Sütun kanseri risk faktörleri ve tedavi aşamaları Sütun yani kalın barsak kanseri en sık görülen üçüncü kanserdir ve ayrıca erkek keza de kadınlar arasında kansere tabi vefat nedenleri aralarında üçüncü sırada gelmektedir Ancak erken evrelerinde tanı konulup tedaviye başlandığında tedavisi en makul kanserler arasındadır Erken evrede teşhis konulup tedaviye alınmış olanlar aralarında beş yıllık sağkalım oranı %90’dır Bazı olgularda uyumlu tarama, alınması muhtemel prekanseröz oluşumların ortaya çıkarılmasını sağlamakta ve bu vesile ile de daha bitmiş kanser oluşumu önlenmektedir Sütun kanseri dünyanın her yerinde görülmekle beraber ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Batı Avrupa gibi endüstrileşmiş ülkelerde daha sık rastlanmaktadır Kolon kanserinin asgari olduğu ülkeler ise Afrika ve Asya'daki gelişmekte olan ülkelerdir Kanser, hasar görmüş veya yaşlanmış hücrelerin ölmesi ve yerlerine yenilerinin geçmesi şeklindeki olağan dengenin bir biçimde bozulmasıyla hücrelerin kontrolsüz büyümesi sonucu oluşur Sütun kanserlerinin çoğu barsağın iç yüzeyini kaplayan mukozadan çıkıntı yapan oluşumlar yani poliplerden gelişir Yaşla paralel olarak özellikle 50 yaş üzerinde poliplere sık rastlanır Birçok polip sevecen kalırken adenomatöz alıcı polipler zamanla kansere mutasyon gösterebilir Bilim insanları, kolonun iç yüzünü kaplayan hücrelerin DNA’sında polip ve sonrasında kolon kanseri oluşumuna yol açan bir dizi kalıtımsal değişikliği tanımlamışlardır Sütun kanserinin ırsi tipleri de vardır, ancak kalıtımsal değişikliklerin birçok yaşa ve dağıtılmış çevresel faktörlere bağlıdır 55814 55814 kolonkanseririskfaktorlerivetedaviasamalari5c4f7bd3ac9d6kolonkanseririskfaktorlerivetedaviasamalari5c4f7bd3ac9d6 343 650 Kolon kanseri risk faktörleri ve tedavi aşamaları 1jpg55814 Kolon kanseri risk faktörleri ve tedavi aşamaları 1jpg55814 Tehlike Faktörleri Kolon kanserinin neden ortaya çıktığı tamamen bilinmiyor Bazı ahali açıklanmış kanser tiplerine normalin üstünde yatkınlık yaratıcı, örneğin kolon kanserine özgü genler taşırlar Bazı kanserlerin, toksinler gibi çevresel faktörler ya da beslenme, sigara gibi unsurlara alt olarak bu genleri taşıyan hücrelerin hasar görmesi sonucu oluştuğu düşünülüyor Yaş önemli bir tehlike faktörüdür Sütun kanseri için esas risk faktörleri yaş, bireyde ya da ailede kanser öyküsü, yaşam biçimi ve beslenmedir Kolon kanseri riski yaşla birlikte artar, tanı konan hastaların %90’dan fazlası 50 yaş üzerindedir Genetik faktörler ya da kronik inflamatuvar barsak hastalığı söz konusu değilse kolon kanseri gençleri eksik etkiler Kolon kanserlerinin yedi ile on takvim bir zaman içinde adenomatöz müşteri poliplerden geliştiği düşünülmektedir Sütun kanserlerinin yaklaşık %15’inin kalıtsal olduğu varsayım edilmektedir Ailede kolon kanseri öyküsü bulunması riski artırır Ailede sütun kanseri görülme yaşı erken yaşlarda ise tehlike daha yüksektir Ailede adenomatöz polip, endometriyum kanseri, mide ya da mesane kanseri olması da riski arttırır Ailede birkaç