Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kendini İfade Etmenin Dayanılmaz Zorluğu

Kendini İfade Etmenin Dayanılmaz Zorluğu
0
45

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
86
Puan
48
F-D Coin
0
Kendini Açıklama Etmenin Dayanılmaz Zorluğu kendini açıklayan sözler mülakatta kendini tanıtma tanıtma örnekleri mülakatlarda mülakatta örnekleri Hepimiz zaman zaman kimi koşullarda sesi titreyerek konuşan, yüzü al al olan,cümleleri kurmakta zorlanan kişilere tanık oluruz Peki, bu kişilere böylesine ani ve yoğun şansın dönmesi yaşatan nedir, beraberce araştıralım IRTIBAT: Gerçekleşen bir iletişim esnasında gönderilen iletilerin (mesaj) içinde çeşitli araçlar vardır Genelde en manâlı olduğunu düşündüğünüz dil sembolleriyle geçen mesajlar (yani söylev), doğrusu bir mesajın anlaşılmasında ona biçtiğimiz paye kadar büyük rol üstlenmemektedirBunun olası sebebi, iletişimdeki dil kazanımının insan evriminin sonraki aşamalarında gerçekleşmiş olmasıdır İletilerin içinde konuşmanın yanı sıra, gönderilen o iletiyi perçinleyen ses tonu, mimikler ve beden davranışları da ortaya konur Yani bir iletiyi değerlendirirken, o iletinin içindeki konuşmalara ruh veren öteki konfigürasyonları da gözetmeliyizİlginçtir ancak, bir konuyla ilgili tutumlarımızı, atıflarımızı ve inançlarımızı dil dışındaki diğer iletilerle de karşımızdakine aktarırızAncak özellikle zıttının ortaya konmaya çalıştığını düşündürten örnekler de değil yok Bunun jurnal hayattaki en iyi ifadesi hiç renk vermiyordediğimiz kişilerdir Genellikle bu kişiler alçalıp yükselmeyen bir ses tonuna, değişmeyen bir mimiğe ve dingin bir bedene sahiptirler AKLA YATKIN OLMAYAN NEGATIF FIKIRLER: BUNDAN BAŞKA bu şahısların bütün huysuz olan kişiler de vardır ama, konuşmanın dışındaki her ileti (mimik, ses tonu, gövde dili), denetim dışı bir şekilde fışkırırcasına yaşanır Çünkü bu kişiler içinde bulundukları koşullarla ilgili akilci olmayan inançlara sahiptirler İnançlarının mantikli olmadığını şu örneklerle anlayabilmek gayet mümkündür Bir tanıştırılma esnasında tanışılan kişinin kendisini beğenmeyeceğine dair olan beklenti, bir iş başvurusu mülakatında, mülakatı yapan kişinin özelliklerini eksik bulacağına dair inanç, bir telefon konuşması esnasında sesim titrerse ya da söylediklerim anlaşılmazsa kaygısı Şu Anda bu örnekleri bir bir inceleyelim: Ilk örnekte tanışılan birey daha bizi nasıl algıladığına dair bir mesaj iletmemiş olduğu halde zihinsel şemamız (beklentilerden oluşan), beğenme olasılığını bir seçenek olarak bile hesaba katmamaktadır Dolayısıyla, herhangi bir sosyal tanıştırılma koşulu için illede gerekli olmayan beğenilme düşüncesi, tanıştırılma durumlarında gerçekleşmesi için tek gaye haline dönüşmüş olur Bu tek maksat, sosyal paylaşımın başladığı birincil tanıştırılma anından itibaren, paylaşımı sağlayabilecek diğer elastik davranışların sergilenmesini de engeller İkinci örnekteyse,meslek başvurusu mülakatında özelliklerimizle ilgili somutlaşmış bir yorum yapılmadığı halde,yeteneksizlik inancı üzerine inşa edilmiş bir kabullenilmişlik stratejisi uygulanmaktadır Halbuki bu stratejinin kendisi, istek edilen işle ilgili yeteneklerimizden bağımsız olarak, karşı taraf için negatif değerlendirilebilecek davranış örgülerini doğurmaktadır Kasılmış bir cisim, kızarmış bir yüz, artmış otonom uyarılmalarla paralel terleme ve takip edilemez