Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

kızılay haftası drama

kızılay haftası drama
0
271

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
kızılay draması,kızılay haftası ile ilgili drama,kızılay haftası drama örnekleri

Kızılay Haftası İle İlgili Tiyatro, Oyun, Piyes,Drama

AYYAŞ (İÇKİNİN ZARARLARI)

(10 yaşlarındaki Ahmet bir sokakta önünde sehpa üstünde sıralı simitleri satmaktadır Bu sırada 7 yaşlarındaki kardeşi Ayşe gelerek yanına sokulur)

Ahmet: Taze Taze gevrek simitlerim var!Buyurun beyler,bayanlar taze simit verelim…

Ayşe: (Ahmet ’in yanında sokularak)Ağabey…

Ahmet: Gel Ayşeciğim şöyle oturNe o bir şey mi var

Ayşe: Bir şey yok ağabey…Annem gönderdi…

Ahmet: Niçin

Ayşe: Paran varsa 5 milyon verecekmişsin Ekmek peynir filan alacağız

Ahmet: Babam değil mu evde

Ayşe: Yeniden sokağa çıktı… Çıkarken de beş kuruş para bırakmadı…

Ahmet: Babam sokağa ne vakit çıktı Ayşeciğim

Ayşe: Yarım saat filan oldu…

Ahmet: Nereye gitti acaba

Ayşe: Nereye olacak ağabeyciğim, her zamanki gibi içmeye…

Ahmet: Babamın parası var mıydı ki

Ayşe: Bilmem… İçkiye buluyor parayı…

Ahmet: (dertli şekilde)Nereden bulacak Acilen gelir benden alır

Ayşe: (endişeli şekilde) Paran var mı ağabey

Ahmet: Birazcık kazanmıştım, var hoş kardeşim… İyi fakat geldin…Hemen kazanç benden parayı alırdı

Ayşe: Sen de verme, yok de…

Ahmet: Ne de olsa babamız… Yok diyemiyorum

Ayşe: Sen de olmasan ekmek parası bulamayacağız

Ahmet: Canını sıkma hoş kardeşim sen… Sadece okulunu düşün, derslerine iyi çalış Bugün epeyce simit sattım Al sana 10 milyon lira, birazda sevdiğin meyvelerden alırsın…

Ayşe: Sağol ağabeyciğim…

Ahmet: Sen yeniden okula gitmedin değil mi

Ayşe: Nasıl giderim, biliyorsun annem hasta… Ona bakıyorum

Ahmet: Benim okuldan kaldığım yetmiyor gibi sen de gidemiyorsun Neyse bir gün bunların tümü düzelir elbet… Ben akşama azıcık geç geleceğim Annemin ilaçlarını alabilmem için çok çalışmam lazım

Ayşe: Benim melek ağabeyim Sen olmasan…

Ahmet: Şimdi bunları düşünme hoş kardeşim Durma, ivedi git… Şimdi babam gelir Elinde parayı görmesin…

Ayşe: Haydi bereketli alış verişler… allah ’a ısmarladık ağabeyciğim

Ahmet: Simit! Taze, gevrek simitler, simiiit!

(Bu sırada ellerinde çantalarıyla Yusuf, Fatma, Zeynep gelirler)

Yusuf: (Ahmet ’in bulunduğu yeri göstererek)Şuraya bakın arkadaşlar!Bu bizim sınıftaki Ahmet yok mi

Fatma: Hangisi

Yusuf: Şu köşede simit satan çocuk

Fatma: Aaa! Vallahi oSimit satıyor demek Acaba niçin okula gelmiyor Gidip öğrenelim

Yusuf: Haydi arkadaşlar!

