Bir varmış,bir yokmuş
Eski cağlarda, kuzey ulkelerinden birinde, ormanlar icindeki kucuk bir koyde, Daniel adında bir ciftci ve Anna adındaki karısı yaşıyorlarmış Artık genc sayılmayacak yaşa gelmiş oldukları halde, Daniel ve Anna'nın cocukları yokmuş
Halleri vakitleri yerinde olduğundan, cocuksuz olmak, karı kocayı cok uzmekteymiş Ama her ikisi de iyi kalpli insanlar oldukları icin, yalnızlıklarını gidermek icin turlu yollara sapar, huysuz ihtiyarlar gibi yaşamazlarmış
Daniel ve Anna, koyun butun cocuklarına sevgi gosterir, her fırsatta komşu cocuklar icin pastalar yapar, onları evlerinde misafir eder ve ağırlarlarmış Ayrıca evlerinde altı tane kedi, dort tane de kopekleri varmış Yalnız ev hayvanlarına değil, ormanda yaşayan yaratıklara da iyi davranırlarmış Butun bunlara rağmen, yaşlı karı koca, bir cocukları olsa daha da mutlu olacaklarını duşunmekten kendilerini alamazlar mış
Bir kış gunu, Daniel ve Anna'nın yaşadıkları koyu karlar kaplamış O kadar kar yağmış ki,evlerin kapıları dışarda biriken kar yuzunden acılamaz olmuş Ciftciler butun kış hazırlıklarını yazdan yapmış oldukları icin evlerine cekilmiş, burunlarını bile dışarı cıkarmıyor, gurul gurul yanan ocaklarının karşısın da oturup pencerelerinden dışarı bakıyorlarmış Ciftci cocukları ise, kar yağmaya başlayınca sabırsızlan mışlarBir onceki senenin kışında kar ve buzla kaplı oyun yerlerinde oynadıkları oyunları hatırlıyor ve dışarı cıkmak istiyorlarmış
Nihayet ertesi gunu kar dinince artık cocukları evde tutmak mumkun olmamış Her tarafı diz boyu karla kaplı olan bahceler, sabahın erken saatlerinde irili ufaklı cocuklarla dolmuş Kimisi kar topu oynamaya, kimisi kayak kaydırmaya, kimisi de kardan adam yapmaya başlamış
Daniel ve Anna pencerelerinden cocukları seyrederken kendileri de dışarı cıkıp karlar arasında oynamak hevesine kapılmışlar Ustlerine kalın elbiseler giyip bahceye cıkmışlar
Yumuşak, temiz bir halı gibi ayakları altında ezilen karın icinde gezmek bile başlı başına bir eğlen ceymiş Karı koca, arkalarından kopekleri koşturarak bahcede kovalamaca oynamışlar
Bir muddet sonra yorulmaya başlayınca daha az hareketli bir oyun oynamaya karar vermişler Komşu bahcede cocukların yaptığı kocaman bir kardan adama gozleri ilişen Anna, ellerini cırparak bağırmış:
Daniel buldum Değişiklik olsun diye biz de kardan bir kadın yapalım
Daniel başını sallayarak itiraz etmiş:
Hayır Kardan bir cocuk yapalım
Anna bu fikri cok beğenmiş Hemen kucuk bir kartopunu yerde yuvarlayarak buyutmuş ve bir kenara ayırmışlar Bir yuvarlak kartopuna kucuk kol ve bacaklar uydurmak icin karları avuclayıp şekil vermişler Sonra daha kucuk bir kartopundan da baş yapıp govdenin ustune oturtmuşlar Usul usul kar parcasını yontarak kardan guzel bir cocuk yapmışlar Cocuğun gozleri yerine iki yuvarlak komur parcası, burnu yerine koni şeklinde bir kucuk havuc, sacı yerine de bir tutam siyah at kılı yapıştırmışlar O zaman kardan cocuk daha da guzelleşmiş
İşin sonlarına doğru uşumeye başladığı icin artık iceri girmeyi duşunen Anna,birden elinin ustunde ılık bir nefesin sıcaklığını hissetmiş Hemen başını cevirip bakmış Bir de ne gorsun? Kucuk kardan cocuğun gozleri beyaz karların arasında pırıl pırıl parlayıp donmuyor mu?
