iltasyazilim
FD Üye
KONUŞURKEN VE YAZARKEN DAHİ İSRAF ETMEYİNİZ!
Ses, nefes, mürekkep, kalem, enerji, vakit vb israflar…
Ahir zamanda insan ömrü kısalacaktır O dönemde ilim ortadan kalkacak, insanlar okumayı ve dinlemeyi terk edecekler İlmin ortadan kalkması nedeniyle, ilmin boşluğunu zann, ümniyye, kuruntu, vesvese, önyargı, taassup ve şahsi fikirler alacaktır Bu dönemde, geçmiş asırlardaki pekçok alimin de uyardığı gibi uzun kitaplar, uzun konuşmalar, uzun nasihatler ve uzun tebliğ ve makaleler insanlar tarafından ilgi görmeyecektir İnsanlar dünyanın bitmez tükenmez koşturmaları ve dünyaya endeksli uzun emellerinin peşinden sürüklenirken hayatlarında okumaya ve dinlemeye yer açmayacaklardır Bu realiteyi dikkate alarak uzun kitaplar yerine muhtasar kitaplar, uzun konuşmalar yerine özlü ve yeterli konuşmalar, uzun cevaplar yerine gereksiz teferruatlardan arındırılmış cevaplar, uzun nasihatler yerine özlü ve hikmetli nasihatler ile insanlara hitap etmek daha yararlı olacaktır Günümüzde var olan bir gerçeğin altını çizerek hareket etmelidir O da, insanların geneli okumayı ve dinlemeyi sevmiyorhakikatidir Bu hakikati tersinden okuyup amaçtan sapmak yerine şu şekilde tefsir edebiliriz Bazı insanların azı çok az, bazılarının çoğu da az Yani insanlara az ve özlü konuşalım ama; kiminin azı bizimkinden de az olabiliyor Bu gerçeği dikkate alarak, bir konuyu derli toplu, uzatmadan, anlaşılır olsun ve herkes okusun diye birkaç sayfa halinde yazdığımız halde o kısa yazıları bile okuyanların sayısı gerçekten azdır Bir konuda aşağı yukarı 35 sayfalık bir yazı yazdığımızda sözde üniversite okuyan ya da mezun olmuş kişiler daha kısa olsa daha iyi olurdiyebilmektedirler Oysa daha kısa olsa konunun esasını teşkil eden açıklamaları çıkarmak gerekir Bunu da yaparsak ortaya tüyleri yolunmuş bir kuş çıkar! Halihazırda durum böyle iken, konuşurken ya da yazarken uzattıkça uzatan, gereksiz detaylara giren, bunlarla da yetinmeyip bir meselede diyecekleri bitince başka konulara geçiş yapan kimselerin ne demek istediğini kimse anlamamaktadır Hatta kendileri bile konuştuklarını biraz düşünürlerse çok karmaşık bir konuşma olduğunu fark edeceklerdir
Konunun daha iyi anlaşılması için küçük bir örnek verebiliriz
Mesela; her gün karşılaşan Müslümanlar birbirlerine selam verme konusunda tartışıyorlar Mesele meseleyi açıyor, konu uzayıp gidiyor Nedeni de, sen bana selam vermedintarzı sözler Bu durumda uzun uzun konuşmak fayda vermiyor Konuşulduğunda karşımızdaki susmuş olsa da anlatılanların gereğiyle amel etmiyor; yine bildiği gibi yapıyor Bu meselede bir cümle yeter aslında Selam vermek Sünnettir; selam almak farzdır Selam'da acele etmek müstehabdır Bunların bilindiğini farz edersek, şunları dememiz yeterlidir: KÜÇÜK BÜYÜĞE, AYAKTAKİ OTURANA, BİR KİŞİ İKİ KİŞİYE, AZ OLAN ÇOK OLANLARA, BİNİTLİ YAYAYA, AYAKTA OLAN OTURANA, YÜKSEKTEKİ ALÇAKTAKİNE VE TALEBE HOCASINA SELAM VERİR
Meseleyi özetlemiş gibi gözükmemize rağmen, bu cevap bile kimilerine göre uzun olabilir Bazen KÜÇÜK BÜYÜĞE SELAM VERİRdemek bile yeterlidir Bu söz bile insanlar arasındaki nice ihtilaflara son verir Eğer uygulanırsa Bazen bu tek cümle bile anlaşılmaz Yani büyükler selam vermez mi?diyenlerle bile karşılaşırsınız Elbette selam vermede acele etmek çok sevaptır Ama öncelik küçüğe aittir Onda bir hareket yoksa elbette büyük olan kimse selam verecektir Allah’ın fazlı büyüktür Her ne kadar selam almak farz olsa da, selam veren kimse de bu farzın işlenmesine vesile olduğu için, Allah dilerse selam verene de hayr’a müsebbib olduğu için selam alanın sevabının bir mislini verir Bir kişiye selam verildiğinde o kimsenin selamı alması farzı ayn'dır Bir topluluğun selam alması ise farzı kifâye'dir Yani farzın yerine gelmesi için, bir toplulukta bir kişinin selamı alması yeterlidir Tabii ki dilerse herkes de selama icabet edebilir Bize düşen Kitab ve Sünnet’e uymaktır Rabbimizin ikram ve lütufları sonsuzdur