kuşakta görülen kanserlere o kadar çok olguda, çevresel ya da yaşam biçimi etmenleri niçin olmasına rağmen bazı bireylerde ırsi genetik aşinalık vardır Sütun kanserlerinin en sık genetik nedenleri polipozis olmayan genetik kolorektal kanser(HNPCC) ve ailesel adenomatöz polipozis(FAP)’dir Daha önce kolon kanserine yakalanan kişide kanserin yinelemesi ya da ikinci bir primer kansere yakalanma riski daha yüksektir Kişide polip sayısı ne dek çoksa kansere yakalanma riski öyle artar Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi kronik inflamatuvar barsak hastalığı olanlarda sütun kanseri riski daha yüksektir Müşteri 2 şeker hastalığı tanısı, kolon kanseri ya da polip riskini %50 arttırır Durağanlık, yüksek kalorili gıda, aşırı şişman ya da obez elde etmek gibi herif 2 diyabet üstünde etkin olan yaşam tarzı etmenleri de riski arttırır Fazla alkol tüketimi, kırmızı veya bitmiş et, rafine edilmiş tahıl ya da hayvansal kaynaklı yağlar ilk olarak elde etmek üzere yağdan zengin gıda sütun kanseri riskini arttırır Sigaranın da riski artırdığı bilinmektedir Sütun Kanseri Nasıl Başlar? Kolon kanserleri çoğunlukla barsağın en iç katmanı olan mukozada ortaya çıkan iyi kalpli poliplerle başlar Bazı ahali, özellikle kendisinde veya ailesinde sütun kanseri öyküsü olanlar, kolon kanseri ile benzer belirli genleri taşıyanlar ve herif 2 diyabeti olanlar polip oluşumuna daha yatkındır Bu poliplerin çoğu iyi huylu kalır Oysa adenomatöz poliplerin (veya adenomların) anormal hücresel geliştirme, prekanseröz olma ve sonunda kansere dönüşme potansiyeli yüksektir Adenomlar genel olarak bir sap üstünde büyür, ancak yassı da olabilirler Bunların gelişimi çoğunlukla on sene ya da daha uzun bir süreye yayılır Kansere dönüşme riski büyümeleriyle ve kolonda gelişerek geçirdikleri sürenin uzamasıyla artar Adenom kansere dönüştüğünde adenokarsinom adını alır Erken evrelerinde anormal hücreler polip içindedir Bu aşamada çıkarılırlarsa invazif kansere dönüşmeyebilirler öte yandan kanser hücreleri polip içinde çoğalırken sütun duvarına ya da daha ileri bölgelere geçebilirler İlerlemiş olgularda, tümörler sütun duvarının bütün doku katmanlarını tutmuştur İlerlemiş kanser metastaz da yapabilir, dolaşım sistemindeki hücrelere ulaşarak karaciğer gibi diğer organlara sıçrayabilir Polipler ve Kanser Bütün adenomların %10'undan azı kanseröz olur Fakat kolon kanserlerinin % 95'i adenomlardan gelişir Poliplerin bazıları kolonoskopi sırasında kolaylıkla ve ağrısız olarak alınabilir Büyük polipler skop denen aletin içinden geçirilen tel bir kement yardımıyla yakalanıp kesilirken, fazla ufak polipler ufak elektrik akımları verilerek alınabilir çok büyük polipler ameliyat gerektirebilir Kolonda fazla daha ender olmakla birlikte öteki kanserler de görülebilir Lenfoma, gastrointestinal stromal tümörler, karsinoid tümörler nadir görülen sütun tümörlerindendir Sütun kanserinin belirtileri nelerdir? Kolon kanseri çoğunlukla erken evrelerde bulgu vermez Kendini belirten böylece fazla bulgu sindirimle ilgili diğer