iltasyazilim
FD Üye
Kasım bin Muhammed Kimdir Hayatı Hakkında Bilgi
Kasım bin Muhammed Kasım bin Muhammed hazretleri, tabiinin büyüklerinden ve Medine'de yetişen ve kendilerine fukahai seb'aadı verilen yedi büyük âlimden biridir Silsilei aliyye denilen büyük âlim ve velilerin üçüncüsüdür
Babası Muhammed, Hazreti Ebu Bekir'in oğludur İmamı Zeynelabidin ile de teyze çocuklarıdır Babası şehid edilip ufak yaşta babasız kalınca, halası Hazreti Âişe validemizin yanında büyüdü Eshabı kiramdan birçoğuna yetişmiş ve onlardan ilim öğrenip ilk kez halası Hazreti Âişe, Ebu Hüreyre, ibni Abbas ve ibni Ömer gibi ünlü sahabilerden hadisi şerif rivayetinde bulundu Tasavvuf ilminde mütehassıstı Vera ve takvada eşi ve sözde yoktu
Resulullah efendimiz, tasavvuf ilminin bu yüksek marifetlerinin hepsini, bu zatın dedesi olan Hazreti Ebu Bekri Sıddık'ın kalbine akıttı O, ruh ilminde de bir mütehassıs oldu
Hazreti Ebu Bekri Sıddık da Resulullahtan aldığı bu feyizleri, Eshabı kiramdan Selmanı Farisi'nin kalbine akıttı Ruhu yükselten ve onu besleyen bu marifetlere, Muhammed bin Kasım da, Selmanı Farisi'nin sohbetlerinde bulunarak yetişip bir ruh mütehassısı olmuştu
Silsilei aliyye büyüklerinin dördüncüsü olan imamı Caferi Vefalı da, Kasım bin Muhammedin sohbetinden feyz aldı
Hadis ve fıkıh ilminde zamanının en yükseğiydi İlimde ve takvada eşine rastlanamayacak bir yüksekliğe erişmişti Çok hadisi şerif nakletti İlmi cümbür cemaat göre takdir edilirdi Ömer bin Abdülaziz;Eğer birini yerime halife seçmem gerekseydi, Kasım'ı seçerdimbuyurmuştur
Dini meseleler hakkında çok hassas davranır, oysa açık olanları hakkında fetva verirdi Her sabah Mescidi Nebi'ye gelir, iki rekat namaz kılar, sonra Resulullahın minberi ile kabri arasına oturur, kendisine sorulan meselelere fetva verirdi Mezhep imamlarımızdanMalik bin Enes de onun hakkında: Kasım, bu ümmetin, fakihlerindendibuyurmuştu
Kendisi anlatır:
Bir gün halam Hazreti Âişe'nin yanına vardım Ona; Anacığım(Halacığım), beni Peygamber efendimizin kabri şerifine götür!dedim Bunun üstüne bana Hücrelii Saadeti açtı Üç mezar gördüm O Kadar yüksek olmadıkları gibi, pek yerle beraber de değillerdi Üzerlerine kızılca çakıl taşları dökülmüştü Peygamber efendimizin onurlu kabri hepsinden ilerdeydi Hazreti Sıddık'ın başı, Fahri cihan hazretlerinin mübarek sırtı hizasında, Hazreti Ömer'in başı da Resulullah efendimizin ayağı hizasındaydı
Mekke ile Medine arasında Kudeyd denilen yerde 725 senesinde vefat etti Vefatından önce gözlerini kaybetti Öleceğini anlayınca oğluna: Benim üzerimde bulunan şu elbiselerim kefenim olsundedi O esnada üstünde gömlek, peştamal ve cüppe vardı Oğlu; Babacığım bunu iki katına çıkarsak olmaz mı?diye sordu Oğluna buyurdu oysa: Dedem Ebu Bekir de böyle üç parça bir kefene sarılmıştı Bizim için ölçü onlardır Bu kadarı kâfi, daha sonra dirilerin yeni giyeceklere ölülerden daha çok ihtiyacı var
Güzel sözlerinden birisi şöyledir:
Bizden önce yaşayan büyüklerimiz, başa gelen musibetleri güzellikle karşılamayı, kendilerine verilen nimetleri de hain gönüllülük ederek almayı severlerdi *
