Karga ile Peri Masalı cocuk masalı
Bir vaktin birinde bir adamın bir oğlu varmış Bu adam kuş tutup satmakla gecinirmiş Gunlerden bir gun hastalanıp olmuş Oğlu da babasının ne ile gecindiğini bilmezmiş
Bir gun anasına Ey ana benim babam gecimini hangi yoldan sağlardı? Bari soyle de yapabilirsem biz de onunla geciniriz deyince anası Oğlum senin baban kuş tutup satarak gecinirdider Oğlan Kuşları neyle tutardı babam? diye sorar Anası da Oğlum tavan arasında babanın bir kapanı vardır onunla tutardı deyince oğlan tavan arasına cıkıp kapanı alır Kıra giderek bir ağacın ustune kapanı kurar Derken efendim bir karga gelip kapana tutulur Oğlan ağaca cıkıp kapanı alınca karga yalvararak oğlana; Beni salıver Sana para edecek guzel kuşlar yollarım Sen de onları tutup sattığın vakit cok para kazanırsın deyince oğlan karganın yalvarmasına dayanamayıp onu salıverir
Yine kapanı kurup ağacın dibinde beklerken oteden bir kuş gelerek kapana tutulur Oğlan hemen ağaca cıkar Kuşu gorunce guzelliğine vurulup aman bu ne guzel kuşmuş diye sevinip dururken oteden karga gelip oğlana Haydi bu kuşu gotur padişaha sat Sana cok paralar verir deyince oğlan kuşu bir kafese koyar doğru padişahın sarayına gider
Padişah kuşu gorunce beğenip alır oğlana bir suru para verir Oğlan sevinerek paraları alıp evine giderse de padişah kuşa bir altın kafes yaptırıp bunu icine koyar;gece gunduz bu kuş ile eğlenir vaktini hoşca gecirir Padişahın veziri bu oğlanı kıskanıp padişaha Efendim bu kuş guzel ama buna fildişinden bir koşk yaptırmalı; bu onun icine yakışır der Padişah Ey lala o kadar fildişini nereden bulmalı deyince vezirin Efendim kuşu getiren fildişini de bulur demesiyle padişah hemen oğlanı cağırtarak bana bir koşk yapmak icin fildişi getireceksin der Oğlan Aman padişahım ben o kadar fildişini nerede bulayım? derse de padişah nereden bulursan bul Sana kırk gun izin Eğer bulamazsan kırk gunden sonra boynunu vurdururum der
Oğlan duşunerek evine gelir Otururken karga yanına sokulur Ne duşunuyorsun der Oğlan da işi anlatır Karga O da guc bir şey mi? Haydi git padişahtan kırk araba şarap iste diyince oğlan gidip Padişahım ben sizin istediğiniz fildişlerini getireceğim ama bana kırk araba şarap vereceksiniz der
Padişahın emretmesi uzerine oğlana kırk araba şarap verirler Oğlan arabaları alıp giderken yine karga gelir Haydi filan yere git Orada kırk tane su yalağı vardır Ne kadar fil varsa gelip o yalaklardan su icer Sen bu şarapları yalakların icine doldur bir yana gizlenip bekle O filler susayınca oynayıp sıcrayarak gelir yalaklardaki şarapları icerler Sonra hepsi sarhoş olup duşerler Sen de gidip butun fillerin dişlerini soker padişaha goturursun diyince oğlan arabaları cekerek oraya varır Karganın dediği gibi şarapları yalaklara boşaltıp bir yere gizlenip oturur Oteden filler gelip o şarapları icerler Tam gidecekleri zaman hepsi yere duşerler Oğlan hemen gider fillerin butun dişlerini soker cuvallara doldurup arabaya yukler doğru padişaha getirir Padişah o fildişlerinden bir koşk yaptırarak kuşu icine koyar ama kuşun hic sesi cıkmaz Padişah bu kuş bu kadar guzel acaba nicin otmuyor diye merak ederken veziri Efendim bu kuşun elbet bir sahibi vardır; onu bulmalı ki bu kuş otsun der
