Kelebekler Vadisinde Hamile Eşini Kayalıklardan Atan Adam 3 Saat Ortalığın Sakinleşmesini Beklemiş

Muğla'nın Fethiye ilçesinde 7 aylık gebe eşi Semra Aysal'ı (33), 400 bin liralık ferdi kaza sigortasını alabilmek için kayalıklardan iterek öldürdüğü suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet mahpusa çarptırılan Hakan Aysal'a (41) verilen cezanın gerekçeli kararında; eşini 3 saat oyalayıp, ortalığın tenhalaşmasını beklediği belirtildi.




Gerekçeli kararda; Hakan Aysal'ın, sigortadan tazminat alabilmek için evlenmeden yaklaşık 2 ay evvel Semra Aysal ismine bilgisi ve isteği dışında lehtar olarak sadece kendisinin belirlendiği, 1 yıllık Ferdi Hayat Sigortası yaptırdığı aktarıldı. Aysal'ın sigorta bitim tarihinden 2 ay evvel tatil için bulundukları Kuşadası'ndan gebe eşi Semra Aysal'ı ağabeyiyle bayramlaşma mazeretiyle Fethiye'ye götürdüğü, burada tehlike arz eden, kaza süsü verilebilecek bir yapısını olduğunu düşündüğü Kelebekler Vadisi seyir terasına çıkardığı vurgulandı. Kendisini kabahatten korumak için olay akşamı Gebze'ye geri dönüş bileti aldığına dikkat çekilen Aysal'ın eşini burada 3 saat kadar oyalayıp ortalığın tenhalaşmasını beklediği, öldürme hareketine karar verdikten sonra bu fikrini gerçekleştirdiği de gerekçeli kararda belirtildi.

'Kasten öldürme'



Aradan vakit geçmesine karşın sanığın soğukkanlılığını koruduğu, plan yapıp, tasarlayarak eşini kayalıklardan ittiği belirtilirken, Aysal'ın hareketini yalnızca acı ve ızdırap vermek için yabanî kötülük hareketi sergileyen ruhsal bir güdüyle işlediğine dair belgede mevcut bir kanıt bulunmadığına yer verildi. Buna karşın Aysal'ın gebe olan eşini 'kasten öldürme' cürmünü işlediği mahkemece oy çoğunluğuyla sabit görülüp, ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırıldığı kaydedildi.

'Deliller olayın oluş anına ait değil'



Sanık Aysal'ın beraatini isteyip, mahkumiyetine şerh koyan Mahkeme Lideri Abdulkadir Ungan'ın bu kararının nedeni de gerekçeli kararda yer aldı. Mahkeme Lideri Ungan, sanık Aysal'ın üzerine atılı kabahati işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin, kâfi ve inandırıcı kanıt bulunmadığını savunarak, karara şerh koyma münasebetini şöyle açıkladı:

'Ceza yargılamasının en değerli unsurlarından olan 'kuşkudan sanık yararlanır' unsuru uyarınca, sanığın bir kabahatten cezalandırılmasının temel şartı, hatanın kuşkuya yer vermeyen bir muhakkak ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme biçimi kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve tezler sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet kararı kurulamaz. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en değerli maksadı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak karar vermek manasına gelir. Belge kapsamında her ne kadar sanığın üzerine atılı kabahati işlediği kuşkusunu uyandıracak birden fazla kanıt olsa da bu kanıtlar olayın oluş anına ait olmayıp, olay öncesinde meydana gelen bir kısım süreç ve olaylara aittir.'