hastalıklara bağlanabilir Eğer bu belirtiler kansere bağlıysa hastalık erken evrelerini geçip ilerleyecektir Bu yüzden birkaç haftadan uzun süren sindirim sorunlarıyla ilgili bulgu ve bulgularda mutlaka ilgili hekime danışılmalıdır Sütun kanserine ilişkin olası belirtiler: Olağan tuvalete çıkma alışkanlıklarında veya dışkının görünümünde 10 günden uzun süren şansın dönmesi, mesela dışkıda incelme, kabızlık ya da ishal Dışkıda parlak kırmızı kan veya siyah, katran gibi dışkı Daha Alçak karın bölgesinde geçmeyen sızı ve hassaslık Şişkinlik, kramp ya da gaz ağrısı Tuvalete çıktıktan sonradan rektumun bütün olarak boşalmadığı duygusal İştah ve kilo kaybı Kan kaybının belirtisi olan kansızlık (anemi) Kusma Takâtsizlik, solgunluk ve yürek çarpıntısı gibi kansızlık belirtileri Bir haftayı aşkın süredir tuvalete çıkamamak, barsak tıkanıklığı belirtisi olabilir Erken tanı belirlemek olası mü? Kolon kanserinin gelişimi genel olarak yavaştır, 510 yıl sürer Kolonoskopi taramaları sırasında iyi huylu veya hemen şimdi kansere dönüşmemiş polipler alınırsa kolon kanseri daha baştan engellenmiş olabilir Kanser tarama testinin tipi ve ne çoğunlukla yapılacağı bireysel tehlike durumuna bağlıdır Kişinin yaşı, sağlığı, kanser öyküsü ve aile kanser öyküsü dikkate alınarak belirlenir Herhangi bir yakınması olmayan ve kolon kanseri riski ortalama düzeyde olan, 50 yaşındaki bir bireyin taramasında yıllık fizik muayene ve tehlike değerlendirmesi yapılır Bu incelemelerde herhangi olağandışı belirti saptanmaz ise, yılda bir dışkıda sıcacık kan testi ve bu teste ek olarak da beş yılda bir esnek sigmoidoskopi ya da sanal kolonoskopi (BT kolonografi) ya da 10 yılda bir kolonoskopi ile inceleme yapılabilir Takvim muayene takibinde kansızlık veya sindirim sistemi ile ilgili sorunlar gibi kolon kanseri ile ilişkilendirilebilecek belirtilerin olup olmadığı denetim edilir, rektal tetkik yapılır, dışkıda bakımlı kan testi, dışkıda immunokimyasal deneme veya dışkıda DNA testi yapılabilir Dışkıda kan testleri; dışkıda kan bulaşığı olup olmadığı yoklama edilir Poliplerde ve tümörlerde kan damarları daha narindir, dışkının geçişi ufak miktarlarda kanamaya neden olabilir Dışkıda kan yerine insan hemoglobini antikoru tespit eden testlerde geliştirilmiştir Olumsuz test sonucu kolon kanseri olasılığını iyice ortadan kaldırmaz, çünkü bazı polipler kanamaz öte yandan pozitif netice da kesinlikle kanser olduğunu göstermez Peptik ülser, inflamatuvar barsak hastalığı ya da aspirin ve nonsteroidal antiinflamatuvar ilaç (NSAID) kullanımına yan tahriş de barsakta kanamaya niçin olabilir Dışkıda kuytu kan testi; seri üç dışkı örneğinde bakılır, sütun kanserlerinin yaklaşık %50’sini açığa çıkarır Yanlış pozitif sonuç vermemesi için 10 gün öncesinden bir takım ilaçlar ve altı gün öncesinden bir takım besinler kısıtlanır Testten yedi gün öncesinden başlanarak deneme bitene değin NSAID gurubu ilaçlar ve aspirin kesilir Testten üç gün önce başlayıp test boyunca kırmızı et, bazı balıklar (hayvansal kan proteini hemoglobin