Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
KONUŞMA TERAPİSİ Konuşma ile ilgili, sıkıntılar yaşandığı vakit bu sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik bu mevzunun uzmanları tarafından yürütülen çalışmaların tümü konuşma terapisi olarak isimlendirilir. Bu türlü bir meseleyle, bu hususun uzmanına başvurulduğu vakit problemli olan birey uzman tarafından ruhsal zihinsel ve konuşma açısından değerlendirilmeye tabi tutulur, ve daha sonra sorun saptanıp bu sorunun giderilmesine yönelik terapiler yapılır. Her sorun farklı olduğu için bu sıkıntılara uygun terapi usulleri uygulanmaktadır. Bunlar yapılırken ailenin de bu bahiste bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi çalışmaları büyük ehemmiyet taşır. Zira yalnızca uzmanın çalışması ile değil aile uzman bireyin yakın etrafı bu sorunun tahlili için katkı sağlarsa sorunun tahlili daha kolay ve kısa müddette olacaktır.
SÖZ HAZİNESİNİN GELİŞİMİ;
Bir yaşında 118 söz
İki yaşında 446 söz
Üç yaşında 1200 söz
Dört yaşında 1500 söz
Beş yaşında 2000 söz
Altı yaşında 2500 söz
Söylediği saptanmıştır. Ancak bunlar ortalamalardır ve ABD de yapılmıştır. Bütün çocuklar için geçerli olmayabilir ama bir fikir vermesi açısından değerlidir. Ortalama olarak kızlar, kelamlı açıdan erkeklerden üstündürler ve daha erken konuşurlar.
LİSAN VE ETRAF
Çocukların konuşmalarının gelişiminde etrafın tesiri büyüktür. Aile içinde yaşayanlarla, yaşamayanlar arasın da büyük farklılıklar vardır. İkizler ortasında yapılan çalışmalar bunu açıkça ortaya koymaktadır. Çocuk küçükken oluşan aksilikler lisan gelişimini etkilemektedir.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI
GECİKMİŞ KONUŞMA; Çocukların iki yaşını doldurduğu halde kısa cümleler kuramıyorsa gecikmiş konuşmadan kelam etmekteyiz. Bunun çeşitli nedenleri vardır.
ZİHİNSEL NEDENLER, BESLENME, FİZYOLOJİK NEDENLER, SOSYO EKONOMİK NEDENLER ÜZERE sayılabilir.
ARTIKÜLASYON (TELAFFUZ) BOZUKLUĞU;
Bu durum çocukların, sözleri yanlış söylemesi formunda görülür.
ÖRNEK; Otomobil yerine ayaba demesi.
ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE KONUŞMA TERAPİSİ
çocuklar konuşma bozuklukları çeşitli formlarda görülmektedir. 1. gecikmiş konuşma.2. artükilasyon bozuklukları 3.kekemelik vb halindedir. tedavi sistemleri . 1. farkına vardırma çalişmaları 2. nefes egsersizleri .3. hayvan ve taşıt seslerini taklit 4.dil damak dudak egsersizleri 5.ritimli konuşma egsersizleri sayıla bilir.aileler bu türlü bir durumda bu hususta çalışan uzmanlara kısa müddette başvururlarsa çok âlâ sonuçlar elde edilmektedir.
LİSAN GELİŞİMİ VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI
Lisan ve onunla ilgili sorunlar, çocuk psikolojisinde çok değerli bir yere sahiptir. Birçok uzman geçmişten günümüze lisan mevzusuyla uzun mühlet ilgilenmişlerdir.
Lisanla ilgili birçok teoriler geliştirilmiştir. Lisan gelişiminde etrafın rolü mü? Yoksa kalıtım mı? Değerlidir.
Çocuklar kendi lisanlarını nasıl öğrenmektedirler?
Uzmanlar yıllardır bu soruya karşılık aramaktadırlar.
İngiliz nörologlarından Sır Henry dört afazi biçimi ortaya koymuştur.
Kelam afazisi, hareket afazi si, söz oluşturmak ve söylem etme yeteneğinde bir bozukluktur. Kelam dizimi afazi sinde cümledeki gramer yapısında yanlışlıklar olur.
İsim afazi sinde ise, istenilen söz yahut ifadeyi bulma konusun da sıkıntılar yaşanır. Mana afazi sinde ise sözlerin ve bir bütün olarak cümlenin anlaşılmasın da problemler yaşanır.
Bu durumlarda beyindeki konuşma merkezlerinde hasarlar vardır.
Doğum da çocuğun çıkardığı ses büsbütün fizyolojiktir. Çok erken evrede görülen seslendirmelere, lisanın temel taşları gözüyle bakılabilir. Bunlar ekseriyetle sesli harflerden oluşur ve dünyanın her yerinde ki çocuklarda görülür. Sesler öğrenilmemiştir. Doğumdan iki ay sonrası kadar erken bir çağda çocuk, insan sesinin çıkarabileceği lisandaki bütün sesleri çıkarabilir etrafta konuşulan lisanın tesiriyle, çeşitli sesleri pekiştirerek lisanında bir gelişme görünür.