Fatma: (Ahmet ’in yanında yaklaşınca )Ahmet!…

Ahmet: Fatma,Yusuf,Zeynep!…Sizsiniz aramakHoş geldiniz arkadaşlar

Yusuf: Çağırmak simit satıyorsun

Ahmet: (sıkılır gibi) Evet… Simit yer misiniz arkadaşlar

Yusuf, Fatma, Zeynep: (her zaman birlikte)Sağol, teşekkür ederiz arkadaşım

Fatma: Çoktandır okula gelmiyordun… Öğretmenimiz ve bütün arkadaşlar seni hasta sanıp merak ediyorduk

Ahmet: (ağlamaklı)Ben hasta değilim fakat annem hasta

Zeynep: Onun için mi gelmiyorsun okula

Ahmet: Bundan Böyle hiç gelemeyeceğim okula

Fatma: Niçin Ahmet Bir şey mi var Halbuki sen çalışkan bir arkadaştın, bir de de okulu çok severdin

Ahmet: Gene fazla severim okulu… Ayrıca eskisinden daha fazla… O Kadar fazla özledim ancak okulu,arkadaşları, Öğretmenimizi… Ama…(susar, Boğazına bir şey takılmış gibi yalnızca yutkunur)

Yusuf: Fakat dedin sustun Okula neden gelemiyorsun peki

Ahmet: Gördüğünüz gibi çalışıyorum, simit satıyorum

Fatma: Yine satarsın… Amaçlamak ayıp bir şey değil ama…

Ahmet: Fazla çalışmam, çok satmam gerekli…

Fatma: Kazandığın parayı ne yapıyorsun

Ahmet: Anneme hap, eve ekmek filan alıyorum

Yusuf: Bunları baban almıyor mu

Ahmet: Almıyor, keşke alsa…

Atlan: Neden

Ahmet: (yalvaran bir sesle)Ne olur arkadaşlar, bana daha pozitif bir şey sormayın…

Fatma: Ahmet, biz senin arkadaşlarınız Bir derdin olduğu kesin Ne olur bize anlat Olur Ya sana asistan olabiliriz

Zeynep: Öğretmenimiz, bütün arkadaşlar seni merak ediyoruz Bize her şeyi anlatmalısın

(Bu sırada sendeleyerek bir adam girer)

Ahmet(telaşla): Tez uzaklaşın buradan… Babam geliyor…

Fatma: Baban mı geliyor

Ahmet: Evet…Babam geliyor…Uzaklaşın ne olur…Sarhoş Size belki bir musibet yapar…

(Arkadaşları isteksizce geri çekilirler Uzaktan Ahmet ve babasını izlerler)

Baba (sallanıp, sendeleyerek Ahmet ’e yaklaşır Ağzında sözcükleri geveleyerek): Ne o velet! Dalga mı geçiyorsun (arkadaşlarını işaretle) Kim o bacaksızlar

Ahmet: Arkadaşlarım baba

Baba: Hah hah ha!…Arkadaşlarıymış…Arkadaşların ha…Hah hah ha!…

Ahmet: Babacığım, gülmeyin lütfen! Ayıp olur…

Baba: Ayıp haHah hah ha…Ayıpmış…Peki beyefendi… Ayıp ha! (eğilerek güler)Ayıp… Hah hah ha…Ayıp…

Ahmet: Okulda anlatırlarsa ayıp olmaz mı babacığım

Baba(sertleşir): Kes sesini bacaksız… Paran var mı onu söyle

Ahmet: Yok babacığım

Baba: Nereye sakladın paraları

Ahmet: Ayşe gelmişti ona verdim Ekmek peynir filan alacaklarmış

Baba: Ben sana kimseye para tahsis etmek değil demedim mi

Ahmet: Lakin babacığım ekmek parası verdim

Baba: Bana ne evde ekmek parası yoksa… Bende de değil para…

Ahmet: Ben bu işi anneme ilaç, Eve ekmek olmak için yapıyorum babacığım

Baba: Anlamam ben, çabuk paraları çıkar…

Ahmet: Kazancımı Ayşe ’ye verdimGeri kalanı da simitçininDerhal yok babacığım

Baba: Sen bilgece verecek misin Yoksa ben cebren mı alayım

Ahmet: Bu paralar benim yok, Simitçinin babacığım

Baba: Anlaşıldı, sen lâf dinlemeyeceksin…

(Ahmet ’in kolunu tutarak cebindeki paraları zor kullanarak alır Ahmet babasını elindeki paraları olmak için çırpınır, koluna yapışır)

