Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kavimlerin Helakı--1-- Nuh(a.s.) Tufanı

Kavimlerin Helakı--1-- Nuh(a.s.) Tufanı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Nuh Tufanı


Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi(Ankebut Suresi, 14)

Hemen her kültürde yer aldığını gördüğümüz Nuh Tufanı, Kuran'da anlatılan kıssalar arasında, üzerinde en çok durulanlardan biridir Hz Nuh'un gönderildiği kavmin uyarıları ve öğütleri dinlememeleri, gösterdikleri tepkiler ve olayın meydana gelişi birçok ayette detaylarıyla anlatılır
Hz Nuh, Allah'ın ayetlerinden uzaklaşarak O'na ortaklar koşan kavmini, sadece Allah'a kulluk etmeleri ve sapkınlıklarından vazgeçmeleri konusunda uyarmak amacıyla gönderilmişti Hz Nuh, kavmine Allah'ın dinine uymaları konusunda defalarca öğüt verdiği ve onları Allah'ın azabına karşı birçok kez uyardığı halde, onlar Hz Nuh'u yalanladılar ve şirk koşmaya devam ettiler Müminun Suresi'nde, Nuh Kavmi'nde gelişen olaylar şöyle anlatılıyor:

Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik Böylece kavmine dedi ki: 'Ey Kavmim, Allah'a kulluk edin O'nun dışında sizin başka ilahınız yoktur, yine de sakınmayacak mısınız?'
Bunun üzerine, kavminden inkâra sapmış önde gelenler dediler ki: 'Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir Size karşı üstünlük elde etmek istiyor Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz'
O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin
Rabbim' dedi (Nuh) 'Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et (Mü'minun Suresi, 2326)

Ayetlerde anlatıldığı gibi, kavminin önde gelenleri Hz Nuh'u, onlara karşı üstünlük elde etmeye çalışmak ve delilik gibi iftiralarla karalamaya çalıştılar Ve onu gözetlemeye, baskı altında tutmaya karar verdiler
Bunun üzerine Allah Hz Nuh'a, bir gemi inşa etmesini, çünkü inkar edip zulmedenlerin suda boğularak azaplandırılacağını ve yalnızcaiman edenlerin kurtarılacağını haber verdi
Sözü edilen azap vakti geldiğinde, yerden sular ve coşkun kaynaklar fışkırdı ve bunlar şiddetli yağmurlarla birleşerek dev boyutlu bir taşkına neden oldu Allah, Hz Nuh'a onun içine her ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş onlanlar dışında olan aileni de alıp koy(Mü'minun Suresi, 27) emrini verdi ve Hz Nuh'un gemisine binmiş olanlar dışında Hz Nuh'un, yakındaki bir dağa sığınarak kurtulacağını sanan oğluda dahil olmak üzere tüm kavim suda boğuldu Tufan sonucunda sular çekilip, ayetin ifadesiyle iş bitiverincede gemi, Kuran'da bildirildiğine göre, Cudi'ye yani yüksekçe bir yere oturdu
Yapılan arkeolojik, jeolojik ve tarihi çalışmalar olayın Kuran'da anlatıldığı şekilde meydana geldiğini göstermektedir Eski çağlarda yaşamış birçok uygarlığa ait tabletlerde ve elde edilen birçok tarihi belgede, tufan olayı, kişi ve yer isimleri farklılık gösterse de, çok büyük benzerliklerle anlatılmış ve sapkın bir kavmin başına gelenlerbir ibret kaynağı olarak çağdaşlarına sunulmuştur
Tufan olayı, Tevrat ve İncil'in dışında, Sümer, AsurBabil kayıtlarında, Yunan efsanelerinde, Hindistan'da Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, İngiltere'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, İskandinav Edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde birbirine çok benzer şekillerde anlatılır
Birbirinden ve Tufan bölgesinden hem coğrafi hem kültürel olarak bu kadar uzak kültürlerde, Tufan'la ilgili bu denli detaylı ve birbiriyle uyumlu bilgi nasıl yerleşmiş olabilir?
Sorunun cevabı açıktır: Eski dönemlerde birbirleriyle ilişki kurmuş olmaları imkansız olan bu toplumların yazıtlarında aynı olaydan bahsedilmesi, aslında bu insanların bir ilahi kaynaktan bilgi aldıklarını gösteren açık bir kanıt durumundadır Görünen odur ki, tarihin en büyük helak olaylarından biri olan Tufan, farklı uygarlıklara gönderilen peygamberler tarafından ibret için anlatılmış ve bu şekilde Tufan'la ilgili bilgiler çeşitli kültürlere yerleşmiştir
Bununla birlikte, Tufan olayı ve Nuh kıssası birçok kültürde ve dini kaynaklarda anlatılmasına rağmen, kaynakların tahrif edilmesi veya yanlış aktarma ve kasıtlar sebebiyle birçok değişikliğe uğramış, aslından uzaklaştırılmıştır Yapılan araştırmalardan, temelde aynı olayı anlatan ancak aralarında birtakım farklılıklar da bulunan Tufan anlatımları içinde, eldeki bilimsel bulgulara uygun yegane anlatım Kuran'dadır


Kuran'da Hz Nuh ve Tufan

Nuh Tufanı, Kuran'ın pek çok ayetinde anlatılır Aşağıda, olayın gelişim sırasına göre ayetler derlenmiştir

Hz Nuh'un, Kavmini Dine Davet Edişi

Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (toplumuna) gönderdik Dedi ki: 'Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım' (A'raf Suresi, 59)

'Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim Artık Allah'tan korkupsakının ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin' (Şuara Suresi, 107110)

Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik Böylece kavmine dedi ki: Ey Kavmim, Allah'a kulluk edin Onun dışında sizin başka ilahınız yoktur, yine de korkupsakınmayacak mısınız? (Müminun Suresi, 23)

Hz Nuh'un, Kavmini Allah'ın Azabına Karşı Uyarması

Hiç şüphesiz Biz Nuh'u: Kavmini, onlara acı bir azap gelmeden evvel uyarıp korkut diye kendi kavmine (Peygamber olarak) gönderdik (Nuh Suresi, 1)
(Nuh 'Artık siz, ileride bileceksiniz Aşağılatıcı azap kime gelecek ve sürekli azap kimin üstüne çökecek' (Hud Suresi, 39)

