Kıble Yönünü Bilmeyen Nasıl Namaz Kılar?
Kıblenin yönünü bilmeyen kimse, önce çevresinden kıblenin ne tarafta olduğunu sorup araştırmalıdır (taharri). Başkasından öğrenme imkanı yoksa, kendi araştırma yapar ve kıble ciheti olduğuna kanaat getirdiği yöne doğru namazını kılar. Şayet kıldığı yönün kıble olmadığı namazdan sonra ortaya çıkarsa o namazı iade gerekmez. Ancak, imkanı olduğu halde, sorup araştırmadan yanlış istikamete doğru namaz kılmışsa, namazın iadesi gerekir.
* Kıble cihetinde şübhe eden kimse, araştırma yapmaksızın namaza başlayıp namaz esnasında kıbleye yönelmiş olduğunu anlasa, namazı iade etmesi lazımdır. Çünkü yöneldiği istikametin kıble olduğuna tam bir kanaatle kılacağı namazlar, şübheli olarak kıldığı rek'atlar üzerine bina edilemez. "Kuvvetli, zayıf üzerine bina edilemez" kaidesi bunu gerektirir. Fakat namazı bitirdikten sonra kıblede isabet ettiğini anlasa, namazı sahihtir. İade gerekmez. Ebu Yusuf'a göre her iki halde de iade gerekmez.
* Kıble cihetinde ihtilaf edenler, namazları yalnız başlarına kılarlar. Cemaatle kıldıkları takdirde imamın yöneldiği istikametin kıble olduğuna kanaatı olmayanın namazı sahih olmaz.
* Farz ve nafile namazların Ka'be içinde kılınması sahihtir. Dilenilen tarafa dönülebilir.
İmam Ka'be içinde olup cemaat Ka'be dışında ona uyacak olsalar, Kabe'nin kapısı açık olmak şartı ile caizdir.
* Mevcut mihrap varken, kıbleyi taharri caiz olmaz. Kadıhan'da ise, mihrapların vücudu ile beraber taharrinin caiz olduğu kayıtlıdır.
Kıblenin yönünü bilmeyen kimse, önce çevresinden kıblenin ne tarafta olduğunu sorup araştırmalıdır (taharri). Başkasından öğrenme imkanı yoksa, kendi araştırma yapar ve kıble ciheti olduğuna kanaat getirdiği yöne doğru namazını kılar. Şayet kıldığı yönün kıble olmadığı namazdan sonra ortaya çıkarsa o namazı iade gerekmez. Ancak, imkanı olduğu halde, sorup araştırmadan yanlış istikamete doğru namaz kılmışsa, namazın iadesi gerekir.
* Kıble cihetinde şübhe eden kimse, araştırma yapmaksızın namaza başlayıp namaz esnasında kıbleye yönelmiş olduğunu anlasa, namazı iade etmesi lazımdır. Çünkü yöneldiği istikametin kıble olduğuna tam bir kanaatle kılacağı namazlar, şübheli olarak kıldığı rek'atlar üzerine bina edilemez. "Kuvvetli, zayıf üzerine bina edilemez" kaidesi bunu gerektirir. Fakat namazı bitirdikten sonra kıblede isabet ettiğini anlasa, namazı sahihtir. İade gerekmez. Ebu Yusuf'a göre her iki halde de iade gerekmez.
* Kıble cihetinde ihtilaf edenler, namazları yalnız başlarına kılarlar. Cemaatle kıldıkları takdirde imamın yöneldiği istikametin kıble olduğuna kanaatı olmayanın namazı sahih olmaz.
* Farz ve nafile namazların Ka'be içinde kılınması sahihtir. Dilenilen tarafa dönülebilir.
İmam Ka'be içinde olup cemaat Ka'be dışında ona uyacak olsalar, Kabe'nin kapısı açık olmak şartı ile caizdir.
* Mevcut mihrap varken, kıbleyi taharri caiz olmaz. Kadıhan'da ise, mihrapların vücudu ile beraber taharrinin caiz olduğu kayıtlıdır.