Anna heyecanla kocasına seslenmiş:
Daniel Hayal mi goruyorum? Bu kardan bebeğin gozleri oynuyor gibi geldi bana
Ama Anna hayal gormuyormuş, gercekten de kardan cocuk canlanmış Daniel kollarını kardan cocuğun boynuna dolayıp onu sevmek isteyince, parmaklarının değdiği yerlerden, inceli kalınlı, sıva gibi kar parcacıkları dokulmuş Bu dokuntuler, tıpkı bir yumurtanın kabuğuna benziyormuş Kabukların icin den kucuk, cok guzel bir kardan bebek cıkmış Bebek guluyor, sesler cıkarıyor ve kıpırdanıyormuş Anna hemen atılıp bebeği etekliğine sarmış:
Cabuk iceri gidelim Daniel, diye bağırmış Tanrı dileğimizi kabul etti ve bize bir cocuk verdi Ama onu hic kimseye gostermeyelim Koy halkı kardan yaptığımız bir bebeğin canlandığını duymasın
Heyecanla hemen evlerine kapanmışlar Kardan kızlarının adını kar tanesikoymuşlar Bu isim ona cok da yakışıyormuş, cunku butun vucudu kar kadar beyaz olan bebeğin yalnız sacları ve gozleri siyahmış Kar tanesi o kadar cabuk buyuyormuş ki bir hafta icinde on uc yaşlarında bir kız kadar gelişmiş, buyumuş Anna komşu kadınlara kar tanesini yeğenleri olarak tanıtmış Kar tanesi gun gectikce buyuyor, guzelleşiyor ve butun koyluler tarafından cok seviliyormuş Her gun koyun cocukları kar tanesiyle oynamak icin evlerine geliyormuş
Bahar ayları yaklaştıkca, cocuklar başka oyunlar oynamaya başlamış Ama kar tanesi kışın olduğu kadar neşeli gorunmuyormuş Durumu farkeden Anna ve Daniel telaşlanmaya başlamışlar, cunku kar tanesi artık her zamanki gibi yemek de yemiyormuş Anne ve baba cocuğa sordukları halde bir cevap alamamışlar Kar tanesi bahar boyunca golgeli ve serin yerlerde tek başına dolaşmış ve her gun biraz daha solmuş Yaz ayları gelip cattığında ise kar tanesi evden dışarı cıkmak istemiyor, davetleri reddediyormuş
O ulkede her sene yaz ortası buyuk bir bayram yapılırmış Yaz bayramı gunu gelince, Daniel ve Anna, yanlarına kar tanesini alarak bayram yerine gitmişler Ormanın orta yerinde, ağaclık ve cimenlik bir alana yerleşmişler Butun koy halkı ordaymış Herkes gulup oynuyor, eğleniyormuş Yalnız kar tanesi gunun guneşli olduğu saatler boyunca hic bir eğlenceye katılmamış Serin bir ağac golgesinde oturmayı tercih etmiş Ortalık karardığı zaman, arkadaşları gelip kar tanesini saklandığı yerden almış ve oyuna goturmuşler Ormanın acıklık bir yerinde kocaman bir ateş yakılmış Butun cocuklar ateşin ustunden atlayarak sevinc cığlıkları atmaya başlamışlar
Kar tanesi bu oyunu seyretmekle yetinmiş Arkadaşlarına katılmayı duşunmuyormuş ama obur kızlar zorla kar tanesini ateşin yanına goturmuşler Sıra kar tanesine gelince, arkalarından gelen bir Ahhsesi duymuşlar Donup bakınca hic bir şey gorememişler Kar tanesinin aralarında olmadığını gorunce onun ailesinin yanına gittiğini sanmışlar Oysa bu sırada Daniel ve Anna da kar tanesini arıyorlarmış Butun bir gece herkes kar tanesini aramış ama bulamamışlar Uzuntu icinde evlerinin yolunu tutmuşlar
Bir gece, kar tanesinin kayboluşundan bir ay kadar sonra, Anna'nın uykusu kacmış O sırada korkunc bir fırtına başlamış Ruzgar catıları sarsıyor, pencereleri carpıyormuş Hava birden bire soğumuş Karı koca oturup fırtınanın dinmesini beklerken, pencereden bir tıkırıtı duyulmuş Ne olduğunu anlamaya calışan Anna ve Daniel, kar tanesini pencereden kendilerine bakarken gormuşler Hemen koşup kızlarını iceri almak istemişler, ama kız gulerek karşı koymuş Onlara demiş ki:
Ev cok sıcak Sizin cok sevdiğiniz yaz aylarından ben hoşlanmıyorum Ben kardan yapılmış olduğum icin sıcağa dayanamıyorum Yaz bayramında ateşin ustunden atlarken eriyip yok olmuştum Benim icin ne kadar uzulduğunuzu gorduğum halde, gelip sizinle birlikte yaşayamadım Bu gunku fırtına benim amcamdır Ondan rica ettim, havayı biraz soğuttu Ben de sizi gormeye geldim Yaz aylarında sizinle birlikte oturmama imkan yok Ama kış gelip de ilk kar duşunce, kardan bir cocuk yaparsınız, yine sizin yanınıza gelirim
Bu sozleri gozleri yaş dolu olarak dinleyen Anna, kış gelene kadar beklemeye razı olmuş Ama Daniel'in aklına daha iyi bir fikir gelmiş
Senin butun korkun sıcak havalardan ve guneş ışığından değil mi kar tanesi? diye sormuş Kız evet demek ister gibi başını sallamış O zaman Daniel şunları soylemiş
Oyleyse yarından tezi yok, evimizi ve tarlalarımızı satıp, daha kuzeyde, daha soğuk bir yere taşınıyoruz Kışın yılda on ay surduğu o kuzey ulkelerinde, yaz aylarında bile kar vardır Orada bizimle beraber yaşarsın değil mi?
Bu fikir kar tanesinin cok hoşuna gitmiş Sevincle ellerini cırpmış
Aradan bir ay gectikten sonra, Daniel ve Anna, kuzeyde, soğuk bir yere, halkı balıkcılık ve avcılıkla gecinen bir koye taşınmışlar Aynı gun, kar tanesi onların yanına gelmiş Hep birlikte yaşamış ve omurlerinin sonuna kadar mutlu olmuşlar
Bu masaldan alınacak ders: Eğer insanlar cok guclu bir sevgi bağıyla birbirlerine kenetlenmişlerse; birlikte olabilmek ve mutlu yaşayabilmek icin onlerine cıkan her engeli kolayca gecerler
Eski cağlarda, kuzey ulkelerinden birinde, ormanlar icindeki kucuk bir koyde, Daniel adında bir ciftci ve Anna adındaki karısı yaşıyorlarmış Artık genc sayılmayacak yaşa gelmiş oldukları halde, Daniel ve Anna'nın cocukları yokmuş
Halleri vakitleri yerinde olduğundan, cocuksuz olmak, karı kocayı cok uzmekteymiş Ama her ikisi de iyi kalpli insanlar oldukları icin, yalnızlıklarını gidermek icin turlu yollara sapar, huysuz ihtiyarlar gibi yaşamazlarmış
Daniel ve Anna, koyun butun cocuklarına sevgi gosterir, her fırsatta komşu cocuklar icin pastalar yapar, onları evlerinde misafir eder ve ağırlarlarmış Ayrıca evlerinde altı tane kedi, dort tane de kopekleri varmış Yalnız ev hayvanlarına değil, ormanda yaşayan yaratıklara da iyi davranırlarmış Butun bunlara rağmen, yaşlı karı koca, bir cocukları olsa daha da mutlu olacaklarını duşunmekten kendilerini alamazlar mış
Bir kış gunu, Daniel ve Anna'nın yaşadıkları koyu karlar kaplamış O kadar kar yağmış ki,evlerin kapıları dışarda biriken kar yuzunden acılamaz olmuş Ciftciler butun kış hazırlıklarını yazdan yapmış oldukları icin evlerine cekilmiş, burunlarını bile dışarı cıkarmıyor, gurul gurul yanan ocaklarının karşısın da oturup pencerelerinden dışarı bakıyorlarmış Ciftci cocukları ise, kar yağmaya başlayınca sabırsızlan mışlarBir onceki senenin kışında kar ve buzla kaplı oyun yerlerinde oynadıkları oyunları hatırlıyor ve dışarı cıkmak istiyorlarmış
Nihayet ertesi gunu kar dinince artık cocukları evde tutmak mumkun olmamış Her tarafı diz boyu karla kaplı olan bahceler, sabahın erken saatlerinde irili ufaklı cocuklarla dolmuş Kimisi kar topu oynamaya, kimisi kayak kaydırmaya, kimisi de kardan adam yapmaya başlamış