(Nuh 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım' (Hud Suresi, 26)

Kavmin Hz Nuh'u Yalanlaması

Kavminin önde gelenleri? 'Gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık' içinde görmekteyiz' dediler (A'raf Suresi, 60)

Dediler ki: 'Ey Nuh, bizimle çekişipdurdun, bu çekişmede ileri de gittin Eğer doğru söylüyorsan bize vadettiğini getir (görelim)' (Hud Suresi, 32)

Gemiyi yapmaktaydı Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu O: 'Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz' dedi (Hud Suresi, 38)

Bunun üzerine, kavminden küfre sapmış önde gelenler dediler ki: 'Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir Size karşı üstünlük elde etmek istiyor Eğer Allah (öne sürdüklerini) dilemiş olsaydı, muhakkak melekler indirirdi Hem biz geçmiş atalarımızdan da bunu işitmiş değiliz O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin' (Müminun Suresi, 2425)

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve 'delidir' dediler O, baskı altına alınıp engellenmişti (Kamer Suresi, 9)

Hz Nuh'a Uyanların Küçük Görülmeleri

Kavminden, ileri gelen inkarcılar: 'Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz Aksine, biz sizi yalancılar sanıyoruz' dedi' (Hud Suresi, 27)

Dediler ki: 'Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?' Dedi ki: 'Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız (anlarsınız) Ve ben mümin olanları kovacak değilim Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıkorkutucuyum' (Şuara Suresi, 111115)


Allah'ın Hz Nuh'a Üzülmemesini Hatırlatması

Nuh'a vahyedildi: 'Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme' (Hud Suresi, 36)

Hz Nuh'un Duaları

'Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar' (Şuara Suresi, 118)

Sonunda Rabbine dua etti: 'Gerçekten ben yenik düşmüş durumdayım Artık sen (bu kafir toplumdan) intikam al' (Kamer Suresi, 10)

(Nuh) Dedi ki: 'Rabbim, gerçekten ben kavmimi gece ve gündüz davet edip durdum Fakat benim davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı' (Nuh Suresi, 56)

'Rabbim' dedi (Nuh) 'Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et' (Müminun Suresi, 26)

Andolsun, Nuh Bize (dua edip) seslenmişti de ne güzel icabet etmiştik (Saffat Suresi, 75)

Geminin Yapılışı

Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et Zulme sapanlar konusunda da Bana hitapta bulunma Çünkü onlar sudaboğulacaklardır (Hud Suresi, 37)

Hz Nuh'un Kavminin Suda Boğularak Helak Olması

Onu yalanladılar Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da sudaboğduk Çünkü onlar kör bir kavimdi (A'raf Suresi, 64)

Sonra bunun ardından geride kalanları da sudaboğduk (Şuara Suresi, 120)

Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi' (Ankebut Suresi, 14)

Hz Nuh'un 'Oğlunun' da Helak Olması

Kuran'da, Tufan'ın başlangıcında Hz Nuh ile onun oğlu arasında geçen konuşma şöyle anlatılır:
(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzmekteyken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: 'Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kafirlerle birlikte olma' (Oğlu) Dedi ki: 'Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur' Dedi ki: 'Bugün Allah'ın emrinden, esirgeyen olandan başka bir koruyucu yoktur' Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu' (Hud Suresi, 4243)

Tufan'dan Müminlerin Kurtulmaları

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık (Şuara Suresi, 119)

Böylece Biz onu da gemi halkını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk (Ankebut Suresi, 15)

Tufan'ın Fiziksel Özellikleri

Biz, bardaktan boşanırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı birleşti Ve onu da tahtalar, çiviler (le inşa edilmiş gemi) üzerinde taşıdık (Kamer Suresi, 1113)

Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: 'Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle' Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti (Hud Suresi, 40)

(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) içinde yüzmekteyken Nuh, bir kenara çekilmiş olan oğluna seslendi: Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kafirlerle birlikte olma(Hud Suresi, 42)

Böylelikle Biz ona: Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardırdiye vahyettik (Müminun Suresi, 27)

Geminin Yüksekçe Bir Yere Oturması

Denildi ki: 'Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut' Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: 'Uzak olsunlar' denildi (Hud Suresi, 44)


Tufan Olayı'nın İbret Verici Olması

Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık; Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım Gerçeği belleyip kavrayabilen kullar da onu belleyip kavrasın (Hakka Suresi, 1112)

Allah'ın Hz Nuh'u Övmesi

Alemler içinde selam olsun Nuh'a Gerçekten Biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandı (Saffat Suresi, 7981)


Tufan Yerel Bir Afet miydi?

Nuh Tufanı'nın varlığını inkar edenler, bu iddialarına delil olarak dünya çapında bir tufanın varlığının imkansız olduğunu söylemektedirler Ayrıca böylesine bir tufanın gerçekleşmemiş olduğu iddiasını, inkarlarına bir gerekçe olması amacıyla da öne sürmektedirler
Oysa, Allah'ın indirdiği ve tahrif edilmemiş tek kutsal kitap olan Kuran'ı Kerim'de Tufan olayı, Tevrat ve çeşitli kültürlerde bahsedilen Tufan efsanelerinden çok daha farklı anlatılır Eski Ahit'in ilk beş kitabını oluşturan Muharref Tevrat, bu tufanın evrensel olduğunu ve tüm dünyayı kapsadığını söylemektedir Oysa Kuran'da böyle bir bilgi verilmez, aksine, ilgili ayetlerden Tufan'ın yöresel olduğu ve tüm dünyanın değil, Hz Nuh tarafından uyarılıpkorkutulan Nuh Kavmi'nin cezalandırıldığı anlaşılmaktadır
Tevrat'ın ve Kuran'ın Tufan anlatımlarına bakıldığında bu farklılık kolaylıkla görülebilmektedir Tarih içinde çeşitli tahrifatlara ve eklemelere maruz kalmış olan Tevrat, Tufan'ın başlangıcını şöyle açıklamaktadır:
Ve Rab gördü ki, yeryüzünde adamın kötülüğü çoktu, ve her gün yüreğinin düşünceleri ve kuruntuları ancak kötü idi Ve Rab yeryüzünde adamı yaptığına nadim oldu, ve yüreğinde acı duydu Ve Rab dedi: Yarattığım adamı, ve hayvanları, sürünenleri ve göklerin kuşlarını toprağın yüzü üzerinden sileceğim; çünkü onları yaptığıma nadim oldum Fakat Nuh, Rabbin gözünde inayet buldu (Tekvin, 6:58)
Oysa Kuran'da tüm dünyanın değil, sadece Nuh Kavmi'nin helak edildiği bildirilmektedir Tıpkı Ad Kavmi'ne gönderilen Hz Hud (Hud Suresi, 50) veya Semud Kavmi'ne gönderilen Hz Salih (Hud Suresi, 61) ve diğer peygamberler gibi Hz Nuh da yalnızca kendi kavmine gönderilmiştir ve Tufan da Nuh'un Kavmi'ni ortadan kaldırmıştır:

Andolsun, Biz Nuh'u Kavmi'ne gönderdik (Onlara) 'Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum Allah'tan başkasına kulluk etmeyin Ben size (gelecek olan) acıklı bir günün azabından korkmaktayım' dedi (Hud Suresi, 2526)

Helak olanlar Hz Nuh'un tebliğini dinlemeyen ve isyanda direten kavimdir Bu konudaki ayetler kesin bir anlatım ile açıklanmıştır:

Onu yalanladılar Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da sudaboğduk Çünkü onlar kör bir kavimdi (A'raf Suresi, 64)

Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk (A'raf Suresi, 72)

Ayrıca Kuran'da Allah, herhangi bir kavme elçi gönderilmedikçe, o kavmin helak edilmeyeceğini bildirmektedir Helak için, kavme uyarıcı korkutucu gelmiş olması ve bu uyarıcının yalanlanmış olması gerekmektedir Kasas Suresi'nde Allah şöyle buyurmaktadır:

Senin Rabbin, 'ana yerleşim merkezlerine' onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz (Kasas Suresi, 59)

Kendisine uyarıcı gönderilmeyen bir kavmin helak edileceği Kuran'da bildirilmektedir Bir uyarıcı olan Hz Nuh ise sadece kendi kavmine gönderilmiştir Bu sebeple Allah, uyarıcı gönderilmemiş olan kavimleri değil, sadece Hz Nuh'un Kavmi'ni helak etmiştir
Kuran'daki bu ifadelerden Nuh Tufanı'nın tüm dünyayı kaplayan değil, yöresel bir felaket olduğu anlaşılmaktadır Ayrıca Tufan'ın gerçekleştiği düşünülen arkeolojik bölgede yapılan ve birazdan inceleyeceğimiz kazılar da, Tufan'ın tüm dünyayı kaplayan evrensel bir olay değil, Mezopotamya'nın bir bölümünü etkisi altına almış olan çok geniş bir afet olduğunu göstermektedir


Gemiye Bütün Hayvanlar Alındı mı?

Kitabı Mukaddes yorumcuları, Hz Nuh'un yeryüzündeki tüm hayvan türlerini gemiye aldığına ve hayvan neslinin Hz Nuh sayesinde yok olmaktan kurtulduğuna inanırlar Bu inanışa göre yeryüzündeki tüm hayvanlar toplanmış ve gemiye yerleştirilmiştir
Bu iddiayı savunanlar elbette birçok açıdan çok zor duruma düşmektedirler Gemiye alınan hayvan türlerinin nasıl beslendikleri, gemide nasıl istiflendikleri, birbirlerinden nasıl tecrit edildikleri gibi soruların cevaplanması elbette mümkün değildir Dahası, farklı kıtalara has hayvanların nasıl toplandığı da merak konusudur; kutuplardaki memeliler, Avustralya'daki kangurular veya Amerika'ya has bizonlar gibi Ayrıca insan için son derece tehlikeli olan yılan, akrep gibi zehirli olanların ve vahşi hayvanların nasıl yakalandığı, Tufan'a kadar bunların kendi doğal ortamlarının dışında nasıl yaşatılabildiği gibi sorular da birbirini izlemektedir
Ancak bunlar tahrif edilmiş Tevrat'ta yer alan ve açıklama getirilemeyen izahlardır Kuran'da ise, yeryüzündeki tüm hayvan türlerinin gemiye alındığına dair bir açıklama bulunmamaktadır Daha önce belirttiğimiz gibi Tufan belirli bir bölgede gerçekleşmiştir Bu nedenle gemiye alınan hayvanlar, Nuh Kavmi'nin bulunduğu bölgede yaşayanlar olmalıdır
Ancak sadece o bölgede yaşayan tüm hayvan türlerinin bile biraraya getirilmesinin mümkün olmadığı açıktır Hz Nuh'un ve çok az sayıda oldukları belirtilen müminlerin (Hud Suresi, 40) çevrelerindeki yüzlerce hayvan türünden çiftler topladıklarını düşünmek de zordur Yaşadıkları bölgedeki hayvanlardan sadece böcek türlerinin toplanması bile mümkün değildir; hem de erkek dişi ayrımı yaparak! Bu nedenle, toplanan hayvanların rahatlıkla yakalanıp himaye edilebilecek ve özellikle de insanlara yarar sağlayacak evcil hayvanlar olduğu düşünülebilir Buna göre, Hz Nuh muhtemelen, inek, koyun, at, tavuk, horoz, deve ve benzeri hayvanları gemiye almış olabilir Çünkü Tufan nedeniyle canlılığını büyük ölçüde yitirmiş olan bölgede yeni kurulacak hayat için gerekli olan temel hayvanlar bunlardır
Burada önemli olan nokta şudur: Allah'ın Hz Nuh'a verdiği hayvanları toplama emrindeki hikmetlerden biri, hayvanların neslini korumaktan çok, Tufan sonrasında kurulacak yeni yaşama gerekli olan hayvanların toplanması olabilir Çünkü Tufan yerel olduğu için hayvanların soylarının tükenmesi söz konusu olamaz Nasıl olsa Tufan'dan sonra zamanla diğer bölgelerden hayvanlar bu bölgeye göç edip bölgeyi eski canlılığına getireceklerdir Önemli olan Tufan'dan hemen sonra bölgede kurulacak yaşamdır ve toplanan hayvanlar temelde bu amaçla toplanmış olmalıdırlar


Sular Ne Kadar Yükseldi?