içerir) tüketilmez, yeniden hatalı fazla sonuç çıkmasına neden olabilen narenciyeler, narenciye suları, birçok ham sebze, günde 250 mg’dan fazla C vitamini ve demir destekleri kesilir Dışkıda bakımlı kan testlerinin dezavantajları, kanserlerin fakat yarısını saptayabilmesidir Kanamayan polip ve tümörleri saptayamaz öte yandan hatalı pozitif netice oranı da yüksektir Pozitiflik saptandığında kolonoskopi yapılması gerekir Esnek (Fiberoptik) Sigmoidoskopi; kolonun takriben son 13 'ünü gösterir Sütun polip ve kanserlerinin %60'ı kolonun alt kısmından kaynaklanır, buradan kaynaklanan polip ve tümörlerin hepsi sigmoidoskopide saptanabilir Adenom gibi bir patoloji saptanırsa kolonoskopi yapılması gerekir Kolonoskopi; kolon kanserini saptamada altın standart olarak kabul edilir Kolonoskopi ile yaklaşık 1,51,8 m uzunluğundaki bütün kolon taraması yapılır ve kolon kanserlerinin % 95'i saptanabilir, prekanseröz polipler kansere dönüşmeden alınabilir Kolonoskopi işlemi öncesi kolon temizliği gerekir, bir önceki gün laksatifler ile barsak boşaltıcı hazırlık yapılır Kolonoskopi ağrılı bir işlem olması nedeni ile sedasyon aşağıda yapılır, bu genel hissizlik değildir Sedatif etki yapan ilaçlar kişiyi rahatlatır, gevşetir, sızı duymamasını sağlar ve kısa etkili hafıza kaybı etkisi ile o anı anımsamasını engeller Işlem süresi ortalama 3060 dk’dır Kolonoskopinin risk ve dezavantajı ise, girişimsel bir işlem olması nedeni ile her 1000 kolonoskopinin bir ila üçünde görülebilecek kanama, enfeksiyon, delinme oluşabilmesidir Polip çıkarılmasında barsak delinme riski polipin büyüklüğü, geniş tabanlı olması, sayısı gibi faktörlere kadar % 0,5 ile % 1 arasında değişir, bu durumlarda cerrahi onarım gerekebilir Sanal Kolonoskopi (BT Kolonografi); kolonun üç boyutlu görüntülerinin alınması için bilgisayarlı tomografi kullanılır Kolonoskopi gibi sütun temizliği gerekir Görüntüler bedenin dışından alınır Anüsten dışkı kesesine tüp sokularak hava pompalanarak kolon şişirilir ve tomografi ile görüntüler alınır Sedatif hap gerektirmez Dezavantajları radyasyon verilir, sapsızyassı poliplezyonları saptamayabilir ve polip saptandığında çıkarılması için kolonoskopi gerekir Teşhis nasıl konur? Tam kan sayımında kansızlık (anemi) saptanması kanser belirtisi olabilir Kanamalı polip ya da kanserde kansızlık görülür Hastalardaki bulgu ya da bulgular ya da laboratuvar test sonuçları ile kanserden kuşkulanılıyorsa kolonoskopi yapılır Kolonoskopide kuşkulanılan oluşumlar varsa biyopsi alınır, polip saptanırsa özel bir makine yardımıyla polipler çıkarılarak patoloji incelemesi için gönderilir Karsinoembriyonik antijen (CEA), tümör belirteçlerinden birisidir Bazı sütun kanserleri bu protein molekülünden fazla miktarda üretebilir Bu deneme erken dönem kolon kanser saptanmasında güvenilir olmamakla birlikte tümör belirteci olarak ve tedavinin ilerleyişini izlemek için yararlıdır Tedavi öncesinde ve sonrasında seviye ölçümü yapılır Tedavi başarılıysa düzeyin düşmesi gerekir Kanserin yayılıp yayılmadığını veya ne derecede