Daniel ve Anna pencerelerinden cocukları seyrederken kendileri de dışarı cıkıp karlar arasında oynamak hevesine kapılmışlar Ustlerine kalın elbiseler giyip bahceye cıkmışlar
Yumuşak, temiz bir halı gibi ayakları altında ezilen karın icinde gezmek bile başlı başına bir eğlen ceymiş Karı koca, arkalarından kopekleri koşturarak bahcede kovalamaca oynamışlar
Bir muddet sonra yorulmaya başlayınca daha az hareketli bir oyun oynamaya karar vermişler Komşu bahcede cocukların yaptığı kocaman bir kardan adama gozleri ilişen Anna, ellerini cırparak bağırmış:
Daniel buldum Değişiklik olsun diye biz de kardan bir kadın yapalım
Daniel başını sallayarak itiraz etmiş:
Hayır Kardan bir cocuk yapalım
Anna bu fikri cok beğenmiş Hemen kucuk bir kartopunu yerde yuvarlayarak buyutmuş ve bir kenara ayırmışlar Bir yuvarlak kartopuna kucuk kol ve bacaklar uydurmak icin karları avuclayıp şekil vermişler Sonra daha kucuk bir kartopundan da baş yapıp govdenin ustune oturtmuşlar Usul usul kar parcasını yontarak kardan guzel bir cocuk yapmışlar Cocuğun gozleri yerine iki yuvarlak komur parcası, burnu yerine koni şeklinde bir kucuk havuc, sacı yerine de bir tutam siyah at kılı yapıştırmışlar O zaman kardan cocuk daha da guzelleşmiş
İşin sonlarına doğru uşumeye başladığı icin artık iceri girmeyi duşunen Anna,birden elinin ustunde ılık bir nefesin sıcaklığını hissetmiş Hemen başını cevirip bakmış Bir de ne gorsun? Kucuk kardan cocuğun gozleri beyaz karların arasında pırıl pırıl parlayıp donmuyor mu?
Anna heyecanla kocasına seslenmiş:
Daniel Hayal mi goruyorum? Bu kardan bebeğin gozleri oynuyor gibi geldi bana
Ama Anna hayal gormuyormuş, gercekten de kardan cocuk canlanmış Daniel kollarını kardan cocuğun boynuna dolayıp onu sevmek isteyince, parmaklarının değdiği yerlerden, inceli kalınlı, sıva gibi kar parcacıkları dokulmuş Bu dokuntuler, tıpkı bir yumurtanın kabuğuna benziyormuş Kabukların icin den kucuk, cok guzel bir kardan bebek cıkmış Bebek guluyor, sesler cıkarıyor ve kıpırdanıyormuş Anna hemen atılıp bebeği etekliğine sarmış:
Cabuk iceri gidelim Daniel, diye bağırmış Tanrı dileğimizi kabul etti ve bize bir cocuk verdi Ama onu hic kimseye gostermeyelim Koy halkı kardan yaptığımız bir bebeğin canlandığını duymasın
Heyecanla hemen evlerine kapanmışlar Kardan kızlarının adını kar tanesikoymuşlar Bu isim ona cok da yakışıyormuş, cunku butun vucudu kar kadar beyaz olan bebeğin yalnız sacları ve gozleri siyahmış Kar tanesi o kadar cabuk buyuyormuş ki bir hafta icinde on uc yaşlarında bir kız kadar gelişmiş, buyumuş Anna komşu kadınlara kar tanesini yeğenleri olarak tanıtmış Kar tanesi gun gectikce buyuyor, guzelleşiyor ve butun koyluler tarafından cok seviliyormuş Her gun koyun cocukları kar tanesiyle oynamak icin evlerine geliyormuş
Bahar ayları yaklaştıkca, cocuklar başka oyunlar oynamaya başlamış Ama kar tanesi kışın olduğu kadar neşeli gorunmuyormuş Durumu farkeden Anna ve Daniel telaşlanmaya başlamışlar, cunku kar tanesi artık her zamanki gibi yemek de yemiyormuş Anne ve baba cocuğa sordukları halde bir cevap alamamışlar Kar tanesi bahar boyunca golgeli ve serin yerlerde tek başına dolaşmış ve her gun biraz daha solmuş Yaz ayları gelip cattığında ise kar tanesi evden dışarı cıkmak istemiyor, davetleri reddediyormuş
