iltasyazilim
FD Üye
Konya'da Gezilecek Yerler
Biraz olsun tarihe ilginiz varsa Konya bunun için bulunmaz bir şehir
MEVLANA TÜRBESİ VE DERGAHI (Merkez) Türbenin çekirdeği 1230 yılında, Mevlananın babası Sultanul Ulema Bahaeddin Veledin vasiyeti üstüne buraya gömülüp, üzerine kolay bir türbe yapılmasıyla oluşmuştur Mevlananın ölümünden daha sonra ise Pervane Muiniddin ve karısı Gürcü Hatun göre buraya bir türbe yaptırılmıştır Türbe daha sonra dini ve sosyal işlevli mimari eklemeler yapılarak günümüzdeki şekliyle bir Mevlevi dergahı haline getirilmiştir Mevlananın ölümünden sonradan yani 1273 yılından itibaren imarına başlanan dergah Cumhuriyetten sonra müze haline dönüştürülmüştür Müzede Mevlana ve öteki Mevlevilere ait ya da dağıtılmış yollarla dergaha gelmiş değerli yazmalar, hat ve tezhip örnekleri, maden sırça ve ahşap eserler ile Mevlevi musikisi enstrümanları, halı ve kilimler sergilenmektedir
SAHİP CET KÜLLİYESİ (Merkez)
Son yıllardaki incelemeler Sahip Ata Caminin fiilen bugünkü çifte minareli cepheye değin uzandığını ve ağaç direkler üstüne ahşap bir cami olduğunu göstermektedir Selçuklu veziri Sahip Ata göre başlandığı ve mimar Kölük Bin Abdullahın eseri olduğu yazılıdır Buna tarafından, Anadolu Selçuklularının aşina en eski ağaç direkli camisi olmaktadır 1283de tamamlanan türbe ve hanikahla yapı, bir külliye haline gelmiştir Bu yapıdan günümüze yalnız, şahane çini mozaik mihrap kalmıştır
LALA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ (Ilgın)
Külliye; cami, imaret ve han edinmek üzere üç bölümden oluşmaktadır Cami çarşı içinde geniş bir alanı kaplayan külliyenin bir bölümünü teşkil etmektedir
1576 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan külliye bazı kaynaklarda Mimar Sinanın eserleri arasında geçmektedir
İPLİKÇİ CAMİ VE MEDRESESİ (Merkez)
Alaaddin Tepesinin doğusunda, Alaaddin Caddesindedir Medresenin vakfiyesinden ilk yapının II Kılıçaslan döneminde vezir Şemseddin Altunbanın (Altıapa) yaptırdığı sanılmaktadır (XII yy sonu) Cami ve medrese Hacı Ebu Bekir kadar 1332de genişletip yenilenmiştir
Firuze ve mor çinilerden geometrik geçme motifler ve firuze lacivert çinilerden kıvrık Rumilerden oluşan iki kuşakla kenarlı mihrap bu türün Anadoludaki en eski örneklerindendir Inşa, eskiliği ve burada Mevlana Celaleddin Ruminin ders vermiş olması sebebiyle önemlidir
EŞREFOĞLU CAMİ (Beyşehir)
Beyşehir İlçesinin kuzeyinde, İçeri Şehir Mahallesindedir 12961299 yılları aralarında yaptırılmış olup, Anadoludaki ahşap camilerin en büyük ve orijinalidir
AK MANASTIR (Haglos Kharitan, Sille)
KonyaSille arasındadır Kayaya oyulmuş odalarla onları çeviren yapıdan oluşan manastır MS 274de Saint Horion adlı bir aziz adına yapılmıştır
HAGHİA ELENİ KİLİSESİ (Sille)
Sille Bucağında, MS 327de İmparator Konstantinus döneminde üretilmiş olup, Anadoludaki birincil Hıristiyan kiliselerindendir Kilise, İsa, Meryem ve havarilerin resimleriyle süslüdür Kilisenin iç kapısının üzerinde yazılı tamir manzumesinden Mikail Arhonkolan ismine kurulduğu belli ki inşa, onarılmış ve manâsız olarak korunmaktadır
NASREDDİN HOCA TÜRBESİ (Akşehir)
