iltasyazilim
FD Üye
konyanın tarihi eserleri
konyanın turistik yerleri
konyanın müzeleri
konyanın meşhur yerleri
konyanın tarihi mekanları
Konya İli Tarihi Yerleri
Önemli tarihi miraslar
Mevlana Müzesi
İnce Minare
İvriz Kaya Anıtı
Aziziye Camisi
Meke Gölü
Oymalı Yeraltı Şehri
Klistra
Alâeddin Camisi
Çatalhüyük
Karatay Medresesi
Eşrefoğlu Camisi
KubadAbad Sarayı
Nasreddin Öğretmen
Tınaz Tepecik Mağarası
Eflatun Pınarı
Aya Elena Kilisesi
Fasıllar Anıtı
Hamamlar, Kaplıcalar Ve Şifalı Sular
Sultan Hamamı
Larende caddesinde Sahip Ata Külliyesine ait olan Sultan Hamamı bugün de faaliyetine devam etmektedir
Mahkeme Hamamı
Şerafeddin Cami ile Şemsi Tebrizi Cami aralarında yer alan tarihi özellikleriyle milletimizin temizliğe verdiği önemini yaşatan (Türk Hamamı) vasıflarını içeren duruşma hamamı faaliyetine devam etmektedir
Meram Hamamı
Meram mesireliğinde, tarihi köprü çıkışında bulunan Beylikler devrinde yapılmış Meram Hamamı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir
Meydan Hamamı
Akşehir'de 1329 yılında Subaşı Dikte Şerafeddin göre yaptırılan hamam, bugünde hizmet vermektedir
Orta Hamam
Akşehir Ulu Cami caddesindeki Orta Hamam Selçuklulardan kalmış olup, Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa tarafından 1900 yılında ciddi bakım ve tamirattan geçirilmiştir
Eski Hamam
Ereğli Yüce Cami güneyinde bulunan Karamanoğlu Beyliği devri eserlerinden olan eski hamam soğukluk, sıcaklık ve külhan bölümleriyle hizmet vermeye devam etmektedir
Alâeddin Camii
Anadolu Selçuklu Devri Konya'nın en büyük ve en eski camisidir Şehrin merkezinde yüksekçe bir hüyük olan Alâeddin Tepesi üzerine yapı edilmiştir Selçuklu Sultanı Rükneddin Mesut I'in son zamanlarında başlanılmış, Kılıçaslan I I (11561192) devrinde inşaatına devam edilmiş, Sultan Alâeddin Keykubad I kadar 1221 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır Camii İslam mimarisi inşa tarzında yapı edilmiştir Üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür İçerisi Sütunlar ormanını andırmaktadır Bizans ve alışılmış devirlere ait 41 taş mermer sütundan ibarettir Camiinin en ilginç taraflarından birisi de minberidir Minber abanoz ağacından birbirine geçmiş olup, Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en hoş örnekleridir 1155 yılında Ahlât ’lı Mengum Berti kadar üretilmiş bir şaheserdir Çinilerle süslü mihrabın önünde çini süslü kubbesiyle örtülmüş bir saha mevcuttur Mihrap ve kubbelerin çinileri kısmen sökülmüştür
İplikçi Camii
Alâeddin Caddesi üzerindedir Şemseddin Altınoba göre 1201 yılından sonradan yaptırılmış, Somuncu Ebubekir göre genişletilmiş, yenilenmiştir (1332) Cami İplikçiler çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii adını almıştır 19511960 yılları aralarında Herzamanki Eserler Müzesi olarak kullanılan camii, 1960 yılında her yerde ibadete açılmıştır
Sahip Soy Camii Ve Külliyesi
Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 12581283 yıllan arasında inşaa edilmiş olan mescit türbe, hanigâh ve hamamdan ibarettir Mimarı Abdullah Bin Kellük'tür
Sadrettin Konevi Camii Ve Türbesi
Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir 1274 yılında yapılmıştır Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı olup, Konya'ya resmileşmiş, zamanın tanınmış bilginlerindendir Muhiddin İbni Arabî ’den tahsil ve terbiye görmüş, Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur Mevlâna'ya derin bir sevgi ile bağlanmıştır
Türbe, Camiinin doğusundaki avludadır Açık türbeler tipinin ayakta kalan tek örneğidir Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer Cisim açık, kaidesi bilye işleme olan türbenin üzerinde, köşeli bir tanbura oturan, kafes şeklinde ahşap bir külah vardır
Şemsİ Tebrizî Camii Ve Türbesi
Şerafettin Camii kuzeyinde bir zamanlar mezarlık olan Şems Parkının içinde yer alır Bugünkü inşa 1510 yılında Abdürrezzakoğlu Emir İshak Bey kadar mescitle birlikte elden geçirilmiş ve genişletilmiştir Ilk yapının 13 Yüzyılda yapıldığı ileri sürülmektedir Ancak kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Cami bölümüyle bitişik durumda, doğru tavanlı dışarıdan sekizgen tambur üstüne piramidal külahla örtülüdür Eyvan şeklinde olan türbe mescide kalem işi süslenmiş ahşap Bursa kemeriyle açılır Öteki yönlerde biri altta, diğeri tepede elde etmek üzere ikişer penceresi vardır Türbenin duvarlarınla herhangi bir bezeme yoktur Tavanı geometrik motiflerle bezenmiştir Üzeri örtülü sandukanın aşağı önceleri kuyu bulunduğu söyleniyorsa da araştırmalar neticesinde burasının kuyu yok mumyalık olduğu anlaşılmıştır Gövdesi taştan tambur ve külahı ise tuğladan yapılan türbe 1977 yılında tamiri esnasında orijinalliğini biraz kaybetmiştir
Türbeler