Demek istediğimiz şudur ki, hakikatleri insanlara açıklarken gereksiz detaylardan sakınmalıdır İnsanların ihtiyaçlarına odaklanmalıdır Gerekirse bir cümlelik hakikat, hayatın değişik merhalelerinde defalarca tekrar edilecek olsa da, söylenmelidir Hakkı söylemekten bıkmamak ve vazgeçmemek gerekir En önemlisi de hakkı bâtıl ile karıştırmamak gerekir Konuşurken ve yazarken muhatapların psikolojilerini dikkate almak icap eder Genele hitap eden yazı ve konuşmalarda insanların genel psikolojileri dikkate alınır Birebir, özel konuşmalarda ise muhatabın kendine has olan psikolojisi dikkate alınarak konuşulur Konuşmalarda edebiyat yapmak için, cümleleri hitabete ya da belağata feda etmemek gerekir Cümleleri Allah için seçmeliyiz ve söylemeliyiz ki, o cümlelerde bir ruh olsun İnsanların seçtiği cümle yapıları, kendilerinin psikolojilerini ve düşünce yapılarını ortaya koyar Bir cümleden samimi olan ile samimi olmayan, merhametli olan ile merhametsiz olan, yumuşak huylu ile, sert ve kırıcı olan, adil ile zalim, alim ile cahil, Müslüman ile kâfir belli olur… Hatta cümle yapılarından erkek ile bayan dahi belli olmaktadır Bu kadar önemli olan konuşmaya ve yazmaya önem vermemek basiretsizlik ve hikmetsizlik olur
Unutmayınız ki, anayol veya kestirme yol var iken kimse uzun yoldan hedefe gitmez
Biz de konuşmadan, yazmadan, sormadan önce düşünelim Düşünerek konuşalım, düşünerek yazalım, düşünerek soralım ve düşünerek dinleyelim…
Selam ve dua ile
Ses, nefes, mürekkep, kalem, enerji, vakit vb israflar…
Ahir zamanda insan ömrü kısalacaktır O dönemde ilim ortadan kalkacak, insanlar okumayı ve dinlemeyi terk edecekler İlmin ortadan kalkması nedeniyle, ilmin boşluğunu zann, ümniyye, kuruntu, vesvese, önyargı, taassup ve şahsi fikirler alacaktır Bu dönemde, geçmiş asırlardaki pekçok alimin de uyardığı gibi uzun kitaplar, uzun konuşmalar, uzun nasihatler ve uzun tebliğ ve makaleler insanlar tarafından ilgi görmeyecektir İnsanlar dünyanın bitmez tükenmez koşturmaları ve dünyaya endeksli uzun emellerinin peşinden sürüklenirken hayatlarında okumaya ve dinlemeye yer açmayacaklardır Bu realiteyi dikkate alarak uzun kitaplar yerine muhtasar kitaplar, uzun konuşmalar yerine özlü ve yeterli konuşmalar, uzun cevaplar yerine gereksiz teferruatlardan arındırılmış cevaplar, uzun nasihatler yerine özlü ve hikmetli nasihatler ile insanlara hitap etmek daha yararlı olacaktır Günümüzde var olan bir gerçeğin altını çizerek hareket etmelidir O da, insanların geneli okumayı ve dinlemeyi sevmiyorhakikatidir Bu hakikati tersinden okuyup amaçtan sapmak yerine şu şekilde tefsir edebiliriz Bazı insanların azı çok az, bazılarının çoğu da az Yani insanlara az ve özlü konuşalım ama; kiminin azı bizimkinden de az olabiliyor Bu gerçeği dikkate alarak, bir konuyu derli toplu, uzatmadan, anlaşılır olsun ve herkes okusun diye birkaç sayfa halinde yazdığımız halde o kısa yazıları bile okuyanların sayısı gerçekten azdır Bir konuda aşağı yukarı 35 sayfalık bir yazı yazdığımızda sözde üniversite okuyan ya da mezun olmuş kişiler daha kısa olsa daha iyi olurdiyebilmektedirler Oysa daha kısa olsa konunun esasını teşkil eden açıklamaları çıkarmak gerekir Bunu da yaparsak ortaya tüyleri yolunmuş bir kuş çıkar! Halihazırda durum böyle iken, konuşurken ya da yazarken uzattıkça uzatan, gereksiz detaylara giren, bunlarla da yetinmeyip bir meselede diyecekleri bitince başka konulara geçiş yapan kimselerin ne demek istediğini kimse anlamamaktadır Hatta kendileri bile konuştuklarını biraz düşünürlerse çok karmaşık bir konuşma olduğunu fark edeceklerdir