Akşehirde büyük kasaba surunun doğusunda, kendi adıyla anılan mezarlıktadır Onarımlarla benzersiz biçimini yitiren yapıya günümüzdeki görünümünü 1905te Akşehir kaymakamı Şükrü Bey kazandırmıştır Eski yapıdan yalnızca ortadaki esas türbe kalmıştır Misket sandukanın baş ucunda gülmece ustasının yaşamını simgelemek üzere H 683 (1284) olan vefat tarihi, tersten 386 şeklinde yazılmıştır
SİLLE SİYATA MANASTIRI (Merkez)
Konya il merkezinin 8 km kuzeybatısında, erken Hıristiyanlık döneminde kayda değer bir merkezdir Bu dönemde başta Akmanastır diğer adı ile Haglos Kharitan (St Choritan) almak üzere çoğu manastır keşişler tarafından kayadan oyularak yapılmış olup, dünyada kurulan birincil manastırlar arasındadır
LYSTRA (Hatun SarayMeram)
Konyanın güney batısında Hatunsaray Kasabasına bir kilometre mesafede karayolunun sağ tarafında yaklaşık 400 m içerde Zolkara denilen yerdedir
MEVLANA MÜZESİ
Bu gün müze olarak kullanılmakta olan Mevlana Dergahının yeri, Selçuklu Sarayının gül bahçesi iken bahçe, Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlananın babası Sultanül Ulema Bahaeddin Velede hediye edilmiştir Sultanül Ulema 12 ocak 1231 yılında vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir Bu defin gül bahçesinde yapılan ilk defindir Sultanül Ulemanın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlanaya müracaat ederek babasının mezarının üstüne bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlana Gök Kubbeden daha iyi türbe mi olur? Diyerek bu isteği reddetmiştir Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında ölüm edince Mevlânânın oğlu Sultan Veled mevlananın mezarının üstünde türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir Kubbei HadraYeşil Türbe denilen türbe dört fil ayağı (Kalın sutun) üzerine 130000 Selçuki Dirhemine mimar Tebrizli Bedreddine yaptırılmıştır Bu tarihtensonra inşaat faaliyetleri hiç bitmemiş, 19yy ın ardına kadar devametmiştir Mevlevi Dergahı ve türbe 1926 yılında Konya Asarı Atıka Müzesiadı aşağı müze olarak hizme başlamıştır 1954 yılında ise müzenin teşhir tanzimi bitmiş elden geçilmiş ve müzeni adı Mevlana Müzesi olarak değiştirilmiştir Müze alanı bahçesi ile birlikte 65000 m2 İken, yeni istimlak edilerek Gül bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18000 m2 ye ulaşmıştır Müzenin avlusuna Dervişan Kapısından girilir Avlunun Kuzey ve Batı yönü baştan başa Derviş hücreleri yer almaktadır Güney yönü, Matbah ve Hürrem Paşa Türbesinden sonra, Üçler Mezarlığına açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son bulur Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri yanında Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana yapı yer alır Avluya Yavuz Sultan Selimin 1512 yılında yaptırdığı üzeri kapalı Şadırvan ile Şebi Aruz (Nikah Gecesi) havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme, bambaşka bir renk katmaktadır
KARATAY MÜZESİ
Karatay Medresesi, Sultan İzzeddin Keykavus II Devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından, 649 Hicri (1251 Miladi) yılında yaptırılmıştır Mimarı bilinmemektedir Osmanlılar Devrinde de kullanılan Medrese XIX Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yer yer alan Karatay Medresesi 1955 yılında Çini Eserler Müzesiolarak ziyarete açılmıştır Karatay Müzesinde, Beyşehir Gölü kenarındaki KubatÂbad Sarayı kazı buluntuları aralarında olan duvar çinileri, çini ve sırça tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir
