iltasyazilim
FD Üye
http:img516**************img5161125yu9gluy7hz5sx1
Dua, derin sözlerdir
Dua, kendimiz hakkında söyleyebileceğimiz en derin sözlerdir Böyleyken en anlaşılır, apaçık… Gizli günahlarımız, içimizi yakan pişmanlıklar, kopkoyu korkularımız, acılarımız, kanayan kapanmayan yaralarımız dualarımızdadır Neye muhtaçsak, onlar dualarımızdadır Ümitlerimiz, isteklerimiz, sevdiklerimiz… Merhamete, muhabbete, esirgenmeye ve bağışlanmaya duyduğumuz iştiyakla, biz dualarımızdayız
Kim olduğumuzun doğrusunu dualarımız söyler
Dualarımızda yalan söylemeyiz Kendimizi aldatmayız Zayıflığımızdan, acizliğimizden utanmayız Sırlarımızı, sıkıntılarımızı, dertlerimizi avuçlarımız gibi semaya açmaktan çekinmeyiz
Kendimizi dualarımızla tanırız En çok nelere değer verdiğimizi, hayatlarımızda en çok nelerin önemli olduğunu, nasıl yaşadığımızı ve nasıl yaşamak istediğimizi dualarımızla anlarız
Hayatımız, dualarımızdadır
…
Dünya, dualarla yazılan sayfalardır Duanın dilini bilmeyenler, çiçeklerin dualarının renkleriyle açtığını bilmiyorlar Ağaçların, dualarının meyvelerini verdiğini… Suların dualarıyla aktığını, duaları gibi aktığını… Tohumların dualarıyla çatladığını… Rüzgârların duaları gibi ılık, duaları gibi serin, duaları gibi güçlü estiğini… Yeryüzünü böylesine şenlendiren canlılığın dualar olduğunu bilmiyorlar
Duanın dilini bilmeyenler, dünyanın dilini de bilmiyorlar Ne onlar dünyayı anlıyorlar, ne de dünya onlara kulak veriyor Onlar için dünya, savaşılacak bir şey Dünya, bütün dehşetiyle üzerlerine saldırıyor ve onlar, dünyayı bir savaş meydanına çeviriyorlar ‹stediklerini zorla, güç kullanarak elde edeceklerini sanıyorlar Dünya, onlara aldırmıyor Dünya, korkularını çoğaltıyor Dünya, sevdikleri her şeyi tek tek ellerinden alıyor Savaşarak kazandıklarına inandıkları şeylerin eliyle dünya onlara tekrar tekrar saldırıyor Arkasına saklandıkları ne varsa güçsüzlüklerini ve yaşadıkları hayatın saçmalığını teşhir ediyor
Hayatlarında eksik olanın boşluğunu ağır bir yük gibi her yere taşıyorlar, ama onun ne olduğunu söyleyemiyorlar Giderek, hayatları eksik olanın boşluğunda yitiyor Acı çekerken hayattan yoksunlar Çılgıncasına mutluyken hayattan yoksunlar Hayattan yoksunlar, çünkü hayatları duadan yoksun Acılarını ve sevinçlerini, kederlerini ve mutluluklarını duaya taşıyamıyorlar Yaşamayı seviyorlar, ama hayatlarının anlamı hakkında düşünmekten hoşlanmıyorlar Yaşıyorlar, ama niçin yaşadıklarını kendilerine sormuyorlar
Duanın dilini bilmeyenler, hayatla aynı dili konuşmuyorlar
Dua ederken, hayatla aynı dili konuşuruz Hayatın güzelliği, anlamından ayrı değildir Hayatın anlamı dualarımızdadır
Her şeyin herkese yakışmadığı şu dünyada, duanın herkese yakışması bundandır
Kral da dua eder, köle de… Duası krala diz çöktürür; köle, duasıyla özgürleşir Kölenin duası, kralın duasından değersiz değildir Kral da, köle de Allah’ın kuludur