Padişah Ey lala onu nereden buluruz? diyince vezir Efendim bu fildişini bulan onu da bulur diye cevap verir Bunun uzerine padişah hemen oğlanı cağırtıp Oğlum bu kuşun sahibini de senden isterim derse de oğlan Ey padişahım ben bunu kırda tuttum; sahibi kimdir ne bileyim diye cevap verir Padişah Hemen bulacaksın yoksa seni hemen oldururum Haydi sana kırk gun izin deyince oğlan yine ağlayarak evine gelirken karga onu bulup Ne ağlıyorsun diye sorar O da işi anlatınca karga Ey şaşkın bunun icin ağlanır mı? Haydi git padişahtan bir gemi iste ama geminin tayfaları kırk tane kız olacak Geminin icinde bir guzel bahce bir de hamam yaptırsın Onunla gidip o kuşun sahibini bul der Oğlan doğru padişaha gidip karganın dediği gibi bir gemi ister Padişah hemen oğlanın istediği gibi bir gemi yaptırıp ona verir Oğlan geminin kaptanı olup icine biner Denizde ne yana gideceğini duşunup dururken karga gelip Gemiyi sağa cevir Gide gide bir buyuk dağ gorursun O dağın yanına gemiyi yanaştır Bu kuşun sahibi kırklardandır; her akşam deniz kıyısında gezer Sen onları gorunce hemen sandala bin doğru onların olduğu yere cık Onlar geminin ne olduğunu bilmezler Acaba bu nasıl şeydir diye kız sana sorar Aman kaptan beni şu gemiye gotur; bakayım nasıl şeydir der Sen yalnız kızı al gemiye getir Bahceyi hamamı gezdirirken gemiyi kaldır İşte kuşun sahibi odur deyince oğlan gemiyi salıverip doğru karganın dediği yere gider
Sonunda oraya varıp gemiyi yanaştırır Akşam ustu kırkların başı Haydi deniz kıyısına gidelim deyince bunların hepsi toparlanırlar Orada gezip dururken denizdeki gemiyi gorurler A bu nasıl şey? Nereden gelmiş? diye seyredip dururlarken oğlan bunları gorup hemen sandalı denize indirir icine binip onların yanına gider Kız Aman sen kimsin? O denizdeki nedir? deyince oğlan Denizdeki bir gemidir Ben de onun kaptanıyım diye cevap verir Kız oğlana Aman kaptan beni gemiye gotur de bu nasıl şeydir bir goreyim der Oğlan kızı sandala bindirip gemiye getirir Kız sevinerek bahceyi gezer hamama girer Hazır buraya gelmişken şu hamamda bir yıkanayım diyerek soyunur Kız yıkanırken oğlan da gemiyi kaldırıp yola cıkar Gemi gitmede olsun kız hamamdan cıkar Vay akşam olmuş vakit gecmiş ben gideyim diyerek dışarı cıkınca bakar ki gemi gidiyor Eyvah sen beni aldattın Ben şimdi ne yapacağım? diye ağlamaya başlar Oğlan Aman efendim ben sizin icin buraya geldim boş yere hic ağlamayınız der
Neyse bunlar gele gele padişahın şehrine gelirler Toplar atılıp oğlanın geldiğini padişaha haber verirler Padişah sevinip dururken kız saraya girer Padişah kızı gorup bir can ile aşık olur Kız iceri girer girmez de kuş başlar otmeye Artık otmesi cihanı tutup herkes kuşun sesine aşık olur Padişah hemen kızı kendine nikahlar Kırk gun kırk gece duğun yaptıktan sonra kız bir gun sancısı tutarak hastalanır Meğerse kızın her vakit bu sancısı tutarmış Onun buraya gelmeden onceki yerinde bir ilacı varmış; bu sancı da o ilacla gecermiş Kız bunu padişaha soyler Padişah da hemen oğlanı cağırtıp Bu kızı getirdiğin yere git onun orada bir ilacı varmış onu alıp buraya getir deyince oğlan yine gemiye binip yola cıkar Demeye kalmaz karga gelir oğlana Nereye gidiyorsun? der O da Sultan hanımın ilacı varmış onu almaya gidiyorum diye cevap verir Karga Haydi yolun acık olsun Oraya cıktığın zaman bir saray goreceksin; bu onun sarayıdır Ben sana bir tuy vereceğim Saraya vardığın zaman kapının onunde iki aslanla karşılaşacaksın Sana verdiğim bu tuy ile aslanlardan birinin ağzına vuracak olursan onlardan sana hicbir kotuluk gelmez diyerek oğlana bir tuy verir
