iltasyazilim
FD Üye
Bilindigi gibi 5 Aralik 1934 tarihi, kadinlara siyasi haklarin verildigi bahis edilen tarihtir Ama kadinlara verildigi iddia edilen bu haklar, kadinlar tarafindan verilen uğraş neticesinde alinan haklar olmayip, tepeden inme bir anlayisin neticesinde Mustafa Kemal tarafindan bagislanan haklardi Dolayisiyla, Kemalistler tarafindan, Bati'nin bir çok ülkesinden önce verilmekle övünülen bu haklar, Sirin Tekeli'nin de belirttigi gibi konjonktür geregi bahşedilen ve buna ragmen kontrollü olarak kadinlara kullandirilan ara sıra de kullandirilmayan türden haklardi Çünkü, Kemalizm kurulusundan bu yana, tepeden inmeci, jakoben bir anlayisin tezahürü olan tek halk, tek sef, tek devlet esasina dayali, oportünist, çikarci, faydacı despot bir anlayisi temsil eden bir sistemdi Ve böylece de muhalefete ve hatta degisik görüslere bile tahammülü olmayan bir sistem öngörmekteydi Bu sistem, tek kisinin hakim oldugu bir sistemdi Ayrica, bu sistem ayni zamanda, bu ülke insanlarini iyice yalnızca tek kisinin belirledigi hedefe yönlendirmeyi de kendisi için asil amaç edinmisti Yani, ülkenin bütün insanlari için bir tek gaye vardi; o da, o tek kisinin belirledigi hedefti Bu hedefin disina çikanlar veya çikmaga yeltenenler, ülkeye ihanet suçu ile suçlanmaktan kurtulamamislardir Bugün bile bu tekçianlayis tarafindan belirlenen hedefe muhalif olan kisi veya gruplar, ayni anlayisi temsilci, marjinal kalmis Kemalistler tarafindan, öyle degerlendirilmiyor mu? Iste tek kisitarafindan belirlenerek çerçevesi adeta duvarlarla örülen bu anlayis, toplumu tepeden tirnaga kadar her yerde sekillendirmek için ayni nesil uygulamalara halen bugün de devam etmektedir Kisacasi, Osmanli'nin mirasi üzerine kurulan bu yeni ülkenin, yeni yönetim seklinden, çikarilacak kanunlara, halkin giyiminden yasanti sekline hatta yeme içme seklinden, dans etme sekline değin; bir taraftan toplumsal düsünce, diger taraftan da toplumsal yasanti sekli, bu tek'çi anlayis tarafindan sekillendirilmistir Dolayisiyla ülkeye çesitli desiselerle etken olan bu anlayista; Cumhuriyetin duyuru edilmesine de, kadinlara siyasi haklarin verilmesine de ve hatta kimlerin hangi bölgelerde milletvekili olacagina da, tek basina karar veren daima 'o' tek kisi olmustur Ve o tek kisinin agzindan çikan bir sözle kimi insanlar ihya olmus, kimi ırk da daragaçlarinda sallandirilmistir; ve bu tek kisinin karari ile bir gecede cumhuriyet ilanina karar verilmis, partiler kurulmus ve partiler kapatilmistir Hatta, tek kisitarafindan alinan bu gibi siyasi karalarin yaninda, kisiler arasindaki iliskilere de müdahale edilerek kadinlarin dans etmeleri bile, onun emri ile olmaktaydi Nitekim bir defasinda, devlet yüksek yöneticilerinin de çagrili oldugu bir baloda üniformali subaylarin dansetmediklerini fark etti Gazi, bunun nedenini sordu Komutanlardan biri, suçun her dansa çagriyi geri çeviren kadinlarda oldugunu söyleyince Mustafa Kemal, yüksek sesle topluluga söyle seslendi: 'Arkadaslar, dünyada subay üniformasi giymis bir Türk erkeginin dans önerisini geri çevirebilecek bir kadinin bulunabilecegini düsünemiyorum Simdi emrediyorum! Derhal salona dagilin! Ileri Mars! Dans edin!emri üzerine, herkesin dans etmeye kalkışmasi da, bu tek kisinin otoritesinin etkisini göstermesi bakimindan ilginç bir örnektir Bu nesil emirler yalnızca dans etmeyle de sinirli kalmiyordu Nitekim, sonra ki dönemlerde ülkenin öncelikli tehdidi olarak