Ahmet: Ne olursun babacığım alma o paraları… Birkaç saat daha sonra gel, kazanıp vereyim O paraları simitçiye götürmem lazım Ayrıca anneme hap da alacaktım

Baba: Annenin ilaçlık işi yok… Bırak kolumu diyorum Yoksa yersin tokadı…

Ahmet: Paralar benim değil babacığım, simitçinin…

(Baba ile oğlu çekişirken Fatma onlara yaklaşır)

Fatma: Bırakın (bilgi yelpazesinet) onu…

Baba(sert bir hareketle Fatma ’ya döner): Bir şey mi istediniz küçük hanım

Fatma: Bırakın onu dedim

Baba(iğneleyici): Vay küçük hanım vay… Bu ne sertlik böyle

Fatma: Yaptığınız hiç yakışık almıyor

Baba(alaylı): Bak bak bak!… Lafa bak… Yaptığımız yakışık almıyormuş(Kolu ile Ahmet ’i dürterek)Duydun mu, bak ne diyor arkadaşın

Yusuf: İnsan çocuğunu cadde ortasında böyle tartaklar mı hiç

Baba: Al sana bir akıl hocası daha

Siz ne karışıyorsunuz bacaksızlar

Ayrıca siz kim oluyorsunuz İşinize gidin hadi…

Zeynep: Biz Ahmet ’in mektep arkadaşlarıyızGünlerden beri okula gelmiyorBiz hasta falan sanıyordukÇağırmak buna siz sebep oluyorsunuz…

Baba(Ahmet ’e dönerek): Ulan bacaksız, bu avukatların hepsini sen mi tuttun

Ahmet(gözyaşları içinde): Babacığım yapma ne olur

Baba: Ne yapıyorum ama

Yusuf: Daha ne yapacaksınız Ahmet ’i hem çalıştırıyor, hem de elinden parasını alıyorsunuz

Baba: O benim bileceğim meslek…

Zeynep: Yaptığınız yanlış, verin arkadaşımızın parasını

Baba: Çattık be…(arkadaşlarının üzerine yürüyerek)Siz fazla oldunuz artık… Haydi işinize bakayım…(arkadaşları geri çekilirler Babası avucundaki paralarla gitmek üzereyken, Ahmet babasının ayaklarına sarılarak)

Ahmet: Babacığım!…Ne olursun götürme paraları…yeniden simit vermezler bana…Annem hasta Ekmek,ilaç alamam…Biliyorum paralarla gidip tekrar içeceksin… İçme bundan böyle…

Baba(öfkeyle geri döner): Hemen de tavsiye ha… Seni sümüklü seni… Al sana…(Ahmet ’in ensesine bir tokat yapıştırır)

Yusuf: Şu Anda de dövüyorsunuz onu… Bütün bunlara karşın Ahmet yeniden size saygılı…

(Bu sırada Ayşe gözyaşları içinde kazanç)

Ayşe: Ağabey, ağabeyciğim… Koş! Anneme bir şey oldu…

Ahmet (Babasının elinden fırlar): Anneme mi

Ayşe(ağlayarak): Evet… Çabuk Ol… Komşular evde şimdi…

Ahmet(Bir zaman ne söyleyeceğini şaşırmış halde olduğu yerde kalır Önce arkadaşlarının yüzüne yararsız şekilde bakar Daha Sonra hâlâ öfkeden kendi kendine mırıldanmakta olan babasına dönerCebinde kalan son paraları çıkartarak tablaya savurur)

Yaptıklarınla övün baba Al bunlarda senin olsun… Git tekrar iç İçe bildiğin dek iç Bu hatalı yolda yürü yürüyebildiğin dek (Tabladaki simitleri göstererek)Al bunlarda senin olsun… Ne yaparsan yap…