Oğlan tuyu alıp yoluna devam eder varacağı yere varır Bakar ki bir saray ama boylesi padişahta bile yok Hemen sarayın kapısına varır karganın verdiği tuyle aslanların ağzına vurarak iceri girer Saraydaki kızlar bu oğlanı gorunce kızın sancısı tuttuğu icin geldiğini hemen anlarlar Aman delikanlıyoksa sultanımız oldu mu? diye oğlana sorarlar O da Yok olmedi ama hastalandı Onun bir ilacı varmış onu almaya geldim der Kızlar bir şişenin icindeki ilacı hemen oğlana verirler Oğlan tekrar gemiye doner padişahın yanına doner Saraya girerken karga da oğlanın omzuna konar
Bunlar birlikte saraya girerler padişahın huzuruna cıkarlar Kız da sancıdan olu gibi yatarmış Hemen ilacı verdikleri gibi kız gozunu acar oğlanın omzunda kargayı gorur Hey gidi soysuz hey en sonunda beni buralara duşurdun! Neyse ben sıkıntı cekmedimama bu oğlanın katlanmadığı sıkıntı kalmadı Sen hic utanmaz mısın? diye bağırıp cağırmaya başlayınca padişah Aman sultanım ne oluyorsunuz? diye sorar Kız da Padişahım bu karga benim ozel hizmetcimdir bir gun beni kızdırdı ben de onu boyle karga kılığına sokup salıverdim Şimdi o da bana bu oyunu oynadı Neyse bana bir şey olmadı ama onun yuzunden bu delikanlının cekmediği kalmadı dedikten sonra kargayı tekrar insan kılığına sokar Karga bir iki silkindikten sonra bir kız olur ama guzelliği padişahın aldığı kızdan da pek aşağı kalmaz Neyse kız bunu artık affetmiş olduğu icin padişaha Şahım bu oğlanı kendine evlat edin bu kızı da ona verin deyince padişah onun bu isteğini yerine getirip oğlanı kendine evlat edinir kızı da ona nikahlayarak kırk gun kırk gece duğun ile evlendirir Onlar ermiş muradına biz cıkalım kerevetine
Bir vaktin birinde bir adamın bir oğlu varmış Bu adam kuş tutup satmakla gecinirmiş Gunlerden bir gun hastalanıp olmuş Oğlu da babasının ne ile gecindiğini bilmezmiş
Bir gun anasına Ey ana benim babam gecimini hangi yoldan sağlardı? Bari soyle de yapabilirsem biz de onunla geciniriz deyince anası Oğlum senin baban kuş tutup satarak gecinirdider Oğlan Kuşları neyle tutardı babam? diye sorar Anası da Oğlum tavan arasında babanın bir kapanı vardır onunla tutardı deyince oğlan tavan arasına cıkıp kapanı alır Kıra giderek bir ağacın ustune kapanı kurar Derken efendim bir karga gelip kapana tutulur Oğlan ağaca cıkıp kapanı alınca karga yalvararak oğlana; Beni salıver Sana para edecek guzel kuşlar yollarım Sen de onları tutup sattığın vakit cok para kazanırsın deyince oğlan karganın yalvarmasına dayanamayıp onu salıverir
Yine kapanı kurup ağacın dibinde beklerken oteden bir kuş gelerek kapana tutulur Oğlan hemen ağaca cıkar Kuşu gorunce guzelliğine vurulup aman bu ne guzel kuşmuş diye sevinip dururken oteden karga gelip oğlana Haydi bu kuşu gotur padişaha sat Sana cok paralar verir deyince oğlan kuşu bir kafese koyar doğru padişahın sarayına gider
Padişah kuşu gorunce beğenip alır oğlana bir suru para verir Oğlan sevinerek paraları alıp evine giderse de padişah kuşa bir altın kafes yaptırıp bunu icine koyar;gece gunduz bu kuş ile eğlenir vaktini hoşca gecirir Padişahın veziri bu oğlanı kıskanıp padişaha Efendim bu kuş guzel ama buna fildişinden bir koşk yaptırmalı; bu onun icine yakışır der Padişah Ey lala o kadar fildişini nereden bulmalı deyince vezirin Efendim kuşu getiren fildişini de bulur demesiyle padişah hemen oğlanı cağırtarak bana bir koşk yapmak icin fildişi getireceksin der Oğlan Aman padişahım ben o kadar fildişini nerede bulayım? derse de padişah nereden bulursan bul Sana kırk gun izin Eğer bulamazsan kırk gunden sonra boynunu vurdururum der