Kim olduğumuzu dualarımız söyler: Kul olduğumuzu…
Dua, derin sözlerdir
Dua, kendimiz hakkında söyleyebileceğimiz en derin sözlerdir Böyleyken en anlaşılır, apaçık… Gizli günahlarımız, içimizi yakan pişmanlıklar, kopkoyu korkularımız, acılarımız, kanayan kapanmayan yaralarımız dualarımızdadır Neye muhtaçsak, onlar dualarımızdadır Ümitlerimiz, isteklerimiz, sevdiklerimiz… Merhamete, muhabbete, esirgenmeye ve bağışlanmaya duyduğumuz iştiyakla, biz dualarımızdayız
Kim olduğumuzun doğrusunu dualarımız söyler
Dualarımızda yalan söylemeyiz Kendimizi aldatmayız Zayıflığımızdan, acizliğimizden utanmayız Sırlarımızı, sıkıntılarımızı, dertlerimizi avuçlarımız gibi semaya açmaktan çekinmeyiz
Kendimizi dualarımızla tanırız En çok nelere değer verdiğimizi, hayatlarımızda en çok nelerin önemli olduğunu, nasıl yaşadığımızı ve nasıl yaşamak istediğimizi dualarımızla anlarız
Hayatımız, dualarımızdadır
…
Dünya, dualarla yazılan sayfalardır Duanın dilini bilmeyenler, çiçeklerin dualarının renkleriyle açtığını bilmiyorlar Ağaçların, dualarının meyvelerini verdiğini… Suların dualarıyla aktığını, duaları gibi aktığını… Tohumların dualarıyla çatladığını… Rüzgârların duaları gibi ılık, duaları gibi serin, duaları gibi güçlü estiğini… Yeryüzünü böylesine şenlendiren canlılığın dualar olduğunu bilmiyorlar
Duanın dilini bilmeyenler, dünyanın dilini de bilmiyorlar Ne onlar dünyayı anlıyorlar, ne de dünya onlara kulak veriyor Onlar için dünya, savaşılacak bir şey Dünya, bütün dehşetiyle üzerlerine saldırıyor ve onlar, dünyayı bir savaş meydanına çeviriyorlar ‹stediklerini zorla, güç kullanarak elde edeceklerini sanıyorlar Dünya, onlara aldırmıyor Dünya, korkularını çoğaltıyor Dünya, sevdikleri her şeyi tek tek ellerinden alıyor Savaşarak kazandıklarına inandıkları şeylerin eliyle dünya onlara tekrar tekrar saldırıyor Arkasına saklandıkları ne varsa güçsüzlüklerini ve yaşadıkları hayatın saçmalığını teşhir ediyor
Hayatlarında eksik olanın boşluğunu ağır bir yük gibi her yere taşıyorlar, ama onun ne olduğunu söyleyemiyorlar Giderek, hayatları eksik olanın boşluğunda yitiyor Acı çekerken hayattan yoksunlar Çılgıncasına mutluyken hayattan yoksunlar Hayattan yoksunlar, çünkü hayatları duadan yoksun Acılarını ve sevinçlerini, kederlerini ve mutluluklarını duaya taşıyamıyorlar Yaşamayı seviyorlar, ama hayatlarının anlamı hakkında düşünmekten hoşlanmıyorlar Yaşıyorlar, ama niçin yaşadıklarını kendilerine sormuyorlar
Duanın dilini bilmeyenler, hayatla aynı dili konuşmuyorlar
Dua ederken, hayatla aynı dili konuşuruz Hayatın güzelliği, anlamından ayrı değildir Hayatın anlamı dualarımızdadır
Her şeyin herkese yakışmadığı şu dünyada, duanın herkese yakışması bundandır
Kral da dua eder, köle de… Duası krala diz çöktürür; köle, duasıyla özgürleşir Kölenin duası, kralın duasından değersiz değildir Kral da, köle de Allah’ın kuludur
Kim olduğumuzu dualarımız söyler: Kul olduğumuzu…