Sultanlar Türbesi
Alâeddin Cami içinde kuzeyde, olağan Selçuklu türbeleri tipindedir Gövdesi kesme taşlardan on yüzlü prizma şeklinde yükselmiş, üzeri tuğladan on köşeli bir piramitle örtülmüştür Türbe, Sultan Kılınçaslan kadar yaptırılmıştır Türbede sekiz çinili sanduka vardır Aşağı isimleri yazılı Selçuklu Sultanları; Sultan Mesud I, Kılıçaslan II, Rükneddin Süleymen II, Gıyaseddin Keyhüsrev I, Alâeddin Keykubat I, Gıyaseddin Keyhüsrev II, Kılıçaslan IV Gıyaseddin Keyhüsrev metfun bulunmaktadır
Tavusbaba Türbesi
Konya'nın tarihi bir mesire yeri olan Meram ’dadır I Alâeddin Kuykubat Devrinde Konya'da ölmüş olan Şeyh Tavus Mehmetel Hindi'ye aittir Taş ve tuğladan üretilmiş, tonas kubbeli sade bir eserdir
AlevBaz Veli Türbesi
Eski Meram yolu üzerindedir Alışılmış Selçuklu Kümbetleri tipindedir Türbe 1285 yılında ölen Mevlevi AteşBaz Yusuf a aittir Kesme taşlardan sekiz köşeli vücut sekizgen piramit tuğla örtülü bir külahla yapıştırılmıştır Taş söveli kemerli kapısının altında mezar mahzenine inilen bundan başka kapısı mevcuttur
Kervansaraylar
Zazadin Hanı
Sultan Alâeddin Keykubat devrinde (633Hicri 1236 Miladi yılında) Selçuklu Emirlerinden Vezir Sadettin Köpek kadar yaptırıldı Yazlık ve kışlık tiplerin birleşmesinden meydana gelmiş avlu tipte yapılmıştır Hanın boyu 104 m eni 62 metredir Taş yapının dış duvarlarından gayri İslami devirlere ait eserlerden bir takım parçalarda kullanılmıştır KonyaAksaray yolunun 25 kmsinde Tömek bucağındadır
Horozlu Hanı
1248 yılında bugünkü KonyaAksaray asfaltının 8 Kmsinde kışlık olarak yapılmıştır 195719581963 yıllarında kısmen onarılmıştır Avlusuz kervansaraylar tipinde yapılmıştır
Rızılviran Hanı
KonyaBeyşehir yolu üzerinde olup, Konya'ya 44 km uzaklıktadır Kışlık ve yazlık edinmek üzere iki tipte yaptırılmıştır
Kadı Mürsel (Hacı Hasan) Camii
Hükümet konağının batısındadır Güney duvarında yer alan kitabesine kadar 812 H1409 M Yılında ve Karamanoğlu Mehmet Bey vaktinde Hacı Mustafa oğlu Mürsel göre yaptırılmıştır Dikdörtgen planlı taş ve moloz dolgu yüksekçe bir tabana oturmaktadır Üzeri çatı ile örülmüştür
Tursunoğlu (Tahir Paşa Camii)
Abdülaziz mahallesindedir XV Asır başlarında Konya eşrafından Tursunoğlu Mehmet Bey göre yaptırılmıştır Beden duvarları taş, kubbe ise tuğladır Camiinin kuzeyindeki kubbeli son cemaat mahallide tuğladan yapılmıştır Tek şerefeli ve köşeli bir minaresi vardır
Selimiye Camii
Mevlâna Dergâhının batısın¬da inşaatına Sultan Selim Hanin şehzadeliği vaktinde başlanmış (15581567) aralarında tamamlanmıştır Camii Osmanlı olağan mimarisinin Konya'daki en hoş eserlerindedir Kuzeyinde altı sütuna istinat ettirilmiş yedi kubbeli son cemaat yeri ve mermer süveli geçme basık kemerli cümle kapısı mevcuttur
Aziziye Camii
Konya çarşısının ortasındadır Düzgün kesme Gödene Taşı ile yapılan mabet son Osmanlı mimarisinin çok muvaffak bir eseridir Yerindeki 16711676 yılları aralarında Şeyh Ahmet eliyle yaptırılan camii yandığı için (1867) Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevnihal adına her yerde bugünkü Camii yaptırılmış ve bu adla anılmıştır (1874) Türk Baroku uslubundadır Altı mermer sütuna oturan üç kubbeli son cemaat yerini iki ucunda kaideleri şadırvanlı iki minaresi dikkat çeker Üzeri ferah kubbe ile örtülüdür
Şerafettin Camii
Camiinin birincil banisi XIII yy' 'da Şeyh Şerafettin'dir Daha sonraları 1444 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey II Tarafından onarılmıştır Zamanla yıkılmış olan camii 1636 yılında Konyalı Mehmet Çavuşoğlu Memi Bey tarafından yıktırılarak bitmiş yapılmış olup, şehrin Konak meydanındadır
Kapı Camii
Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir Belli Başlı adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapı Camii adıyla anılır
Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergâhı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır Bir vakit daha sonra yıkılan bu camiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş, 1867 yılında bir yangın, cami ile birlikte bu civarda vakıf dükkânları da değil etmiş Bu olaydan bir sene daha sonra camii üçüncü defa baştan yapılmıştır Bu yeni inşasına dair 1285 H (1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer almaktadır
Kapı Cami Konya'da bulunan Osmanlı Dönemi camilerinin en büyüğüdür Kuzeyinde 10 misket sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir tümce kapısı vardır Keza doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır Kesme taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dışarıdan çatı, doğru büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile örtülüdür Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir
Nakiboğlu Camii