bildiri edilen ve Komünizm her görüldügü yerde basi ezilmelidirsözü mensuplari için söylenen TKP'nin (Türkiye Komiünist Partisi) kurulmasi ile ilgili ilk emir de yine Mustafa Kemal tarafindan verilmisti Buna olarak da, Talat Pasa'ya yazdigi mektupta da belirtildigi gibi, gerekirse bolsevizmi de biz kurarizseklindeki Mustafa Kemal'in konjonktürel ve pragmatik anlayisi idi! Mustafa Kemal bu dinç ülkelerden yanlamasına belirme anlayisini, ülke içinde gücühakimiyeti tek basina ele geçirinceye ve ülke disinda ise himayesine girdigi ülkenin güçlülügü netlesinceye dek devam ettirmistir H Edip Aar'in da belirttigi gibi Mustafa Kemal, gücü ele geçirdikten sonradan, emirlerine itirazsiz uyulmasini ve kendisine karsi hiçbir elestiri getirilmemesini açikça belirtiyordu Nitekim, HE Aar ile bir konusmasinda, Herkes benim verdigim emri yapmalidir Ben hiçbir elestiri, hiçbir akıl istemiyorum Yalniz emirlerimin yerine getirilmesiniistiyorum seklindeki sözlerinden de bu şart açikça görülüyordu Mustafa Kemal, ölünceye kadar da, bu tavrini devam ettirmis ve iradesine en yakin arkadaslari dahil hiç kimseyi iki taraflı olarak kabul etmemistir Buna yeltenenlerin ise, maalesef politik hayatlari da, sosyal hayatlari da hüsranla sona ermistir Kazim Karabekir, Rauf Orbay ve arkadaslari ile ünlü konuşmacı onbasi Halide Edip Aar'in son dönemde de Ismet Inönü'nün basina gelenler, Mustafa Kemal'in bu tavrinin garip örneklerinden sadece birkaç tanesidir
Anlasilan odur ama, Mustafa Kemal, kendi düsüncesinin disinda hiç kimsenin düsüncesine yük vermezdi Her konuda neredeyse yalniz basina karar verir ve uygulamaya koyardi zaman zaman, herhangi bir konu ile ilgili olarak Çankaya Köskü'ndeki alkol sofrasina çagirdigi kimselerden ise, konu ile ilgili görüslerini almaktan ziyade, kendisinin evvelden vermis oldugu karari onlara duyurmaya karşın olmakta idi O dönemde, Mustafa Kemal'in etrafinda bulunanlar da, Mustafa Kemal'in bu tekligini, her seyin kendi karari ile yapildigini veya yasaklandigini, kendi kararlarinin tersine görüs serdetmenin yaşamsal tehlikeyi gerektirdigini konusmalarinda, yazilarinda dile getirmekten de bir beis görmemekte idiler Nitekim, Kiliç Ali tarafindan bu şart Aksamgazetesindeki bir makalede; Ulusal Kurtulus Savasini halkin degil, yalnızca Atatürk'ün yaptigiileri sürülüyordu Bu yaziyi aktaran Zekeriya Sertel Yaziyi okumamiz bitince Ahmet Rasim Bey gözlügünün altindan bana söyle bir bakti: Cevap verecek misin? dedi Sanmiyorum, dedim Ağırbaşlı ha Yaziyi kimin yazdigi belli Mustafa Kemal'le çatismayi göze edinmek gerekir Bu da bugünkü kosullar içinde çılgınlık olur Yaziyi hiç okumamis gibi davranSertel de O Kadar yaptimdiyor
Seyh Said kiyami nedeniyle kurulan Istiklal Mahkemeleri de emirle, hem de tek kisinin emriyle kurulmustu ve çalismalarini da bu tek kisinin emriyle devam ettiriyordu Çesitli illerde kurulan bu mahkemelerde, tekrar emirle sayisiz insan daragaçlarinda sallandirilmisti; illaki dili olsaydi bunun en canli sahidi de Samanpazari sirtlari idi Daragaçlarinda sallandirilan bu insanlarin suçlari ise, tamaminin da potansiyel karşı taraf olarak görülmeleriydi; isin üzücü tarafi da, bunlarin basinda, Ulusal Uğraş olağan bahşedilen Mücadeleyi baslatanlar, bulunduklari bölgelerde dis düsmani cani kani pahasina kovanlar gelmekteydi Bunlarin arasinda, eksik da olsa kendilerini korkutma etmek ve göz dagi saptamak için, yandasi gazeteciler de vardi Bu