Tufan hakkındaki bir başka tartışma ise, suların dağları kaplayacak kadar yükselip yükselmediği konusundadır Bilindiği gibi Kuran'da, geminin Tufan sonrası Cudiye oturduğu bildirilmektedir Cudikelimesi kimi zaman özel bir dağ ismi olarak alınır, oysa kelime Arapça'da yüksekçe yertepeanlamına gelmektedir Dolayısıyla Kuran'da Cudinin, özel bir dağ ismi olarak değil, sadece geminin yüksekçe bir mekana oturduğunu anlatmak için kullanılmış olabileceği göz ardı edilmemelidir Ayrıca cudi kelimesinin bu anlamından, suların belirli bir yüksekliğe eriştiği, ama yine de büyük dağların seviyesine kadar yükselmemiş olduğu da çıkarılabilir Yani Tufan Tevrat'ta anlatıldığı gibi tüm yeryüzünü ve yeryüzündeki tüm dağları yutmamış, sadece belirli bir bölgeyi kaplamış olmalıdır


Nuh Tufanı'nın Yeri

Nuh Tufanı'nın gerçekleştiği yer olarak Mezopotamya Ovası gösterilir Bu bölgede tarihte bilinen en eski ve en gelişmiş uygarlıklar kurulmuştur Ayrıca bu bölge, Dicle ve Fırat Nehirleri'nin ortasında yer alması sebebiyle, coğrafi olarak büyük bir su baskınına uygun bir zemin teşkil etmektedir Tufan'ın etkisini artıran sebeplerden birisi, büyük bir ihtimalle, bu iki nehrin yataklarından taşıp bölgeyi etkisi altına almış olmasıdır
Bu bölgenin Tufan'ın gerçekleştiği yer olarak kabul edilmesinin ikinci bir sebebi de tarihseldir Bölgedeki birçok medeniyetin kayıtlarında, aynı dönemde yaşanmış bir Tufan'ı anlatan çok sayıda belge ortaya çıkarılmıştır Nuh Kavmi'nin helak edilmesine tanık olan bu medeniyetler, bu felaketin oluş biçimini ve sonuçlarını tarihsel kayıtlara işleme ihtiyacı hissetmiş olmalıdırlar Tufan'ı anlatan efsanelerin çoğunluğunun Mezopotamya kökenli olduğu da bilinmektedir En önemlisi de arkeolojik bulgulardır Bunlar, bu bölgede gerçekten de büyük bir su baskınının meydana geldiğini göstermektedir Bu su baskını, ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz gibi, bölgede bulunan uygarlığın bir süre için duraksamasına neden olmuştur Yapılan kazılarda böylesine büyük bir felaketin açık izleri toprağın altından çıkartılmıştır
Mezopotamya bölgesinde yapılan kazılardan anlaşıldığına göre, bu bölge tarih içinde birçok kez seller ve Dicle, Fırat Nehirleri'nin taşması sonucu meydana gelen felaketlerle yüz yüze gelmiştir Örneğin, MÖ 2000 civarında Mezopotamya'nın tam güney kısmında bulunan büyük Ur kentinin hükümdarı olan İbbis'in zamanındaki bir yıl, gökle yer arasındaki sınırları yok eden bir Tufan sonrası1 şeklinde tanımlanmaktadır MÖ 1700'lerde Babilli Hammurabi zamanında bir yıl da Eşnunna kentinin bir selle yıkılmasıolayıyla tanımlanmaktadır
MÖ 10 yüzyılda hükümdar Nabumukinapal zamanında Babil şehrinde bir su baskını gerçekleşmiştir2 Milattan sonra 7, 8, 10, 11 ve 12 yüzyıllarda da bölgede önemli su baskınları vuku bulmuştur 20 yüzyılda 1925, 1930 ve 1954 yıllarında da bu meydana gelmiştir3 Anlaşılan odur ki bölge, her zaman için bir sel felaketine açıktır ve Kuran'da belirtildiği gibi büyük çaplı bir selin tüm bir kavmi yok etmesi açıkça mümkündür