Kasım bin Muhammed Kasım bin Muhammed hazretleri, tabiinin büyüklerinden ve Medine'de yetişen ve kendilerine fukahai seb'aadı verilen yedi büyük âlimden biridir Silsilei aliyye denilen büyük âlim ve velilerin üçüncüsüdür
Babası Muhammed, Hazreti Ebu Bekir'in oğludur İmamı Zeynelabidin ile de teyze çocuklarıdır Babası şehid edilip ufak yaşta babasız kalınca, halası Hazreti Âişe validemizin yanında büyüdü Eshabı kiramdan birçoğuna yetişmiş ve onlardan ilim öğrenip ilk kez halası Hazreti Âişe, Ebu Hüreyre, ibni Abbas ve ibni Ömer gibi ünlü sahabilerden hadisi şerif rivayetinde bulundu Tasavvuf ilminde mütehassıstı Vera ve takvada eşi ve sözde yoktu
Resulullah efendimiz, tasavvuf ilminin bu yüksek marifetlerinin hepsini, bu zatın dedesi olan Hazreti Ebu Bekri Sıddık'ın kalbine akıttı O, ruh ilminde de bir mütehassıs oldu
Hazreti Ebu Bekri Sıddık da Resulullahtan aldığı bu feyizleri, Eshabı kiramdan Selmanı Farisi'nin kalbine akıttı Ruhu yükselten ve onu besleyen bu marifetlere, Muhammed bin Kasım da, Selmanı Farisi'nin sohbetlerinde bulunarak yetişip bir ruh mütehassısı olmuştu
Silsilei aliyye büyüklerinin dördüncüsü olan imamı Caferi Vefalı da, Kasım bin Muhammedin sohbetinden feyz aldı
Hadis ve fıkıh ilminde zamanının en yükseğiydi İlimde ve takvada eşine rastlanamayacak bir yüksekliğe erişmişti Çok hadisi şerif nakletti İlmi cümbür cemaat göre takdir edilirdi Ömer bin Abdülaziz;Eğer birini yerime halife seçmem gerekseydi, Kasım'ı seçerdimbuyurmuştur
Dini meseleler hakkında çok hassas davranır, oysa açık olanları hakkında fetva verirdi Her sabah Mescidi Nebi'ye gelir, iki rekat namaz kılar, sonra Resulullahın minberi ile kabri arasına oturur, kendisine sorulan meselelere fetva verirdi Mezhep imamlarımızdanMalik bin Enes de onun hakkında: Kasım, bu ümmetin, fakihlerindendibuyurmuştu
Kendisi anlatır:
Bir gün halam Hazreti Âişe'nin yanına vardım Ona; Anacığım(Halacığım), beni Peygamber efendimizin kabri şerifine götür!dedim Bunun üstüne bana Hücrelii Saadeti açtı Üç mezar gördüm O Kadar yüksek olmadıkları gibi, pek yerle beraber de değillerdi Üzerlerine kızılca çakıl taşları dökülmüştü Peygamber efendimizin onurlu kabri hepsinden ilerdeydi Hazreti Sıddık'ın başı, Fahri cihan hazretlerinin mübarek sırtı hizasında, Hazreti Ömer'in başı da Resulullah efendimizin ayağı hizasındaydı
Mekke ile Medine arasında Kudeyd denilen yerde 725 senesinde vefat etti Vefatından önce gözlerini kaybetti Öleceğini anlayınca oğluna: Benim üzerimde bulunan şu elbiselerim kefenim olsundedi O esnada üstünde gömlek, peştamal ve cüppe vardı Oğlu; Babacığım bunu iki katına çıkarsak olmaz mı?diye sordu Oğluna buyurdu oysa: Dedem Ebu Bekir de böyle üç parça bir kefene sarılmıştı Bizim için ölçü onlardır Bu kadarı kâfi, daha sonra dirilerin yeni giyeceklere ölülerden daha çok ihtiyacı var
Güzel sözlerinden birisi şöyledir:
Bizden önce yaşayan büyüklerimiz, başa gelen musibetleri güzellikle karşılamayı, kendilerine verilen nimetleri de hain gönüllülük ederek almayı severlerdi *