Camii, Nakiboğlu mahallesindedir Vakfiyesine göre Konya Müftüsü Nakib'ül Seyid İbrahim kadar 1176 H (1762 M) yılında yaptırılmıştır Kare planlı olup toptan yapılmıştır Çatı ahşaptır Kiremitle örtülmüştür Minaresi, 1178 H (1764 M) yılında Nakib'ül Hac Seyid İbrahim oğlu Mehmet Belirlenmiş göre yaptırılmıştır Cami zamanla harap olduğu için 1926 yılında minaresi hariç, yıktırılarak her tarafta yaptırılmıştır
Ören Yerleri
Sille (Siyata)
Sille Konya il merkezinin 8 km kuzey batısındadır Bugün merkez belediye hudutları içinde olup, büyük kasaba otobüsü çalışmaktadır Erken Hıristiyanlık döneminin de manâlı bir merkezidir Bu dönemden diğer Ak Manastır diğer adı ile Hagios Khariton (St Chariton) olmak üzere çoğu manastır keşişler kadar kayadan oyularak yapılmıştır Bu manastırlar dünyada kurulan birincil manastırlar arasındadır
Ak Manastır
Geniş ve mağara gibi kayadan oluşmuş olup, 67 şapeli ve çoğu hücreleri vardır Bu manastırda bulunan Mikael Hommenos ve Mikaeles oğlu Abraham'a ait kabir taşları Konya Arkeoloji Müzesinde teşhir edilmektedir
Sille Avuç IçiElena Kilisesi
Sille, Konya İli, Selçuklu İlçesine ast şehir halkı merkezine 7 km uzaklıkta bir mesken yeridir
İsa'nın doğumunun 327 sene daha sonra Bizans İmparatoru Constantin'in annesi Helâna, Hac için Kudüs'e bu arada Konya'ya uğramış, buradaki ilk Hıristiyanlık çağlarına ait oyma mabetleri görmüş, Hıristiyanlara Sille'de bir mabet yaptırmaya karar vermiştir Mihail Arhankolos namına bu kilisenin esas atma töreninde bulunmuştur Kilise asırlar boyu onarımlar görerek günümüze dek gelmiştir Kilisenin iç kapısının üstünde Yunan harfleriyle yazılmış Türkçe bir tamir kitabesi kilisenin tarihi hakkında veri vermektedir Bu yazıt 1833 tarihlidir Benzer kitabenin üzerinde ise kilisenin dördüncü tamiratının Sultan Abdülmecit döneminde gördüğünü belirten üç satırlık bir kitabe daha bulunmaktadır Kilise düzgün kesme Sille Taşı ile yapılmıştır Avlusunda kayalara oyulmuş odalar bulunmakta¬dır Kilisenin kuzeye açılan kapısından dış nartekse girilir Burada kadınlar mahfeline çıkan iki yönü olan taş merenler yer almaktadır Kilisenin ana kubbesi dört fil ayağı üstünde olup, kilise üç salimlidir Kilisenin içerisinde ahşaptan içerileri alçı süslü bir vaaz kürsüsü ile apsisle asıl mekânı ayıran ahşap alçılı kafes bir sanat şaheseridir Kubbe geçişlerinde ve taşıyıcı ayaklarda Hz İsa, Hz Meryem ile havarilere ait resimler bulunmaktadır
Çatalhöyük
Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırların da olup, İlçenin 10 km doğusunda yer almaktadır Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir yokuş şeklindedir Bu iki yükseltisi sebebiyle çatal sı fa tını almıştır Çatalhöyük 1958 yılında JMellaart tarafından keşfedilmiştir, 19611963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır Yüksek tepenin batı yamacında yapılan çalışmalar neticesinde 13 inşa katı açığa çıkartılmıştır En erken yerleşim katı (1 ise MÖ 5500 yıllarında tarihlenmektedir Stil Kritik yolu ile yapılan bu tarihleme, C14 metodu il de doğrulanmıştır Ilk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir Yapılarda kullanılan malzeme kerpiç ağaç ve kamıştır Bulunan kazı eserleri, Konya Arkeoloji Müzesine teslim edilerek bir kısmı teşhir edilmekte diğerleri ise depolarda koruma altına küskün durumdadır
Eflatunpınar Hitit Anıtı
Konya İli, Beyşehir İlçesi, içinde bulunmaktadır Anıtı W J Hamiton (1849) da bilim dünyasına birincil haber veren kişidir daha sonra F Sarre ve J Garstang ayrı ayrı yayınlamışlardır Anıt bir su kaynağının kenarında dikdörtgen taşlar üstünde kabartmalardan oluşmaktadır Niteliğini kaybetmeyen kabartmalar ön kısmındaki 14 adet taş bloklar üzerine oyulmuştur Anıtın ilk planı bilinmemektedir Bu anıt açık hava anıtlarından daha küçüktür Doğal bir kayaya oyulmamış, her parçanın üzerin de üzerinde figür yer alan blok taşların örülmesiyle oluşmuştur Su kaynağının yanına bulunan bu anıtın su birleştirme havuzunun ilk yapılış tarihi araştırılmamıştır Eflatunpınar Anıtı'nın blok taşları üzerendeki figürler; üstte güneş kursu, ortada tanrıça ve tanrı diye kabul edilen figürlerin arasında, yanlarında ve en alttaki figürler ellerini yukarıya içten kaldırıp tanrı ve tanrıçayı selamlamaktadır Bu abide Hitit Krallık dönemine tarihlenmektedir 1996 yılında Konya Müze Müdürlüğünce Anıt çevresinde temizlik ve kazı çalışmaları başlamıştır Çalışmalarda anıtın 334 x 3 m ölçülerinde dikdörtgen planlı bir havuzun parçası olduğu ortaya çıkmıştır 1998 yılı çalışmalarında anıtın daha aşağı kısmında beş adet daha tanrı kabartması tespit edilmiş olup, ilerideki yıllarda kazı çalışmaları devam ettirilecektir
Kilistra Antik Kenti