Tufan'ın Arkeolojik Delilleri

Kuran'da helak edildiği haber verilen kavimlerin birçoğunun izlerine günümüzde rastlanılması oldukça dikkat çekicidir Arkeolojik verilerden anlaşılmaktadır ki, bir kavmin ortadan kaybolması ne kadar ani olursa, buna ait bulgu elde edilmesi şansı da o kadar fazla olmaktadır
Bir uygarlığın birdenbire ortadan kalkması durumunda ki bu bir doğal felaket, ani bir göç veya bir savaş sonucu olabilir bu uygarlığa ait izler çok daha iyi korunmaktadır İnsanların içinde yaşadıkları evler ve günlük hayatta kullandıkları eşyalar, kısa bir zaman içinde toprağın altına gömülmektedir Böylece bunlar, uzunca bir süre insan eli değmeden saklanmakta ve gün ışığına çıkartılmalarıyla geçmişteki yaşam hakkında önemli ipuçları sunmaktadırlar
İşte Nuh Tufanı'yla ilgili birçok delilin günümüzde ortaya çıkarılması bu sayede olmuştur MÖ 3000 yılları civarında gerçekleştiği düşünülen Tufan, tüm bir uygarlığı bir anda yok etmiş ve bunun yerine tamamen yeni bir uygarlık kurulmasını sağlamıştır Böylece Tufan'ın açık delilleri, bizlerin ibret alması için binlerce yıl boyunca korunmuştur
Mezopotamya Ovası'nı etkisi altına alan Tufan'ı araştırmak için yapılmış birçok kazı vardır Bölgede yapılan kazılarda başlıca dört şehirde büyük bir tufan sonucu gerçekleşmiş olabilecek sel felaketinin izlerine rastlanmıştır Bu şehirler Mezopotamya Ovası'nın önemli şehirleri Ur, Uruk, Kiş ve Şuruppak'tır
Bu şehirlerde yapılan kazılar, bunların tümünün MÖ 3000'li yıllar civarında bir sele maruz kaldıklarını göstermektedir
Önce Ur şehrinde yapılan kazıları ele alalım
Günümüzde TelEl Muhayer olarak isimlendirilen Ur şehrinde yapılan kazılarda ele geçirilen medeniyet kalıntılarının en eskisi MÖ 7000'li yıllara kadar uzanmaktadır İnsanların ilk uygarlık kurdukları yerlerden birisi olan Ur şehri, tarih boyunca birçok medeniyetin birbiri ardına gelip geçtiği bir yerleşim bölgesi olmuştur
Ur şehrinde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan arkeolojik bulgular, buradaki medeniyetin çok büyük bir sel felaketi sonunda kesintiye uğradığını, daha sonra zaman içinde tekrar yeni uygarlıkların meydana çıkmaya başladığını göstermektedir Bu bölgede ilk kazıyı yapan kişi, British Museum'dan R H Hall'dür Hall'den sonra kazıyı yürütme görevini devralan Leonard Woolley, British Museum ve Pennsylvania Üniversitesi tarafından ortaklaşa yürütülen bir kazı çalışmasına da başkanlık etmiştir Woolley'in yürüttüğü ve dünya çapında büyük sansasyon yaratan kazı çalışmaları 1922'den 1934 yılına kadar sürdürülmüştür
Sir Woolley'in kazıları Bağdat ile Basra Körfezi arasındaki çölün ortalarında gerçekleşti Ur şehrinin ilk kurucuları, Kuzey Mezopotamya'dan gelmiş olan ve kendilerine Ubaidyenismini veren bir halktı Bu halka dair bilgi elde etmek için detaylı kazılar başlatıldı Reader's Digest dergisinde Woolley'in kazıları şöyle anlatılıyor:
Kazı yapılan bölgede, derine inildikçe çok önemli bir buluntu ortaya çıkarılmıştı; bu, Ur şehrinin krallar mezarlığıydı Araştırmacılar Sümer krallarının ve soyluların gömülmüş olduğu bu mezarlıkta birçok efsanevi sanat eserlerine rastladılar Miğferler, kılıçlar, müzik aletleri, altından ve kıymetli taşlardan yapılmış sanat yapıtları Bunlardan çok daha önemli olan başka şeyler de vardı; kil tabletlere hayret verici bir ustalık ve beceriyle, yüksek bir teknikle pres edilmiş tarihsel kayıtlar Araştırmacılar, Ur'da kral listelerindeki aynı adları taşıyan yazılar bulmuş, hatta bunların arasında Ur'un ilk krallık ailesini kuran kişinin adına rastlamıştı Woolley, mezarlığın ilk Ur Hanedanlığı'ndan önce başladığı neticesine vardı Bu nedenle, son derece gelişmiş bir medeniyetin ilk hanedandan daha önceleri var olduğu sonucuna vardı
Kanıtın iyice incelenmesinden sonra Woolley kazıyı daha derinlere, mezarların altına doğru ilerletmeye karar verdi İşçiler çamur olmuş tuğlaların içinden bir metre kadar derine daldılar ve çanak çömlekleri çıkarmaya başladılar Ve sonra birdenbire herşey durduWoolley böyle yazıyordu Artık ne çanak, ne çömlek, ne kül vardı, yalnız suyun getirdiği temiz çamur
Woolley kazıya devam etti, iki buçuk metre kadar temiz kil tabakasından geçilerek derine dalındı ve sonra birdenbire işçiler, tarihçilerin son Taş Devri kültürü olarak isimlendirdiği bu devrin insanları tarafından yapılmış zımpara taşından aletler ve çanak çömlek parçalarına rastladılar Çamur iyice temizlenince altında kalmış bir medeniyet ortaya çıktı Bu durum, bölgede büyük bir su baskınının meydana geldiğini gösteriyordu Ayrıca mikroskobik analiz, temiz kilden kalın bir katmanın, eski Sümer uygarlığını yok edecek kadar büyük bir tufan tarafından buraya yığılmış olduğunu gösteriyordu Gılgamış Destanı ile Nuh'un öyküsü, Mezopotamya Çölü'nde kazılan bir kuyuda ortak bir kaynakta birleşmiş oluyordu4
Ayrıca Max Mallowan kazıyı yürüten Leonard Woolley'in düşüncelerini şöyle aktarıyordu:
Woolley, tek bir zaman diliminde oluşmuş böylesine büyük bir mil kütlesinin sadece çok büyük bir sel felaketinin sonucu olabileceğini belirterek; Sümer Ur'u ile AlUbaid'in boyalı çanak çömlek kullanan halkı tarafından kurulan kenti ayıran sel tabakasını, efsanevi Tufan'ın kalıntıları olarak tanımladı5
Bu veriler, Tufan'ın etkilediği yerlerden birinin Ur şehri olduğunu gösteriyordu Alman arkeolog Werner Keller de söz konusu kazının önemini şöyle ifade etmişti: Mezopotamya'da yapılan arkeolojik kazılarda balçıklı bir tabakanın altından şehir kalıntılarının çıkması burada bir sel olduğunu ispatlamış oldu6
Tufan'ın izlerini taşıyan bir başka Mezopotamya şehri ise günümüzde Tel ElUhaymer olarak isimlendirilen, Sümerlilerin Kiş şehridir Eski Sümer kayıtlarında, bu şehir Büyük Tufan'dan sonra başa geçen ilk hanedanlığın başkentiolarak nitelendirilmektedir7
Günümüzde Tel ElFara olarak adlandırılan Güney Mezopotamya'daki Şuruppak kenti de Tufan'ın açık izlerini taşımaktadır Bu kentteki arkeolojik çalışmalar 19201930 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi'nden Erich Schmidt tarafından yürütüldü Kazılarda MÖ 30002000 yılları arasında var olan bir uygarlığın doğuşu ve gelişmesi değişik tabakalarda rahatlıkla izlenebiliyordu Çivi yazılı kayıtlardan anlaşılan oydu ki, bu bölgede MÖ 3000'li yıllarda, kültürel olarak oldukça gelişmiş bir halk yaşıyordu8
Asıl önemli nokta ise, bu şehirde de MÖ 30002900 yılları civarında büyük bir sel felaketinin gerçekleştiğinin anlaşılmasıydı Schmidt'in çalışmalarını anlatan Mallowan şöyle diyor:
Schmidt 45 metre derinlikte kil ve kum karışımı sarı topraktan bir tabakaya erişti (bu tabaka selle beraber oluşmuştu) Bu tabaka, höyük kesitine göre ova seviyesine yakın bir düzeyde yer alıyordu ve höyüğün her yerinde izlenebiliyorduCemdet Nasr dönemini Eski Krallık döneminden ayıran kil ve kum karışımı tabakayı Schmidt tamamen nehir kökenli bir kumolarak tanımlayarak Nuh Tufanı ile ilişkilendirdi9
Kısacası Şuruppak kentinde yapılan kazılarda da yaklaşık MÖ 30002900 yıllarına rastgelen bir selin kalıntıları ortaya çıkartılmıştı Diğer şehirlerle beraber Şuruppak kenti de muhtemelen Tufan'dan etkilenmişti10
Tufan'dan etkilendiğine dair elde kanıtlar olan son yerleşim birimi, Şuruppak'ın güneyinde yer alan ve günümüzde Tel ElVarka olarak isimlendirilen Uruk kentidir Bu kentte de diğerleri gibi bir sel tabakasına rastlanmıştır Bu sel tabakası da, MÖ 30002900'li yıllarla tarihlendirilmektedir11
Bilindiği gibi Dicle ve Fırat Nehirleri Mezopotamya'yı boydan boya kesmektedir Anlaşılan odur ki, olay anında, bu iki nehir ve irili ufaklı bütün su kaynakları taşmış, bunlar yağmur sularıyla birleşerek büyük bir su baskını oluşturmuşlardır Kuran'da bu olayı Allah şöyle bildirmektedir:

Biz de 'bardaktan boşanırcasına akan' bir su ile göğün kapılarını açtık Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti (Kamer Suresi, 1112)

Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık (Hakka Suresi, 11)

Aslında felaketin gerçekleşmesine neden olan öğeler tek tek ele alındığında hepsi gayet doğal olaylardır Tüm bu olayların aynı anda olması ve Hz Nuh'un da kavmini böyle bir felaket için uyarması, olayın mucizevi yönünü oluşturur
Yapılan çalışmalar sonucu elde edilen ipuçları değerlendirildiğinde Tufan'ın oluştuğu alanın boyutlarının yaklaşık olarak doğudan batıya (genişlik) 160 km, kuzeyden güneye (boy) 600 km olduğu ortaya çıkmaktadır Bu tespit de, Tufan'ın tüm Mezopotamya Ovası'nı kapladığını göstermektedir Tufan'ın izlerini taşıyan Ur, Uruk, Şuruppak ve Kiş şehirleri dizilimini incelediğimiz zaman bunların bir hat üzerinde yer aldığını görürüz Öyleyse Tufan, bu dört şehri ve çevresini etkilemiş olmalıdır Ayrıca MÖ 3000'li yıllarda Mezopotamya Ovası'nın coğrafi yapısının günümüzdekinden daha farklı olduğunu söylemek gerekir O devirlerde Fırat Nehri'nin yatağı, bugünküne göre daha doğuda bulunmaktaydı; bu akış rotası da Ur, Uruk, Şuruppak ve Kiş'ten geçen bir hatta denk geliyordu Kuran'da belirtilen yeryüzü ve gökyüzü pınarlarının açılmasıyla, anlaşıldığına göre, Fırat Nehri taşmış ve yukarıda belirtilen bu dört şehri yerle bir ederek yayılmıştı


Tufan'dan Söz Eden Din ve Kültürler

Hak dini tebliğ eden peygamberlerin ağzından hemen her kavme duyurulmuş olan Tufan, zamanla çeşitli dejenerasyon ve eklemelerle karıştırılarak, sözü edilen toplumların efsaneleri haline dönüştürülmüştür
Allah, Nuh Tufanı'nı, insanlara bir ibret ve ders konusu teşkil etmesi için farklı toplumlara gönderdiği peygamberler ve kitaplar yoluyla aktarmıştır Ancak her defasında metinler orijinalinden uzaklaştırılmış ve Tufan anlatımlarına mistik, mitolojik öğeler katılmıştır Arkeolojik bulgularla uyuşan ve onları tasdik eden tek kaynak ise Kuran'dır Bunun tek nedeni Allah'ın Kuran'ı en ufak bir değişikliğe uğramadan korumuş olması ve aslının bozulmasına izin vermemesidir Kuran, hiç şüphesiz zikri (Kuranı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da Biziz(Hicr Suresi, 9) hükmüne göre, Allah'ın özel koruması altındadır
Kitabımızın Tufan'la ilgili son kısmında olayın oldukça bozulmuş olmakla birlikte çeşitli kültürlerde, ayrıca Tevrat ve İncil'de nasıl yer aldığını inceleyeceğiz