(Ayşe ’ye)Haydi tez gidelim kardeşim

Yusuf: Bizde sizinle gelelim…

Zeynep: Ben babamın muayenehanesine gidiyorum

Fatma: Babanı mı getireceksin

Zeynep: Siz Ahmet ile gidin, ben evi biliyorum

Yusuf: Bu çok iyi akıl(Ahmet ile Ayşe ’nin ardındaki)Bekleyin arkadaşlar biz de geliyoruz

(Yalnız kalan baba bir süre çocukların ardından bakar Yüzü değiştirilmiş düşünceli bir hal almıştır Yaptığından utanmış, pişman olmuş gibidir Farkında olmadan avucundaki paraları tablaya bırakır Kendi kendine konuşmaya başlar)

Baba: Ne dedi Gittiğin bu hatalı yolda yürü yürüyebildiğin dek dedi Sanırım haklı…(Cebinden bir alkol şişesi çıkartır) Sen dersin ha…

Onlar mı haklı Yoksa (bilgi yelpazesinet) biz mi haklıyız

(Sahnede ışıklar söner, yalnızca babasının yüzü aydınlatılır ve bir ses duyulur)

****Ahmet haklı…

Baba(irkilir ): Ahmet mi Ahmet de kim oluyor

****Seniz öz çocuğun, oğlun…

Baba: Hah hah ha… Şu benim sümüklü Ahmet ha…

****O Dünya ’nın en pak yürekli çocuklarından birisi Bundan Başka senin öz oğlun

Baba(sesin geldiği yöne bakar): Ha

Ne dedin

****O senin öz oğlun Yaptıkların doğru değil O hasta annesine koşarken sen sokaklarda geziyorsun Fazla yanlış yoldasın

Baba: Hatalı yol ha…(Elindeki şişeyi kaldırarak) Bak dost yine ne diyorlar… Hatalı yoldaymışım, sen dersin

****Elindeki şeytandan takviye umma Seni evinden,yuvandan, çocuklarından koparan o şişe değil mi

Baba(şişeye): Doğru mu bunlar Hadi be arkadaş susma, sen de bir şeyler söyle

****Boşu Boşuna direnme Elindeki şişenin zehir olduğunu sen de biliyorsun Hâlâ ona arkadaşım diyorsun…Seni yuvandan koparan,karını yataklara düşüren, çocuklarını sokaklara bırakan defalarca o şişe yok mi Bırak o zehiri elinden…

Baba: Zehir ha! Hah hah hah! Bak ahbap, hemen de sana zehir diyor… Doğru mu bunlar?

****O sana tek laf söyleyemez… Niçin beni dinlemiyorsun? Ben sensin içindeki iyiliklerin sesiyim

Baba: (Kenara çömelir, başını avuçlarının içine alarak)Hayır! Hayır… Sus artık… Seni dinlemek istemiyorum… İstemiyorum…

****Karın ağır hasta… Çocukların ağlayarak koştular Belki derhal ölmüştür Çocuklarınız ne olacak, sen ne olacaksın?

Baba: (Ağır Ağır yerinden doğrulur) Oğlum, kızım… Yavrularım… Beni affedin… Ben fiilen yanlış yoldaymışım…

Döneceğim bu yanlış yoldan Size döneceğim yavrularım Eskisi gibi mutlu olacağız(Elindeki şişeye kinle bakar ve fırlatır)Uzaklaş benden, bırak yakamı, defol git şeytan…

****Yaşa… Kazandın… İşte en sonunda doğru yolu buldun… Haydi, şu anda evine, çocuklarına dön…

Baba: (Çabuk adımlarla eve yaklaşır)Yavrularım!

Dürüst yolu buldum,size döndüm,siz olmadan yaşayamam

Ahmet ve Ayşe: (Koşarak babasının boynuna sarılırlar) Babacığım! Katiyen bizi vazgeçme!

Cümbür Cemaat alkışlar, perde kapanır *
 
858,505Konular
982,977Mesajlar
33,104Kullanıcılar
droleSon üye
Üst Alt