Kilistra Antik Kenti Konya'nın 34 km güney batısındaki Hatunsaray Bucağının 16 km kuzey batısındaki Gökyurt Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır Yapılan çalışmalarda MÖ III yy değin yerleşim olduğu anlaşılmıştır Listradan (Hatunsaray) gelip Mistiya'ya Beyşehir'e dürüst devam eden tarihi kral yolu (Vig Seboste) üzerinde yer almaktadır Kilistra Antik kentinin MS 7 yy da Kapadokya güya yumuşak kayaların oyulması ile çoğu kaya yerleşmesi oluşturulmuştur 1998 yılında giderleri İl Özel Idare Müdürlüğü göre karşılanmak üzere Konya Müze Müdürlüğü namına yapılan kurtarma kazısı çalışmalarında, Haç Planlı Şepel, Sümbül Kilise, Büyük Su Sarnıcı ve Şırahanelerde temizlik, restorasyon, çevre düzenlemesi yapılmıştır Haç Planlı Şapel iç ve dışı tek parçadan oluşan kaya oyuğu olması nedeniyle eşine eksik rastlanan nitelikte olup MS 8 yy'a aittir Sümbül Kilisede MS 8 yya ait olup devrini yansıtan süslemelerle Bizans Devrine ait Büyük Su Sarnıcı ise iki taraflı tek parçadan oluşan kayaya oyulmuş dörder payeye oturan 3 nefli plan gösterir Çiftli Şırahane ise karşılıklı tek parçadan oluşan iki kay içine oyulmuş çevresi ise bir kompleks halindedir Doğu Şırahane'nin antre kapısı eşiğinde MÖ I, yyla ait kentin adını veren bir kitabe bulunmuştur Bizans devrine ait kaya oyuğu iki ev ortaya çıkartılmıştır Kilistra antik kenti oldukça geniş alana yayılmış kaya oyuğu yerleşmeleri şeklindedir Gelecek yıllar yapılacak kazı ve temizleme çalışmaları buranın Ürgüp, Göreme gibi turistik bir yer olmasını sağlayacaktır
Karahöyük
Konya İl Merkezine 15 km güney doğusunda Harmancık mahallesindedir Ulaşım belediye otobüsleri ile sağlanır Karahöyük'te yapılan araştırmalarda höyüğün MÖ 3000 (Eski Tunç DevriMÖ 2000 Asur ticaret kolonileri devri) de iskân edildiği anlaşılmış olup, 27 oturmuş katı tespit edilmiştir Konya bölgesinin MÖ 3000 ve 2000 yıllarının tarihe ışık tuttuğu bilinmektedir Eski Anadolu'nun en manâlı büyük kasaba harabeleri arasındadır Karahöyük kazılarında çıkan buluntular devrinin kültürel ve ticari ilişkileri anlatan belgelerdir Hitit İmparatorluk Çağı öncesi eski Tunç Devri Mühür sanatının Orta Anadolu'nun güney bölgesindeki en önemli buluntularını veren merkezdir Grafitolan kap markaları ve bir takım mühürler Anadolu'da yazının erken safhalarının araştırılmasında yardımcı olmaktadır Gaga ağızlı testiler, fincanlar, yonca ağızlı testiler, rhytonar, üzüm salkımı biçimli kandiller ve diğer buluntular olup hem at nalı biçimli damgalı altarlar, ocaklar ve yarım ay biçiminde atkılar devrinin karakteristik eserleridir Buluntular Konya Kazıbilim Müzesinde teşhir ve muhafaza edilmektedir
Bolat Örenyeri
Bolat yaylası ören yeri, Hadim ilçesi Bolat köyü sınırları içinde kalan Temaşalık mevkiindedir Literatüre adı Astra olarak geçmiş olan antik kent, Hadim ilçesinin kuzey batısında ve Hadim'e 17 km uzaklıktadır Helenistik, Roma ve Bizans devirlerinde iskân gördüğü yüzey buluntularından anlaşılmaktadır Kente ait kayda değer sayılabilecek kalıntılar; nekropol alanı, bouleterion, kilise ve büyük yapıdır 19929394 yıllarında Konya Müze Müdürlüğünce kurtarma ve temizlik çalışmaları yapılmıştır
Nekropol Alanı
Kentin güneyindedir MS 3yya ait bol miktarda kabir steli ve lahit parçaları bulunmaktadır Stellerde; boğa başları, asma dalı, üzüm salkımları ve mezuda başları işlenmiştir Stellerdeki insan figürleri stilizedir Lahit ve kapakları blok kayaların işlenmesi ile yapılmış olup, lahitlerde mezuda başları ve üzüm salkımları, kapaklarında ise aslan başları işlenmiştir
Bouleterion
Kentin batısındadır Yüksek bir noktada kurulmuştur Cave alanının bir bölümü ayakta kalabilmiştir
Selçuklu Köşkü
Alâeddin Tepesini çeviren iç kalenin kuzey eteğindedir Sarayın II Kılıçaslan ’a ait olduğu kuvvetle muhtemeldir Köşk, Alâeddin Keykubat zamanında genişletilerek onarılmış, kare bir plan üstüne harç ve tuğlalarla iki kat olarak yapılmış, altı kat kerpiç ve molozlarla yardım edilmiştir Köşk bugün mahvolmuş olmuş bir duvar parçasından ibarettir Son kez 1961 yılında bu tek duvarın beton bir şemsiye ile muhafazası yoluna gidilmiştir
KubâdÂbad Sarayı
Kubâdâbad Sarayı Beyşehir gölünün güneybatısında yer almaktadır
Sultan Alâeddin Keykubad kadar 12261236 yılları aralarında yaptırılmıştır Kolay bir saray olmaktan çok aralıksız ikamet için üretilmiş Selçuklu yapılar topluluğudur Türk saray külliyesinin en eski örneğidir Ayrıca bugün planı aşina tek Selçuklu Saray Külliyesidir
KubâdÂbad Sarayı çinileri giz altı ve lüster tekniğinde yapılmıştır Hem değişik formlarda çini mozaiklerde ele geçmiştir Ele geçen çiniler figürlü, geometrik ve bitkisel bezemelidir
KubâdÂbad Sarayında yapılan kazılarda ortaya çıkan buluntular Türk Kültür tarihine değişik bilgiler kazandıracak niteliktedir *