Oğlan duşunerek evine gelir Otururken karga yanına sokulur Ne duşunuyorsun der Oğlan da işi anlatır Karga O da guc bir şey mi? Haydi git padişahtan kırk araba şarap iste diyince oğlan gidip Padişahım ben sizin istediğiniz fildişlerini getireceğim ama bana kırk araba şarap vereceksiniz der
Padişahın emretmesi uzerine oğlana kırk araba şarap verirler Oğlan arabaları alıp giderken yine karga gelir Haydi filan yere git Orada kırk tane su yalağı vardır Ne kadar fil varsa gelip o yalaklardan su icer Sen bu şarapları yalakların icine doldur bir yana gizlenip bekle O filler susayınca oynayıp sıcrayarak gelir yalaklardaki şarapları icerler Sonra hepsi sarhoş olup duşerler Sen de gidip butun fillerin dişlerini soker padişaha goturursun diyince oğlan arabaları cekerek oraya varır Karganın dediği gibi şarapları yalaklara boşaltıp bir yere gizlenip oturur Oteden filler gelip o şarapları icerler Tam gidecekleri zaman hepsi yere duşerler Oğlan hemen gider fillerin butun dişlerini soker cuvallara doldurup arabaya yukler doğru padişaha getirir Padişah o fildişlerinden bir koşk yaptırarak kuşu icine koyar ama kuşun hic sesi cıkmaz Padişah bu kuş bu kadar guzel acaba nicin otmuyor diye merak ederken veziri Efendim bu kuşun elbet bir sahibi vardır; onu bulmalı ki bu kuş otsun der
Padişah Ey lala onu nereden buluruz? diyince vezir Efendim bu fildişini bulan onu da bulur diye cevap verir Bunun uzerine padişah hemen oğlanı cağırtıp Oğlum bu kuşun sahibini de senden isterim derse de oğlan Ey padişahım ben bunu kırda tuttum; sahibi kimdir ne bileyim diye cevap verir Padişah Hemen bulacaksın yoksa seni hemen oldururum Haydi sana kırk gun izin deyince oğlan yine ağlayarak evine gelirken karga onu bulup Ne ağlıyorsun diye sorar O da işi anlatınca karga Ey şaşkın bunun icin ağlanır mı? Haydi git padişahtan bir gemi iste ama geminin tayfaları kırk tane kız olacak Geminin icinde bir guzel bahce bir de hamam yaptırsın Onunla gidip o kuşun sahibini bul der Oğlan doğru padişaha gidip karganın dediği gibi bir gemi ister Padişah hemen oğlanın istediği gibi bir gemi yaptırıp ona verir Oğlan geminin kaptanı olup icine biner Denizde ne yana gideceğini duşunup dururken karga gelip Gemiyi sağa cevir Gide gide bir buyuk dağ gorursun O dağın yanına gemiyi yanaştır Bu kuşun sahibi kırklardandır; her akşam deniz kıyısında gezer Sen onları gorunce hemen sandala bin doğru onların olduğu yere cık Onlar geminin ne olduğunu bilmezler Acaba bu nasıl şeydir diye kız sana sorar Aman kaptan beni şu gemiye gotur; bakayım nasıl şeydir der Sen yalnız kızı al gemiye getir Bahceyi hamamı gezdirirken gemiyi kaldır İşte kuşun sahibi odur deyince oğlan gemiyi salıverip doğru karganın dediği yere gider