yayıldığını atamak ve buna göre çare planını gerçekleştirmek amacıyla görüntüleme yöntemleri kullanılır En sık kullanılan görüntüleme yöntemi bilgisayarlı tomografidir (BT) Pozitron emisyon tomografi (PET) de BT ile birlikte sık kullanılır Bu yöntemde hastaya enjekte edilen bir nesil radyoaktif şeker vücuttaki kanserli hücrelerde daha çok tutularak kanserli hücrelerin olduğu bölgeler belirlenir Endoskopik ultrasonografi (Endorektal ultrasonografi) ile kolonun son kısmı olan rektum kanserlerinin derecelendirilmesi yapılabilir, tümörün barsak duvarının hangi katlarını tuttuğu, lenf nodu tutulumu ve komşu organ tutulumu olup olmadığı belirlenir Prognoz beklentisi nelere bağlıdır? Sütun kanserinde prognoz pek çok etmene bağlıdır: Kanserin evresitümör barsak duvarını ne kadar tutmuş, lenf nodu tutulumu olup olmadığı Yineleyen kanser kanserin nüksetmesi Metastazkanserin öteki organlara sıçraması Kanserli bireyin yaşı ve genel sağlığı Tedaviye bireyin yanıtı Çare sonu CEA düzeyi Nasıl çare edilir? Çare seçenekleri; kanserin evresi, lokalizasyonu yani bulunduğu yer, yaş, genel afiyet, eşlik eden diğer hastalıkların olup olmadığı ve bireysel tercihler gibi birçok faktöre bağlıdır Ancak sütun kanserinde tedavi cerrahidir yani primer tümör veya tümörlerin cerrahi olarak çıkarılmasıdır Kanser polip aşamasında ise, erken evrede ise lenf nodlarına sıçramadıysa kimsesiz tümörün çıkarılması tedavide yeterli olur ve beş takvim sağkalım %8090’dır Evre I kolon kanserinde kemoterapi kullanılmaz, lenf nodu tutulumu olan, metastaz yapan kolon kanserlerinde kullanılır İlerlemiş evre IV kanserde kemoterapi hayat süresini uzatmak, tümörleri küçültmek ve belirtileri eksilmek için palyatif amaçla uygulanabilir Nükseden kolon kanserinde de kemoterapi kullanılır Radyoterapi kolon kanserinde ender olarak kullanılır Rektum kanserlerinde tümörün evrelemesine kadar radyoterapi ve kemoterapi cerrahi öncesi veya sonrası kullanılmaktadır Rektum kanserlerinde ur anüse çok yakınsa ya da anüsün içindeyse tümörün çıkarılması sfinkter kaslarını da içine aldığı için daimi kolostomi (barsağın karına ağızlaştırılması) gerekir Lokalize evre I sütun kanserinin %5’inden azında, evre II kanserlerin %1520’sinden azında yineleme olur Faz III kanserde yineleme oranı %4060’lara çıkar Kolon kanseri tanısı yeni konan hastaların takriben % 20’si teşhis konana değin safha IV olmuş, metastaz yapmıştır Tedavinin ardındaki kanserin tekrar etme oranının en yüksek olduğu dönem tedaviden sonraki iki takvim süredir, % 90'ı ise tedaviyi izleyen dört yıl içinde görülmektedir Sütun kanserinde rahatsızlık çoğunlukla ameliyat edilen bölgede yinelemez Rektum kanserinde tekrar etme riski daha yüksektir Uzaktan metastaz en sık karaciğere olurken, akciğer, iskelet sistemi, karın boşluğuna metastaz olabilir Beyinsinir sistemi ve diğer bölge metastazları daha nadirdir Tekrar Etme yerel ya da ameliyat bölgesine yakın bölgede olabilir ve cerrahi olarak tedavi edilebilir Öteki organ ve bölgelerde ise genelde kemoterapi veya da radyoterapi gerekir