konyanın turistik yerleri
konyanın müzeleri
konyanın meşhur yerleri
konyanın tarihi mekanları
Konya İli Tarihi Yerleri
Önemli tarihi miraslar
Mevlana Müzesi
İnce Minare
İvriz Kaya Anıtı
Aziziye Camisi
Meke Gölü
Oymalı Yeraltı Şehri
Klistra
Alâeddin Camisi
Çatalhüyük
Karatay Medresesi
Eşrefoğlu Camisi
KubadAbad Sarayı
Nasreddin Öğretmen
Tınaz Tepecik Mağarası
Eflatun Pınarı
Aya Elena Kilisesi
Fasıllar Anıtı
Hamamlar, Kaplıcalar Ve Şifalı Sular
Sultan Hamamı
Larende caddesinde Sahip Ata Külliyesine ait olan Sultan Hamamı bugün de faaliyetine devam etmektedir
Mahkeme Hamamı
Şerafeddin Cami ile Şemsi Tebrizi Cami aralarında yer alan tarihi özellikleriyle milletimizin temizliğe verdiği önemini yaşatan (Türk Hamamı) vasıflarını içeren duruşma hamamı faaliyetine devam etmektedir
Meram Hamamı
Meram mesireliğinde, tarihi köprü çıkışında bulunan Beylikler devrinde yapılmış Meram Hamamı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir
Meydan Hamamı
Akşehir'de 1329 yılında Subaşı Dikte Şerafeddin göre yaptırılan hamam, bugünde hizmet vermektedir
Orta Hamam
Akşehir Ulu Cami caddesindeki Orta Hamam Selçuklulardan kalmış olup, Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa tarafından 1900 yılında ciddi bakım ve tamirattan geçirilmiştir
Eski Hamam
Ereğli Yüce Cami güneyinde bulunan Karamanoğlu Beyliği devri eserlerinden olan eski hamam soğukluk, sıcaklık ve külhan bölümleriyle hizmet vermeye devam etmektedir
Alâeddin Camii
Anadolu Selçuklu Devri Konya'nın en büyük ve en eski camisidir Şehrin merkezinde yüksekçe bir hüyük olan Alâeddin Tepesi üzerine yapı edilmiştir Selçuklu Sultanı Rükneddin Mesut I'in son zamanlarında başlanılmış, Kılıçaslan I I (11561192) devrinde inşaatına devam edilmiş, Sultan Alâeddin Keykubad I kadar 1221 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır Camii İslam mimarisi inşa tarzında yapı edilmiştir Üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür İçerisi Sütunlar ormanını andırmaktadır Bizans ve alışılmış devirlere ait 41 taş mermer sütundan ibarettir Camiinin en ilginç taraflarından birisi de minberidir Minber abanoz ağacından birbirine geçmiş olup, Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en hoş örnekleridir 1155 yılında Ahlât ’lı Mengum Berti kadar üretilmiş bir şaheserdir Çinilerle süslü mihrabın önünde çini süslü kubbesiyle örtülmüş bir saha mevcuttur Mihrap ve kubbelerin çinileri kısmen sökülmüştür
İplikçi Camii
Alâeddin Caddesi üzerindedir Şemseddin Altınoba göre 1201 yılından sonradan yaptırılmış, Somuncu Ebubekir göre genişletilmiş, yenilenmiştir (1332) Cami İplikçiler çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii adını almıştır 19511960 yılları aralarında Herzamanki Eserler Müzesi olarak kullanılan camii, 1960 yılında her yerde ibadete açılmıştır
Sahip Soy Camii Ve Külliyesi
Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 12581283 yıllan arasında inşaa edilmiş olan mescit türbe, hanigâh ve hamamdan ibarettir Mimarı Abdullah Bin Kellük'tür
Sadrettin Konevi Camii Ve Türbesi
Konya'nın Şeyh Sadrettin mahallesindedir 1274 yılında yapılmıştır Giriş kapısındaki kitabede adı geçen Sadrettin Konevi aslen Malatyalı olup, Konya'ya resmileşmiş, zamanın tanınmış bilginlerindendir Muhiddin İbni Arabî ’den tahsil ve terbiye görmüş, Konya'daki hanikâhında hadis ilimleri okutulmuştur Mevlâna'ya derin bir sevgi ile bağlanmıştır
Türbe, Camiinin doğusundaki avludadır Açık türbeler tipinin ayakta kalan tek örneğidir Türbenin şekli Selçuklu kümbetlerine benzer Cisim açık, kaidesi bilye işleme olan türbenin üzerinde, köşeli bir tanbura oturan, kafes şeklinde ahşap bir külah vardır
Şemsİ Tebrizî Camii Ve Türbesi
Şerafettin Camii kuzeyinde bir zamanlar mezarlık olan Şems Parkının içinde yer alır Bugünkü inşa 1510 yılında Abdürrezzakoğlu Emir İshak Bey kadar mescitle birlikte elden geçirilmiş ve genişletilmiştir Ilk yapının 13 Yüzyılda yapıldığı ileri sürülmektedir Ancak kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Cami bölümüyle bitişik durumda, doğru tavanlı dışarıdan sekizgen tambur üstüne piramidal külahla örtülüdür Eyvan şeklinde olan türbe mescide kalem işi süslenmiş ahşap Bursa kemeriyle açılır Öteki yönlerde biri altta, diğeri tepede elde etmek üzere ikişer penceresi vardır Türbenin duvarlarınla herhangi bir bezeme yoktur Tavanı geometrik motiflerle bezenmiştir Üzeri örtülü sandukanın aşağı önceleri kuyu bulunduğu söyleniyorsa da araştırmalar neticesinde burasının kuyu yok mumyalık olduğu anlaşılmıştır Gövdesi taştan tambur ve külahı ise tuğladan yapılan türbe 1977 yılında tamiri esnasında orijinalliğini biraz kaybetmiştir
Türbeler
Sultanlar Türbesi
