Karar Bekleniyordu: Gezi Davası Pazartesi Gününe Ertelendi

17 sanıklı Seyahat Parkı davasının bugünkü duruşmasında da karar çıkmadı. Bir sonraki duruşma 25 Nisan Pazartesi günü görülecek.




Fotoğraf: Twitter / @gezisavunmasi

Gezi Parkı davası pazartesi gününe ertelendi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı iş insanı Osman Kavala Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Ali Hakan Altınay, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ayşe Mücella Yapıcı’nın da ortalarında bulunduğu tutuksuz sanıklar ise salonda hazır bulundu.

Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra, CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, CHP Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu, yabancı konsolosluk temsilcileri, çok sayıda gazeteci de duruşmayı takip etti.

Savcının mütalaasına karşı birinci savunmayı yapan Ali Hakan Altınay, savcılığın kendisinin Açık Toplum'da istişare konseyi ve idare konseyi başkanlığı, Anadolu Kültür'de idare konseyinde olduğunu sav ettiğini fakat her ikisinde de olmadığını belirterek 'Sadece beraatimi talep etmiyorum, kallavi bir de özür bekliyorum' dedi.

Ortak savunma yaptılar: 'Gezi direnişi ülke tarihinin en demokratik, eşitlikçi ve barışçıl kitlesel hareketidir'



Mücella Yapan, Can Atalay ve Tayfun Kahraman ortak savunma yaptılar.

Ortak savunmada, 'Gezi direnişi bu ülke tarihinin en demokratik, yaratıcı, eşitlikçi ve en kapsayıcı barışçıl kitlesel hareketi. Seyahat, ölümcül polis şiddetine karşı her kentte yankılanan barışçıl ve haklı reaksiyonun ismidir. Sav makamı çaresizce ve tekraren tez etse de içeriden yahut dışarıdan bir şefi, reisi, talimat vereni, zirve örgütü, finansörü yoktur, olamaz da. Bu argüman, tüm olayların akışına, mantığın sonlarına aykırı. Milyonlarca insanı haftalarca sokağa dökebilecek tek güç lakin halkın kendi iradesi olabilir. Hayali senaryolara dayanan suçlamalar, terör, darbe, dış güçlerin oyunu üzere temelsiz ithamlar ve tarafsızlığı çoktan tartışmalı hale gelmiş yargısal zorlamalar Seyahat Direnişi'nin tarihî gerçekliğini değiştiremez. Orantısız güç kullanımı provokasyonun ta kendisiydi. Seyahat, bu ülkede toplumsal barışın en gözle görüldüğü, elle tutulduğu yerdi. Bu iddianame ve temel hakkında mütalaa akla, vicdana sığmıyor, adalet barındırmıyor, bilime dayanmıyor, insan olmanın gereklerine hürmet duymuyor' denildi.

Can Atalay, 'Bu bir yargılama faaliyeti değildir. Sizi heyetinizdeki yargıçları tanımam şahsi bir hususum yoktur, lakin ağır cezada yargılanan biri olarak bunu demek zorundayım bu bir politik bir faaliyettir' diye konuştu.

Çiğdem Mater ise sinemacı olduğunu belirterek 'Bu mütalaa ve iddianameler 2013'teki protestoların toplumsal hafızadaki algısını değiştirmeyecektir. Seyahat orada duruyor. Katılmadığım bir toplantı üzerinden savcılık makamı niyet okuyor, bununla kalmayıp hata yöneltiyor' dedi.

Savcı temel hakkındaki mütalaasını sunmuştu



Fotoğraf: AA

Duruşma savcısı orta celsede sunduğu mütalaasında, Osman Kavala ve Mücella Yapan için TCK'nin 312. unsuru uyarınca 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya yahut vazifelerini yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet mahpus talebinde bulundu.

Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Yakalamalı sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki evrakın ise ayrılması istendi.

Davanın geçmişi



Fotoğraf: Sendika.org / Murat Bay

Gezi Parkı hareketlerine ait ortalarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapan ve oyuncu Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' kabahatinden yargılandığı dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlandı. 

Osman Kavala'nın da ortalarında olduğu 9 sanığın beraatine, firari sanıklar ise evraklarının ayrılmasına karar verildi.

Savcılık mahallî mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 22 Ocak 2021'de Osman Kavalı'nın da ortalarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararını bozdu. 

Bunun üzerine 30. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Nisan 2021'deki duruşmada, yakalamalı sanıklar Can Dündar, Memet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin evrakın da ana davayla birleştirilmesine karar verdi.

Öte yandan, Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ait 'Anayasa'yı ihlal' ve 'Devletin zımnî kalması gereken bilgileri, siyasal yahut askerî casusluk gayesiyle temin etme' hatalarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları dava da Seyahat Parkı ana davasıyla birleştirildi.

Çarşı davası da bozulmuştu



Gezi Parkı olaylarına ait Beşiktaş'ın taraftar kümesi Çarşı üyelerinin de ortalarında bulunduğu 35 sanığa, İstanbul 13. Ağır Mahkemesi'nce 'darbeye teşebbüs' ve 'izinsiz gösteri' suçlamasından verilen beraat kararı da Yargıtay tarafından bozuldu.

Bozma kararında davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ortalarında Osman Kavala'nın da bulunduğu Seyahat Parkı ana davasıyla hukuksal ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmesine hükmedildi.

Birleştirilerek 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davanın 21 Şubat 2022 tarihli celsesinde ise 35 sanıklı Çarşı davası evrakının ayrılmasına karar verilmişti.