Dünyada krize neden olan coronavirus (COVID-19) salgını bilindiği üzere Dünya Sağlık Örgütü tarafından da pandemi ilan edilmiş olup ülkeler salgına yönelik tedbirler almıştır. Ülkemiz de dâhil olmak üzere alınan bu tedbirler kapsamında, bireylere salgının yayılmasını önlemek amacıyla evlerinde kalması önerilmiştir.
Pandemi sürecinde fizyolojik sağlığın etkilenmesine ek olarak psikolojik sorunların da baş göstermesiyle bu süreçten en çok etkilenen evli çiftler de bu gruplar arasında yer alıyor. Salgınla beraber uzun süre baş başa kalan çiftlerde, birbirlerine tahammül etmekte güçlük tartışma ve suçlama gibi sorunlar artabilmektedir.
Bu süreçte çiftler ,yaşanan bu dönem öncesinde yoğun iş yaşamından fırsat bulamadıkları hobilerine yönelip keyifli zaman geçirebilecekleri aktivitelere yönelmelidir. Tv’de stres yaratacak salgın haberleri izlemek yerine birlikte yapılabilecek aktivitelere yönelmeleri daha sağlıklı olacaktır. Bunlar filmler, diziler, çeşitli oyunlar olabilir. Bunun yanında evde geçirilen vaktin tamamını eşinizle geçirmeyin kendi alanınız da olsun, kendinize de zaman ayırmayı ihmal etmeyin.
Bu sürecin getirdiği farkındalık çiftleri iki şekilde etkileyebiliyor.
Kimi çiftleri birbirlerine daha fazla yakınlaştırıp daha keyifli ve kaliteli zaman geçirmeye teşvik ederken, diğer yandan kimi çiftler içinde baş başa uzun süre yan yana olmak adeta kaosa dönüşebiliyor. Aslına bakılırsa bu süreç eşlerin birbirlerini daha iyi anlayıp, tanımalarına olanak sağlayan bir dönem. Burada önemli olan bizim süreci nasıl algıladığımızla alakalıdır.
Her sorun aslında bir fırsattır. Bu fırsat nasıl, ne şekilde değerlendireceğinizde size kalmış. Problemli evliliklerde, eşler sorunu çözmek yerine sorundan kaçmayı da tercih edebilir. Peki ne yapmalıyız ?
-
Yaşanan herhangi bir problem durumunda yaşanan sorunun farkında olup bu sorunu çözmeye çalışmak çiftler için daha faydalı olacaktır. -
Önemli bir husus olarak ta kavga bazen çiftler için sorun olarak algılansa da aslında tartışmalar ilişki için gerekli ve olması gereken bir şeydir. Tartışmaktan korkmayın. Burada asıl mesele tartışmayı iyi yönetebilmek.
-
Doğru iletişimi sağlayabilmek ve ben dilini kullanabilmek. Ben diline kısa bir değinecek olursak ,bireylerin duygusal tepki göstermeden ve karşısındaki bireyi suçlamadan kendi kişisel düşüncelerini açık bir şekilde söylemesidir. Ben dilini kullanmak özellikle anksiyetenin yoğun olduğu bu dönemde oldukça verimli olabilir.
-
Bir tartışma durumundan eşinize karşı suçlayıcı olmaktan kaçının. Çünkü suçlayıcı konuşma gerilimi daha da yükseltir ve olaydan daha da içinden çıkılamaz bir hal alabilir. Toparlamak gerekirse ;
-
İletişimi bozacak nitelikte olan davranış ve söylemlerden uzak durun.
BOŞANMA KARARI ALINMALI MI ?
Tartışma sırasında çifter fevri hareket etmemeli bu konuda sağduyulu olup sakinliğini korumaya çalışmalı ve bu sürecin geçici bir dönem olduğunu kendisine hatırlatmalıdır. Boşanma ve ayrılık gibi önemli kararlar dönemsel stres ve kargaşanın hakim olduğu bu ve benzeri zamanlarda alınmamalıdır.
Evlilikte ‘ben’ değil ‘biz’ deyin! Mesele şu ki Ben’in sınırlarını koruyarak biz olmayı başarmak .Yani sağlıklı bir ilişki çiftlerden her birinin hem bireysellik hem de aidiyet duygusunu güçlü bir şekilde yaşatabildiği bir ilişkidir.
Tüm okurlarıma , uzun soluklu , sevgilerinin daim olduğu ve sağlıklı birliktelik geçirmelerini temenni ediyor. Sağlıklı günler diliyorum.