Alâeddin Cami içinde kuzeyde, olağan Selçuklu türbeleri tipindedir Gövdesi kesme taşlardan on yüzlü prizma şeklinde yükselmiş, üzeri tuğladan on köşeli bir piramitle örtülmüştür Türbe, Sultan Kılınçaslan kadar yaptırılmıştır Türbede sekiz çinili sanduka vardır Aşağı isimleri yazılı Selçuklu Sultanları; Sultan Mesud I, Kılıçaslan II, Rükneddin Süleymen II, Gıyaseddin Keyhüsrev I, Alâeddin Keykubat I, Gıyaseddin Keyhüsrev II, Kılıçaslan IV Gıyaseddin Keyhüsrev metfun bulunmaktadır
Tavusbaba Türbesi
Konya'nın tarihi bir mesire yeri olan Meram ’dadır I Alâeddin Kuykubat Devrinde Konya'da ölmüş olan Şeyh Tavus Mehmetel Hindi'ye aittir Taş ve tuğladan üretilmiş, tonas kubbeli sade bir eserdir
AlevBaz Veli Türbesi
Eski Meram yolu üzerindedir Alışılmış Selçuklu Kümbetleri tipindedir Türbe 1285 yılında ölen Mevlevi AteşBaz Yusuf a aittir Kesme taşlardan sekiz köşeli vücut sekizgen piramit tuğla örtülü bir külahla yapıştırılmıştır Taş söveli kemerli kapısının altında mezar mahzenine inilen bundan başka kapısı mevcuttur
Kervansaraylar
Zazadin Hanı
Sultan Alâeddin Keykubat devrinde (633Hicri 1236 Miladi yılında) Selçuklu Emirlerinden Vezir Sadettin Köpek kadar yaptırıldı Yazlık ve kışlık tiplerin birleşmesinden meydana gelmiş avlu tipte yapılmıştır Hanın boyu 104 m eni 62 metredir Taş yapının dış duvarlarından gayri İslami devirlere ait eserlerden bir takım parçalarda kullanılmıştır KonyaAksaray yolunun 25 kmsinde Tömek bucağındadır
Horozlu Hanı
1248 yılında bugünkü KonyaAksaray asfaltının 8 Kmsinde kışlık olarak yapılmıştır 195719581963 yıllarında kısmen onarılmıştır Avlusuz kervansaraylar tipinde yapılmıştır
Rızılviran Hanı
KonyaBeyşehir yolu üzerinde olup, Konya'ya 44 km uzaklıktadır Kışlık ve yazlık edinmek üzere iki tipte yaptırılmıştır
Kadı Mürsel (Hacı Hasan) Camii
Hükümet konağının batısındadır Güney duvarında yer alan kitabesine kadar 812 H1409 M Yılında ve Karamanoğlu Mehmet Bey vaktinde Hacı Mustafa oğlu Mürsel göre yaptırılmıştır Dikdörtgen planlı taş ve moloz dolgu yüksekçe bir tabana oturmaktadır Üzeri çatı ile örülmüştür
Tursunoğlu (Tahir Paşa Camii)
Abdülaziz mahallesindedir XV Asır başlarında Konya eşrafından Tursunoğlu Mehmet Bey göre yaptırılmıştır Beden duvarları taş, kubbe ise tuğladır Camiinin kuzeyindeki kubbeli son cemaat mahallide tuğladan yapılmıştır Tek şerefeli ve köşeli bir minaresi vardır
Selimiye Camii
Mevlâna Dergâhının batısın¬da inşaatına Sultan Selim Hanin şehzadeliği vaktinde başlanmış (15581567) aralarında tamamlanmıştır Camii Osmanlı olağan mimarisinin Konya'daki en hoş eserlerindedir Kuzeyinde altı sütuna istinat ettirilmiş yedi kubbeli son cemaat yeri ve mermer süveli geçme basık kemerli cümle kapısı mevcuttur
Aziziye Camii
Konya çarşısının ortasındadır Düzgün kesme Gödene Taşı ile yapılan mabet son Osmanlı mimarisinin çok muvaffak bir eseridir Yerindeki 16711676 yılları aralarında Şeyh Ahmet eliyle yaptırılan camii yandığı için (1867) Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevnihal adına her yerde bugünkü Camii yaptırılmış ve bu adla anılmıştır (1874) Türk Baroku uslubundadır Altı mermer sütuna oturan üç kubbeli son cemaat yerini iki ucunda kaideleri şadırvanlı iki minaresi dikkat çeker Üzeri ferah kubbe ile örtülüdür
Şerafettin Camii
Camiinin birincil banisi XIII yy' 'da Şeyh Şerafettin'dir Daha sonraları 1444 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey II Tarafından onarılmıştır Zamanla yıkılmış olan camii 1636 yılında Konyalı Mehmet Çavuşoğlu Memi Bey tarafından yıktırılarak bitmiş yapılmış olup, şehrin Konak meydanındadır
Kapı Camii
Konya'da merkezde sarraflar (çıkrıkçılar) caddesi üzerindedir Belli Başlı adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapı Camii adıyla anılır
Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergâhı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır Bir vakit daha sonra yıkılan bu camiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş, 1867 yılında bir yangın, cami ile birlikte bu civarda vakıf dükkânları da değil etmiş Bu olaydan bir sene daha sonra camii üçüncü defa baştan yapılmıştır Bu yeni inşasına dair 1285 H (1868 M) tarihli kitabesi taç kapısı üzerinde yer almaktadır
Kapı Cami Konya'da bulunan Osmanlı Dönemi camilerinin en büyüğüdür Kuzeyinde 10 misket sütuna istinat eden yüksek bir son cemaat mahalli ve basık kemerli bir tümce kapısı vardır Keza doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı bulunmaktadır Kesme taşlardan inşa edilen camiinin üzeri dışarıdan çatı, doğru büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile örtülüdür Taş Mihrabı ve ahşap minberi sadedir
Nakiboğlu Camii