hızdaki tavır,dolayısıyla da yanlış cümleler vb Bu tabloya dikkatlice baktığımızda, az önce realitede gerçekleşmemiş bir durumun, zihindeki kara senaryolarla nasıl da kendini doğrulayan kehanetlere dönüştüğünü ve bu gerçekleşirken de nasıl ince sabotajların uygulandığını görebiliriz Evet, yanlış okumadınız, bu hemen hemen sabotaj tanımlamasını adalet edecek bir döngüdürÇünkü tatmin edici değilim inancının diğer seçeneklerden arındırılmışçasına sürdürülmesi, kişiyi fiilen onun da bildiği sonlara içten sürüklemektedir Son örnekte ise bir telefon konuşmasına dair oluşturulmuş hatalı inançlar söz konusu Kabul gören bir ses tonu, akıcı ve hayran bıraktırıcı bir hitabe ve daha bir çoğunu sıralayabileceğimiz inançlardır bunlar Doğrusu güdülen bu inançların hiç biri, reel hayatta bu doğrultuda hedefler konduğu için gerçekleşmezler Doğaları gereği, sıradan bir zihinsel uyarılma seviyesinde gerçekleşirler ve uyarılma seviyesini arttıracak nitelikteki her beklenti, bu hedeften bir adım daha uzaklaştırır Gerçekte buradaki dramatik paradoks, diğer örnekler için de geçerlidir Özlem edilenlere dair artmış her beklenti, yeniden artmış olan uyarılma seviyesinden dolayı, hedeflerin gerçekleşeceği yerinde zihinsel iklimi bozar KAÇINMA DAVRANIŞI: Ardı sıra yaşanılan bu deneyimler, deneyimler yaşanırkenki kaygılarla ve başarısızlıklara bağlı hayal kırıklıklarıyla bağdaştırıldığından, bir zaman sonradan kaçınılan durumlara dönüşürKaçınmaysa yeni bir mücadeleyi gerektirir ve bizi peşine düşüp takip eden bir gölge gibidirBir süre sonra fark edilir oysa, gölge kişinin kendisine aittir Böyle bir durumda iki seçenek vardır Ya gölgemizin bizi peşine düşüp takip etmesini sağlayacak kaçınma stratejisini uygulamaya devam edeceğiz, ya da çizgi film kahramanı Red Kit gibi dönüp gölgemize alev edeceğiz Bu gerçekten de birincil başlarda zorlu bir seçenektir Vücudun esnekliğini kazanıp dönebilmesi, ateş etme cesaretini bulup uygun noktayı nişanlamanın gerçekleştirilmesi güç becerilerdir Fakat unutulmamalıdır ama, ateş edilmemesi gölgenin yavaş yavaş büyüyüp önümüze geçmesine sebep olacaktır Bu durumu tolere etmeye çalışmaksa, ateş etme becerisini kazanırkenki sarf edeceğimiz enerjiden çok daha büyüğünü sarf ettirecektir ÇÖZÜM STRATEJİLERİ: Şu Anda de gölgemizi hangi yollarla yok edebileceğimizi gözden geçirelimKendi başımıza atabileceğimiz öyle fazla adım var Ilk Olarak koşul tespiti yapmalıyız Kaygı duyduğumuz koşulları, o koşullar aşağı kaygıya yol açan düşünceleri (gerçekçi olmama ihtimali fazla fazla yüksek olan), bedenimize yansıyan rahatsız edici vücut duyumlarını belirlemeliyiz Bunu gerçekleştirebilmek için de, kendimizle olan ilişkimizde yalın olabilmeliyiz Bütün bu dataları topladıktan daha sonra, parçalara bölünebilir ya da izafi olarak daha eksik kaygı uyandıran örneklerle adımları atmaya başlayıp belli başlı hedefe dürüst ilerlemeyi deneyebiliriz Doğaldır ama bu zorlu bir öneridir Fakat bu doğrultuda atılabilecek her küçük adım, yığışımlı bir şekilde sonraki adımın referansını oluşturacaktır Bu adımları deneyemeyecek ya da sürdüremeyecek kadar zorlanıyorsanız, kendinizi açıklama edebilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayabilmek için, bizlerin Sosyal Fobidedikleri bu güçlükle ilgili profesyonel bir yardımı düşünebilirsiniz  
 
858,496Konular
981,797Mesajlar
29,861Kullanıcılar
RyZeSon üye
Üst Alt