nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
İster yazılı ister sözlü olsun dil kullanımı bireylerin yaşamını kayda değer ölçüde etkileyen bir güce sahiptir Sözcükleri iyi kullanan, hitabet yeteneği gelişmiş bireylerin toplumsal yaşamda başarılı olması kaçınılmazdır
Çocuklarımızla irtibat kurarken de kullandığımız kelimeleri onların nasıl algıladıklarına bakmaksızın sarf ederiz Haylazlık yapan çocuğa; “koşma, atlama, yaramazlık yapma, dövme, etme diyerek engel olmaya çalışırız lakin durum değişmez; çocuk yine bildiğini okur ^
Muhakkak gelişmekte olan çocuğun fiziki yeteneklerini ve enerjisini boşaltmak için hareket etmesi, koşması, zıplaması doğaldır ve gereklidir Ancak, bedenine henüz tamamiyle hâkim olamadığı için terslik yapması, kendisine veya çevresine isteksizce de olsa hasar vermesi de mümkündür
Anlatım ve ifade etme biçimi konusunda sayısız Kitap, makale, araştırma yayımlanmış ve benzer amaca ulaşmak için bambaşka biçimlerde kullanılan kelimelerin bambaşka etkiler doğurduğu saptanmıştır Olumsuz sözcük kalıpları kullanılarak amaca ulaşmanın kuvvet olduğunu açıklayan araştırmacılar, bunun nedenini çocuğun algı biçimiyle açıklamaya çalışmışlardır
Çocuklar “me,ma gibi olumsuzluk anlamı veren takıları duymama, anlamama eğilimi gösterirler Şöyle ancak; “yapma denildiğine bunu “yap, “koşma denildiğinde “koş olarak algılarlar İletişimciler bunun farkında olan oldukları için daha fazla olumlu kalıpları kullanırlar; “koşma yerine “yavaş yürü, “düşme yerine “titiz ol demeyi tercih ederler
Çocuğunuzla iletişim kurarken bu kuralları aklınıza getirebilirseniz daha eksik çaba ile daha kolay bir biçimde isteğinizi iletmeniz mümkündür Onları uyarırken hep olumlu sözcükler kullanmaya itina gösterirseniz sizi anladıklarını ve uyarılarınızı dikkate aldıklarını ayrım edeceksiniz
Değinmek istediğim öteki bir husus ise çocuklarınızın sizin söylediğiniz her kelimeyi içselleştirmeleridir Örneğin, ilköğretim birinci basamakta okuyan bir çocuğa öğretmeni ya da ebeveyni “sen resim yapmayı beceremiyorsun, “senin kafan matematiğe basmıyor gibi cümleler sarf ederse, çocuk bu iletileri içselleştirecek ve yaşamı her tarafında “ben fotoğraf yapamam, benim matematik zekâm yoktur şeklinde inanç geliştirecektir
Çocuklar bize güvenir ve ağzımızdan çıkan her laf onları etkiler 30 yaşına gelmiş ve okuma yazmayı öğrenememiş bir kişiyle çalışan psikologlar sorunun kökeninin ilkokul birinci sınıftaki öğretmenin “senden bir şey olmaz, ne okuyabilirsin ne de yazabilirsin demesinden kaynaklandığını ve bu olumsuz yönlendirmenin etkisinin 23 sene devam ettiğini fark etmişler
Başarının ve ruh sağlığının, kullandığınız kelimeler olduğunu unutmamanız dileğiyle Uzm Psk Gamze ESER
Çocuklarımızla irtibat kurarken de kullandığımız kelimeleri onların nasıl algıladıklarına bakmaksızın sarf ederiz Haylazlık yapan çocuğa; “koşma, atlama, yaramazlık yapma, dövme, etme diyerek engel olmaya çalışırız lakin durum değişmez; çocuk yine bildiğini okur ^
Muhakkak gelişmekte olan çocuğun fiziki yeteneklerini ve enerjisini boşaltmak için hareket etmesi, koşması, zıplaması doğaldır ve gereklidir Ancak, bedenine henüz tamamiyle hâkim olamadığı için terslik yapması, kendisine veya çevresine isteksizce de olsa hasar vermesi de mümkündür
Anlatım ve ifade etme biçimi konusunda sayısız Kitap, makale, araştırma yayımlanmış ve benzer amaca ulaşmak için bambaşka biçimlerde kullanılan kelimelerin bambaşka etkiler doğurduğu saptanmıştır Olumsuz sözcük kalıpları kullanılarak amaca ulaşmanın kuvvet olduğunu açıklayan araştırmacılar, bunun nedenini çocuğun algı biçimiyle açıklamaya çalışmışlardır
Çocuklar “me,ma gibi olumsuzluk anlamı veren takıları duymama, anlamama eğilimi gösterirler Şöyle ancak; “yapma denildiğine bunu “yap, “koşma denildiğinde “koş olarak algılarlar İletişimciler bunun farkında olan oldukları için daha fazla olumlu kalıpları kullanırlar; “koşma yerine “yavaş yürü, “düşme yerine “titiz ol demeyi tercih ederler
Çocuğunuzla iletişim kurarken bu kuralları aklınıza getirebilirseniz daha eksik çaba ile daha kolay bir biçimde isteğinizi iletmeniz mümkündür Onları uyarırken hep olumlu sözcükler kullanmaya itina gösterirseniz sizi anladıklarını ve uyarılarınızı dikkate aldıklarını ayrım edeceksiniz
Değinmek istediğim öteki bir husus ise çocuklarınızın sizin söylediğiniz her kelimeyi içselleştirmeleridir Örneğin, ilköğretim birinci basamakta okuyan bir çocuğa öğretmeni ya da ebeveyni “sen resim yapmayı beceremiyorsun, “senin kafan matematiğe basmıyor gibi cümleler sarf ederse, çocuk bu iletileri içselleştirecek ve yaşamı her tarafında “ben fotoğraf yapamam, benim matematik zekâm yoktur şeklinde inanç geliştirecektir
Çocuklar bize güvenir ve ağzımızdan çıkan her laf onları etkiler 30 yaşına gelmiş ve okuma yazmayı öğrenememiş bir kişiyle çalışan psikologlar sorunun kökeninin ilkokul birinci sınıftaki öğretmenin “senden bir şey olmaz, ne okuyabilirsin ne de yazabilirsin demesinden kaynaklandığını ve bu olumsuz yönlendirmenin etkisinin 23 sene devam ettiğini fark etmişler
Başarının ve ruh sağlığının, kullandığınız kelimeler olduğunu unutmamanız dileğiyle Uzm Psk Gamze ESER