Camii, Nakiboğlu mahallesindedir Vakfiyesine göre Konya Müftüsü Nakib'ül Seyid İbrahim kadar 1176 H (1762 M) yılında yaptırılmıştır Kare planlı olup toptan yapılmıştır Çatı ahşaptır Kiremitle örtülmüştür Minaresi, 1178 H (1764 M) yılında Nakib'ül Hac Seyid İbrahim oğlu Mehmet Belirlenmiş göre yaptırılmıştır Cami zamanla harap olduğu için 1926 yılında minaresi hariç, yıktırılarak her tarafta yaptırılmıştır
Ören Yerleri
Sille (Siyata)
Sille Konya il merkezinin 8 km kuzey batısındadır Bugün merkez belediye hudutları içinde olup, büyük kasaba otobüsü çalışmaktadır Erken Hıristiyanlık döneminin de manâlı bir merkezidir Bu dönemden diğer Ak Manastır diğer adı ile Hagios Khariton (St Chariton) olmak üzere çoğu manastır keşişler kadar kayadan oyularak yapılmıştır Bu manastırlar dünyada kurulan birincil manastırlar arasındadır
Ak Manastır
Geniş ve mağara gibi kayadan oluşmuş olup, 67 şapeli ve çoğu hücreleri vardır Bu manastırda bulunan Mikael Hommenos ve Mikaeles oğlu Abraham'a ait kabir taşları Konya Arkeoloji Müzesinde teşhir edilmektedir
Sille Avuç IçiElena Kilisesi
Sille, Konya İli, Selçuklu İlçesine ast şehir halkı merkezine 7 km uzaklıkta bir mesken yeridir
İsa'nın doğumunun 327 sene daha sonra Bizans İmparatoru Constantin'in annesi Helâna, Hac için Kudüs'e bu arada Konya'ya uğramış, buradaki ilk Hıristiyanlık çağlarına ait oyma mabetleri görmüş, Hıristiyanlara Sille'de bir mabet yaptırmaya karar vermiştir Mihail Arhankolos namına bu kilisenin esas atma töreninde bulunmuştur Kilise asırlar boyu onarımlar görerek günümüze dek gelmiştir Kilisenin iç kapısının üstünde Yunan harfleriyle yazılmış Türkçe bir tamir kitabesi kilisenin tarihi hakkında veri vermektedir Bu yazıt 1833 tarihlidir Benzer kitabenin üzerinde ise kilisenin dördüncü tamiratının Sultan Abdülmecit döneminde gördüğünü belirten üç satırlık bir kitabe daha bulunmaktadır Kilise düzgün kesme Sille Taşı ile yapılmıştır Avlusunda kayalara oyulmuş odalar bulunmakta¬dır Kilisenin kuzeye açılan kapısından dış nartekse girilir Burada kadınlar mahfeline çıkan iki yönü olan taş merenler yer almaktadır Kilisenin ana kubbesi dört fil ayağı üstünde olup, kilise üç salimlidir Kilisenin içerisinde ahşaptan içerileri alçı süslü bir vaaz kürsüsü ile apsisle asıl mekânı ayıran ahşap alçılı kafes bir sanat şaheseridir Kubbe geçişlerinde ve taşıyıcı ayaklarda Hz İsa, Hz Meryem ile havarilere ait resimler bulunmaktadır
Çatalhöyük
Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırların da olup, İlçenin 10 km doğusunda yer almaktadır Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir yokuş şeklindedir Bu iki yükseltisi sebebiyle çatal sı fa tını almıştır Çatalhöyük 1958 yılında JMellaart tarafından keşfedilmiştir, 19611963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır Yüksek tepenin batı yamacında yapılan çalışmalar neticesinde 13 inşa katı açığa çıkartılmıştır En erken yerleşim katı (1 ise MÖ 5500 yıllarında tarihlenmektedir Stil Kritik yolu ile yapılan bu tarihleme, C14 metodu il de doğrulanmıştır Ilk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir Yapılarda kullanılan malzeme kerpiç ağaç ve kamıştır Bulunan kazı eserleri, Konya Arkeoloji Müzesine teslim edilerek bir kısmı teşhir edilmekte diğerleri ise depolarda koruma altına küskün durumdadır
Eflatunpınar Hitit Anıtı
Konya İli, Beyşehir İlçesi, içinde bulunmaktadır Anıtı W J Hamiton (1849) da bilim dünyasına birincil haber veren kişidir daha sonra F Sarre ve J Garstang ayrı ayrı yayınlamışlardır Anıt bir su kaynağının kenarında dikdörtgen taşlar üstünde kabartmalardan oluşmaktadır Niteliğini kaybetmeyen kabartmalar ön kısmındaki 14 adet taş bloklar üzerine oyulmuştur Anıtın ilk planı bilinmemektedir Bu anıt açık hava anıtlarından daha küçüktür Doğal bir kayaya oyulmamış, her parçanın üzerin de üzerinde figür yer alan blok taşların örülmesiyle oluşmuştur Su kaynağının yanına bulunan bu anıtın su birleştirme havuzunun ilk yapılış tarihi araştırılmamıştır Eflatunpınar Anıtı'nın blok taşları üzerendeki figürler; üstte güneş kursu, ortada tanrıça ve tanrı diye kabul edilen figürlerin arasında, yanlarında ve en alttaki figürler ellerini yukarıya içten kaldırıp tanrı ve tanrıçayı selamlamaktadır Bu abide Hitit Krallık dönemine tarihlenmektedir 1996 yılında Konya Müze Müdürlüğünce Anıt çevresinde temizlik ve kazı çalışmaları başlamıştır Çalışmalarda anıtın 334 x 3 m ölçülerinde dikdörtgen planlı bir havuzun parçası olduğu ortaya çıkmıştır 1998 yılı çalışmalarında anıtın daha aşağı kısmında beş adet daha tanrı kabartması tespit edilmiş olup, ilerideki yıllarda kazı çalışmaları devam ettirilecektir
Kilistra Antik Kenti