Tevrat'ta Nuh Tufanı

Hz Musa'ya indirilmiş hak kitap olan Tevrat, bilindiği gibi zamanla orijinalliğini yitirmiş, bazı kısımları Yahudi toplumunun önde gelenleri tarafından değiştirilmiştir Hz Musa döneminden sonra İsrailoğulları'na gönderilen peygamberlerin bildirdikleri de aynı sona uğramış ve tahrif edilmiştir Dolayısıyla orijinalliğini kaybetmiş olan Muharref Tevratın bu özelliği, bizim ona bir kutsal kitaptan çok, bir tarih kitabı gibi bakmamızı gerektirir Nitekim M Tevrat'ın bu yapısı ve barındırdığı çelişkiler, bazı bölümlerinde Kuran ile paralellikler içermekle birlikte, Nuh Kıssası'nda da kendini gösterir
Tevrat'a göre, Allah, Hz Nuh'a yeryüzünün zorbalıklarla dolu olması sebebiyle, inananların dışındaki tüm insanların yok edileceğini bildirir Bunun için kendisine gemi yapmasını emreder ve gemiyi nasıl yapacağını etraflıca tarif eder Ayrıca, gemiye ailesiyle beraber üç oğlunu ve onların üç karısını ve tüm canlılardan ikişer adet ve birtakım yiyeceklerden de almasını söyler
Yedi gün sonra Tufan vakti geldiğinde, yerin bütün kaynakları yarılmış, göklerin pencereleri açılmış ve büyük bir sel ortaya çıkmıştır Bu kırk gün, kırk gece devam etmiştir Gemi, bütün yüksek yerleri ve dağları örten sular üzerinde yüzmüştür Böylece Hz Nuh ile beraber gemide olanlar kurtulmuşlar, geride kalanlar ise Tufan'ın sularına kapılıp gitmiş ve boğularak ölmüşlerdir 40 gün 40 gece süren Tufan'dan sonra yağmurlar kesilmiş ve bundan 150 gün sonra sular alçalmaya başlamıştır
Bunun üzerine gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat (Ağrı) Dağları üzerine oturur Hz Nuh, suların iyice çekilip çekilmediğini anlamak için birkaç defa güvercin yollar ve sonunda güvercin geri dönmeyince suların iyice çekildiği anlaşılır Bunun üzerine Allah Hz Nuh'a yeryüzüne yayılmaları için gemiden çıkmalarını söyler
Tevrat'ta yer alan Nuh Tufanı ile ilgili bazı bölümler şöyledir:
Ve Allah Nuh'a dedi: Önüme bütün beşerin sonu geldi; çünkü onların sebebiyle yeryüzü zorbalıkla doldu, ve işte, Ben onları yeryüzü ile beraber yok edeceğim Kendine gofer ağacından bir gemi yap; Ve Ben, işte Ben, göklerin altında kendisinde hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü üzerine sular tufanı getiriyorum; yeryüzünde olanların hepsi ölecektir Fakat seninle ahdimi sabit kılacağım; ve sen ve seninle beraber oğulların, ve senin karın ve oğullarının karıları gemiye gireceksiniz Ve seninle beraber sağ kalmak için her yaşayan, bütün beden sahibi olanlardan, her nevinden ikişer olarak gemiye getireceksin; erkek ve dişi olacaklar Ve Nuh Allah'ın kendisine emrettiği herşeye göre yaptı; öyle yaptı (Tekvin, 61322)
Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat dağları üzerine oturdu (Tekvin, 8119)
Bütün yeryüzü üzerinde zürriyetlerinin sağ kalması için, kendine her temiz hayvandan, erkek ve onun dişisi olarak yedişer ve temiz olmayan hayvanlardan, erkek ve onun dişisi olarak ikişer (Tekvin, 7124)
Ve ahdimi sizinle sabit kılacağım, ve bütün beşer artık tufanın suları ile kesilmeyecektir, ve yeryüzünü helak etmek için artık tufan olmayacaktır (Tekvin, 911)
Muharref Tevrat'a göre, tüm dünyayı kaplayan bir Tufan'la yeryüzünde olanların hepsi ölecektirhükmü gereği, tüm insanlar cezalandırılmış, Tufan sonrasında yaşayan yegane insanlar Hz Nuh ile gemiye binenler olmuştur


İncil'de Nuh Tufanı

Bugün elimizde var olan İncil de zaman içerisinde tahrif edilmesi dolayısıyla gerçek anlamda İlahi bir kitap değildir Nitekim Yeni Ahit, Hz İsa'nın sözlerini ve eylemlerini içeren, onun göğe yükselişinden 30 ila 50 yıl sonra, onu hiç görmemiş ya da bir süre yanında bulunmuş kişiler tarafından yazılmış dört İncille başlar; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna Bu dört İncil arasında çok belirgin çelişkiler vardır, özellikle Yuhanna İncili, birbirlerine büyük ölçüde paralel olan diğer üçünden (Snoptik İnciller) çok farklıdır Yeni Ahit'in diğer kitapları ise Hz İsa'dan sonra onun havarilerinin yaptıkları işleri anlatan ve havariler veya Tarsuslu Pavlus (sonradan Aziz Paul) tarafından yazılan mektuplardan oluşur
Dolayısıyla bugünkü İncil de ilahi bir metin değil, bir tarih kitabı niteliğindedir
İncil'e göre Nuh Peygamber sapkın ve itaatsiz kavme gönderilmiş, ancak kavmi ona uymayıp sapkınlıklarına devam etmiştir Bunun üzerine Allah Tufan ile inkar edenleri yakalamış, Nuh Peygamberi ve inananları gemiye bindirip kurtarmıştır Konuyla ilgili bazı İncil bölümleri şöyledir:
Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak Nuh'un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak (Matta, 243739)
Tanrı, eski dünyayı da esirgemedi Ama Tanrısızların dünyası üzerine tufanı gönderdiği zaman, doğruluk yolunu bildiren Nuh'u ve yedi kişiyi daha korudu (II Petrus, 25)
Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de öyle olacak Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı Sonra tufan gelip hepsini yok etti (Luka, 172627)
Ne var ki göklerin, çok önceden Tanrı'nın sözüyle var olduğunu ve yerin su aracılığıyla sudan şekillendiğini kasıtlı olarak unutuyorlar O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu (II Petrus 356)