Çocuk dört, beş aylık olunca CIVILDAMA ETABI BAŞLAR:
Böylelikle farklı sesler çıkartmaya başlar.
Heceler halindeki cıvıldamalar, daha sonra daha anlaşılır bir hal alır.
Cıvıldamayla zeka kısmı ortasında bir bağ vardır.
Bu münasebet kız çocukların da daha barizdir.
Çocuğun konuşması fizyolojik olgunlaşma ve sesleri taklit yoluyla gelişir.
Etrafın tesiri konuşmasının gelişmesinde değerli rol oynar.
Çocuk;
ÖRNEĞİN; Melehat ismindeki ablasına, mimi demeye başlarsa aile bunu pekiştirerek Melahat ‘a dönüştürmesine yardımcı olur.
EN SIK SORULAN SORULAR,ÇOCUĞUM KONUŞMUYOR ,OTİZMLİ MİDİR?
Bu sorunun ,cevabı katiyen hayırdır. Her geç konuşan çocuk ve her gecikmiş konuşma otizm değildir.Gemiş konuşmanın ,zihinsel, fizyolojik, çevresel, kalıtımsal ,psikolojik olmak üzere bir çok nedeni olabilir. Tek neden
otizm değildir.2.5 yaşından evvel gecikmiş konuşmadan kelam edemeyiz.
KEKEMELİK TEDAVİ EDİLİRMİ?
Evet, kekemelik tedavi edilir,fakat sabır ve vakit gerektirir.Bu mevzuda telaşlı olmamak gerekir. Uygun tedavi metotları uygulanırsa muhakkak tedavi edilir.
KEKEMELİK KALITIMSAL MIDIR?
Kekemeliğin,kalıtımsal olduğuna ait bir data yoktur.Fakat ,modeli örnek
alarak ortaya çıka bilmektedir.Çocuğun etrafında kekemlik sorunu yaşayan
biri varsa ,çocuğunda kekemelik sorunu yaşama ihtimali vardır. Bu mevzuda
dikkatli olunmalıdır.
KEKEMELİK TEDAVİ USULLERİ NELERDİR?
1. Ailenin yönlendirilmesi ve,bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar
2. Ruhsal takviye ve ruhsal yardım çalışmaları
3. Nefes egsersizleri ve gevşeme çalışmaları
4.Kendine itimadın geliştirilmesine yönelik çalışmalar.
5. LİSAN VE KONUŞMA ÇALIŞMALARI
Televizyon konuşmayı geciktirir mi?
Evet geciktir. Bu sebeble çocukların 3 yaşından evvel televizyon izlememesinde büyük fayda vardır.Çünkü televizyon karşında saatlerce vakit geçiren çocukların konuşmalarının geciktiğine yönelik bir çok örnekle
karşılaşmışızdır.
Amerikan Pediatri Akademisi tarafından yapılan araştırmaya nazaran 2 yaş öncesinde televizyon izleyen çocukların bilişsel gelişimlerinin olumsuz olarak etkilendiğini, lisan gelişimlerinin geciktiğini ortaya koyduğunu belirten Özutku, bu periyotta bebeklerin çok televizyon izlemesi ile dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve otizm ortasında münasebet olduğunu gösteren bir çok
hadise ya rastlandığından kelam etmektedir.
SONUÇ ,olarak,Konuşma maharetinin de öbür lisan marifetleri üzere insanın soru sorabilme,
düşünebilme, düşündürebilme üzere yeteneklerinin gelişimini ortaya koyduğu görülmektedir.
Vaktinde ve gerektiği kadar konuşabilmeyi öğrenen bir insan hayatı
boyunca yanılgıya düşmez. Düzgün ve gerçek konuşmak kadar dinlemenin de bir
fazilet olduğu öğrencilere her fırsatta aşılanmalıdır. Bilindiği üzere lisan maharetleri
birbirleriyle yakın münasebetler içindedir. Dinleme ve okuma alışkanlığı olmayan birinin
düzgün yazabileceği yahut konuşabileceği de beklenemez.
Öğrencilere konuşma maharetinin
kazandırılabilmesi ve bu marifetin geliştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilmesinde
de titiz davranılması gerekir. Zira Türkçeyi düzgün ve tesirli kullanamayan
birinin verdiği eğitimde muvaffakiyete ulaşması imkânsızdır. Türkçeyi düzgün konuşan
ve yazan bireylerin yetiştirilmesi, Türkçe öğretmenlerinin derslerini bilgi
değil, tabir ve maharet dersi olarak görmelerine bağlıdır
