hürmetine, duanın arasına bizimkini de alsan ne olur? Hani bir gündü ; “Hz Peygamber’i hoşnut ettin, Hz Ebubekir’i memnun ettin, sayısız insanı hoşnut ettin yaşadığın sürece ‘Sen ancak Cennetin Firdevs’lerinde gezeceksin, ne mutlu sana’ dediklerinde bitmiş aşağıya buz kesmiş, acı bir tebessümle bakmış ve demiştin ancak; ‘Keşke annemden doğduğum günkü gibi saf temiz bir çocuk olarak kalaydım Bu dünyadan o kadar gideydim Başka hiçbir şey bu kadar memnun etmezdi beni’ demiştin Duana katılıyorum tüm zerrelerimle Ne güzel bir arzuda bulunmuşsun Bütün sırası o duana, arzuna âmin demenin Sen oysa ey Ömer, bir bakışta tutuşup yanmıştın O Sevgilinin bakışıydı seni tutuşturan, yakan Olan oldu işte, aniden sen mutluluk ağacının başında asırlar sonrasına gülen bir meyve oluverdin Şu an senin ağacının, uğruna yaşadığın hayatının meyvesini yiyoruz Ey ruhum sahabe bunlar, yıldız ahali Takıl peşlerine onların, bul şaşırtmayan gerçeğin parlak yolunu Arama, yok diğer çıkar yol, başka kılavuz Onlar oysa ışığını kainatın sevgilisinden ve canlı güneşinden aldıkları için daima parlayacaklardır Yolunu kaybedenlere daima birer ümit ışığı olacaklardır Ey kenar, bakımlı köşelerde, karanlıklarda, yataklarda, oralarda, buralarda kıvranan ruhlar Acziyetinizin, hiçliğinizin ve günahlarınızın gücüne inanın Çünkü karadan aka geçirmek bir adım bile yok Dirilişi öldükten sonraya bırakmayalım Ezdirmeyelim bu dek ruhlarımızı Kalbimiz dayanmaz böylesi ağır yüklere Ben fakat, yaşadığımı ve inandığımı kâğıda dökmek istiyorum Konum bütün insanlığın dramı Bir doğum anında, içimizi dışımıza dökmek zamanında söylediklerimizi duyar da söyleyemediklerimizi bilmez mi Rabbim? Ah lekelenen melek vaktim, pembe beyaz baharım, ey kalbimin acıklı sesleri Adını, adın’ın yanındaki, o hoş adla yüceltmek istiyorum Rabbim Kâinatın yaratıldığı andan beri ne varsa, aldığı nefes ve yaratılan bütün zerreler adedince ebediyen Sana hamdü senalar, o sevgili Resulüne selamlar, salavatlar olsun Susan diller, dudaklar namına da… Kâinattaki gezegenler ve içlerindeki moleküller sayısınca, adının anılmadığı anlar adedince, her mekana şâmil, bir dua olsun Rabbim bu Rahmetinin temsilcisi olan O zatın ve O’nun en büyük mucizesi Kur’lahza’ın ve O’nun dava ettiği davanın adına ve hürmetine, meleklerin onu taşıdığı, indirdiği anlardan sindirdiği yerlere değin Resulüne salatu selam olsun Allah’ım… Ya Rabbi Sana hamdetmek, şükretmek ve o şükürler için de şükretmek ne güzel… Biliyorum kabul ediyorsun dualarımı İnanıyorum ama varsın, beni duyuyorsun Şu lahza da, adını anan müezzinin okuduğu ezanda da varsın, haksın Tüm kâinata cennetten bir kapı aralıyorsun Sadece davetine yok, rahmetine çağırıyorsun bütün insanları Büyüklüğünü ilân ettiriyorsun minicik dillerle Her yer kulak kesilmiş yeri göğü inletiyor o güzel sâdâlar Tüm kalpler dalga dalga titriyor şu lahza Rahatlayan ruhlarımız bir ümidi yakalar gibi Kapımıza bu değin yaklaşmışken rahmetin, bize de açılmak kalıyor yalnızca Allah’ım bu gücü de lûtfeyle Kapında inleyen şu kulunun ruhunu da doğruların ruhunun yanında dinlendir Rahmetin yar olunca her şey basit Gezi saati gelip çatmadan ruhumuzu temizleyecek olanları yakın et bize İzbe köşelerde, karanlık odalarda kıvranan ruhlar adına güneşi görmeden, nurundan, rahmetinden habersiz baş döndürücü, güvenilmez tüm ruhlar namına, sevdir