gazeteciler, Istiklal Mahkemelerinin tek kisinin emriyle çalistigina hoş bir örnek teskil etmektedir Istanbul'un belirlenmiş basli gazete bas yazarlari Diyarbakir'daki Istiklal Mahkemesine gönderilmislerdi Bunlar arasinda Tasviri Efkârsahip ve basyazari Velid Ebuzziya, Vatangazetesi sahip ve basyazari Ahmet Emin Yalman, ayni gazetenin yazarlarindan Ahmet Sükrü Esmer, gene bas yazarlardan Ismail Müstak ve baskalari vardi Ahmet Belli, daha yoldayken, Adana'dan, Mustafa Kemal'e telgraf göndererek yalvarmaya baslamisti Affedilirse, yeniden gazetecilik yapmayacagina söz veriyorduTek Kisigücünü ve Tekligini kanitlamiscasina, bu nesil yalvarmalardan sonra, gazetecilerin hür birakilmasi, tekrar bu tek kisitarafindan saglanmisti *
Anlasilan odur ama, Mustafa Kemal, kendi düsüncesinin disinda hiç kimsenin düsüncesine yük vermezdi Her konuda neredeyse yalniz basina karar verir ve uygulamaya koyardi zaman zaman, herhangi bir konu ile ilgili olarak Çankaya Köskü'ndeki alkol sofrasina çagirdigi kimselerden ise, konu ile ilgili görüslerini almaktan ziyade, kendisinin evvelden vermis oldugu karari onlara duyurmaya karşın olmakta idi O dönemde, Mustafa Kemal'in etrafinda bulunanlar da, Mustafa Kemal'in bu tekligini, her seyin kendi karari ile yapildigini veya yasaklandigini, kendi kararlarinin tersine görüs serdetmenin yaşamsal tehlikeyi gerektirdigini konusmalarinda, yazilarinda dile getirmekten de bir beis görmemekte idiler Nitekim, Kiliç Ali tarafindan bu şart Aksamgazetesindeki bir makalede; Ulusal Kurtulus Savasini halkin degil, yalnızca Atatürk'ün yaptigiileri sürülüyordu Bu yaziyi aktaran Zekeriya Sertel Yaziyi okumamiz bitince Ahmet Rasim Bey gözlügünün altindan bana söyle bir bakti: Cevap verecek misin? dedi Sanmiyorum, dedim Ağırbaşlı ha Yaziyi kimin yazdigi belli Mustafa Kemal'le çatismayi göze edinmek gerekir Bu da bugünkü kosullar içinde çılgınlık olur Yaziyi hiç okumamis gibi davranSertel de O Kadar yaptimdiyor
Seyh Said kiyami nedeniyle kurulan Istiklal Mahkemeleri de emirle, hem de tek kisinin emriyle kurulmustu ve çalismalarini da bu tek kisinin emriyle devam ettiriyordu Çesitli illerde kurulan bu mahkemelerde, tekrar emirle sayisiz insan daragaçlarinda sallandirilmisti; illaki dili olsaydi bunun en canli sahidi de Samanpazari sirtlari idi Daragaçlarinda sallandirilan bu insanlarin suçlari ise, tamaminin da potansiyel karşı taraf olarak görülmeleriydi; isin üzücü tarafi da, bunlarin basinda, Ulusal Uğraş olağan bahşedilen Mücadeleyi baslatanlar, bulunduklari bölgelerde dis düsmani cani kani pahasina kovanlar gelmekteydi Bunlarin arasinda, eksik da olsa kendilerini korkutma etmek ve göz dagi saptamak için, yandasi gazeteciler de vardi Bu gazeteciler, Istiklal Mahkemelerinin tek kisinin emriyle çalistigina hoş bir örnek teskil etmektedir Istanbul'un belirlenmiş basli gazete bas yazarlari Diyarbakir'daki Istiklal Mahkemesine gönderilmislerdi Bunlar arasinda Tasviri Efkârsahip ve basyazari Velid Ebuzziya, Vatangazetesi sahip ve basyazari Ahmet Emin Yalman, ayni gazetenin yazarlarindan Ahmet Sükrü Esmer, gene bas yazarlardan Ismail Müstak ve baskalari vardi Ahmet Belli, daha yoldayken, Adana'dan, Mustafa Kemal'e telgraf göndererek yalvarmaya baslamisti Affedilirse, yeniden gazetecilik yapmayacagina söz veriyorduTek Kisigücünü ve Tekligini kanitlamiscasina, bu nesil yalvarmalardan sonra, gazetecilerin hür birakilmasi, tekrar bu tek kisitarafindan saglanmisti *