Tufan'la İlgili Diğer Kültürlerdeki Bilgiler

Sümerlere göre, Enlil isimli bir tanrı, diğer tanrıların insanlığı yok etmeye karar verdiklerini, kendisinin de onları kurtarmaya niyetli olduğunu insanlara açıklar Olayın kahramanı Sippar kentinin sofu kralı Ziusudra'dır Tanrı Enlil, Ziusudra'ya Tufan'dan kurtulmak için ne yapması gerektiğini anlatır Metnin kayığın yapılışını anlatan parçası yitiktir, ancak böyle bir parçanın varlığı, Tufan'ın gelip, Ziusudra'nın nasıl kurtulduğunu anlatan bölümlerinden anlaşılmaktadır Tufan'ın Babilonya versiyonuna dayanılarak, olayın eksiksiz Sümer versiyonunda, Tufan'ın nedeni ve kayığın yapılışı hakkında çok daha doyurucu ayrıntının bulunduğu sonucuna varılabilir
Sümer ve Babil kayıtlarına göre, Xisuthros ya da Khasisatra, ailesi, arkadaşları, kuşlar ve hayvanlarla birlikte 925 metre uzunluğunda bir gemiyle Tufan'dan kurtulmuşlardır Sular göğe doğru uzandı, okyanuslar kıyıları örttü ve nehirler yataklarından taştıdenir Gemi daha sonra Gordiyen Dağı'na oturmuştur
AsurBabil kayıtlarına göre ise Ubaratutu ya da Khasisatra, ailesi, uşakları, sürüleri ve vahşi hayvanlarla birlikte 600 kübit uzunluğunda, 60 kübit yüksekliğinde ve genişliğinde bir tekneyle kurtulmuştur Tufan 6 gün 6 gece sürmüştür Gemi Nizar Dağı'na gelince uçurulan güvercin dönmüş ama karga dönmemiştir
Bazı Sümer, Asur ve Babil kayıtlarına göre de, Utnapishtim, ailesiyle birlikte 6 gün 6 gece süren Tufan'ı atlatmışlardır: Yedinci gün Utnapishtim dışarı baktı Herşey çok sessizdi İnsanoğlu tekrar çamura dönmüştüdiye anlatılır Gemi Nizar Dağı'nda karaya oturunca Utnapishtim bir güvercin, bir karga ve bir de kırlangıç gönderir Karga cesetleri yemek için kalır, fakat diğer iki kuş geri dönmez
Hindistan'ın Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, adı geçen Manu, Rishiz ile birlikte Tufan'dan kurtulmuştur Efsaneye göre Manu'nun yakalayıp yaşamını bağışladığı bir balık birdenbire büyüyüp, bir gemi inşa edip boynuzlarına bağlamasını söylemiştir Balık gemiyi dev dalgaların üzerinden aşırıp, kuzeye, Himavat Dağı'na çıkarmıştır
Britanya'nın Galler yöresi efsanelerine göre, Dwyfan ve Dwyfach büyük felaketten bir gemiyle kurtulmuşlardır Dalgalar Gölü adı verilen Llynllion'un patlaması sonucu oluşan korkunç seller durulunca, Dwyfan ve Dwyfach yeniden Britanya Halkını oluşturmaya başlarlar
İskandinav Edna efsaneleri Bergalmer ile eşinin büyük bir tekneyle Tufan'dan kurtulduğunu anlatır
Litvanya efsanelerinde ise birkaç çift insanın ve hayvanın yüksek bir dağın tepesinde bir kabuğun içinde barınarak kurtuldukları anlatılır 12 gün 12 gece süren rüzgarlar ve seller yüksek dağa erişip oradakileri de yutacağı zaman, Yaratıcı onlara dev bir ceviz kabuğu atar Dağdakiler ceviz kabuğu ile yolculuk yaparak felaketten kurtulurlar
Çin kaynaklı öyküler Yao adında birisinin 7 kişiyle birlikte, ya da Fa Li, eşi ve çocuklarıyla birlikte bir yelkenliyle sel ve depremlerden kurtulduğu anlatır Dünya paramparça oldu Sular fışkırıp her tarafı kapladıdiye söylenir Sonunda sular çekilir
Tüm bu bilgiler bizlere somut bir gerçeği göstermektedir Tarihte her topluluğa İlahi vahyin mesajı ulaşmıştır ve bu sayede de pek çok toplum Nuh Tufanı ile ilgili bilgileri öğrenmiştir Ancak insanların İlahi vahyin özünden uzaklaşmalarıyla birlikte Tufan ile ilgili bilgiler de çeşitli değişikliklere uğramış, efsanelere ve mitolojiye dönüşmüştür
Hz Nuh'un ve onun inkarcı kavminin gerçek hikayesini öğrenebileceğimiz yegane kaynak ise, İlahi vahyin bozulmamış tek kaynağı olan Kuran'dır
Kuran'ın bu özelliği, yalnızca Nuh Tufanı değil, başka tarihsel olaylar ve kavimler hakkında da doğru bilgileri edinmemizi sağlar İlerleyen bölümlerde bu gerçek bilgileri araştırmaya devam edeceğiz
Harun Yahya'nın Kavimlerin Helakı Kitabından Alıntıdır
 

Similar threads

Hz NUH’UN GEMİSİ Adem Tatlı Hz NUH’UN GEMİSİ Prof Dr Âdem Tatlı NUH’UN GEMİSİ deyince hemen Nuh Tufanı hatırlanır ve arkasından da bir takım sorular gelir: Nuh Tufanı bütün yer yüzünü kaplamış mıdır? Nuh Aleyhisselâm, gemiye koyduğu her canlı çiftini nasıl temin etmiştir? Tufan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
85
H Z NUH AS Hz Nuh, İdris aleyhisselamın göğe çıkarıldıktan sonra azan insanlara peygamber olarak gönderildi İnsanlar putlara tapmaya başladı Cenabı Hak bunun için Nuh aleyhisselamı peygamber olarak gönderdi O zaman 50 yaşında idi Yıllarca insanları dine davet etti, putlara tapınmaktan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
117
Nuh Tufanının Tarihi, Nuh Tufanı Hakkında Bilgi Nuh Tufanı'nın Arkeolojik Delilleri Kuran'ın oldukca buyuk bir bolumunu oluşturan gecmiş kavimlerin haberleri kuşkusuz uzerinde duşunulmesi gereken konulardan biridir Bu kavimlerin coğu, kendilerine gonderilen peygamberleri yalanlamış...
Cevaplar
0
Görüntüleme
114
Nuh Tufanı hakkında bilgi, Hz Nuh Tufanı Nuh aleyhisselam, İdris aleyhisselam'dan sonra gelen peygamberdir Hz Nuh, Idris aleyhisselamin goge cikarildiktan sonra azan insanlara peygamber olarak gonderildi Insanlar putlara tapmaya basladi Cenabi Hak bunun icin Nuh aleyhisselami...
Cevaplar
0
Görüntüleme
118
Nuh Tufanı Kavimlerin helakı Kavim Helakı Kuran'da helak edildiği haber verilen kavimlerin bircoğunun izlerine gunumuzde rastlanılması bir tesaduf değildir Arkeolojik verilerden anlaşılmaktadır ki, bir kavmin ortadan kaybolması ne kadar ani olursa, buna ait bulgu elde edilmesi şansı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
110
858,496Konular
982,159Mesajlar
30,100Kullanıcılar
serkanyircinSon üye
Üst Alt