bize sevdiklerini… Sevginin baki mahkûmu olalım Baki Cennetinde daima sevdiklerimizle beraber bizi mutlu et, bizi bırakma Ey Rabbim vakt erişince, toprağa katsan da bedenimizi, biz o karanlık sanılan alemde de söyleyeceğiz bu şarkıyı…Korkumuz yok karanlıklardan adınla, nurunla aydınlanınca her yanımız Yaşasın bizim için yaşattığın ve varettiğin ümit Yaşasın ölümsüzlük, yaşasın bitmeyen sevinç günlerimiz… Ey ruhum, söyle bu duayı, seviyorum Allah’ı Yok Sen’den başka gidecek, yok Sen’den diğer varılacak Affet bu dünya sürgününde nefsine yenik düşenleri, bizleri affet Dertli Yunus gibi, dudağımızda o sevgilinin adını anarak bizleri affet “Arayı arayı bulsam izini İzinin tozuna sürsem yüzümü Hangi günahı işlerse işlesin, hangi ağırlığın aşağıda kalırsa kalsın nihayet bir yürek taşıyor herkes Tekrar de bir diğer insan yaratılmayacağına kadar bu dünyanın imtihanında, yine ümit bizde Yüz binlerce insanın hepsinin suçu, günahı güya üzerimizde gibi bir ah çekip yansak Bir ah ancak yüz binlerce insanın yeniden affının ve dirilişinin sâdâsı olsa Affet, binlerin, yüz binlerin uyanışı adına bizi affet Söz veriyoruz, telafi edeceğiz bunca ziyanı Elveda manâsız yıllar, elveda aldanış diyeceğiz Allah’ım toprağın altına da girsem, yıldızlara da çıksam, bu dünyada milyon sene de yaşasam, Sen yoksan ben ne yapabilirim, nasıl yaşayabilirim ama? Senin olmadığın dünyalar yok olsun Senden istemeyen dillerim kurusun sana açılmayan ellerim kurusun Yıkılsın gitsin bedenim Dağılsın toz olsun zerrelerim Allah’ım pek bir iman lûtfet ki Sana yok diyenler bile Sen’de varolsun Seviyorum seni Allah’ım Kalbimi, kalbimin sevdiklerini ve sevdiklerimle daima beraber olmayı vaat ettiğin için seviyorum Sen’i Seviniyorum İnanıyorum Sana, güveniyorum hiç kimseye güvenmediğim kadar Biz istemeden bizim için her şeyi yaratan Rabbim Sen’den farklı günlerim, anlarım azap oluyor Neler neler yazmaktı niyetim lakin yine rahmetine içten çark etti kalemim Alev ateş yanan ruhumun, kızıl renginde tutuşan yüreğimin, kanlarından rengini almış gül gibi kızaran kalbimin senden tek bir duası var bugün Kabul eder misin söyleyiversem izninle? Aşkınla yanan dudağımla fısıldıyorum ruhum ürpererek Aç ki şu gözlerin önündeki perdeleri, göremeyenler görsünler bu güzellikleri Hangi işte senin adın varsa işlediklerimiz güzelleşiyor Sevgilinin, Peygamberimin adını anınca bilirim ama, dualarım yerde kalmaz sana yükselirler kat kat Kabul et, lûtfet ne olur Kulakların, kalplerin önündeki bütün kapıları, perdeleri ardına kadar aç Dudaklar seni söylesin, şarkılar seni ansın, kalemler seni yazsın, ayaklar sana koşsun Kalmasın bir kişi ama kıytı kuyularda Sana sevgisini, özlemini söyleyememiş Bütün kırık kalpler, ümidini kesmişler namına, şeytanın ve nefsin tuzaklarına batmışlar namına, pişmanlık sularında yıka hepimizi, kalbimizi Kalbimiz Sana itimat Pişmanlığın ve tövbenin ve tüm bunların sonunda geçirdiğimiz ağır ameliyatın o ağır yaralarına rağmen tüm hastalıklarımızdan, kirlerimizden kurtar, arındır bizi Rahmetinin ruha deva ilâcıyla Allah’ım günahları işleyen bizleriz, dönmemizi bekleyen sensin, cennetini istiyoruz Çok mu? Yüzümüz değil mu? Madem Cennetini onu isteyene vereceksin aç kapısını ardına kadar, aç Bozduğumuz tövbeler, yaptığımız bütün yanlışlar için bir kere daha Sana, yalnızca Sana tövbeler olsun Tövbelerimizin