Konunun daha iyi anlaşılması için küçük bir örnek verebiliriz
Mesela; her gün karşılaşan Müslümanlar birbirlerine selam verme konusunda tartışıyorlar Mesele meseleyi açıyor, konu uzayıp gidiyor Nedeni de, sen bana selam vermedintarzı sözler Bu durumda uzun uzun konuşmak fayda vermiyor Konuşulduğunda karşımızdaki susmuş olsa da anlatılanların gereğiyle amel etmiyor; yine bildiği gibi yapıyor Bu meselede bir cümle yeter aslında Selam vermek Sünnettir; selam almak farzdır Selam'da acele etmek müstehabdır Bunların bilindiğini farz edersek, şunları dememiz yeterlidir: KÜÇÜK BÜYÜĞE, AYAKTAKİ OTURANA, BİR KİŞİ İKİ KİŞİYE, AZ OLAN ÇOK OLANLARA, BİNİTLİ YAYAYA, AYAKTA OLAN OTURANA, YÜKSEKTEKİ ALÇAKTAKİNE VE TALEBE HOCASINA SELAM VERİR
Meseleyi özetlemiş gibi gözükmemize rağmen, bu cevap bile kimilerine göre uzun olabilir Bazen KÜÇÜK BÜYÜĞE SELAM VERİRdemek bile yeterlidir Bu söz bile insanlar arasındaki nice ihtilaflara son verir Eğer uygulanırsa Bazen bu tek cümle bile anlaşılmaz Yani büyükler selam vermez mi?diyenlerle bile karşılaşırsınız Elbette selam vermede acele etmek çok sevaptır Ama öncelik küçüğe aittir Onda bir hareket yoksa elbette büyük olan kimse selam verecektir Allah’ın fazlı büyüktür Her ne kadar selam almak farz olsa da, selam veren kimse de bu farzın işlenmesine vesile olduğu için, Allah dilerse selam verene de hayr’a müsebbib olduğu için selam alanın sevabının bir mislini verir Bir kişiye selam verildiğinde o kimsenin selamı alması farzı ayn'dır Bir topluluğun selam alması ise farzı kifâye'dir Yani farzın yerine gelmesi için, bir toplulukta bir kişinin selamı alması yeterlidir Tabii ki dilerse herkes de selama icabet edebilir Bize düşen Kitab ve Sünnet’e uymaktır Rabbimizin ikram ve lütufları sonsuzdur
Demek istediğimiz şudur ki, hakikatleri insanlara açıklarken gereksiz detaylardan sakınmalıdır İnsanların ihtiyaçlarına odaklanmalıdır Gerekirse bir cümlelik hakikat, hayatın değişik merhalelerinde defalarca tekrar edilecek olsa da, söylenmelidir Hakkı söylemekten bıkmamak ve vazgeçmemek gerekir En önemlisi de hakkı bâtıl ile karıştırmamak gerekir Konuşurken ve yazarken muhatapların psikolojilerini dikkate almak icap eder Genele hitap eden yazı ve konuşmalarda insanların genel psikolojileri dikkate alınır Birebir, özel konuşmalarda ise muhatabın kendine has olan psikolojisi dikkate alınarak konuşulur Konuşmalarda edebiyat yapmak için, cümleleri hitabete ya da belağata feda etmemek gerekir Cümleleri Allah için seçmeliyiz ve söylemeliyiz ki, o cümlelerde bir ruh olsun İnsanların seçtiği cümle yapıları, kendilerinin psikolojilerini ve düşünce yapılarını ortaya koyar Bir cümleden samimi olan ile samimi olmayan, merhametli olan ile merhametsiz olan, yumuşak huylu ile, sert ve kırıcı olan, adil ile zalim, alim ile cahil, Müslüman ile kâfir belli olur… Hatta cümle yapılarından erkek ile bayan dahi belli olmaktadır Bu kadar önemli olan konuşmaya ve yazmaya önem vermemek basiretsizlik ve hikmetsizlik olur
Unutmayınız ki, anayol veya kestirme yol var iken kimse uzun yoldan hedefe gitmez
Biz de konuşmadan, yazmadan, sormadan önce düşünelim Düşünerek konuşalım, düşünerek yazalım, düşünerek soralım ve düşünerek dinleyelim…
Selam ve dua ile