*
Biraz olsun tarihe ilginiz varsa Konya bunun için bulunmaz bir şehir
MEVLANA TÜRBESİ VE DERGAHI (Merkez) Türbenin çekirdeği 1230 yılında, Mevlananın babası Sultanul Ulema Bahaeddin Veledin vasiyeti üstüne buraya gömülüp, üzerine kolay bir türbe yapılmasıyla oluşmuştur Mevlananın ölümünden daha sonra ise Pervane Muiniddin ve karısı Gürcü Hatun göre buraya bir türbe yaptırılmıştır Türbe daha sonra dini ve sosyal işlevli mimari eklemeler yapılarak günümüzdeki şekliyle bir Mevlevi dergahı haline getirilmiştir Mevlananın ölümünden sonradan yani 1273 yılından itibaren imarına başlanan dergah Cumhuriyetten sonra müze haline dönüştürülmüştür Müzede Mevlana ve öteki Mevlevilere ait ya da dağıtılmış yollarla dergaha gelmiş değerli yazmalar, hat ve tezhip örnekleri, maden sırça ve ahşap eserler ile Mevlevi musikisi enstrümanları, halı ve kilimler sergilenmektedir
SAHİP CET KÜLLİYESİ (Merkez)
Son yıllardaki incelemeler Sahip Ata Caminin fiilen bugünkü çifte minareli cepheye değin uzandığını ve ağaç direkler üstüne ahşap bir cami olduğunu göstermektedir Selçuklu veziri Sahip Ata göre başlandığı ve mimar Kölük Bin Abdullahın eseri olduğu yazılıdır Buna tarafından, Anadolu Selçuklularının aşina en eski ağaç direkli camisi olmaktadır 1283de tamamlanan türbe ve hanikahla yapı, bir külliye haline gelmiştir Bu yapıdan günümüze yalnız, şahane çini mozaik mihrap kalmıştır
LALA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ (Ilgın)
Külliye; cami, imaret ve han edinmek üzere üç bölümden oluşmaktadır Cami çarşı içinde geniş bir alanı kaplayan külliyenin bir bölümünü teşkil etmektedir
1576 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan külliye bazı kaynaklarda Mimar Sinanın eserleri arasında geçmektedir
İPLİKÇİ CAMİ VE MEDRESESİ (Merkez)
Alaaddin Tepesinin doğusunda, Alaaddin Caddesindedir Medresenin vakfiyesinden ilk yapının II Kılıçaslan döneminde vezir Şemseddin Altunbanın (Altıapa) yaptırdığı sanılmaktadır (XII yy sonu) Cami ve medrese Hacı Ebu Bekir kadar 1332de genişletip yenilenmiştir
Firuze ve mor çinilerden geometrik geçme motifler ve firuze lacivert çinilerden kıvrık Rumilerden oluşan iki kuşakla kenarlı mihrap bu türün Anadoludaki en eski örneklerindendir Inşa, eskiliği ve burada Mevlana Celaleddin Ruminin ders vermiş olması sebebiyle önemlidir
EŞREFOĞLU CAMİ (Beyşehir)
Beyşehir İlçesinin kuzeyinde, İçeri Şehir Mahallesindedir 12961299 yılları aralarında yaptırılmış olup, Anadoludaki ahşap camilerin en büyük ve orijinalidir
AK MANASTIR (Haglos Kharitan, Sille)
KonyaSille arasındadır Kayaya oyulmuş odalarla onları çeviren yapıdan oluşan manastır MS 274de Saint Horion adlı bir aziz adına yapılmıştır
HAGHİA ELENİ KİLİSESİ (Sille)
Sille Bucağında, MS 327de İmparator Konstantinus döneminde üretilmiş olup, Anadoludaki birincil Hıristiyan kiliselerindendir Kilise, İsa, Meryem ve havarilerin resimleriyle süslüdür Kilisenin iç kapısının üzerinde yazılı tamir manzumesinden Mikail Arhonkolan ismine kurulduğu belli ki inşa, onarılmış ve manâsız olarak korunmaktadır
NASREDDİN HOCA TÜRBESİ (Akşehir)