Sonunda oraya varıp gemiyi yanaştırır Akşam ustu kırkların başı Haydi deniz kıyısına gidelim deyince bunların hepsi toparlanırlar Orada gezip dururken denizdeki gemiyi gorurler A bu nasıl şey? Nereden gelmiş? diye seyredip dururlarken oğlan bunları gorup hemen sandalı denize indirir icine binip onların yanına gider Kız Aman sen kimsin? O denizdeki nedir? deyince oğlan Denizdeki bir gemidir Ben de onun kaptanıyım diye cevap verir Kız oğlana Aman kaptan beni gemiye gotur de bu nasıl şeydir bir goreyim der Oğlan kızı sandala bindirip gemiye getirir Kız sevinerek bahceyi gezer hamama girer Hazır buraya gelmişken şu hamamda bir yıkanayım diyerek soyunur Kız yıkanırken oğlan da gemiyi kaldırıp yola cıkar Gemi gitmede olsun kız hamamdan cıkar Vay akşam olmuş vakit gecmiş ben gideyim diyerek dışarı cıkınca bakar ki gemi gidiyor Eyvah sen beni aldattın Ben şimdi ne yapacağım? diye ağlamaya başlar Oğlan Aman efendim ben sizin icin buraya geldim boş yere hic ağlamayınız der
Neyse bunlar gele gele padişahın şehrine gelirler Toplar atılıp oğlanın geldiğini padişaha haber verirler Padişah sevinip dururken kız saraya girer Padişah kızı gorup bir can ile aşık olur Kız iceri girer girmez de kuş başlar otmeye Artık otmesi cihanı tutup herkes kuşun sesine aşık olur Padişah hemen kızı kendine nikahlar Kırk gun kırk gece duğun yaptıktan sonra kız bir gun sancısı tutarak hastalanır Meğerse kızın her vakit bu sancısı tutarmış Onun buraya gelmeden onceki yerinde bir ilacı varmış; bu sancı da o ilacla gecermiş Kız bunu padişaha soyler Padişah da hemen oğlanı cağırtıp Bu kızı getirdiğin yere git onun orada bir ilacı varmış onu alıp buraya getir deyince oğlan yine gemiye binip yola cıkar Demeye kalmaz karga gelir oğlana Nereye gidiyorsun? der O da Sultan hanımın ilacı varmış onu almaya gidiyorum diye cevap verir Karga Haydi yolun acık olsun Oraya cıktığın zaman bir saray goreceksin; bu onun sarayıdır Ben sana bir tuy vereceğim Saraya vardığın zaman kapının onunde iki aslanla karşılaşacaksın Sana verdiğim bu tuy ile aslanlardan birinin ağzına vuracak olursan onlardan sana hicbir kotuluk gelmez diyerek oğlana bir tuy verir
Oğlan tuyu alıp yoluna devam eder varacağı yere varır Bakar ki bir saray ama boylesi padişahta bile yok Hemen sarayın kapısına varır karganın verdiği tuyle aslanların ağzına vurarak iceri girer Saraydaki kızlar bu oğlanı gorunce kızın sancısı tuttuğu icin geldiğini hemen anlarlar Aman delikanlıyoksa sultanımız oldu mu? diye oğlana sorarlar O da Yok olmedi ama hastalandı Onun bir ilacı varmış onu almaya geldim der Kızlar bir şişenin icindeki ilacı hemen oğlana verirler Oğlan tekrar gemiye doner padişahın yanına doner Saraya girerken karga da oğlanın omzuna konar
Bunlar birlikte saraya girerler padişahın huzuruna cıkarlar Kız da sancıdan olu gibi yatarmış Hemen ilacı verdikleri gibi kız gozunu acar oğlanın omzunda kargayı gorur Hey gidi soysuz hey en sonunda beni buralara duşurdun! Neyse ben sıkıntı cekmedimama bu oğlanın katlanmadığı sıkıntı kalmadı Sen hic utanmaz mısın? diye bağırıp cağırmaya başlayınca padişah Aman sultanım ne oluyorsunuz? diye sorar Kız da Padişahım bu karga benim ozel hizmetcimdir bir gun beni kızdırdı ben de onu boyle karga kılığına sokup salıverdim Şimdi o da bana bu oyunu oynadı Neyse bana bir şey olmadı ama onun yuzunden bu delikanlının cekmediği kalmadı dedikten sonra kargayı tekrar insan kılığına sokar Karga bir iki silkindikten sonra bir kız olur ama guzelliği padişahın aldığı kızdan da pek aşağı kalmaz Neyse kız bunu artık affetmiş olduğu icin padişaha Şahım bu oğlanı kendine evlat edin bu kızı da ona verin deyince padişah onun bu isteğini yerine getirip oğlanı kendine evlat edinir kızı da ona nikahlayarak kırk gun kırk gece duğun ile evlendirir Onlar ermiş muradına biz cıkalım kerevetine