Kilistra Antik Kenti Konya'nın 34 km güney batısındaki Hatunsaray Bucağının 16 km kuzey batısındaki Gökyurt Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır Yapılan çalışmalarda MÖ III yy değin yerleşim olduğu anlaşılmıştır Listradan (Hatunsaray) gelip Mistiya'ya Beyşehir'e dürüst devam eden tarihi kral yolu (Vig Seboste) üzerinde yer almaktadır Kilistra Antik kentinin MS 7 yy da Kapadokya güya yumuşak kayaların oyulması ile çoğu kaya yerleşmesi oluşturulmuştur 1998 yılında giderleri İl Özel Idare Müdürlüğü göre karşılanmak üzere Konya Müze Müdürlüğü namına yapılan kurtarma kazısı çalışmalarında, Haç Planlı Şepel, Sümbül Kilise, Büyük Su Sarnıcı ve Şırahanelerde temizlik, restorasyon, çevre düzenlemesi yapılmıştır Haç Planlı Şapel iç ve dışı tek parçadan oluşan kaya oyuğu olması nedeniyle eşine eksik rastlanan nitelikte olup MS 8 yy'a aittir Sümbül Kilisede MS 8 yya ait olup devrini yansıtan süslemelerle Bizans Devrine ait Büyük Su Sarnıcı ise iki taraflı tek parçadan oluşan kayaya oyulmuş dörder payeye oturan 3 nefli plan gösterir Çiftli Şırahane ise karşılıklı tek parçadan oluşan iki kay içine oyulmuş çevresi ise bir kompleks halindedir Doğu Şırahane'nin antre kapısı eşiğinde MÖ I, yyla ait kentin adını veren bir kitabe bulunmuştur Bizans devrine ait kaya oyuğu iki ev ortaya çıkartılmıştır Kilistra antik kenti oldukça geniş alana yayılmış kaya oyuğu yerleşmeleri şeklindedir Gelecek yıllar yapılacak kazı ve temizleme çalışmaları buranın Ürgüp, Göreme gibi turistik bir yer olmasını sağlayacaktır
Karahöyük
Konya İl Merkezine 15 km güney doğusunda Harmancık mahallesindedir Ulaşım belediye otobüsleri ile sağlanır Karahöyük'te yapılan araştırmalarda höyüğün MÖ 3000 (Eski Tunç DevriMÖ 2000 Asur ticaret kolonileri devri) de iskân edildiği anlaşılmış olup, 27 oturmuş katı tespit edilmiştir Konya bölgesinin MÖ 3000 ve 2000 yıllarının tarihe ışık tuttuğu bilinmektedir Eski Anadolu'nun en manâlı büyük kasaba harabeleri arasındadır Karahöyük kazılarında çıkan buluntular devrinin kültürel ve ticari ilişkileri anlatan belgelerdir Hitit İmparatorluk Çağı öncesi eski Tunç Devri Mühür sanatının Orta Anadolu'nun güney bölgesindeki en önemli buluntularını veren merkezdir Grafitolan kap markaları ve bir takım mühürler Anadolu'da yazının erken safhalarının araştırılmasında yardımcı olmaktadır Gaga ağızlı testiler, fincanlar, yonca ağızlı testiler, rhytonar, üzüm salkımı biçimli kandiller ve diğer buluntular olup hem at nalı biçimli damgalı altarlar, ocaklar ve yarım ay biçiminde atkılar devrinin karakteristik eserleridir Buluntular Konya Kazıbilim Müzesinde teşhir ve muhafaza edilmektedir
Bolat Örenyeri
Bolat yaylası ören yeri, Hadim ilçesi Bolat köyü sınırları içinde kalan Temaşalık mevkiindedir Literatüre adı Astra olarak geçmiş olan antik kent, Hadim ilçesinin kuzey batısında ve Hadim'e 17 km uzaklıktadır Helenistik, Roma ve Bizans devirlerinde iskân gördüğü yüzey buluntularından anlaşılmaktadır Kente ait kayda değer sayılabilecek kalıntılar; nekropol alanı, bouleterion, kilise ve büyük yapıdır 19929394 yıllarında Konya Müze Müdürlüğünce kurtarma ve temizlik çalışmaları yapılmıştır
Nekropol Alanı
Kentin güneyindedir MS 3yya ait bol miktarda kabir steli ve lahit parçaları bulunmaktadır Stellerde; boğa başları, asma dalı, üzüm salkımları ve mezuda başları işlenmiştir Stellerdeki insan figürleri stilizedir Lahit ve kapakları blok kayaların işlenmesi ile yapılmış olup, lahitlerde mezuda başları ve üzüm salkımları, kapaklarında ise aslan başları işlenmiştir
Bouleterion
Kentin batısındadır Yüksek bir noktada kurulmuştur Cave alanının bir bölümü ayakta kalabilmiştir
Selçuklu Köşkü
Alâeddin Tepesini çeviren iç kalenin kuzey eteğindedir Sarayın II Kılıçaslan ’a ait olduğu kuvvetle muhtemeldir Köşk, Alâeddin Keykubat zamanında genişletilerek onarılmış, kare bir plan üstüne harç ve tuğlalarla iki kat olarak yapılmış, altı kat kerpiç ve molozlarla yardım edilmiştir Köşk bugün mahvolmuş olmuş bir duvar parçasından ibarettir Son kez 1961 yılında bu tek duvarın beton bir şemsiye ile muhafazası yoluna gidilmiştir
KubâdÂbad Sarayı
Kubâdâbad Sarayı Beyşehir gölünün güneybatısında yer almaktadır
Sultan Alâeddin Keykubad kadar 12261236 yılları aralarında yaptırılmıştır Kolay bir saray olmaktan çok aralıksız ikamet için üretilmiş Selçuklu yapılar topluluğudur Türk saray külliyesinin en eski örneğidir Ayrıca bugün planı aşina tek Selçuklu Saray Külliyesidir
KubâdÂbad Sarayı çinileri giz altı ve lüster tekniğinde yapılmıştır Hem değişik formlarda çini mozaiklerde ele geçmiştir Ele geçen çiniler figürlü, geometrik ve bitkisel bezemelidir
KubâdÂbad Sarayında yapılan kazılarda ortaya çıkan buluntular Türk Kültür tarihine değişik bilgiler kazandıracak niteliktedir *