Akşehirde büyük kasaba surunun doğusunda, kendi adıyla anılan mezarlıktadır Onarımlarla benzersiz biçimini yitiren yapıya günümüzdeki görünümünü 1905te Akşehir kaymakamı Şükrü Bey kazandırmıştır Eski yapıdan yalnızca ortadaki esas türbe kalmıştır Misket sandukanın baş ucunda gülmece ustasının yaşamını simgelemek üzere H 683 (1284) olan vefat tarihi, tersten 386 şeklinde yazılmıştır
SİLLE SİYATA MANASTIRI (Merkez)
Konya il merkezinin 8 km kuzeybatısında, erken Hıristiyanlık döneminde kayda değer bir merkezdir Bu dönemde başta Akmanastır diğer adı ile Haglos Kharitan (St Choritan) almak üzere çoğu manastır keşişler tarafından kayadan oyularak yapılmış olup, dünyada kurulan birincil manastırlar arasındadır
LYSTRA (Hatun SarayMeram)
Konyanın güney batısında Hatunsaray Kasabasına bir kilometre mesafede karayolunun sağ tarafında yaklaşık 400 m içerde Zolkara denilen yerdedir
MEVLANA MÜZESİ
Bu gün müze olarak kullanılmakta olan Mevlana Dergahının yeri, Selçuklu Sarayının gül bahçesi iken bahçe, Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlananın babası Sultanül Ulema Bahaeddin Velede hediye edilmiştir Sultanül Ulema 12 ocak 1231 yılında vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir Bu defin gül bahçesinde yapılan ilk defindir Sultanül Ulemanın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlanaya müracaat ederek babasının mezarının üstüne bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlana Gök Kubbeden daha iyi türbe mi olur? Diyerek bu isteği reddetmiştir Ancak kendisi 17 Aralık 1273 yılında ölüm edince Mevlânânın oğlu Sultan Veled mevlananın mezarının üstünde türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiştir Kubbei HadraYeşil Türbe denilen türbe dört fil ayağı (Kalın sutun) üzerine 130000 Selçuki Dirhemine mimar Tebrizli Bedreddine yaptırılmıştır Bu tarihtensonra inşaat faaliyetleri hiç bitmemiş, 19yy ın ardına kadar devametmiştir Mevlevi Dergahı ve türbe 1926 yılında Konya Asarı Atıka Müzesiadı aşağı müze olarak hizme başlamıştır 1954 yılında ise müzenin teşhir tanzimi bitmiş elden geçilmiş ve müzeni adı Mevlana Müzesi olarak değiştirilmiştir Müze alanı bahçesi ile birlikte 65000 m2 İken, yeni istimlak edilerek Gül bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18000 m2 ye ulaşmıştır Müzenin avlusuna Dervişan Kapısından girilir Avlunun Kuzey ve Batı yönü baştan başa Derviş hücreleri yer almaktadır Güney yönü, Matbah ve Hürrem Paşa Türbesinden sonra, Üçler Mezarlığına açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son bulur Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa Türbeleri yanında Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana yapı yer alır Avluya Yavuz Sultan Selimin 1512 yılında yaptırdığı üzeri kapalı Şadırvan ile Şebi Aruz (Nikah Gecesi) havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme, bambaşka bir renk katmaktadır
KARATAY MÜZESİ
Karatay Medresesi, Sultan İzzeddin Keykavus II Devrinde Emir Celaleddin Karatay tarafından, 649 Hicri (1251 Miladi) yılında yaptırılmıştır Mimarı bilinmemektedir Osmanlılar Devrinde de kullanılan Medrese XIX Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yer yer alan Karatay Medresesi 1955 yılında Çini Eserler Müzesiolarak ziyarete açılmıştır Karatay Müzesinde, Beyşehir Gölü kenarındaki KubatÂbad Sarayı kazı buluntuları aralarında olan duvar çinileri, çini ve sırça tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir
*