affını ve kabulünü taahhüt ettiğin için de hamdüsenalar olsun Biz oysa, bu dünya çölünün acayip yolcularıyız Bu günah doymuş, ağır yükle bu vadiler, bu yollar aşılır mı hiç? Ölümsüz yolculuğa aşkına güvenerek, bir gönüle girerek, seni seven gönüllere girerek, güçlenip daima beraber kanat çırpmak istiyoruz katına Dikenlerin bile gülün yanında değer kazandığı bir dünyada o Sevgilinden başka sığınacak gülümüz, Sen’den diğer Rabbimiz değil Sana ibadeti, Sana duayı terk etmiyoruz ama bunlara da katiyen güvenmiyoruz Nedeni muhakkak Iblis da fazla ileri gitmişti ibadette ama ona bir faydası olmamıştı Dostluğunu yar eyle, sevdiklerinin yolundan ayırma bizi Fazla şükür dualarımız kabul edildi gibi… Kalbim sükun ve refah doymuş… Bütün bunları yaşamak için gelinseydi bile bu dünyaya değerdi Allah’ım Ey kapalı kapıların arkasından duygular, gözler, kulaklar, kalpler, ayaklar…Aralanın, ayaklanın… Haydi ey ahali, kalkın bundan böyle Hoş günler geliyor; kış geçti, bahar bitti, hemen yaz başladı Şaşkın ruhumuzu nefsin şehvet rüzgârları kollarına almadan ve sarmadan, kalbimizi onun sahibine itimat edelim Kalkın ey ruhlar, kalkın O Kadar bir kalkın ancak yataklarınızdan, öylesine açın fakat kapıları ümidiniz coşsun Sevginiz diğer yürekleri de tutuştursun Evet, bu karanlıklardan aydınlıkları hariç tutmak için kalkın, uyanın “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından hiçbir şey kaybetmez diyor Mevlana Ey gönül ölmedinse uyan, yeter bundan böyle Sana kapalı görünen kapıları aç bundan böyle Göğün mavilerine, Cennetin baharlarına direk bundan böyle ( Selim GÜNDÜZALP)  
 

Similar threads

Şuur kapalı, akıl kapalı, hayâl kapalı… Gözler, kulaklar kapalı Duygular kapalı ve en önemlisi ruh kapalı Kalbin kapıları kapalı Ne vardı bu kadar içine kapanacak? Bir de perdeler kapalı oralarda… Neleri kaçırdığının farkında mı oturduğu mekânlarda, yaşadığı bedende insan? Duyuyor musun...
Cevaplar
0
Görüntüleme
86
rahmetinin dilencisi Seni düşünüyorum şu anda… Günahımdan çok rahmetini Ve geldim işte Neyim var , neyim yok ise aldım,geldim Olanca günahımla,isyanımla…Olmayan şükrüm ve duamla geldim Geldim işte Geldim Rabbim Öyle yorgun düşmüş hâlde geliş ama bu gelişPek yorgunum ama ALLAHım...
Cevaplar
0
Görüntüleme
52
VARSIN DEĞIL DESiNLER! VARSIN DEĞIL DESiNLER! VAR’A ‘değil’ demekle, nesi değişir ancak ‘var’ın? Varsın Allah’ım varsın! Diller yok diyorsa yalan, kalplerde senin adın yazılı Canlar Seninle yaşıyor Eller, sen istersen tutabilir, dizler de böylece Alâimi Semâ senin Gökkuşağında renkler Seni...
Cevaplar
0
Görüntüleme
34
Acizden en Azize cennet cennet dedikleri birkaç melek birkaç huri isteyene ver onları bana seni gerek seni Kainatın ihtişamı değin büyük olan aciziyetimieşsiz muhteşemliğin sahibi benim olamayan her şeyin sahibi ve 'ben'im sahibim olan Rahman'a sunarım Ey evvelin ve gaybın sahibi şu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
56
ramazanı şerif duası BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM, Allâhümme inni es’elüke bismikel hüsna Yâ Allâh, fa’lem ennehû lâ ilâhe illellâh* Yâ Rahmân, errahmânü allemel Kur’lahza* Yâ Rahiym, ve kânellâhü Ğafûrar Rahıymâ* Yâ Mâlik, mâliki yevmiddin* Yâ Kuddûs, el Melikül Kuddûsüs Selâm* Yâ Müteâl, fe...
Cevaplar
0
Görüntüleme
65
858,497Konular
981,950Mesajlar
29,947Kullanıcılar
Pelin06432Son üye
Üst Alt