O ulkede her sene yaz ortası buyuk bir bayram yapılırmış Yaz bayramı gunu gelince, Daniel ve Anna, yanlarına kar tanesini alarak bayram yerine gitmişler Ormanın orta yerinde, ağaclık ve cimenlik bir alana yerleşmişler Butun koy halkı ordaymış Herkes gulup oynuyor, eğleniyormuş Yalnız kar tanesi gunun guneşli olduğu saatler boyunca hic bir eğlenceye katılmamış Serin bir ağac golgesinde oturmayı tercih etmiş Ortalık karardığı zaman, arkadaşları gelip kar tanesini saklandığı yerden almış ve oyuna goturmuşler Ormanın acıklık bir yerinde kocaman bir ateş yakılmış Butun cocuklar ateşin ustunden atlayarak sevinc cığlıkları atmaya başlamışlar
Kar tanesi bu oyunu seyretmekle yetinmiş Arkadaşlarına katılmayı duşunmuyormuş ama obur kızlar zorla kar tanesini ateşin yanına goturmuşler Sıra kar tanesine gelince, arkalarından gelen bir Ahhsesi duymuşlar Donup bakınca hic bir şey gorememişler Kar tanesinin aralarında olmadığını gorunce onun ailesinin yanına gittiğini sanmışlar Oysa bu sırada Daniel ve Anna da kar tanesini arıyorlarmış Butun bir gece herkes kar tanesini aramış ama bulamamışlar Uzuntu icinde evlerinin yolunu tutmuşlar
Bir gece, kar tanesinin kayboluşundan bir ay kadar sonra, Anna'nın uykusu kacmış O sırada korkunc bir fırtına başlamış Ruzgar catıları sarsıyor, pencereleri carpıyormuş Hava birden bire soğumuş Karı koca oturup fırtınanın dinmesini beklerken, pencereden bir tıkırıtı duyulmuş Ne olduğunu anlamaya calışan Anna ve Daniel, kar tanesini pencereden kendilerine bakarken gormuşler Hemen koşup kızlarını iceri almak istemişler, ama kız gulerek karşı koymuş Onlara demiş ki:
Ev cok sıcak Sizin cok sevdiğiniz yaz aylarından ben hoşlanmıyorum Ben kardan yapılmış olduğum icin sıcağa dayanamıyorum Yaz bayramında ateşin ustunden atlarken eriyip yok olmuştum Benim icin ne kadar uzulduğunuzu gorduğum halde, gelip sizinle birlikte yaşayamadım Bu gunku fırtına benim amcamdır Ondan rica ettim, havayı biraz soğuttu Ben de sizi gormeye geldim Yaz aylarında sizinle birlikte oturmama imkan yok Ama kış gelip de ilk kar duşunce, kardan bir cocuk yaparsınız, yine sizin yanınıza gelirim
Bu sozleri gozleri yaş dolu olarak dinleyen Anna, kış gelene kadar beklemeye razı olmuş Ama Daniel'in aklına daha iyi bir fikir gelmiş
Senin butun korkun sıcak havalardan ve guneş ışığından değil mi kar tanesi? diye sormuş Kız evet demek ister gibi başını sallamış O zaman Daniel şunları soylemiş
Oyleyse yarından tezi yok, evimizi ve tarlalarımızı satıp, daha kuzeyde, daha soğuk bir yere taşınıyoruz Kışın yılda on ay surduğu o kuzey ulkelerinde, yaz aylarında bile kar vardır Orada bizimle beraber yaşarsın değil mi?
Bu fikir kar tanesinin cok hoşuna gitmiş Sevincle ellerini cırpmış
Aradan bir ay gectikten sonra, Daniel ve Anna, kuzeyde, soğuk bir yere, halkı balıkcılık ve avcılıkla gecinen bir koye taşınmışlar Aynı gun, kar tanesi onların yanına gelmiş Hep birlikte yaşamış ve omurlerinin sonuna kadar mutlu olmuşlar
Bu masaldan alınacak ders: Eğer insanlar cok guclu bir sevgi bağıyla birbirlerine kenetlenmişlerse; birlikte olabilmek ve mutlu yaşayabilmek icin onlerine cıkan her engeli kolayca gecerler